Topaloğlu'nun derin tutkusu

Servet Topaloğlu, puroya dair her türlü inceliği, puro içmenin ritüelini ve puroyla ilişkisini şöyle paylaştı.

1.01.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Topaloğlu'nun derin tutkusu
Topaloğlu’nun puro tutkusu üniversitede öğrenciyken başladı. 30’lu yaşlarında Küba’ya gidince daha da derinleşti. Bugün puro hakkında her türlü bilgiye sahip. Çalışma odasında dünyanın çeşitli yerlerinden aldığı özel purolar bulunuyor. Onları her gün havalandırmak rutin işlerinden. Özellikle hafta sonları puro keyfi yapmayı tercih eden Topaloğlu, bu keyfini bir ritüel eşliğinde yaşıyor. Bu ritüelde de tek başına kırmızı deri koltuğuna kuruluyor. Yıllandırılmış romundan biraz yudumluyor. Purosunu yakıyor ve fonda ona ruh haline göre bazen Küba veya Sicilya halk müzikleri bazen “Il Padrino” veya “Once Upon a Time in America” film müzikleri eşlik ediyor. Servet Topaloğlu, iş dünyasının en başarılı profesyonellerinden. Bugüne dek birçok şirkette üst düzey yöneticilik yaptı. Bugün de hala birçok holdingin yönetim kurulunda bağımsız üyelik koltuğunda oturuyor. Almanya merkezli Nord Holding’in Türkiye başkanlığı ile Arena Bilgisayar’ın da yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor. Topaloğlu’nun iş dışında birçok ilgi alanı var. Ancak bu ilgi alanları arasında puronun yeri ayrı. Çünkü üniversite yıllarında başlayan puro tutkusu, 30’lu yaşlarının başında 4 haftalık Küba ziyaretiyle daha da derinleşmiş. Yıllar içinde puroyla özel bir ilişki geliştiren Topaloğlu, sırf puro alışverişi için yurtdışına çıkıyor. Yurtdışındaki özel mekanlarda puro keyfini yaşıyor. Puroyu “İnce zevkler üzerine kurulu, içinde güç, başarı, takdir ve biraz da statü unsurlarını barındıran, oldukça sıra dışı bir heyecan ve tutku” olarak tanımlayan Topaloğlu, puro içmenin de bir seramonisi olduğunu belirtiyor. “Puro içmek için uygun bir zaman ve mekana, yanında alacağınız içeceğe ve dinleyeceğiniz müziğe, hatta kıyafetinize kadar uzanan bir genişliği düşünmek ve harmanlamak durumundasınız” diyor. İş dünyasının başarılı profesyoneli Servet Topaloğlu, puroya dair her türlü inceliği, puro içmenin ritüelini ve puroyla ilişkisini şöyle paylaştı:

Capital: Puronun sizin için tanımı nedir?
- Puro, ince zevkler üzerine kurulu, içinde güç, başarı, takdir ve biraz da statü unsurlarını barındıran, bence oldukça sıra dışı bir heyecan ve tutku.

Capital: Puro içmenin bir seremonisi var mı?
- Tabii var. Puro içmek için uygun bir zaman ve mekana, yanında alacağınız içeceğe ve dinleyeceğiniz müziğe, hatta kıyafetinize kadar uzanan bir genişliği düşünmek ve harmanlamak durumundasınız. Ayrıca puronun satın almasından muhafaza edilmesine, yakılmasından söndürülmesine kadar çok detaylı bir derinlik var.~
Kıyafet de Che gibi gerilla kıyafetlerinden, Churchill gibi smokine kadar uzanan bir yelpazede olabilir. Ancak mutlak suretle bulunduğunuz ortamla uyumlu olmalı. Ayrıca ayrıntı ve aksesuarlarda dikkatle seçilmesi gereken kombinasyonlar olmalı. Başlangıç yıllarının tersine, puroyla ilgili ne kadar fazla olgunlaşırsanız, bunu dış dünyaya o kadar az göstermeye dikkat ediyorsunuz, ta ki sizin gibi bir puro tutkunu bulana kadar...

Capital: Peki uyumlu içecekler neler?
- Ron Zacapa, Davidoff Cognac, Hine Cigar Reserve Cognac, malt viskiler veya sert bir kahve. İçki puronun yanında bardak bardak içilmemeli. Tadımlık, ağzı aromalandırmak için olmalı. Kahve de özellikle sert olmalı. Kremalı kahveler olmaz. Bir de bir puro içmek için en az 1 saatinizi ayırmanız gerekir. Eğer söndürülüp tekrar yakılacaksa da söndürülen bir puro 8-9 saat geçmeden tüketilmeli.

Capital: Puronun yanında giden müzikler hangileri?
- Mascagni’den Cavalleria Rusticana, Leoncavallo’dan Pagliacci, Coppola-Nino Rota’dan the Godfather Suite, Ennio Morricone’den Once Upon a Time in America, II Canto di Malavita. Bunların yanı sıra smooth jazz, Amerikan blues, Küba halk şarkıları gibi ortama göre seçilmesi gereken pek çok alternatif mevcut.

Capital: Purolarınızı nerelerden alıyorsunuz?
- Avrupa’da çok güzel puro kulüpleri var. Yurtdışına çıktığımda o kulüplere gider, oradan alırım. O kulüplerdeki ambiyansı seviyorum. Dünyanın her yerinden gelen purolar orada nemlendirilmiş büyük bir odada teker teker sergilenir. Güzel deri koltuklarda oturarak, bunları deneme fırsatı bulursunuz. Vakte ihtiyacınız olduğunda, oyalanmanız için mekanda televizyon da vardır ve ekranda hep bir ekonomi kanalı açıktır, Romu, viskisi ya da kahvesiyle purosunu test edenler bir taraftan da ekrana bakar, gündemden kopmaz. Genellikle öğle saatlerinde yoğunluk oldukça fazladır. Test etmek istediğiniz puroyu alır, koltuğunuzda oturur ve keyfe başlarsınız. Puro içerken kimseyle konuşma ihtiyacı pek olmuyor. Puronun öyle bir dünyası var. Orada test ettiğiniz puro artık sizin bir saatlik arkadaşınız. Puro bittikten sonra da tekrar normal hayata dönersiniz. Yurtdışına her çıkışımda fırsat bulabilirsem, 1-1,5 saatlik kaçamaklar yapar, o kulüplere gider, beğendiğim purolardan bir harmanlama yaparak, satın alırım. Genelde her gidişimde hep aynı kişileri görürüm.

Capital: Türkiye’de puro aldığınız yerler yok mu?
- Maalesef yok. Olanlar son derece az çeşitte klasik kutu purolar satıyor. Siz ise belli bir aşamadan sonra farklı tatlar arıyorsunuz. Özel üretim puroları denemek istiyorsunuz. Avrupa’da sözünü ettiğimiz puro kulüplerinde purolar çok özel şekilde harmanlanmış, sır olarak tutulan tütün karışımlarından yapılmış olarak servis ediliyor.~

Capital: Peki bir puroyu özel kılan nedir?
- Puroyu özel kılan sarım şekli, formatı, içindeki tütünün kalitesi ve harmanı. Purolarda üç tip tütün var. Örneğin en kaliteli olanlar dış yaprakta kullanılır. Ondan sonra iç sarımda kullanılan yapraklar... Bir de o yaprakların en altında dolgu malzemesi olan yapraklar bulunuyor. Bunların üçü de birbirinden farklı, ama bunların üçünün harman içinde olması lazım. Yaprakların içlerinde hiçbir kimyasal bulunmaz. Ayrıca iyi yanması lazım.

Capital: En iyi purolar hangileri?
- Küba, Nicaragua, Honduras ve Panama puroları bence en iyileri.

Capital: Kaliteli puronun fiyat aralığı nedir?
- Tanesi aşağı yukarı 10-20 Euro arası değişir. 35 Euro’nun üstünde bir puro görmedim, ancak mutlaka vardır.

Capital: Puro da şarap gibi yıllanır mı?
- Evet ama yıllandırılması şaraptan daha zor. Öncelikle neme çok dikkat etmek lazım. Puroları nemli ortamda sürekli hareket ettirmek ve havalandırmak lazım. Ben purolarımı her gün nemli ortamda teker teker havalandırıyorum. Yoksa küflenirler, aromalarını kaybederler.

Capital: Siz ne sıklıkta puro içiyorsunuz?
- Vakit bulduğum zaman, özellikle hafta sonları bazen sabah 9’da kahvaltı sonrasında 1-1,5 saat puro içerim. Bir günde tek bir adet içmek en ideali. Gerçi 90 yıl yaşayan Churchill her gün ortalama 8 puro içerdi, ama bence bu sayı çok abartılı. Ben puroyu sindirerek içmeyi tercih ederim. Ruh halime göre puroya bazen Küba veya Sicilya halk müzikleri bazen de “Il Padrino” veya “Once Upon a Time in America” film müzikleri eşlik eder. Örneğin dün akşam çalışma odamda Pagliacci operası eşliğinde puroyla birlikte 23 yıllık romumdan küçük bir miktar yudumladım.

Capital: Sırf puro için gitmek istediğiniz bir yer var mı?
- Evet, Latin Amerika ve Sicilya’nın Bagheria, Corleone ve Monreale kasabaları...

"Küba ziyareti ilgimi derinleştirdi
ÖZENTİ OLARAK BAŞLADI

Ben hiç sigara içmedim fakat üniversiteden beri puro içiyorum. Puro, Darmstadt Teknik Üniversitesi’nde okuduğum yıllarda, ileride iş dünyasına gireceğimizi ve artık büyüdüğümüzü göstermek için bir özenti olarak başladı.~
HARÇLIKLAR PUROYA
Harçlığımız kısıtlı olduğu için “Hollanda purosu” tabir edilen makine sarımı purolarla işe başladık. İstisna günler, sömestr tatillerinde İstanbul’a uçakla döndüğümüz günlerdi... O gün paraya kıyar, Küba purosu alır, uçağın arka tarafında içerdik.
MERAKIM DEVAM EDİYOR
O zamanlarda yasak yoktu. Sonra 30’lu yaşların başında merak ettiğim için bir Küba ziyaretim oldu. Orada 4 hafta kaldım, bu ziyaret ilgimi derinleştirdi, daha derin olarak bu işin içine girdim. O gün bugündür puroya olan merakım devam ediyor.

Bremer Tabak Collegium'un itibarlı gezgini

İDEAL YERLER
erkeklere açık ve smokin mecburiyeti olan “tabak platformu”. Bremer Tabak Collegium, yılda bir kere toplanıyor. Burada ilk önce kokteyl yapılıyor, ardından yemek yeniyor ve arkasından da eski bir bakan ya da profesör gibi önemli bir konuşmacı güncel bir konuda konuşma yapıyor.
OLAĞANÜSTÜ MEKAN
Yurtdışında da birçok mekan var. Almanya, İngiltere seyahatlerimde cigar club olarak adlandırılan puro kulüplerine gidiyorum. En sık kullandığım yer Düsseldorf KÖ’deki La Casa Del Habano. Viyana’daki klasik kafelerde de oldukça rahat ediyorum ve bu mekanların çoğunda puro içmeme şaşırtıcı şekilde izin veriyorlar. Tüm bu yerler haricinde olağanüstü bir mekan daha var. O da “Bremer Tabak Collegium”.
SMOKİN MECBUR
Bu 18’inci yüzyıldan beri süregelen, 600 yıllık tarihi Bremen Parlamento binasında organize edilen, sadece
erkeklere açık ve smokin mecburiyeti olan “tabak platformu”. Bremer Tabak Collegium, yılda bir kere toplanıyor. Burada ilk önce kokteyl yapılıyor, ardından yemek yeniyor ve arkasından da eski bir bakan ya da profesör gibi önemli bir konuşmacı güncel bir konuda konuşma yapıyor.
İSTANBUL’A DAVET ETTİM
İşte o konuşma yapılırken o tarihi muhteşem salonda purolar yakılıyor. Şirket CEO’ları, politikacıları, bürokratları ve üst rütbeli askerlerden oluşan üyelerinin dışında, geleneksel olarak o dönem bölgede olan “itibarlı gezginler” de davet ediliyor. Ben buraya bir kez “gezgin kontenjanından” davet edildim. Tabii her yıl davet edilmek için de elimden geleni yapıyorum. Hatta bu toplantıyı bir kereliğine İstanbul’da yapmayı da teklif ettim. İlgili eyalet senatörü ile görüştüm haber bekliyorum. Kabul ederlerse hangi mekanı öneririm, nereye götürürüm, düşüneceğim .

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz