Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğan Faralyalı, Capital’in sorularını şöyle yanıtladı...
Özlem Aydın Ayvacı
Doğan Grubu, 2021 yılını yüzde 60 büyümeyle kapattı. Yeni sektörlere giren grup, hem organik hem inorganik büyüyor. Yatırım bankacılığı, dijital sigorta gibi yeni işlere giren, Karel, Maksipak ve Profil Sanayi gibi şirketleri satın alan grup, 2022’de de iddialı büyümesini sürdürüyor. Yatırım istek ve heyecanlarının sürdüğünü söyleyen Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, “Makro trendlerle uyumlu, ihracat potansiyeli olan yatırım fırsatlarına bakmaya devam edeceğiz. Ambalaj, mobilite, finans, dijital işler, yenilenebilir enerji ve katma değerli sanayi alanlarında yatırım yapmak önceliğimiz” diye konuşuyor.
Doğan Grubu, pandemi etkilerinin yoğun olarak devam ettiği 2021’de oldukça agresif bir büyüme performansı sergiledi. Bu, aslında grubun medya ve perakende iş kollarında gerçekleştirilen satışlar ve ardından 2018 yılından itibaren odaklanma ve verimlilik olarak belirlediği stratejisinin bir sonucuydu. Grup, stratejik alanlara yatırım yapan bir yatırım holdingi gibi hareket ederek dinamik bir model geliştirdi. Finans sektöründeki varlığını Doğan Yatırım Bankası ile derinleştirdi. Hepiyi Sigorta ile Türkiye’nin en genç dijital sigorta platformunu kurdu. Mevcut işlerini büyütmek için satın almalar yaptı. Galata Wind ile yenilenebilir enerji alanında yatırımlara ve kapasite artırımına devam etti. SESA Ambalaj’a Maksipak’ı, Ditaş’a Profil Sanayi şirketini kattı. 2021’i yüzde 60 büyüyerek kapatan grup, FAVÖK oranını yüzde 90’a yakın artırdı ve 1,7 milyar TL’ye getirdi. 2022’de de satın almalara devam eden grubun son hamlesiyse Karel satın alması oldu. Doğan Grubu’ndaki bu değişim ve dönüşümün liderliğini yapan Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğan Faralyalı, “Doğan Yatırım Modeli” adını verdikleri bu yeni iş yapış paradigmasıyla birlikte başarılı birleşme ve satın alma operasyonları gerçekleştirmeye devam ettiklerini söylüyor. Faralyalı, “Kriz dönemlerinde finansallar kadar hatta belki daha fazla insan odaklı kararlar alıyor ve yatırımlar yapıyoruz. Bu da şirketi zor dönemlerde başarıya götürüyor” diyor. 2022 yılını da pozitif kapatacaklarını söyleyen iş insanı, “Son dönemde yaklaşık 250 milyon dolarlık yatırım yaptık. Özellikle yenilenebilir enerji, sanayi, teknoloji, mobilite ve ve katma değerli sanayi alanlarında büyümeyi hedefliyoruz” diye konuşuyor. Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğan Faralyalı, Capital’in sorularını şöyle yanıtladı:
2021, COVID-19 etkilerinin sürdüğü bir yıldı. Grup olarak siz bu dönemi nasıl geçirdiniz?
Pandemi hepimizin dinçliğini, uyum yeteneğini ve çevikliğini gerçek bir sınava tabi tuttu. Doğan Grubu olarak bu sınavı başarıyla geçtiğimizi düşünüyorum. Pandemi döneminde hem yatırımlarımızı hem işe alımları hiç durdurmadık. İstihdam yaratmak ve ülkemizde yatırıma devam etmek grubumuz için her zaman en öncelikli konulardan biri. 2021’de doğru hamlelerde bulunduk ve verimli bir yıl geçirdik. Odaklandığımız alanlarda önemli adımlar attık, yatırımlar yaptık. Galata Wind şirketimizde 60 MW’lık rüzgar enerjisi santral yatırımını hayata geçirdik. Finans sektöründeki varlığımızı Doğan Yatırım Bankası ile daha da derinleştirdik. Hepiyi Sigorta ile Türkiye’nin en genç dijital sigorta platformunu kurduk. Mevcut işlerimizi büyütmek için satın almalar yaptık. SESA Ambalaj’a Maksipak’ı, Ditaş’a Profil Sanayi şirketini aldık ve bu işlerimizi büyüttük. Ciromuzu yüzde 60’a yakın artırdık. FAVÖK oranımızı da yüzde 90’a yakın artırarak 1,7 milyar TL’ye ulaştırdık. 2022 yılında da yatırım kararlarımızın devamını getirdik. Türkiye’nin Ar-Ge, tasarım ve üretimde öncü lider teknoloji şirketlerinden Karel’in çoğunluk hissesini satın aldık. Yenilenebilir enerji bizim en öncelikli konularımızdan biri. Galata Wind ile kapasite artışlarına devam ediyoruz. En son Taşpınar santraline 20 MW’lık GES hibrit yatırımına başladık.
“Doğan Grubu olarak, bu zor seneyi değişimi kucaklayarak, belirsizliği yöneterek, zamanında kararlar vererek, başarılı sonuçlarla kapatmayı başardık” diyorsunuz. Özellikle zamanında kararlardan kastınız nedir?
n Zamanında alınan kararlardan kastettiğim şu aslında: Bizim dönüm noktalarımızdan biri, Doğan Holding’in medya ve perakende iş kollarında gerçekleştirilen satışlar ve ardından 2018 yılından itibaren odaklanma ve verimlilik olarak belirlediğimiz stratejimiz. Sürdürülebilir değer yaratan sorumlu bir yatırım holdingi olarak stratejik alanlara yatırım yapan, dinamik bir model geliştirdik. “Doğan Yatırım Modeli” dediğimiz bu yeni iş yapış paradigmasıyla birlikte başarılı birleşme ve satın alma operasyonları gerçekleştiriyoruz. Kriz döneminde finansallar kadar hatta belki de daha fazla merkezimize değerlerimizi koyarak insan odaklı kararlar alıyor ve yatırımlar yapıyoruz. Bu da şirketi zor dönemlerde başarıya götüren bir unsur.
Bu zor yılda bu kadar atak davranmanızın arkasındaki motivasyon kaynağı ne oldu?
Doğan Grubu 2018’den beri dönüşüyor, değişiyor ve sürdürülebilir bir büyüme gösteriyor. Bugün şirketlerimiz, faaliyette bulundukları enerji, akaryakıt perakendesi, finansman ve yatırım, internet-eğlence, sanayi, otomotiv, turizm ve gayrimenkul sektörlerinde yenilikçi vizyonlarıyla öncü rol üstlenerek fark yaratıyor. Sürdürülebilir değer yaratan sorumlu bir yatırım holdingiyiz. Kurucumuz Aydın Bey’in grubun ilkesi haline gelmiş önemli tavsiyeleri var: “Köklerinizi unutmayın, yaşadığınız topluma borcunuzu ödeyin” ve “Türkiye iyi olursa biz de iyi oluruz.” Dolayısıyla yatırımlarımızın arkasındaki motivasyon; bu yatırımların ülkemize yapacağı katkı ve grubumuzu daha ileriye taşıma vizyonu, inancı ve isteği. Biz Türkiye ile büyüdük, büyümeye de devam ediyoruz. Bu nedenle bu topraklardan kazandıklarımızı yine bu topraklarda yatırıma dönüştürmek bizim için çok değerli. Hele ki kriz dönemlerinde yatırıma devam etmek çok önemli, çünkü biz ülkemiz iyi olursa iyi olabiliriz. Kararlı yatırım stratejimizin arkasında da 2018 yılından beri devam eden Değer Yaratma Planları ve Doğan Yatırım Stratejisi var. Aslında son dönemde gördüğünüz bu yatırımlar, bu stratejinin olumlu sonuçları. Yatırım holding perspektifiyle daha dengeli ve ana iş kolları olan bir portföy oluşturuyoruz.
Son 2 yılda ne kadar yatırım yaptınız?
Yaklaşık 250 milyon dolarlık yatırım yaptık. Özellikle yenilenebilir enerji, sanayi, teknoloji, mobilite ve fintek alanlarında büyümeyi hedefliyoruz. Yatırımlara da devam ediyoruz.
2022’ye hangi hedeflerle girdiniz?
2022 yılına doğrusu temkinli girdik. 2021, dünyada öngörülebilirliğin düşük olduğu, enflasyonist ortama geri döndüğümüz, hammadde fiyatlarının yükselmeye devam ettiği, kur faiz değişiminin ülkemizde hızlı olduğu bir yıldı. Her şeye rağmen kendimize yüksek büyüme hedefleri koymuştuk. Bu yılın en önemli gelişmesi Karel yatırımı oldu. Karel gerçekten çok heyecan verici bir şirket. 3.500 çalışanı, 35 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en geniş Ar-Ge tasarım, üretim kabiliyetine sahip lider teknoloji şirketi. Bulunduğu her alanda ciddi büyüme potansiyeli olduğuna inanıyorum. Bunun dışında 2020-2021 yılında adım attığımız, büyüme atağına girdiğimiz sektörler; ambalaj, dijital sigorta, mobilite ve yatırım bankacılığı. Bu sektörlerin de ileriye dönük büyük fırsatlar içerdiğine inanıyorum. Her birinde büyüme planlarımız hazır, hem organik hem inorganik yatırım fırsatlarını değerlendiriyoruz. Tüm bunların dışında makro trendlerle uyumlu yeni yatırım alanlarına da radarımızı kapatmış durumda değiliz. Yenilenebilir enerji şirketimiz Galata Wind ile de büyüme hedeflerimiz var. Karel vasıtasıyla Türkiye’de yarattığımız teknolojiyi yurt dışında daha fazla satmayı hedefliyoruz. Şu anda ileri teknoloji alanında yurt dışında yatırım yapma planımız yok. Daha çok odaklandığımız konu Türkiye’de yarattığımız ve ürettiğimiz ürünleri yurt dışına daha fazla ihraç etmek.
2022’nin ilk yarısı nasıl geçti? Yılın devamına ilişkin beklentiniz nedir?
2022 yılının ilk 6 ayında konsolide gelirlerimizi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 176 artırarak 18 milyar TL konsolide gelir elde ettik. Holdingin 2022 yılının ilk 6 ayında elde ettiği brüt kâr ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 250 artarak 3 milyar TL civarına geldi. Dolayısıyla 2022’nin ilk yarısı başarılı geçti. İkinci altı ayda hem Türkiye’de hem dünyada enflasyonun etkisiyle bir yavaşlama olacağı aşikâr. Ancak biz kendi adımıza 2022’nin geri kalanını da kontrollü bir şekilde pozitif kapatacağız.
Yeni sektör girişleriniz hızlandı. Bu nasıl devam edecek? Yeni ne beklemeliyiz?
2022 yılında portföydeki en önemli değişim Karel’in girişi. Karel’in beş farklı alanda faaliyeti var. Bu alanların her biri de bizim portföyümüze önemli katkı sağlayacak. Yürüttüğümüz Değer Yaratma Planları ile dönüşüm sayesinde Doğan Grubu’nda tek bir amiral gemisi görmüyorsunuz. Portföyü dengeli ve çok sağlıklı bir hale getirdik. Sadeleşme ve geleceğin işlerine odaklanmayla sektör ağırlıkları daha da dengeli hale gelmeye devam ediyor. Onun dışında da grupta ileriye dönük yatırım isteğimiz ve heyecanımız devam ediyor. Aydın Bey “Duran düşer” der. Biz dinamik, girişimci bir grubuz. Net ve detaylı tanımlanmış, sürdürülebilirlik hedefleriyle de uyumlanmış, makro trendlerle uyumlu, ihracat potansiyeli olan yatırım fırsatlarına bakmaya devam edeceğiz. Ambalaj, mobilite, finans, dijital işler, yenilenebilir enerji alanlarında yatırım önceliğimiz.
Sürekli bir medyaya döneceğiniz söylentisi var. Bir kez daha sormak isterim. Medyaya dönüş olabilir mi?
Kanal D Romanya 15. yılını kutladı. Romanya’da en çok seyredilen ilk 3 televizyon kanalından biri ve çok iyi bilinen ve sevilen bir marka. Bu deneyimimizi Doğu Avrupa’da farklı ülkelere taşıyabilir miyiz, değerlendiriyoruz. Bunun yanında Türkiye’de müzik işimiz DMC, Netd ve radyolar var. 2020’de Believe International ile ortak olduk. DMC ve Netd alanında lider oyuncular. Dergiler ve yayıncılık işlerimiz devam ediyor. Dergicilikte Türkiye’de lideriz. Doğan Kitap ve Doğan Çocuk Türkiye’nin alanında lider yayınevleri. Mevcut işlerimiz dışında geleneksel medyaya yatırım yapma planımız kesinlikle yok.
Yüksek enflasyon ve dalgalı döviz kurları, finansal süreci ve yatırımlarınızı nasıl etkiliyor?
Belirsizliği yönetmek ve adaptasyon bu dönem için çok kritik. Çok dinamik senaryolarla çalışıyoruz. Şirketlerimizin bilançolarını döviz dalgalanmalarına korunaklı hale getirdik. Enflasyonla ilgili maliyet artışlarını dengeli bir şekilde yönetiyoruz. Tüm işlerimizi, özellikle işletme sermayelerini ve nakit borçlanmaları yakından ve günlük takip eden güçlü bir icra ekibimiz var.
Gelirlerinizin yüzde kaçı yurt dışı operasyonlardan ve ihracattan geliyor?
Doğan Grubu’nda özellikle sanayi şirketlerinde ihracat çok önemli bir yer tutuyor. Dolayısıyla yatırımlarımızda ihracat potansiyeline odaklanıyoruz. Çelik Halat ve SESA’da ihracat oranı minimum yüzde 50, Ditaş’ta yüzde 45. Karel ile birlikte yatırım yaptığımız Daiichi Elektronik’in işinin yüzde 100’ü döviz bazlı. Aynı şekilde Romanya’daki Kanal D Romanya işimiz de yüzde 100 döviz bazlı.
Önümüzdeki 3-5 yıla dair orta vadeli ve 10 yıllık uzun vadede hedefleriniz neler?
Önümüzdeki 5 yılda portfoyümüzde sadeleşmeye giderek makro trendlerle uyumlu başka bir deyişle dalgayı arkadan yakalayan sektörlerde yatırımlarımızı yoğunlaştıracağımız bir dönem planlıyoruz. Orta ölçekli, Türkiye’de işini iyi yapan aile şirketleriyle ortak olup onları bölgesel, global oyuncu haline getirmek stratejimizin önemli bir bacağı. Son yaptığımız yatırımları hep bu perspektifle yaptık. Bundan sonra da bu stratejiye devam edeceğiz. Önümüzdeki 4-5 yılda portföyümüzde sadeleşmeye giderek 4-5 ana iş kolunu benimsemeyi düşünüyoruz. Bu anlamda fırsat gördüğümüz işleri organik ve inorganik büyüteceğiz. Büyük ölçekli yatırımlar yapacağız. Bunun yanında belki daha küçük ölçekli ama fırsat gördüğümüz hızlı büyüyen teknoloji şirketlerine de yatırım yapacağız. İşimizi yaparken değer bilmek ve değer katmak bizim için olmazsa olmaz. Dolayısıyla sürdürülebilir sorumlu iş yapma anlayışımızla elimizi attığımız her alanda hem yatırımcımıza hem ortaklarımıza hem çalışanlarımıza hem de toprağımıza değer katmak ve değer yaratmak için çalışacağız.
Pandemiyle dijital dönüşümde önemli yol alındı. Doğan Grubu dijitalleşmeye ne kadar yatırım yaptı?
Dijitalleşmeye iki boyutta bakıyoruz. Dijitalleşme ve teknoloji Türkiye’nin önünde çok önemli bir fırsat. Bunun için, yeni ve dijital işlere yatırım yapıyoruz. Hepsi Emlak, DMC, dünyanın en fazla izlenen ilk 3 YouTube müzik kanalından biri olan Netd gibi birçok dijital işimizin yanında Karel, Hepiyi Sigorta, Doğan Yatırım Bankası, dijital yatırımları gibi istekli ve iyi olduğumuz işlerimize ve yatırımlara devam edeceğiz. Diğer yandan, mevcut işlerimizde akıllı fabrika yatırımları gibi işlerimizin dijitalleşmesi konusunda da ciddi dönüşümlere devam ediyoruz.
“Sadece bilgili değil, aynı zamanda bilge bir liderlik anlayışına ihtiyacımız var” diyorsunuz. Kendinizi bilge bir lider olarak görüyor musunuz?
Bugün karşı karşıya olduğumuz tüm ekonomik, sosyal, çevresel krizleri atlatmak için aslında yaşamın her alanında başka türlü bir liderliğe ihtiyacımız var. Bu, iş dünyası için de geçerli. Daha iyi derken daha samimi liderlere, kendi içsel yolculuğunu tamamlamış, değerlerinin farkında olan ve bu değerlere göre hareket edebilen, yöneten liderlere; sadece bilgili değil aynı zamanda bilge, kalbinin ve aklının sesini dinleyebilen, cesur çift kanatlı liderlere ihtiyaç var. Ve elbette, hayatın her alanında daha fazla kadın lidere ihtiyacımız var. Çünkü fazlasıyla erkek egemen bir dünyada yaşıyoruz ve hiçbirimizin bugün dünyanın geldiği noktadan mutlu olduğunu sanmıyorum. Bu dünyaya insan olarak değil, insan olmayı öğrenmeye geldiğimize inanıyorum. Dolayısıyla ben de bu yolculuğun içindeyim. İnşallah ben de bir gün önce insan olabilmeyi sonra da çift kanatlı bir lider olabilmeyi başarırım.
AJANDANIN EN ÖNEMLİ 3 MADDESİ İNSAN VE KÜLTÜR Ajandamın başında insan geliyor. İnsan en önemli sermayemiz. Gruba doğru yetenekleri, kişileri çekebilmek, bu insanların kendilerinin en iyi versiyonu olacak şekilde, severek ve tutkuyla çalışabilecek bir ortamı oluşturabilmek. Bunun için doğru süreçler, eğitimler, fırsatlar sunmak gerçekten çok önemli. Ve bunun için de ciddi çaba sarf ediyoruz. Bununla bağlantılı bir konu da kültür. “Kültür, stratejiyi kahvaltıda yer” diye çok önemli bir söz var. Kültür en önemli özdenetim mekanizması. Aynı zamanda insanların mutlu çalışabileceği bir şirket iklimi, sürdürülebilir başarı için kritik bir faktör. Dolayısıyla bu konu benim için de çok önemli ve öncelikli, onun için de buna çok zaman ayırıyorum. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İkinci konu sürdürülebilirlik. Dünyada geldiğimiz noktada iş dünyasına çok önemli sorumluluklar düşüyor. Bu kapsamda Doğan Etki Planı’nı oluşturduk. Hedeflerimizi koyduk. Bütün yatırım stratejimizi de buna göre şekillendirdik. YATIRIMLAR Üçüncü konu ise yeni yatırımlar. Makro trendlerle uyumlu, doğru yatırım fırsatlarını değerlendirmek istediğimiz bir dönemdeyiz. Dolayısıyla bu da ajandamda önemli bir tutuyor. |
“CİDDİ BİR SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR” 2030’DA KARBON NÖTR Hedeflerimizin başında 2030 yılı itibarıyla karbon nötr bir organizasyon olmak, harcadığımız suyun yüzde 100’ünü doğaya yeniden kazandırmak var. Bunun için su yoğun sektörlerimizde suyun geri kazanımına dair küresel iyi örnekler seviyesine çıkarken binalarımız ve ofis alanlarımızda kendi elektriğimizi üretmekten başlayarak çevresel etkimizi minimuma indirecek dönüşümü planlayarak gereken yatırımları yapıyoruz. KADIN HEDEFİ 2025 2025 yılına dek daha eşit bir iş hayatının tesisi için öncelikli olarak grup geneli yönetim kurulu kadın üye oranı yüzde 30’a ve kadın yönetici oranlarımızı ise en az yüzde 40’a çıkarmak için çalışıyoruz. Bunları sadece grup seviyesinde 50’den fazla göstergeyle takip ediyoruz. Sürdürülebilirlik ana strateji haline geldi ama çok önemli bir konu da var: Aslında ciddi bir sistem değişikliği gerekiyor. “GSYİH ÖLÇMEYE YETMİYOR” Bugün dünya hala ekonomik ilerlemeyi anlamak ve ölçmek için Gayri Safi Yurt içi Hasıla’yı (GSYİH) kullanıyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan beri benimsenen GSYİH, ülkelerin ekonomisinin boyutunu ölçmek için kullanılan bir araç. Bugün sadece ekonomik büyümenin ölçüldüğü bir sistem yetersiz kalıyor. GSYİH, insanların ve tüm canlıların iyi olma halini içeren refahı ölçmeye yaramıyor. Bugün gezegeni en çok kirleten şirketler arasında dünyanın en büyük şirketleri yer alıyor. İşletmelerin faaliyetlerinin çevresel etkenlerini de içeren yeni bir muhasebe sistemine ihtiyacımız var. |
“ZOR BİR 10 YIL BİZİ BEKLİYOR” GÜVENSİZLİK Her yıl takip ettiğim bir araştırma var. Edelman Güven Barometresi. Son raporunda en dikkat çeken veri: “Güvensizliğin normalleşmesi”. Rapora göre artık 10 kişiden 6’sı güvenilir olduğuna dair kanıt görene kadar hiçbir şeye güvenmiyor. Bu da insanların, kurumların iş birliği yapma yeteneğinin zamanla kaybolduğuna, toplumların güven konusunda giderek daha fazla içine kapandığına işaret ediyor. Dünyada her geçen gün keskinleşen bu güvensizlik ortamında iş dünyasının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi konusunda toplumun beklentisi çok yüksek. İş dünyası en güvenilir paydaş olarak değerlendiriliyor. KRİTİK ROL İş dünyasının liderleri olarak bize önemli roller düşüyor. Öncelikle ‘Güveni kendi şirketlerimizde hayata geçirebiliyor muyuz?’ sorusuna ölçülebilir yanıtlar üretmemiz gerekiyor. Sürdürülebilirlik, ESG yönetimi, paydaş kapitalizmi öne çıkan ve Doğan Grubu’nda stratejilerimizi şekillendiren konular. Tüm çalışmalarımızın odağında 3 ana konumuz var: Değer yaratarak sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilirlik, ESG yönetimi ile insan ve kültür. Büyüme hikayemizdeki yol haritamızı toplum ve dünya için değer yaratan bir organizasyon olma iddiamızla şekillendiriyoruz. En büyük risk iklim krizi ve sosyal eşitsizlik. Geçtiğimiz 10 yıldan daha zor bir 10 yıl bizleri bekliyor. Ve şirketler için en büyük rekabet avantajının iki şeye odaklanacağına inanıyorum: İnsan ve kültür... |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?