Türk iş dünyası son dönemde önemli bir değişim süreci yaşıyor.
Kurumsallaşmaya yaklaşım farklılaşıyor. Patron yönetici ilişkilerinde
roller netleşiyor. Finansmandan İK yönetimine iş yapış kuralları yeniden
yazılıyor.
Tüm bu sürecin içinde değişimi hızlandıran en önemli gelişme ise hiç
kuşkusuz Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun sonunda yasalaşması. Uzun
yıllardır çıkması beklenen ve sonunda 2012 yılında yürürlüğe girecek
olan kanun, iş yaşamını tümüyle yeniden düzenliyor. Hatta Deloitte
Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yaveroğlu, kanunu milat olarak görüyor.
"Oyunun kuralları değişiyor" diyor. Yeni kanunun etkilerine ilişkin
olarak da "Şirketlerin ve ekonominin şeffaflaşmasında çok önemli rol
oynayacak. Bugün kayıtdışı ekonomi yüzde 50'lerde. Bunu muhakkak yüzde
10'lara çekecek. Denetim tüm şirketler için mecburihale geliyor. Bu da
şeffaflaşmanın ön koşulu. Şirketlere muhasebe standartları geleceğini
düşünüyorum. Bu da çok büyük bir aşama" diye konuşuyor.Yaşanan bu
sürecin iş hayatını zorlayacağını da itiraf eden Yaveroğlu, sisteminin
oturması için de belli bir zamana ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. Bu
konudaki tahminlerini şöyle paylaşıyor: "İyi yönetilirse 2-3 yıl içinde
sorun kalmayacağına inanıyorum. 10 yıl sonra bu iş iyice oturur." Son 25 yıldır Türk iş dünyasının gelişimine en yakından tanıklık eden
kuruluşlardan Deloitte'un yönetim kurulu başkanı Levent Yaveroğlu,
dünden bugüne iş dünyasının geldiği noktayı değerlendirdi. Son
gelişmelerin iş dünyasını nasıl etkileyeceğini anlattı:
Capital: 25 yıldır şirketlerle iç içe çalışıyorsunuz. Türkiye'de
şirketler yönetim anlamında nasıl bir değişim yaşıyor? Eskiden vergi ve
denetime nasıl bakılıyordu? Şimdi nasıl bakılıyor?
- Türkiye'nin son 25 yılına biz tanıklık yaptık. 25 yıl önce Türkiye
ekonomik olarak çok küçük bir ülkeydi. Hammadde ihraç ediyor, mamul
üretiyordu. Petroldeki artış, o dönemlerde enflasyonu körüklüyordu. Çok
bozuk ödemeler dengesi vardı. O günlerde bugünün kurumlarının hiçbiri
mevcut değildi. Borsa yoktu. Merkez Bankası bağımsız değildi. Vergi
toplama çok iptidaiydi. KDV kanunu da denetim konsepti de yoktu. Biz ilk
defa "Denetim yapacağız" dediğimiz zaman tabiri caizse bizimle alay
ettiler. Türkiye bu 25 yıllık dönemde gerçekten ciddi bir gelişme
gösterdi. Türk parasını koruma kanunu kalktı. Döviz alım-satımı
serbestleşti. Ekonomi liberalleşti. Özelleştirme kanununun çıkması ve
Deloitte'un kurulması aynı döneme rastlar. 1986 yılında Türkiye'de
denetim ve danışmanlık şirketi kurduk. Önemli olan Türkiye ile
büyümekti. O günkü karar ve inancımızın doğru çıktığını görüyoruz.
Türkiye'deki 25'inci yılında birinci şirket olmamızın yanı sıra dünyada
da bir numaralı şirket olmamız çok güzel bir olay.~
Capital: Peki gelinen noktada bugün şirketler vergi ve denetime nasıl bakıyor?
- Artık regüle olan bir sektörden bahsediyoruz. BDDK'nın kurulması,
Sermaye Piyasası Kurulu, EPDK gibi regülatörler var. Bugün bankalar,
sermaye piyasasındakiler, borsada işlem gören kuruluşlar, enerji ve
sigorta şirketleri regülatörlerin kurduğu standartlara tabi. Bu
standartlara göre mali tablolar hazırlıyor ve bunları bağımsız
denetimden geçiriyorlar. Dolayısıyla vergi ve denetim çok ciddiye
alınıyor.
25 yıllık dönemde Türkiye'de yabancı sermaye çok önemli bir yere geldi.
GM ve P&G gibi şirketlerin Türkiye'de çoğalması özel sektörün de
denetim olayına bakışını değiştirdi. Bankalar denetlenmiş bilançolara
daha çok itibar etmeye başladı. Bankaların bu işe itibarı, şirketlerin
ciddi denetim yaptırmasına neden oldu. Bugün denetim mesleği çok saygın
oldu. Olmazsa olmaz haline geldi.
Capital: 2012 yılında yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanunu'na milat gibi bakılıyor. Siz nasıl görüyorsunuz?
- Ben de milat olarak görüyorum. Oyunun kuralları değişiyor. Yeni
Ticaret Kanunu şirketlerin ve ekonominin şeffaflaşmasında çok önemli rol
oynayacak. Bugün kayıtdışı ekonomi yüzde 50'lerde. Bunu muhakkak yüzde
10'lara çekecek. Denetim tüm şirketler için mecburi hale geliyor. Bu da
şeffaflaşmanın ön koşulu. Şirketlere muhasebe standartları geleceğini
düşünüyorum. Bu da çok büyük bir aşama. Yıllardır bu konuda çalışmalar
yapılıyordu. Artık meyvelerini vermeye başladı. Önümüzdeki 10-15 yıl
içinde bizim gibi bin kişilik bir şirketin 6 bine çıkmasını öngörüyorum.
Denetim ve danışmanlık sektörü bu kanunla beraber 10 yıl içinde
katlayarak büyüyecek. Bu ticaret kanunu ile tüm bu şirketler denetime
tabi olacak, bağımsız denetimden geçecek. Dolayısıyla 150 bin şirket
denetime mecbur kılınacak.
Capital: Son 10-15 yıl içinde Türk şirketlerinin yaşadığı en kronik sorunlar neler?
- Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından biri dış ödemeler ve cari
açık. Bu nedenle döviz kurları ve cari açık ciddi hassas konular.
Ekonomik istikrar için politik istikrar da lazım. Politik istikrardaki
herhangi bir bozulma döviz dengesini ciddi olarak bozuyor. Bu sorun 25
yıldır devam ediyor. Bu arada Türk ekonomisinde Anadolu kaplanlarında
ciddi bir hareketlilik var. Bu ivmenin kesilmemesi lazım. Bu şirketlerin
ciddi oyuncular olması, İstanbul'daki büyük sermayeli şirketlerle
rekabet edebilir hale gelmesi gerekiyor. Büyük sermayeli şirketler de
daha kurumsal olmalı. Şunun da altını çizmeliyiz: 2023 yılına kadar
politik istikrarın olması kaydıyla Türk ekonomisi dünyanın ilk 10
ekonomisi arasına girebilir.
Capital: Geçmiş yıllardaki yönetici profili ile şimdiki yönetici profili nasıl?
- Çok daha farklı. Bugünün yöneticileri gerçekten çok iyi eğitilmiş.
Bazen yurtdışından CFO ve CEO misafirlerim geliyor, onlarla
karşılaştıkları vakit, çoğundan şunu duyuyorum: "Türk yöneticiler,
Amerika'nın en büyük şirketlerinin CFO'sundan farklı değil. Bravo size."
Geçmişte yöneticiler patrondu ve
daha ziyade yatırımcı ruhlu kişilerdi. O dönemin vizyonerleri idi. Şimdi işin şekli değişiyor.
Capital: Peki sizce Yeni Ticaret Kanunu KOBİ'leri daha fazla zorlar mı?
- Herkes zorlanacak. Türkiye ekonomisinin yüzde 50'si kayıtdışı. Siz bu
kayıtdışı ekonomiyi kayıt altına alabilmesi için ticaret kanununda
değişiklikler yapıyorsunuz. Bu elbette iş yapış şekillerini etkileyecek.
KOBİ'leri zorlayacak. Bunlar aşılamayacak şeyler değil. KOBİ'lerde
ciddi bir hareketlilik var. Zaten onlar da bunu talep edecektir.~
Capital: Şirketlerdeki patron ve CEO'nun etkisine baktığımızda eskiden nasıldı, şimdi nasıl?
- Patron şirketlerinde zaman içinde patronların etkinliği azalıyor. Ama
"Türkiye'de şirketler tamamen kurumsallaşabilir mi" diye sorarsanız,
buna yanıtım "Belki çok ileride" olur. Bence kurumsallaşma yaşamak
zorundalar. Büyük aile şirketleri belki vakıf şirketlerine dönüşecek.
Şirkette patron da söz sahibi olmalı ama her iki tarafın da limitleri
olmalı. Patron iş alanına karışıyorsa zaten orada kaos yaşanır. Bugün
birçok CEO 3 ay çalışıp istifa ediyor. Dengeli olması gerekiyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?