Portföyler dengeli olmalı

Piyasaların yönünü ve yatırım stratejilerini TEB Portföy Genel Müdürü Ömer Yenidoğan ile konuştuk.

15.08.2014 16:07:420
Paylaş Tweet Paylaş
Portföyler dengeli olmalı
Mart ortasından bu yana yabancı işlemlerinin de etkisiyle borsada hızlı çıkış, döviz ve faizde ise düşüş yaşandı. Son günlerde de Ramazan ayı ve tatil nedeniyle “Pozisyon azalt, tatile çık” havası var. Ancak cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yurtdışı kaynaklı haberler de yakından izlenecek.

TEB Portföy Yönetimi Genel Müdürü Ömer Yenidoğan, “Makro taraftaki olumlu gelişmelerin etkisiyle pozitif hava olabilir. Ancak dengeli bir portföy olmalı” diyor. Haziran 2015’teki seçimlere dek politikanın piyasalara “olağanüstü” bir etkisi olmasını beklemediğini de sözlerine ekliyor.

Özellikle bu yılın ilk iki ayında TL’nin hızla değer kaybettiği ve faizlerin yükseldiği, buna karşılık borsanın da aşağı geldiği bir dönem yaşadık. Daha sonra özellikle gelişmekte olan ülke piyasalarına karşı risk iştahı arttı.

“Kırılgan Beşli” olarak tabir edilen ülkelerde merkez bankalarının enflasyon odaklı sıkı maliye politikalarını tercih etmesi, cari açık seviyelerinde gözle görülür iyileşme ve gerileyen kurların sağladığı göreceli “carry” avantajı oluşturdu.

Bu sayede, mart ayı ortalarından itibaren hızlı bir yükselişe şahit olduk. Seçimlerde alınan sonuç itibariyle istikrarın bozulmayacağına inanan piyasalarda pozitif performans nisan ve mayıs ortasına kadar kendini gösterdi. Borsa İstanbul beklenenden iyi düzeylere geldi, dolar kuru tahminlerin üstünde düşüş gösterdi.

Bu yükseliş süreciyle birlikte “Pozisyon azalt, tatile çık” havasının egemen olduğu döneme girildi. Ancak tatil havası beklentisine rağmen Türkiye hareketli bir yaza hazırlanıyor. Merkez Bankası’nın faiz kararları ile cumhurbaşkanlığı seçimleri var.~

Dış piyasalarda ise büyük merkez bankalarından gelen açıklamalar takip ediliyor. Böyle bir ortamda piyasaların yönünü ve yatırım stratejilerini TEB Portföy Genel Müdürü Ömer Yenidoğan ile konuştuk.

Ramazan ayı ve sonrasında yaz tatili, piyasalarda rehavet yaratır mı?
Bu soruya genel olarak “Evet” diye cevap verebiliriz. Ancak, bu yıl özelinde ağustos seçimleri nedeniyle hareketli bir piyasaya tanıklık etme olasılığı var.

BİST Endeksi’nde aşağıda ve yukarıda hangi seviyeleri görebiliriz? Ne tarz hisseler portföylerde olmalı? Piyasa gelişen piyasalara göre iskontolu mu?
Endekste aşağı seviye olarak destek olarak 71.000 seviyelerini direnç olarak da 80.000 seviyelerini görüyoruz. Türkiye hala gelişmekte olan ülke piyasalarına göre iskontolu işlem görüyor ama endeksin hızla yükselmiş olması ve endekste temel olarak belirlediğimiz hedef değer olan 81.000 aralığına yaklaşmış olmamız nedeniyle, daha dar bir bantta yatay seyir görebiliriz. Portföylerde yabancı para hisselerin ağırlığının azalmadığı, risk açısından dengeli bir portföy öneriyoruz.

Önümüzdeki günlerde 1 dolar eşittir 2 TL senaryosu gerçekleşir mi? Yoksa tekrar 2,20’li seviyelere oturur muyuz?
Hükümetin ve Merkez Bankası’nın TL/dolar paritesi olarak 2,1 civarında bir kurla daha rahat hissettiklerini düşünüyorum. Kurun 2’li seviyelere doğru gitmesi, Merkez Bankası’nın faiz indirimi için elini rahatlatacaktır. Bu durumda uluslararası piyasa şartlarına bağlı olarak kurun 2 TL seviyesine doğru gidebileceğini, ancak orada kalıcı olmayacağını düşünüyorum.

MB, faizi indirir mi? Böyle bir karar piyasaları nasıl etkiler?
Merkez Bankası şartlara bağlı olarak bir indirim yapabilir. Burada ana belirleyici kur ve enflasyon beklentileri olacaktır. Şu noktada 50-100bps düzeyinde bir faiz indirimi piyasada fiyatlanmış duruyor. Bu seviyenin üstünde bir indirim bono da alış getirebilir, ama kur için pozitif olmaz.~

TL faizde hangi enstrümanlar tercih edilmeli? Mevduat önde mi? Gösterge faiz yüzde 9,00 altı olur mu?
Kısa vadede gösterge faizin 9 seviyesinin altında kalıcı olamayacağını düşünüyorum. Burada Merkez Bankası hareketleri belirleyici olacaktır. Şu anki seviyeleri göz önüne alırsak değişken kuponlu tahvillerin tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada iyi incelenmiş değişken faizli şirket bonoları ya da ÖST fonları da getiriyi artırmak için bir miktar taşınabilir.

Ons/dolar ve TL bazında altında beklentiniz nedir?
Bizim gördüğümüz altında FED beklentileri, fiyatın üretim maliyetine yaklaşmış olması ve jeopolitik risk bu seviyelerde bir denge oluşturmuş durumda. Altının bu seviyelerde sınırlı bir aralıkta kalmaya devam etmesini bekliyorum. Bu bağlamda TL bazında altın fiyatında, TL/dolar seviyesinin ana belirleyici olacağını düşünüyorum.

Başta FED ve ECB olmak üzere merkez bankalarının Türkiye piyasasına etkisini değerlendirir misiniz?
FED ’in başkan değişiminden sonra daha şahin bir görüntü çizebileceği özellikle Yellen’in faiz artırımlarını öne çekebileceği beklentisi, piyasalarda mart başında bir miktar rahatsızlık yarattı. Ancak, ABD’de büyüme ve işsizliğe ilişkin verilerin özellikle sert geçen kış ayları etkisiyle karışık gelmesi, FED’in yumuşak duruşuna bir süre daha devam edeceği beklentilerine yol açtı.

ECB tarafında ilk aşamada faizlerin aşağı gelebileceği daha sonra ise parasal genişleme politikası daha fazla tartışılır oldu. Genel kanı AB’den gelebilecek bir parasal genişleme adımının 2011 yılında olduğu gibi Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalar üzerinde pozitif bir etkisi olması beklenebilir.

Yaz aylarında piyasalarda neler bekliyorsunuz? Yurtiçi ve yurtdışında hangi göstergeler, gelişmeler izlenecek?
Türkiye’de temmuz ayına girerken cumhurbaşkanı adayları netleşmiş olacak, seçimler ise iki türlü olmak üzere 10 Ağustos’ta gerçekleşecek. Biz politik gelişmelerin en azından Haziran 2015 seçimlerine kadar piyasalarda olağanüstü bir etki yaratmasını beklemiyoruz. ~

Diğer taraftan gelişmekte olan ülke piyasalarına olan fon akışının kesilmesi hızla düşen faizler üzerinde baskı yaratabilir. Enflasyonun yılın ikinci yarısında azalması bekleniyor; buna karşılık özellikle yüksek seyreden gıda enflasyonu beklentilerin önünü kesebilir. Bu da nominal faizin aşağı gitmesini engelleyebilir.

TC Merkez Bankası’nın erken ve yüksek oranda bir faiz indirimi yapması da piyasaları karıştırabilir. Yurtdışında ise ekim ayında FED’in tahvil alım programının sonuna geleceğiz, bu noktadan sonra ABD ekonomisinin sağlığına göre faiz artırımının zamanlaması tartışılır hale gelir.

Ömer Yenidoğan’dan 10 kritik tespit

1- Türkiye gelişen piyasalara göre iskontolu ama hızlı yükseldi.
2-Borsa İstanbul bu dönemde 71.000-80.000 bandında hareket edebilir.
3-Hükümet ve Merkez Bankası 2,1 TL/dolar paritesinde kendini daha rahat hissediyor.
4-Dolar kuru global piyasa koşullarına göre 2 TL'ye gidebilir, ancak kalıcı olması zor.
5-Kısa vadede gösterge faizin yüzde 9 seviyesinin altında kalıcı olması mümkün değil.
6-Değişken kuponlu tahviller ve iyi incelenmiş değişke faizli şirket bonoları tercih edilebilir.
7- AB'den gelebilecek parasal genişleme kararı, gelişe piyasaları pozitif etkiler.
8- Merkez Bankası'nın erken ve yüksek oranda bir faiz indirimi yapması piyasaları karıştırabilir.
9- Getiri, özel stratejili fonlar, ÖST fonları, hisse ve hisse fonlarda.
10-Politik gelişmelerin Haziran 2015 seçimlerine dek I 0 piyasalarda olağanüstü bir etki yaratmasını beklemiyoruz.

YABANCILAR YATIRIM İÇİN FIRSAT KOLLUYOR
“Geçen ay Singapur ve Japonya’ya ziyaretlerimiz oldu. Ziyaretlerimiz genel anlamda çok olumlu geçti. Yabancı yatırımcılar Türkiye’yi yakından takip etmeye devam ediyor. Gezi sonrası ciddi bir volatilite yaşandığını, akabinde seçimler sonrası görece stabil bir sürece geçildiğinin farkındalar.~

Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimini dikkatle takip ediyorlar. Yaşanan tüm politik istikrarsızlıklara rağmen Türkiye’nin güçlü finansal göstergeleri, cari açıkta gerileme, güçlü mali yapı sebebiyle Türkiye’ye yatırım yapmak için fırsat kolluyorlar.”

YAZ AYLARININ PORTFÖYÜ NASIL OLMALI?
POZİTİF TREND GÖREBİLİRİZ

Yatırımcıların yakından takip ettiği cari açık problemiyle 2014 yılında ilk 3 ay cari dengesinde ciddi bir düzelme yaşandı. Ayrıca cari açık konusunun yapısal olarak çözülmesi için tasarrufu artırma çalışmaları, enerji yatırımları gibi önemli adımlar atıldı.

Orta ve uzun dönemde bu yapısal çözümlerin de etkisini hissedeceğiz. Dolayısıyla yılın ikinci yarısında makro göstergelerin (enflasyon ve cari açık bacağında) olumluya dönmesi ve siyasi ortamın netleşmesiyle piyasalarda daha pozitif bir trend görebiliriz.

ÖZEL STRATEJİLİ FONLAR
Seçim sürecine girerken yatırım fonları tarafında ağırlıklı olarak sabit getirili menkul kıymetlere yatırım yaparken aynı zamanda mutlak getiri hedefleyen TEB B Tipi Varlık Yönetimi Hizmeti Fonumuz gibi özel stratejili fonlar ön plana çıkacak.

ÖZEL SEKTÖR TAHVİL VE BONOLARI
Bir diğer önerim ise özel sektör tahvil bono fonları olabilir. Günümüzde özel sektör tahvilleri devlet tahvillerine kıyasla sağladığı ek getiri avantajı ile sabit getirili enstrümanlar içinde ön plana çıkmakta. Bu finansal araçta alım kararı verilirken en önemli kriter, şirketin kredi değerliliği.

Bu da detaylı araştırma ve veri tabanı gerektirir. Dolayısıyla bu tarz deneyim ve anlık güvenilir veri tabanı gerektiren finansal enstrümanlara profesyonellerce yönetilen yatırım fonları aracılığıyla yatırım yapmak, yatırımcılara büyük kolaylık sağlar.

RİSK ALABİLENLERE HİSSE
Risk algısı belirli bir seviyenin üstünde olan yatırımcılara ise portföylerini minimum 6 ay-1 yıl gibi bir süreyi göz önüne alarak hisse senedi ve uzun vadeli tahvil bonolardan oluşturmalarını önerebilirim.~

4 BAŞLIKTA TEB PORTFÖY
1- TEB Portföy Yönetimi, yatırım fonları, BES fonları, uluslararası fonlar ile özel ve kurumsal portföy yönetimi alanlarında yaklaşık 4 milyar TL portföy büyüklüğüyle 41 şirket içinde beşinci büyük portföy yönetimi şirketi.

2- Toplam portföy büyüklüğümüzün 1,5 milyar TL’si yabancı yatırımcıların hisse varlıklarından oluşuyor. Japonya’nın önde gelen finans gruplarından Sumitomo Mitsui Asset Management Nikko’nun (SMAM Nikko) Türkiye hisse senetlerine yaptığı 500 milyon dolarlık yatırımın yönetimi için TEB Portföy’ü seçmesiyle toplam yönettiğimiz yabancı hisse senedi fonu hacmi açısından sektörde lideriz.

3- İstikrarlı geçmiş getirilerimiz ve ortağımız BNP Paribas’ın sinerjisi sayesinde, fon yönetiminde uluslararası alanda birçok ödül aldık.

4- Likit fon dışı uzmanlık gerektiren varlık sınıflarında yüzde 8’lerdeki pazar payımızla her geçen gün sektördeki yerimizi biraz daha sağlamlaştırıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz