Krizin tavan yaptığı 2008’de, herkesin ajandasında aynı madde bir numaraydı: Ayakta kalmak. Neredeyse hepsi, 2008’i krize karşı önlem alarak, değişen koşullara uyum sağlayarak geçirdi. Pek çoğu 200...
Krizin tavan yaptığı 2008’de, herkesin ajandasında aynı madde bir numaraydı: Ayakta kalmak. Neredeyse hepsi, 2008’i krize karşı önlem alarak, değişen koşullara uyum sağlayarak geçirdi. Pek çoğu 2009’un da zor geçeceğine inanıyor. Türkiye’nin dev şirketlerini yöneten CEO’ların bu nedenle gündemleri de zorlu işlerle dolu. Kimi şirketini büyütmenin yolunu arıyor kimi mevcudu ve payını koruma peşinde. Bazıları ise yurtdışında fırsat avında… İşte Türkiye’nin en büyük şirketlerini yöneten 8 CEO’nun zorlu gündemi…
“Aynı anda pek çok konuyu önceliklendirerek yönetmemiz gerekiyor. Bunlardan en önemlisi büyüme alanlarımızı tespit etmek. Özellikle yurtdışı piyasalarda markalarımızın konumlandırılması ve yönetilmesi öncelikli konularım arasında. Tüm bunları gerçekleştirebilmek için kuvvetli bir tedarik zinciri yönetimine ihtiyaç var. Dolayısıyla tedarik zinciri sürecimiz de ajandamda çok üst sıralarda yer alıyor. Verimlilik projeleri diğer ajanda konularım arasında. Dünya değişiyor, sektörümüz değişiyor. Her şeyin değiştiği bir dönemde, Arçelik’te de bir değişim ihtiyacı var. Bu da bu değişimi sağlayacak çalışmaları yapmamızı, ihtiyacı belirleyip ona göre gerekli tedbirleri almamızı gerektiriyor.”
Arçelik Genel Müdürü Levent Çakıroğlu, “zor ajandasını” yukarıdaki sözlerle anlatıyor. Gerçekten de Çakıroğlu için 2009 ve takip eden yıl zorlu geçecek. Benzer durum, “Bu yıl kriz nedeniyle stok yönetimi ve risk yönetimine daha çok ağırlık verdik. Daha ziyade fiziksel hedge ile kendimizi korumaya çalışıyoruz” diyen Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut içinde geçerli. Onun ajandası da zor işlerle dolu. Zamanının büyük bir kısmını riskleri yönetmenin aldığını söyleyen Erkut, “Ajandamın en zorlu maddesi değişen piyasa şartlarında Tüpraş’ın ticari faaliyetlerini konumlandırmak” diye konuşuyor. Çakıroğlu ve Erkut gibi Türkiye’nin dev şirketlerini yöneten CEO’ların ajandası zor işlerle dolu. 2008’de krizle boğuşan CEO’lar, 2009’un ilk çeyreğinde ciddi piyasa daralmaları ile savaştı. Krizin ne zaman biteceği ise hala belli değil. Dolayısıyla dev şirketlerin CEO’larının işi 2009 ve 2010’da, 2008’den çok daha zor.
Türker’in Liderlik Hesabı
İşi zor CEO’ların başında Türkiye’nin en büyük akaryakıt dağıtım şirketi Petrol Ofisi’nin CEO’su Melih Türker geliyor. Petrol Ofisi, 2008 yılını yüzde 28,2 büyüyerek 17,2 milyar TL ciroyla kapattı. Ancak petrol fiyatlarındaki gerileme ve sektörün daralması, Petrol Ofisi’nin 2009 ilk çeyrek sonuçlarına yüzde 14’lük ciro azalması olarak yansıdı. Aslında bu ciro düşüşü, sektör ortalamasının altında kaldı. Şirket tüm segmentlerde liderliğini korudu. Üstelik aynı dönemde Petrol Ofisi’nin vergi ve amortisman öncesi kârı yüzde 41 oranında artarak, 204 milyon TL’ye ulaştı. İşte Türker’in işinin daha da zorlaşmasının nedeni bu.
Türker, bu başarıyı 2009’un tamamına yayabilmek ve pazar payını korumak için çalışacak. “Ekip olarak verimliliği artırmak için yoğun çaba harcıyoruz. Masrafları sürekli gözden geçiriyorum. 2008 ve 2009 ilk çeyrekte elde ettiğimiz başarının en önemli nedeni, maliyet kontrolü ve verimlilik çalışmalarımız” diye konuşan Türker, 2009 ve 2010’daki önceliklerine ilişkinse şöyle devam ediyor: “Her zaman ilk önceliğimiz tüketicilere en üstün kaliteli ürün ve hizmet sunmaya devam etmek olacak. Gündemimin en önemli maddeleri pazar payımızı korumak, sektörün gelişimine yön veren projelere devam etmek ve tüketicilerimize fayda sağlayan uygulamaları sürdürmek.” EPDK’nın akaryakıt fiyatlarına müdahalesini de gündemini meşgul eden en önemli konular arasında sayan Türker, sektörün de kendilerinin de bu durumdan dolayı endişeli olduklarını belirtiyor. Makro bazda ise 2009’u krizin etkisini minimumda tutarak tamamlamayı; 2010 ve sonrasında ise sürdürülebilir büyüme planları doğrultusunda yatırımlarını sürdürmeyi hedeflediklerini ifade ediyor.
Kotil Fırsat Peşinde
2008, hava taşımacılığı sektörü için tam anlamıyla dünyada yıkım yılıydı. Tüketicilerin kriz dönemlerinde havayolu dışındaki alternatiflere yönelmesi, dünya havayolu devlerini dar boğaza soktu. Sektörde önemli satın alma ve birleşmeler yaşandı. İşte Temel Kotil, bu ortamda genel müdürü olduğu Türk Hava Yolları’nı organik yollarla yüzde 35’in üzerinde büyütmeyi başardı. THY’nin cirosunu 6,1 milyar TL düzeyine taşıdı. Kotil, 2003 yılından itibaren hayata geçirdiği büyüme vizyonu çerçevesinde yatırımları sürdürüyor. 2009’a dair büyüme planı da oldukça iddialı.
2009 yılı içinde şirketin koltuk kapasitesi yüzde 20 artırıldı. Böylece 2008’de 22,5 milyon olan yolcu sayısının 2009 sonunda 26,7 milyon’a çıkacağı öngörülüyor. Kotil, THY’nin cirosunu ise yıl sonunda 7,5 milyar TL’ye taşımayı hedefliyor. “Küresel ekonomik darboğaza rağmen büyüme hedeflerimizden vazgeçmedik, krizi fırsata dönüştürmek için çalışmaya devam ediyoruz” diye konuşan Kotil, 2010’da sipariş etmeyi planladığı 105 uçağın katılımı ve finansmanı konusunda yol alacaklarını söylüyor.
Kotil, 2010 yılında ajandasının en önemli maddelerine ilişkin sözlerine şöyle devam ediyor: “Özellikle transit ve business yolcu trafiğini arttırmak istiyoruz. Dıştan dışa transit yolcu sayısında, son yıllarda gerçekleştirdiğimiz yüzde 40-50 arasındaki büyüme oranını devam ettireceğiz. 2010’un ikinci yarısında filomuza 22 geniş gövdeli uçak katılacak. 2010’da uzun menzilli noktalarda pazar konumumuzu ciddi ölçüde büyütmeye ve güçlendirmeye odaklanacağız.”
Opet Finansa Odaklandı
Cüneyt Ağca, geçen yıl Opet’in genel müdürü oldu ve bir yıl gibi kısa sürede Opet’i Türkiye’nin en büyük 500 şirketi sıralamasında 10’uncu sıradan 7’nciliğe yükseltti. EPDK’nın tavan fiyat uygulaması, petrol fiyatları ve kurlardaki oynaklığa rağmen şirketin payını ve satışlarını artırmayı başardı. Sonuçta Opet, kendi sektöründe 3’üncü sırada yer aldı.
Bu yıl sektör ikinciliğini hedeflediklerini söyleyen Cüneyt Ağca, başarılarında dinamik ve hızlı hareket etmelerini sağlayan yapılarının önemli yer tuttuğunu söylüyor. Ağca, bu yıl ajandasında yönetmesi en zor maddenin ise finansal göstergeler olduğunu itiraf ediyor. “Her ne kadar kriz döneminde satış hacmimizi ve pazar payımızı artırmayı başardıysak da aynı performansı finansal sonuçlara yansıtmak mümkün olmadı” diyen Ağca, 2010’da da bu konunun önemini koruyacağı görüşünde.
Ağca, kârlılığın düştüğü sektörde önceliğin 2010’da da pazar payını artırmak olacağını söylüyor. Bunun için de yılda ortalama 80 ila 90 istasyon açma stratejisini sürdüreceklerini belirtiyor.
Finansal göstergelerin dışında tavan fiyat uygulaması, petrol fiyatları ve kur hareketleri de Ağca için 2010’da yakından takip edilmesi gereken konuların başında geliyor. Tavan fiyat uygulamasının sektördeki kârlılıkları sınırlandırdığını söyleyen Ağca, “EPDK 2 ay süreyle tavan fiyat uygulamasına geçti. Sektördeki 50 civarındaki şirketin ve yaklaşık 13 ila 14 bin bayinin kârlılıkları sınırlandı. 2 ay sonunda ve takip eden dönemde ne olacağı çok daha önemli. Bu durum sektördeki yatırımı, istihdamı, hizmeti, kaliteyi, tüketiciye sunulan promosyonları etkileyebilecek” diyor.
“Öncelik, Büyüme ve Verimlilik”
Gıda perakendesi, dinamik yapısından dolayı yönetmesi en zor sektörlerin başında gelir. Özellikle harcamaların daraldığı kriz dönemlerinde, müşteri beklentileri sürekli değişiklik gösterir. Migros’un genç genel müdürü Özgür Tort, bu zor dönemde önceliğini büyüme ve verimliliğe verdiğini söylüyor. Tort, krize rağmen yatırımlara aksatmadan devam ediyor. Ajandasının en önemli gündem maddesini ise yeni mağaza açılışları oluşturuyor.
“Haftada 8 yeni mağaza açıyoruz. Bu yıl toplamda 400 yeni mağaza açmış olacağız” diyen Tort, yıl sonunda 6 milyar ciroya ulaşmayı hedefliyor. 4 yıllık hedefi ise Migros’u 2 kat büyüterek 3 bin mağazaya ulaştırmak.
Tort, büyüme ve yeni yatırımların dışında Migros Ticaret içindeki farklı markaların özgünleştirilmesi ve bu konudaki müşteri algısının pekiştirilmesi çalışmalarına da ciddi zaman harcadığını söylüyor. Ancak tüm bunların yanında verimlilik, yerelleşme ve yenilikçilikle ilgili faaliyetler de ajandasında önemli bir yer tutuyor. Müşterilerinin çok değişik beklentilerine ayak uydurarak büyümeyi sağladıklarını söyleyen Tort, gündemini şöyle anlatıyor:
“Önümüzdeki 4 yıl içinde 2 kat büyüme hedefimiz var. 4 yılda 3 bin mağazaya ulaşmayı planlıyoruz. Halen 16 bin olan çalışan sayımız da önümüzdeki 2 yılda 28 bin olacak. 2010 yılında da bu hedefler çerçevesinde yeni mağazalar açmayı ve büyüme odaklı yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Gıda perakendesi sektörünün en verimli şirketi olarak bu pozisyonumuzu pekiştirme çalışmalarımız aynı hızda devam edecek.”
Dr. Paul Doany / Türk Telekom Ceo’su
“Komşulardaki Fırsatlara Bakıyoruz”
Avea Güçlü İkinci Olacak
Mali performans her zaman öncelikli hedefimiz. Yönetim ekibimizin de odak noktası bu. Maliyetlerimizi kontrol ediyoruz ancak hem Türk Telekom’da hem Avea’da çok güçlü altyapı yatırımları yapmaya devam ediyoruz. Avea, mobil pazarda güçlü bir ikinci operatör konumuna gelecek. Yakınsama ürünlerine ve hizmetlerine de odaklanacağız. Bu heyecan verici yeni bir dönem olacak.
Ajandamın Zorlu İşleri
Operasyonel verimliliği artırmak ve maliyetleri kontrol etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye’deki bilgisayar penetrasyonunun artırılması için çalışıyoruz. Ülkedeki her ilçeye internet evleri kurarak, internet kullanımını yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Diğer yandan Avea’nın güçlü bir ikinci operatör olması yönünde eşsiz mobil operasyonlarımızı iyi yönetmemiz gerekiyor.
2010 Genişleme Yılı
2009 yılında konsolide olarak yüzde 8-10 aralığında büyüyeceğiz. 2010’da iştiraklerimizi, ABD, Orta/Güney Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Orta Asya dahil uluslararası genişleme konusunda destekleyeceğiz. Özelleştirmeler ve satın almalar da dahil olmak üzere komşu ülkelerde yatırım fırsatlarına bakıyoruz.
Sedat Yalınkaya/Goldaş Kuyumculuk Ceo’su
“Pek Çok Şirket Gibi Beklemedeyiz”
Temkinli Gidiyoruz
2009, dünya genelinde zor geçiyor. 2008 yılında ciromuz, yüzde 27,8’lik bir azalma ile 3,2 milyar TL’ye geriledi. Bu tablo, yılın son çeyreğinde olumluya dönecek. Şu an pek çok şirket gibi beklemedeyiz. Gelişmeleri takip edip daha temkinli hareket ediyoruz. Gündemimize yeni eklenen madde yok. Kriz öncesi hedeflerimize odaklanacağız.
2009 Revizyonla Geçti
Belirsizlik en büyük sıkıntıydı. Krizin hangi noktaya kadar derinleşeceğini ve nerede duracağını tahmin etmeye, buna göre pozisyon almaya çalıştık. Uzun vadeli planlamalar yapan bir şirket olmamıza rağmen kısa vadeli, hatta aylık revizyonlarla hareket etmeye özen gösterdik. 2009’un son ayları için ümitliyiz, ancak yıl sonu hedeflerimizi net olarak ortaya koyamıyoruz.
2010’da Pazar Arayacağız
2010’un 2009’a göre daha az zorlanacağımız bir yıl olacağını düşünüyorum. Kriz öncesi rakamları için 2010 ve sonrasını beklemek olası görünüyor. 2010’un en önemli gündem maddeleri arasında perakende alanındaki faaliyetlerimizi, markamıza yapacağımız yatırımları ve potansiyel pazar arayışlarını sayabiliriz.
Turhan Talu/Phılıp Morrıs Sabancı Genel Müdürü
“2010 Daha Zor Bir Yıl Olacak”
Liderliği Koruyacağız
Türkiye pazarındaki lider konumumuzu devam ettirmek istiyoruz. Önümüzdeki 1,5 yılda ajandamın en önemli maddesi, liderliği sürdürmek ve pazar payımızı artırmak olacak. Bunu da başaracağımızı düşünüyorum.
Regülasyonlar Arttı
Dünya son krizle birlikte şirketlerin regülasyonlarla daha fazla karşılaştığı bir sürece girdi. Hükümetlerin sektörlere olan etkilerini, ek düzenlemeler yoluyla yapma isteği arttı.
Ajandamın En Zor Maddesi
Türkiye’de yasal düzenleme, sektörel diyaloglara pek başvurulmadan yapılıyor. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK), sektörü tamamen dışarıda bırakarak düzenlemeler yapıyor. Bu yüzden TAPDK ile ilgili ilişkiler ajandamın en zor maddesi.
Verimlilik Öne Çıkacak
2010, mutlaka daha zorlayıcı bir yıl olacak. Yaşanan ekonomik kriz, verimliliğin artırılmasını gündemin ön sıralarına taşıdı. 2010 yılında verimlilik her alanda ön plana çıkacak.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?