Ümit Boyner’in Denge Formülü

Bir dönem kickbox’la ilgilenen, su altı filmleri çeken ve kumaş koleksiyonu yapan Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, bugünlerde bu hobilerine çok fazla zaman ayıramıyor. Onların yerine haftada iki gün yoga yapıyor, hafta sonları da terapi niyetine yemek pişiriyor. Tatillerinin odağında mutlaka “yürüyüş”, “dalma” ya da “tırmanma” aktivitelerinden biri bulunuyor. Ümit Boyner, “Biraz fazla zamanım olsaydı spora ve tabiata zaman ayırırdım. Her gün bisikletle dolaşır, çocuklarımla daha fazla vakit geçirirdim” diyor.

Ümit Boyner çalışma temposu hiç düşmeyen bir iş kadını. Günde en az 8 saatini bir toplantıdan diğerine koşturarak geçiriyor. Bir taraftan Boyner Holding’in yönetim kurulu üyesi olarak holding projelerini yürütürken diğer taraftan da TÜSİAD’da başkan yardımcılığı pozisyonunda birçok projenin sorumluluğunu üstleniyor. Bu koşuşturmacının içinde kendisine ve hobilerine yeterince zaman ayıramıyor. Bir dönem kickbox yapan, aktif olarak sualtı filmleri çeken Ümit Boyner, artık kickbox’la ilgisini tümüyle kesmiş. Yıllar içinde artan yoğunluktan dolayı bu hobisinden uzaklaştığını belirtiyor. “Hem Türkiye’deki iş hayatı daha da hareketlendi, hem çocuklar büyüdü ve sorumlulukları arttı. Sivil toplum örgütlerinde de daha aktif olmaya başladım. Dolayısıyla artık zaman ayıramıyorum. Ama hala kendimi savunacak kadar kickbox yapıyorum” diye konuşuyor. Sualtı film çekimlerine ise yaz tatillerinde yılda iki üç kez gidebildiğini söylüyor. Buna karşın durumundan çok da şikayetçi değil. İş ve özel yaşam dengesini bir şekilde kurmaya çalışıyor. Son dönemde bu yönde attığı en önemli adımlardan biri kısa bir süre önce başladığı yoga. Haftada iki kez yoga yaparak dinleniyor. Stresten arınmak için yogaya başladığını belirten Ümit Boyner, “Onu da haftada iki gün yapıyorum. Bir gün yapmak bile iyi geliyor. Ofiste 10 dakika zaman bulsam nefes egzersizi yapıyorum” diyor.

Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner’le iş dışındaki yaşamını konuştuk.

- Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?
Çalışan biriyseniz ve üstelik kadınsanız gün çok yoğun geçiyor. Güne saat 7’de başlıyorum, oğlum okula gittikten sonra ben de işe geliyorum. Saat 6-7 gibi eve dönüyorum. En aşağı 8 saat çalışıyorum. Zamanımın çoğu Boyner Holding’de ya da TÜSİAD ofisinde geçiyor. Hafta içi iş ve sivil toplum çalışmalarım nedeniyle çok yoğunum. Yoğunluktan dolayı gün içinde başka bir şeye vakit ayıramıyorum.

- Peki stresten arındırmak için neler yapıyorsunuz?
Stresten arınmak için bu yıl yoga yapmaya başladım. Onu da haftada iki gün yapıyorum. Bir gün yapmak bile iyi geliyor. Ofiste 10 dakika bile zaman bulsam nefes egzersizi yapıyorum. Onun dışında akşam evde kitap okuyoruz, film izliyoruz. Hafta sonunda fırsat bulursak açık havaya çıkmaya çalışıyoruz.

- Bir dönem kickbox yapıyordunuz, hala devam ediyor musunuz?
O zamanlar iş hayatım bu kadar yoğun değildi. Hem Türkiye’deki iş hayatı daha da hareketlendi, hem çocuklar büyüdü ve sorumlulukları arttı. Sivil toplum örgütlerinde de daha aktif olmaya başladım. Dolayısıyla artık zaman ayıramıyorum. Ama hala kendimi savunacak kadar kickbox yapıyorum.

- Sivil toplum örgütleri içinde en fazla zamanınızı hangileri alıyor?
KAGİDER’e eskisi kadar vakit ayıramıyorum. En çok TÜSİAD vaktimi alıyor. TÜİSAD Başkan Yardımcısı olduğum için sorumluluğum çok arttı. STK’lara zaman ayırmak gibi işleri hakkıyla yapacaksanız yapmalısınız. Onun bilinciyle bu işlere girmek lazım. Girdiğiniz zaman da sonuna kadar yapacaksınız. Zaman zaman kendimi çok yorgun hissediyorum.

- Dinlenmek için neler yapıyorsunuz?
O zaman da biraz yoga ile rahatlamaya çalışıyorum. Hafta sonunda Ayvalık’a kaçabilirsek, o çok iyi geliyor. Açık havada yürüyüş yaparak, kitap okuyarak dinleniyorum.

Kışın bile eşimle birlikte açık hava yürüyüşleri yapıyoruz. Tam bir oksijen meraklısıyız. Tatillerimizi genellikle spor odaklı yaparız. Ya yürüme olur ya dalma ya da tırmanma....

- Bugünlerde işteki en önemli gündem maddeleriniz nedir?
Üzerinde çalıştığımız iki çok önemli proje var. Bir tanesi Akbank’la yapacağımız ve tam ne olduğunu henüz açıklamadığımız One Projesi... Şu anda en çok ona odaklanmış durumdayız. Bir diğer önemli projemiz ise sanal GSM operatörü projesi. Şu anda grubun en çok vaktini bu ikisi alıyor.

Bunların yanı sıra diğer yatırımlarımıza devam ediyoruz. Değişik formatlarda mağazalar açmaya yöneldik. Boyner’de özellikle güzellik, spor ve ev mağazaları olmak üzere üç tane farklı formatta mağazalar açıyoruz. Alıştığımız anlamda perakende işleri devam ederken, diğer taraftan müşteri ağımızın üzerine kurulmuş yeni iş ve hizmetlerin yer alacağı değişik ürün grupları üzerinde de çalışıyoruz..

- Peki tüm bu projeleri yürütürken bu yıl ne kadar bir büyüme öngörüyorsunuz?
Aslında bu yıl için çok büyük bir büyüme öngörmek hiçbirimiz için doğru olmaz. Biz bu yılki ve önümüzdeki yılki yatırımlarımıza çok daha uzun vadeli bir gelecek çizmeye çalışıyoruz. Bu yıl yeni mağazalarla birlikte büyümemiz yine yüzde 20’lere yaklaşacak.

- Yurtdışında büyüme planlarınızda bir değişiklik var mı?
Bizim Kahire’de bir mağazamız var. Beymen Beyrut’a bakıyor. Onunla ilgili bir çalışmamız var. Ama bölgeye de baktığımız zaman Türkiye’nin en enteresan piyasa olduğunu düşünüyoruz. Yurtdışı odağımız yok. Bizim sektörümüzde yurtdışı çok enteresan değil. Moda perakendeciliğinde Beymen markasıyla Kahire’ye gittik. Dubai enteresan olabilir. Ama o da soru işareti. Dünyada servetin yeniden dağılımı söz konusu. Petrolü ve gazı olan ülkelerde ciddi gelişme var, oralara bakıyoruz. Amerika, Avrupa piyasası ciddi talep krizi yaşıyor. Bu nedenle oralara odaklandığımızı söyleyemem. Ama gelişmekte olan, ilk oyuncu olarak avantaj elde edebileceğimiz pazarlar bizim için daha önemli.

“Dolma Dahil Her Tür Yemek Yaparım”

Sualtında Film Çekiyorum
 Sualtında film çekiyorum. Ama onu da yılda en fazla 2-3 kez, yazın dalışla ilgili tatil yaparsam gerçekleştirebiliyorum. Çok vaktimi verebildiğim bir hobim değil. Film çekerken kendimi çok çok iyi hissediyorum.

Dalmak Meditasyon Gibi
Amatörce filmleri edit etmeye çalışıyorum. Zaten onu o an yaşamak çok güzel, çünkü aklınızı başka hiçbir şeye veremiyorsunuz. Dalış bir tür meditasyon gibi çünkü dikkatli yapmak zorundasınız. Bir sürü değişik şey görüyorsunuz. Ayrıca çok dinlendirdiği için de dalışı seviyorum.

Yemek Yapmak Bir Tür Dinlenme
Yemek yapmayı seviyorum, ama rutin yemek yapıyorum diyemem. Genellikle hafta sonu zaman ayırabiliyorum. Yemek yapmak benim için bir tür dinlenme. Pazar sabahları özellikleri yazın daha çok büyük kahvaltı yapmaya çalışıyorum. Arada balık yaparım. Dolma dahil her tür yemek yapabiliyorum. Ama tatlı kültürüm yok. 

“Eğlenceli Bir Anneyim”

Toplam Beş Çocuğumuz Var
 İki oğlum, 3 tane de üvey kızım var. Yani toplam 5 çocuğumuz var. Çocuklarımla genellikle arkadaş olmaya çalışıyorum. Aslına bakarsanız eğlenceli bir anneyim, otoriter değilim.

Otoriter Ve Korumacı Değilim
 Büyük oğlum 20 yaşında, küçük oğlum 12 yaşında. Modern bir anneyim, çok korumacı değilim.

Sorumluluk Almalarını Sağlıyorum
Çocuklarımın sorumluluk almalarını isterim, sorumluluk almaları konusunda onları teşvik ederim.

Duyarlı Olmalarına Çalışıyorum
Çalışan bir anne olduğumun bilincindeler, bu nedenle genellikle kendi işlerini kendileri yaparlar. Sosyal duyarlılıkları olmasına çalışırım.

Daha Fazla Boş Zamanınız Olsaydı, Neler Yapardınız?

Bisikletle Dolaşırdım
Biraz daha fazla spora zaman ayırırdım. Tabiatta daha çok zaman geçirir, doğayla ilgili bir şeyler yapardım. Her hafta sonu ve hatta hafta içi bisikletle dolaşmak isterdim.

Koleksiyonumu Genişletirdim
Çok amatör bir kumaş koleksiyonum var.
Kumaş koleksiyonuma zaman ayırmak isterdim. Yıllardır yoğun tempodan dolayı dokunamadım.

Çocuklarımla İlgilenirdim
Bu kumaş koleksiyonu için her dönemden hatta 17’inci yüzyıldan kalma küçük küçük kumaşları topluyorum, nerede dokunmuş onları öğrenmeye çalışıyorum. Onun dışında çocuklarıma daha fazla vakit ayırmak isterdim. 

Nilüfer Gözütok
ngozutok@capital.com.tr