Küresel konjonktürde ciddi belirsizlik var. Ortadoğu'daki gelişmeler,
Euro bölgesindeki sorunlar, Amerika'daki sosyal hareketlenme ve küresel
durgunluk ihtimali tüm dünyanın 2012'ye kaygılı bakmasına neden oluyor.
Ancak Türk iş dünyası için tablo bu kadar karamsar değil. Hatta iş
dünyası temsilcilerinin çoğu, 2012'ye umutlu bakmak için çok sayıda
neden sıralıyor. Örneğin, Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem
Boyner, krizlere hazırlıklı perakende sektörünün yeniden şekillenen
dünyada çeşitli fırsatlar yakalayabileceğini düşünüyor. Zorlu Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu ise küresel kriz ortamında
Türkiye'nin küresel imajını daha da yükseltebileceğini öngörüyor. İşte
Türk iş dünyasının yeni yılda umutlu olmasını sağlayan 12 neden...
1-yabancı girişi hızlanacak
2012'ye ilişkin en güçlü beklentiler arasında Türkiye'nin yabancı
yatırımların güvenli limanı olması var. Birçok iş insanı Avrupa'daki
kriz ve belirsizlik ortamının Türkiye'yi dünya arenasında ön plana
çıkaracağını düşünüyor. Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem
Boyner, "Etrafımızdaki bu gelişmeler ve belirsizlikler, gelişim
gösterecek pazarlar kategorisinde yer aldığımız için 2012 yılında
Türkiye'ye ciddi bir yatırımcı sermaye girişi olabileceğini gösteriyor"
diyor. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu da
gelişmiş ülkeler çok düşük büyüme hızlarıyla yetinmek zorunda kalırken
Türkiye'nin 2012'de de yüzde 3-4 oranında büyümesinin dünyanın ilgisini
Türkiye'ye çekeceğini ifade ediyor. "Doğrudan yatırım arayışlarında
bunun önemli faydasını görebiliriz" diye konuşuyor. Garanti Bankası
Genel Müdürü Ergun Özen, son 10 yılda uygulanan ekonomi politikalarının
faydalarının 2012'de görüleceğini savunuyor. "Düşük kamu borçluluğu
ülkenin kredibilitesini artıracak. Bu durum Türkiye'nin küresel
sermayenin öncelikli pazarlarından biri olmasını sağlayacak" diyor.
Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt da aynı noktaya değiniyor. Türkiye'nin
hem uluslararası hem yurtiçi yatırımcıların radarında kalmayı
sürdürdüğünü belirtiyor. Hemen ardından da "Türkiye yüksek büyüme
potansiyeli ve cazip yatırım fırsatlarıyla uluslararası ekonomide
dengelerin yeniden oluştuğu bu dönemde yatırımcılar için adeta
portföylerindeki risklere karşımutlaka bulundurmak zorunda oldukları bir
finansal opsiyon gibi konumlanıyor. Avrupa Birliği'nde işler nasıl
giderse gitsin yatırımcıları fırtınada koruyacak olan sığınak Türkiye
olacak" sözleriyle 2012'den neden umutlu olduğunu anlatıyor.~
2-yeni fırsatlar çıkacak
2012 Türk şirketlerine yeni yatırım fırsatları yaratacak gibi görünüyor.
Birçok şirket yeni yılın kendisine yeni fırsatlar getirmesini bekliyor.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Yahya Üzdiyen de bu görüşte.
Önümüzdeki dönemin kendileri için gelişme ve büyüme dönemi olacağını
belirten Üzdiyen, "Bu bağlamda, yurtiçindeki ve yurtdışındaki alternatif
yatırım alanlarıyla ilgili arayış ve çalışmalarımız devam ediyor.
Beklenen ekonomik krizin yeni yatırım alanlarında karşımıza yeni
fırsatlar çıkaracağına inanıyoruz. Bugünlerin en önemli yatırım alanları
olan enerji ve altyapı sektörlerinin yanı sıra, tüketiciye dokunan iş
kollarındaki birikimimizi de değerlendirebileceğimiz, perakende gibi
alanlarda da yatırım arayışındayız" diyor. Gübretaş Genel Müdürü Mehmet
Koca da yakın coğrafyada yaşanan sorunların ardından bu ülkelerdeki yol
haritasının netleşmesini bekliyor. "Bu bölgelerde yeni pazarların ve
fırsatların doğacağı şüphesiz... Türkiye'nin de coğrafi ve tarihi
avantajlarını kullanması ve şirketlerimize yeni imkanların doğması
mümkün görünüyor. Bu nedenle Gübretaş olarak, yeni fırsatları
değerlendirme konusunda algımızı ve antenlerimizi daima açık tutmaya
çalışıyoruz" diye konuşuyor. AMPD Başkanı ve Teknosa Genel Müdürü Mehmet
Nane de özellikle Ortadoğu'da yaşanan Arap Baharı'ndan sonra Türk
perakendecileri için önemli fırsatlar çıkacağını düşünüyor. "Orta vadede
çok güneşli bir ortam görünüyor. Arap Baharı'ndan sonra Ortadoğu'da
perakende sektörü önemini artıracak. Bunun yanı sıra 2012 yılında krizin
etkilerinin ve yorgunluğunun daha yoğun hissedildiği Avrupa ülkelerinde
Türk perakende yatırımcıları ve markaları için büyük fırsatlar
oluşacak" diyor.
3-rekabet gücü artıyor
Yurtdışı pazarlardaki çalkantılar Türkiye'nin rekabet gücünü ön plana
çıkarıyor. Ülke, beyaz eşyadan tekstile, turizmden perakendeye birçok
sektörde Avrupalı üretici ve tüketicilerin tercihleri arasında daha
fazla sıyrılacağa benziyor. 2012'ye dair umutlu olan birçok iş insanı da
bu durumun altını çiziyor. TURKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Erdem
Çenesiz, küresel piyasalarda talebin oldukça gerilediği bir ortamda,
TL'deki aşırı değerlenme baskısının ortadan kalktığını belirtiyor. Bunu
da ihracatın rekabet gücü açısından olumlu olarak değerlendiriyor.
"Ayrıca AB'deki üreticilerin gelişen olumsuzşartlar altında üretimlerini
kısmaları, bazı sektörlere fason üretim taleplerinin gelmesiyle de
sonuçlanabilir" diyor. Yeşim Tekstil CEO'su Şenol Şankaya, hazır giyim
ve konfeksiyon sektörünün Avrupa'nın içinde bulunduğu krizden dolayı
kısa terminli siparişlerden daha fazla pay almaya başlayacağını
söylüyor. "Ellerinde stok tutmak istemeyen Avrupalı alıcılar kısa
periyotlarda daha hızlı alımlar yapmak isteyecek. Türkiye, hızlı servis
verebilirse Avrupa'ya yakınlığından dolayı bu konuda bir avantaj elde
edebilir" diye konuşuyor. Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül de
Avrupalı ve Amerikalı birçok beyaz eşya üreticisinin önümüzdeki dönemde
düşük talep ve fiyat baskısı nedeniyle üretim miktarlarını kısmak
durumunda kalacaklarına dikkat çekiyor. Var olan iş modellerinde
Avrupalı üreticiler düşük marjlarla çalışamayacakları için kendileri
gibi Türk şirketlerinin özellikle Avrupa pazarlarında rekabet gücüyle
öne çıkacağını söylüyor. "Krizde ekonomik ürünlerin satışları artıyor.
Daha ekonomik ürünlerde Türkiye'nin şansı daha fazla" diyor.~
4-KOŞULLARI AVANTAJA ÇEVİREBİLİRİZ ÇOK HIZLI BÜYÜDÜ 2012 yılı İçin son dönemlerde Türkiye'de şahit
olduğumuz hızlı büyüme rakamlarından daha konservatif tahminler
yapılıyor. Ancak unutmamak lazım ki son dönemlerde Türkiye gerçekten çok
hızlı bir büyüme gerçekleştirdi ve bu büyümenin ivmesinin yavaşlaması,
ekonominin büyümesini durduracağı anlamına gelmiyor. YENİDEN YAPILANMA YILI Bununla beraber dünya genelinde baktığımız
zaman, 2012 yılı çoğu bölge için bir yeniden yapılanma yılı olacak gibi
duruyor. Özellikle Avrupa'nın ve Orta Doğu'nun bu yıl içinde çok ciddi
adımlar atmaları ve yeni bir düzen oturtmaları gerekli. HAZIRLIKLIYIZ Bizim de perakende sektörü olarak ekonomideki bu
gelişmelerden etkilenmememiz mümkün değil. Ancak işin iyi tarafı şu ki
bu sefer çok önemli bir avantajımız bulunuyor: Gelişebilecek bu krizi
önceden görebiliyoruz ve hazırlıklıyız. Daha önce yaşadığımız kriz gibi
aniden bastırmayacağı için elimizde koşulları avantajımıza
çevirebileceğimiz hem zamanımız hem çok değerli tecrübelerimiz var. HEDEF KÜÇÜLTMÜYORUZ Bütün bu beklentiler neticesinde biz Boyner
Grubu olarak 2012 yılı büyüme hedeflerimizi küçültmüyoruz. Mağaza
açılımlarımıza devam edeceğiz, ancak bu büyümeyi temkinli bir şekilde
gerçekleştireceğiz. Riskli kararlardan kaçınarak ve çok daha rasyonel
çalışarak 2012 yılındaki büyüme hedeflerimizi yakalayacağımıza
inanıyoruz. Krizden öğrendiklerimiz sayesinde, Boyner Grubu olarak
kendimizden emin bir şekilde, umutla 2012 yılına doğru
ilerleyebiliyoruz.
5-yatırıma ihtiyaç var!
Birçok sektörde yatırıma duyulan ihtiyaç 2012'de sektörlerin büyümesini
sürükleyecek. Bu sektörler arasında enerji, inşaat, havacılık ve gıda
ön sıralarda geliyor. Bu sektörlerde yer alan şirketler de yeni yıla
dair oldukça umutlu. Örneğin ağırlıklı inşaat ve enerji sektörlerinde
faaliyet gösteren GAMA Holding'in yönetim kurulu başkanı Ergil Ersü,
kendi perspektiflerinden Türkiye'de olumsuz bir tablo olmadığını
söylüyor. 2012'de yatırımlarının tüm hızıyla süreceğini belirten Ersü,
"2012 yılına Türkiye'de üstlendiğimiz 4 büyük yeni elektrik santralı
yapım sözleşmeleri ile giriyoruz. Ülkemizin artan enerji talebi bu
yatırımları gerekli kıldığı gibi, ilave yatırımların da önü açık
görünüyor. Diğer taraftan GAMA'nın faaliyet alanları olan Orta Doğu,
Rusya ve Avrupa'da da mevcut ekonomik görünümde dahi enerji
yatırımlarının durmayıp devam edeceğini öngörüyoruz" diyor. Havacılıkta
da tablo benzer nitelikte... TAV Havalimanı Yatırımlar ve İş Geliştirme
Direktörü Serkan
Kaptan, havacılık sektöründe geçtiğimiz 2 yılda gerçekleşen düzelmenin
artarak devam etmesinin 2012 için umutlu olma nedenleri olduğunu
söylüyor. "Ayrıca hem uluslararası hem ulusal araştırmalar, havacılık
sektörünün büyümesinin 2012 yılında da artarak süreceğini gösteriyor.
Gelişmekte olan pazarlarla artan sektörel faaliyetler, 2012 yılı için
sektörün gelişimine dair önemli bir sinyal olarak algılanıyor"
sözleriyle durumu anlatıyor.~
6-"İMAJIMIZI YÜKSELTME FIRSATI BULABİLİRİZ" REKABET GÜCÜ Bankacılık sistemimiz güçlü. Mali disiplini korumaya
devam ediyoruz. Büyümede beklenen yavaşlama, cari açık sorunumuza daha
kısmi de olsa bir fren getirecek. Tüketici güveni hala yüksek sayılır.
İç talep belki daralacak ama devam edecek. En önemli İhraç
pazarlarımızdakl daralmanın olumsuz etkilerini, İç pazarda ve yeni İhraç
pazarları yaratarak, kl bir süredir buna var gücümüzle çalışıyoruz,
sınırlı da olsa karşılayabiliriz. TL'nln değerindeki gerileme de
ihracatımızın rekabet gücünü nispeten artırdı. YUMUŞAK GEÇİŞ Gelişmiş ülkeler yüzde 0-2 gibi büyüme oranları İle
yetinmek zorunda kalırken biz hala yüzde 3-4 büyüyebileceğiz. Tabii
kredi maliyetlerinin, enflasyonun beklenenin ötesinde bir tırmanış
göstermemesi lazım. Cari açığımızı finanse edecek kaynaklara
erişebilmemiz gerekli. Toplam olarak baktığımızda, bence biz 2012'deki
küresel daralma ortamını, yumuşak bir biçimde gerimizde bırakabiliriz. DÜNYANIN İLGİSİ Böyle bir ortamda ülke olarak küresel imajımızı
biraz daha yükseltme fırsatını bulabiliriz. Bugün ülkemiz, stratejik ve
jeopolitik konumu, bölge ülkeleriyle her gün daha da gelişen ilişkileri,
yüksek büyüme potansiyeli, insan kaynağı gibi unsurlarla yıldızı
parlayan ülkelerden bir tanesi. Bunun en önemli taşıyıcı unsuru
ekonomideki başarımız. Gelişmiş ülkeler çok düşük büyüme hızlarıyla
yetinirken, bizim yüzde 3-4 büyümemiz yine dünyanın ilgisinin üzerimizde
toplanmasına neden olacak. Doğrudan yatırım arayışlarında bunun önemli
faydasını görebiliriz.
7-gıdadaki büyük iştah
Gıda sektöründeki şirketler de birçok sektördekine göre yeni yıla rahat
giriyor. Esas Holding Gıda Grup Başkanı Babür Çelebi, yeni yılda gıda
pazarının büyümesini sürdüreceği görüşünde. "Büyük bir iç pazarımız var"
diyen Çelebi, genç nüfusu, gelir seviyesinin yükselişini ve özel
tüketim harcamalarının artışını sektörü büyüten önemli faktörler olarak
sıralıyor. 2012 yılından daha da umutlu olduklarının altını çizen
Çelebi, "Gıda alanındaki yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyor
olacağız. 2012 yılında gıdadaki büyümemiz sadece organik olmayacak.
Satın alma fırsatlarını değerlendireceğiz" diyor. Türkiye'nin en büyük
gıda kuruluşlarından Panko-birlik'in genel başkanı Recep Konuk,
Türkiye'de yatırım ortamından oldukça umutlu olduğunu söylüyor.
Yatırımlara uzun vadeli baktıklarını belirten Konuk, . "Devam eden
yaklaşık 250 milyon dolarlık yatırımı-f mızı 2012'de tamamlamayı
planlıyoruz. Bunların dışında yaklaşık 45 projemiz devam ediyor. Bütün
bu yatırımlar ülkemizin geleceğine olan güvenimizde samimi olduğumuzu
gösteriyor" diyor. Türkiye'nin en büyük fast food şirketi TAB Gıda da
2012'de büyümede hız kesmek niyetinde değil. TAB Gıda CEO'su Caner
Dikici, yeni yılda tüketimin artacağı görüşünde. 2012 yılında yapılması
beklenen gıdadaki KDV indirimi ve etle ilgili ciddi düzenlemeler
nedeniyle fiyatlarda ucuzlama olacağını anlatan Dikici, "2011'de 180
restoran açtık. 2012'de de 150-180 yeni restoran açmayı planlıyoruz"
diye konuşuyor.
8-marjlar düzelecek
Rafinaj sektörünün en temel performans göstergesi rafineri marjındaki
gelişim. 2011 yılında Arap Baharı'nın getirdiği petrol arz darboğazının,
ham petrol fiyatlarını hızla yükselttiğine ve petrol ürünlerinin bu
yükselişe ayak uyduramadığına şahit olduk. Ürün ve ham petrol fiyatları
arasında daralan fark Akdeniz rafineri marjını 2011 yılında ortalama
1,15 dolar/ varil seviyesine düşürdü. Ancak 2012 yılında bu marj
rakamında daha fazla daralma beklenmiyor. Türkiye'nin en büyük şirketi
Tüpraş, bu açıdan 2012'ye oldukça iyimser bakıyor. Tüpraş Genel Müdürü
Yavuz Erkut, rafineri marjlarını negatif etkileyen ve gerçekçi fiyata
dayanmayan hammaddeden kaynaklanan gelişmelerin 2012'de ortadan
kalkacağını tahmin ediyor. Erkut, "Sektör açısından daha olumlu
marjlarla çalışmayı umuyoruz. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre
2011 yılında 0,90 milyon varil/ gün artan dünya petrol talebinin 2012
yılında 1,31 milyon varil/gün ile daha yüksek olacağı öngörülüyor.
Rafineri marjlarına ilişkin olumlu katkının buradan da gelmesini
bekleyebiliriz" diyor. Sigorta sektöründe de marjlarda düzelme
beklentisi var. Anadolu Sigorta yetkilileri, 2012'de yapılacak yasal
düzenlemelerle Türk sigorta sektöründe sağlıklı bir büyüme trendi
yakalanacağını ümit ediyor. Yetkililer, "Sektörde yaşanmakta olan
kıyasıya fiyat rekabetinin 2012 yılında, doğru riske doğru fiyatlama
eksenine kayacağını düşünüyoruz" sözleriyle beklentilerini paylaşıyor.~
9-LİKİDİTE PROBLEMİ YOK LİKİDİTE PROBLEMİ YOK Türk bankacılık sektörü regüle ve disiplin
içinde faaliyetlerini sürdürüyor. Sektörümüz böylesi bir ortamda
yaklaşık yüzde 16,6 seviyesinde bulunan güçlü sermaye yeterlilik oranına
sahip. Sektörde likidite problemi yok. Kredi kullanımı düşük
seviyelerde bulunuyor. 6 MİLYON BANKA KULLANMIYOR Son 2 yıldır gündemde olan Avrupa borç
krizinde de sektörümüzün yüksek borçlu ülkelerde oldukça sınırlı
pozisyonu bulunduğunu görüyoruz. Türk bankacılık sektöründe temel
bankacılık ürünlerindeki penetrasyon oranları gelişmiş ülkelerdeki
göstergelere göre hala düşük seviyede. Ülkemizde 6 milyon hane halkı
halihazırda banka kullanmıyor. ÖNEMLİ BÜYÜME FIRSATLARI Temel bankacılık ürünlerinde önemli
büyüme fırsatları barındıran Türk bankacılık sektörünün, kârlı ve
değerli Türk bankalarının, yaşadığımız çalkantılı dönemde bile
yabancıların ilgi odağı olmaya devam ettiğini görüyoruz. Bu veriler
bankacılık sektörümüzün yüksek büyüme potansiyeli olduğunu gösteriyor. EN KÖTÜ SENARYODA NE OLUR? Ekonomimizdeki düşük borçluluk
oranları ve iç talep 2008'de yaşanan global kriz sonrası V şeklinde
toparlanma yaşamamızı sağlamıştı. Avrupa bölgesinde yaşanabilecek en
kötü senaryonun gerçekleşmesinde dahi aynı dinamiklerin ekonomimizde
hızlı ve güçlü bir toparlanmaya yardım edeceğini düşünüyoruz. Bu
sebeplerden ötürü Türkiye olarak 2012'ye umutla bakıyoruz, yeni yıla
moralle ve enerjiyle giriyoruz.
10-daha az kaotik bir yıl
Her ne kadar ekonomi çevreleri dünya ekonomisi için karamsar bir tablo
çizse de Türkiye ekonomisi finans sektöründen aldığı güçle daha sağlam
bir görünüm ortaya koyuyor. Türk iş dünyasının finans sektörüne ilişkin
güçlenen güveni, yeni yılda büyüme planlarında daha iddialı olunmasına
neden oluyor. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergün Özen, 2012 yılının
2011'e göre bankacılık açısından daha kestirilebilir, daha az kaotik bir
yıl olmasını bekliyor. Özen, "Bankacılık 2012 yılında da sağlayacağı
kredilerle Türk sanayisinin ve ekonomisinin gelişmesinin en önemli
unsurlarından biri olmaya devam edecek" diyor. Yapı Kredi CEO'su Faik
Açıkalın, 2012'nin bankaların gider disiplini ve verimlilik artışlarına
odaklanacağı bir yıl olacağını ifade ediyor. "Bankacılık, sağlam
likidite pozisyonu, güçlü sermaye ve bilanço yapısı sayesinde diğer ülke
bankalarına göre çok daha kuvvetli bir pozisyonda olacak" diye
konuşuyor. Bayraktar Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar da
hükümet ile Merkez Bankası'nın koordineli çalışması ve Türkiye'ye özgü
yaratıcı çözümlerin piyasayı iyi dengelediğini ifade ediyor. Bu durumun
da lokomotif sektörlerden biri olan otomotivde olumlu bir hava
yarattığını söylüyor. "Merkez Bankası'nın yarattığı faiz aralığı sonunda
piyasayı iyi bir yerde dengelemesi sonucu, faizlerin nisan-mayıs ayı
ile beraber tekrar inmesiyle büyüme sürecine geçeceğimizi düşünüyoruz"
diyor.~
11-"BÜYÜME DÖNEMİ OLACAK" TİCARİ İLİŞKİLER ARTACAK Siyasi istikrar ve buna bağlı yüksek
tüketici güven endeksi, 2012 yılına bakışımızı iyileştiriyor. Diğer
yandan, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyadaki etkinliğinin belirgin
bir şekilde artması da önemli bir avantaj. Politik ve sosyal anlamda
Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri için model bir ülke olmamız, bu
ülkelerle olan ticari ilişkinin de yoğunlaşarak artmasına katkı
sağlayacak. RİSKLER İÇİN SEÇENEK 2012 yılı için gelişmiş ekonomilerde yüzde
0,5'lerde bir büyüme yani durgunluk beklenirken, bölge ülkelerinin de
aralarında olduğu gelişmekte olan ekonomiler için yüzde 6 civarında
büyüme beklentisi, dış pazar konusunda karşı karşıya kalacağımız
riskleri bertaraf etmemiz için seçenekler sunacak. EN GÜÇLÜ FİNANS SEKTÖRÜ Bu göstergelerin yanı sıra, Türkiye'nin
sermaye yeterliliği açısından dünyanın neredeyse en güçlü finans
sektörüne sahip olması, düşen işsizlik oranı, genç ve dinamik iş gücünün
sağlayacağı katma değer, AR-GE çalışmaları için ayrılan payın ciddi
şekilde yükseliyor olması gibi nedenler, 2012'ye ilişkin
beklentilerimizi olumlu etkiliyor. YENİDEN YAPILANMA YILI Biz grup olarak, 2011 yılını yeniden
yapılanma ile geçirdik. Mevcut yatırımlarımızda içinde bulunduğumuz
sektörlerdeki büyüklüğümüzü ekonomik ve yönetsel anlamda optimize etmek
üzere bazı iştiraklerimizi sattık. Önümüzdeki dönem ise bizim için bir
gelişme, büyüme dönemi olacak.
12-yenilikçilik coşacak
Yeni yılda tüketime yenilikçi uygulamalarıyla damga vurmaya hazırlanan
şirketler büyüme konusunda daha iddialı hedefler koyuyor. Mobilya
sektöründeki Doğtaş da bu grupta. Doğtaş Yönetim Kurulu Başkanı Davut
Doğan, geçtiğimiz yıl yüzde 32 büyüdüklerini 2012'de de yüzde 40 büyüme
planı yaptıklarını açıklıyor. Büyümenin yeni ürünlerle tanıtıma daha
fazla yatırım yaparak süreceğini de ekliyor. 2012'den umutlu olduğunu
belirten Doğan'a göre bu yıl Türkiye ekonomisi yüzde 3 büyürken mobilya
yüzde 8-10 aralığında büyüme kaydedecek. Gerek yurtiçi gerek
yurtdışındaki fırsatları değerlendirmeyi hedeflediklerini ifade eden
Doğan, krizlerde her zaman daha fazla büyüme gerçekleştirdiklerinin de
altını çiziyor. Beyaz eşya sektörü de ekonominin üzerinde büyümek
niyetinde. Electrolux Türkiye Genel Müdürü Figen Gözübüyük, sektöre ve
kendilerine büyümeyi, yenilikçi ve çevreci ürünlerle bu ürünlere olan
artan talebin getireceğini söylüyor. Telekom şirketleri yenilikçi
uygulamalarla ön plana çıkmaya çalışacakları 2012'den umutlu. Turkcell
Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler, dünya çapında örnek gösterilen
mobil geniş bant teknolojileri ile mobil internet alanındaki güçlü
büyümelerinin devam edeceğini öngörüyor. "Mobil uygulama ve çözümlerin,
akıllı cihazların yükselişi, orta ve uzun vadede devam edecek. Bu
trendin yeni uygulama ve servislerin de yaygın olarak kullanılmaya
başlanmasıyla birlikte 2012'de de süreceğini düşünüyoruz" diyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?