Vestel CEO’su Turan Erdoğan ile yaptığımız söyleşinin detayları ise şöyle...
Özlem Aydın Ayvacı
oaydin@capital.com.tr
Vestel, 2021 yılına hızlı bir giriş yaptı. Geçen yıla göre ilk üç ayda yüzde 55’lik bir büyümeye ulaştı. Vestel CEO’su TURAN ERDOĞAN, yeni büyüme alanlarına odaklandıklarını söylüyor. Elektrikli araç sarj cihazları, lityum iyon batarya, şarjlı elektrikli süpürge, display teknolojileri ve otomotiv elektroniğinde dünyadan çok büyük talep aldıklarını belirten CEO, “Otomotiv sektörü artık bizim için en önemli büyüme alanlarından biri” diyor.
Vestel, 2020’yi pandemiye rağmen yüzde 25 büyüme ve 21,5 milyar TL ciroyla kapattı. İhracat şampiyonu olan şirketin gelirlerinin yüzde 73’ü yine dış satışlardan geldi. Vestel CEO’su Turan Erdoğan, yurt dışı kârlılıklarının artan döviz kurlarından olumlu etkilendiğini söylüyor. İç piyasada ise artan pazar payının kârlılıklarına olumlu yansıdığını anlatıyor. 2021’e de hızlı bir başlangıç yaptıklarını ifade eden Erdoğan, “Yılın ilk çeyreğinde 23’üncü kez ihracat şampiyonu olduk. Dünyanın 157 ülkesine ulaştırdığımız teknolojimizle sürdürülebilir bir ihracat başarı grafiğine sahibiz. İlk üç aylık ciromuz 6,5 milyar TL ile geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 55 artış gösterdi” diyor. Erdoğan, Vestel’in mevcut kapasite yatırımlarının sürdüğüne dikkat çekerken özellikle yeni büyüme alanlarında başarılı olmaya odaklandıklarını ifade ediyor. Erdoğan, elektirikli araç şarj cihazları, lityum iyon batarya, yeni şarjlı elektrikli süpürge, display teknolojileri ve otomotiv elektroniği alanlarında dünyadan çok büyük talep aldıklarını belirtiyor ve “Otomotiv sektörü bizim için en önemli büyüme alanlarından biri. Artık organik büyüme fırsatlarının start up’larla iş birliğinden geleceğine inanıyorum” diyor. Erdoğan, Vestel’in geleceğine dair hayaliniyse şöyle paylaşıyor: “Dijital bizim işimiz. Önümüzdeki yıllarda Vestel, insanların hayatını kolaylaştıran akıllı teknolojiler üretmeye devam edecek. Vestel’in bunları daha ekonomik fiyatlarla insanlara ulaştırarak ve bunların etrafında yeni iş modelleri kurgulayarak tam bir teknoloji şirketi olması en büyük hayalim.” Vestel CEO’su Turan Erdoğan ile yaptığımız söyleşinin detayları ise şöyle:
2020, pandemiyle birlikte radikal kararların alındığı farklı bir süreci beraberinde getirdi. Vestel olarak nasıl bir yıl geçirdiniz?
Zor bir yıldı. 2020 yılında beyaz eşya sektörü salgın nedeniyle alınan sıkı önlem ve kısıtlamalarla nisan ve mayıs aylarında ani bir şekilde daralırken TV satışları yavaşladı. Haziran ayından itibaren normalleşme sürecine geçilmesi ve ertelenmiş talebin devreye girmesiyle üçüncü çeyrekte hem beyaz eşya hem televizyon satışlarında güçlü bir toparlanma yaşandı. Yıl içinde yeni konut satışlarındaki artış, evde ve mutfakta daha fazla zaman geçirilmesi ve artan hijyen ihtiyacı satışları desteklerken evden çalışma ve evden eğitim süreci ve kısıtlamalar nedeniyle ana eğlence aracı olarak öne çıkan televizyon talebini olumlu etkiledi. Eve hitap eden bir şirketiz. Doğal olarak insanlar evde kalınca kullandıkları eşyalarla ilgili ihtiyaçları arttı. 2020 bizim için oldukça iyi geçti. Beyaz eşya sektörü büyüdü. Bu trend 2021’de de devam ediyor. Tam kapanma sürecinden sonra beyaz eşya talebinde o kadar hızlı bir artış oldu ki ihracatta da çok ciddi talep gördük. Bu sırada tabii lojistik ve konteyner sorunları yaşandı. Bazı malzemelerde mal kıtlığı yaşadık. Bazı ürünler bulunamadı. Hammaddelerde hızlı bir fiyat artışı oldu. 2020, çok ilginç bir yıldı. 2021’in ilk çeyreğinde de aşağı yukarı bu talep artışı devam etti. 2020’nin ilk yarısındaki kayıp, ikinci yarısında fazlasıyla karşılandı.
Bu artan talebi rakamlarla nasıl ifade edersiniz? Beyaz e��ya pazarı ne kadar büyüdü?
TÜRKBESD rakamlarına göre sektörün büyümesi 2020’de yüzde 15 olarak gerçekleşti. İç piyasada özellikle beyaz eşya kaynaklı büyüme oldu. Şubat ve mart aylarında Çin’den hammadde tedarikinde sıkıntılar yaşandı. Çin birdenbire tam kapandı. Sonra konteyner krizi yaşandı. Gidenler geri gelmedi sonra konteyner bulunamadı. Konteyner problemi hala sürüyor. Böyle olunca fiyatlar da arttı. 2.000-2.500 dolar olan navlun fiyatları 10 bin dolarları buldu. Çin’den buraya hammadde ithal etmek de buradan Avrupa’ya nakliye de zorlaştı, fiyatlar da çok arttı. Vestel olarak güçlü bir teknoloji şirketi olmanın kazandırdığı yetkinliklerimizi, çevik ve esnek yapımızla ve etkin karar alma süreçlerimizle birleştirerek önemli bir dayanıklılık ve uyum testini başarıyla aştığımızı düşünüyorum. Bu testten geçerken geniş ve çeşitlendirilmiş tedarikçi ağımız, özellikle Çin kaynaklı tedarik sorunlarının aşılmasında önemli rol oynadı.
İhracatta neler yaşadınız?
İhracatta 2020 yılına hızlı başladık ve yılın ilk 2 ayında TV ve beyaz eşya ihracatında güçlü bir büyüme kaydettik. Avrupa TV pazarının ilk üç büyük üreticisi, beyaz eşya pazarının ise ilk beş üreticisinden biri olma konumumuzu koruduk. Yurt içinde de tüketici davranışlarına bağlı olarak benzer şekilde seyreden pazar eğilimi, kısıtlamaların daha sınırlı olması ve düşük baz etkisiyle satışlarda güçlü bir artış sağlarken TV ve beyaz eşyada pazar büyümesi üzerinde bir büyüme kaydederek payımızı artırdık ve televizyonda pazar liderliğimizi sürdürdük.
Vestel 2020’de yüzde kaç büyümeyle ne kadarlık bir ciroya ulaştı?
2020 yılında ciromuz yüzde 25 artışla 21,5 milyar TL’ye ulaşırken, gelirlerimizin yüzde 73’ü yurt dışı satışlardan geldi. İhracatçı bir şirket olmamız nedeniyle yurt dışı kârlılığımız artan döviz kurlarından olumlu etkilendi. İç piyasa da da yükselen pazar payımıza paralel olarak kârlılığımız arttı.
2021 yılı nasıl geçiyor?
Hızlı bir başlangıç yaptık. Yılın ilk çeyreğinde sektörümüzde 23’üncü kez ihracat şampiyonu olduk. Dünyanın 157 ülkesine ulaştırdığımız teknolojimizle sürdürülebilir bir ihracat başarı grafiğine sahibiz. İlk üç aylık ciromuz 6,5 milyar TL ile geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 55 artış gösterdi.
Aşılamanın hız kazanmasıyla normalleşme beklentisi doğdu. Bu ortamda sizin planlarınız nasıl ilerliyor?
Pandemi nedeniyle evde daha çok kalınca hiç kullanmadığımız ürünlere ihtiyaç oluştu. Online alışveriş hayatımıza hiç olmadığı kadar girdi. Hiç online alışveriş yapmamış milyonlarca insan online alışverişe başladı. 2020, gerçekten çok entresan bir yıldı. Ben bunu dijitalin ön provası, dijital hayata geçmenin hem şirketler tarafında hem kişisel yaşantımızda provası olarak değerlendiriyorum. Yine sürdürülebilirlikten hep fantezi gibi bahsedilirdi. Aslında sürdürülebilirliğin, insan sağlığının, yaşamın, dünyanın, çevrenin ne kadar önemli olduğu pandemi vesilesiyle ortaya çıktı. Çevreye dikkat etmenin aslında kendimize dikkat etmekle eş değer olduğunu anladık. Sürdürülebilirliğin sosyal fayda, sosyal hizmet ayağında da bilinç seviyemiz arttı. Biz de elimizden geldiği kadar hem hastanelere hem sağlık kuruluşlarına yardımlarda bulunduk. Kabin bile ürettik. Otomatik ateş ölçer, otomatik parmak izi alma, filyasyon denen temaslı kişilerin tanınması, temaslı kişilerin fabrikadan ayrılması gibi teknolojik ve otomatik dezenfeksiyon yapan kabinler ürettik. Bunları Manisa ve İzmir’deki sağlık kuruluşlarına hibe ettik. Ventilatör üretimine geçtik. Medicraft adlı bir start up girişimimiz var. Bu şirketimizde üretimi hızlı bir şekilde ventilatör üretimine çevirdik. Gün ışığı teknolojisiyle bütün klimaları yüzde 99,9 oranında mikroplardan ve virüslerden temizleyen cihazlar devreye aldık. Bunlar 2 yıldan beri üzerinde çalıştığımız projelerdi ama pandemiyle çok hızlandı ve çok hızlı bir şekilde devreye girdi.
Ajandanızın en önemli maddeleri neler?
Özellikle beyaz eşyada yatırımlarımıza devam etmek ajandamın en önemli maddesi. Bunlar daha çok tevsi yatırımları. Mesela 2 yıl önce kurutma makinesi tesisimizi devreye aldık. Şimdi buzdolabında, çamaşır makinesinde, kurutma makinesinde ve fırında tevsi, yani kapasite artırımı yatırımlarımız var. Ajandamın bir diğer maddesi, girdiğimiz yeni alanlarda başarıya ulaşmak. Mesela elektrikli araç sarj cihazları bu alanlardan biri. Dünyada elektrikli arabaya inanılmaz talep var. Talep arttığı için Türkiye’de ve Avrupa’da bu şarj cihazlarının üretimini başlatmıştık. Gaziemir Serbest Bölgesi’ndeki fabrikamızda bunların üretimi inanılmaz hızlı bir şekilde artıyor. En hızlı büyüyecek olan kollardan birisi bu. Avrupa’da önemli ve büyük ihaleler aldık. Çok büyük siparişler alıyoruz. Bu alanda çok ciddi büyüme içindeyiz. Elektrikli araç şarj cihazları Türkiye’de ve Avrupa’da çok hızlı büyüyen bir alan. Onun dışında lityum iyon batarya üretimimiz başladı. Buradada ilk etapta bisikletlerin bataryalarını yapıyoruz. Yani bildiğiniz bu arabalarda kullanılanla yine aynı teknoloji. Lityum iyon batarya üretimine önce küçük çapta elektirikli bisikletler için başladık. Türkiye’de ve yurt dışında bu elektirikli bisikletlerin pillerini, bataryalarını üretiyoruz. Yeni şarjlı elektrikli süpürge üretimine de girdik. Batarya büyümeye çok müsait bir alan. Çok önem verdiğimiz bir diğer alan otomotiv elektroniği alanı. Infotaintment bilgi ve eğlencenin birleşiminden oluşan yeni bir alan. Ekranda gördüğünüz arabayla, yolla ilgili bilgilerin yanı sıra müzik, telefon gibi bağlantıların olduğu sistemlerden bahsediyoruz. Artık arabaların içi neredeyse tamamen ekrandan oluşuyor. Hem kontrol panelinde hem arka tarafta ekranlar yer alıyor. Her şey dokunmatik ekranlarla yönetiliyor. Yeni model arabaların özellikle elektirikli arabaların hepsi böyle tasarlanıyor. Arabalardaki elektronik miktarı arttıkça elektronik üreticisi olduğumuz için ciddi talep almaya başladık.
TOGG projesinde de yer alıyorsunuz. Orada süreç nasıl ilerliyor?
Orada da çalışmalarımız hala devam ediyor. Bazı parçaların üretimine talibiz. Otomotiv bizim için önemli büyüme alanlarından biri. Start up mentalitesine çok inanıyorum. Çok büyük orginazyonlarda projelerin gelişmesi uzun zaman alıyor. Büyük organizyonlar ağır kalabiliyor. Bu nedenle start up mentalitesini çok özümsedik, benimsedik. Vestel Ventures şirketimizi bu amaçla kurduk. Start up’lara yatırım yapıyoruz. Organik büyüme fırsatlarının artık start up’larla işbirliğinden geleceğine inanıyorum. Girişimcileri sadece parayla desteklemiyoruz. Bu girişimcilere laboratuar ve üretim imkanlarımızı da sağlıyoruz. Böylece oradaki fikirlerin daha çabuk büyümesini sağlayabiliyoruz.
Start up’lardan neler öğrendiniz?
Başta fikir çok önemliydi. Fakat şimdi fikir kadar fikrin hayata geçirilmesi de önemli. Bu aşamada da bizim gibi büyük şirketlerin para dışında sağlayacağı desteğin çok daha hızlandırıcı olduğunu düşünüyorum. Test, laboratuar ortamı, üretim ortamı, sertifikasyon onay süreçleri, bunlar bu küçük şirketlerin zorlandığı konular. Onlara bu konularda çok yardımcı oluyoruz ve büyümelerine yardım ediyoruz. Amacımız start up’ların çoğunluğunu almak değil. Mümkün olduğu kadar çok girişime, yatırıma ortak olmak, destek olmak istiyoruz, onlardaki dinamizmi korumak istiyoruz. Çünkü çoğunluk hissesini aldığımız zaman onların start up durumu kayboluyor. O özelliklerini kaybetmemeleri için hep azınlık hissedarı olarak kalmaya devam edeceğiz.
Başka büyüme alanlarınız var mı?
Bir de vision solutions dedikleri display teknolojilerini önemsiyoruz. Mesela bu yeni hava alanının bütün bilgilendirme ekranlarını biz yaptık. Reklam sektöründe kullanılan, akıllı şehirlerde, stadlarda her yerde akıllı ekranlar mevcut. Bizim en hızlı büyüyen alanlarımızdan biri de bu.
“EN BÜYÜK HAYALİM” “DİJİTAL BİZİM İŞİMİZ” Dijital bizim işimiz. Dolayısıyla dijitali sadece ürünlerimize değil şirketteki yaşam ve yönetim biçimlerimize de uyguladık. Artık o ‘dijital’ lafı bir jenerik haline geldi. Dijital teknolojiler ve konseptler kavramını hem fabrikadaki üretime hem yönetim tarzımıza uyguluyoruz. Şu an plastik enjeksiyonda iki karanlık fabrikamız var. Bunlar gece-gündüz, ışıksız çalışıyor. AKILLI TEKNOLOJİLER Önümüzdeki yıllarda Vestel, insanların hayatını kolaylaştıran akıllı teknolojiler üretmeye devam edecek. Vestel’in bunları daha ekonomik fiyatlarla insanlara ulaştırarak ve bunların etrafında yeni iş modelleri kurgulayarak tam bir teknoloji şirketi olması hayalimdir. DEVLERLE İŞ BİRLİĞİ Biz bu ekosistemi kurarken Google, Amazon gibi yazılım şirketleriyle de iş birliği yapıyoruz. Avrupa’da ürünlerimize katma değer sağlayan özellikler yerleştirip gelir paylaşımı yaptığımız anlaşmalarla çok büyük ortaklarımız var. TV’lerimizde Amazon, Google erişimi ve sanal asistanlar yer alıyor. |
“HİBRİT MODELE GEÇTİK” “MARKA ALMAYA DEVAM EDİYORUZ” Eskiden montaj sanayi denir, biraz küçümsenirdi. Sonra OEM, ODM dendi. Bugün Vestel olarak farklı bir modelle üretime devam ediyoruz. Vestel olarak buna hibrit model diyoruz. Vestel, Regal, Finlux, Vestfroost kendi markalarımız. Bu markalarımızı yönetiyoruz ayrıca lokal markaları satın almaya da devam ediyoruz. Geçen yıl İngiliz White Knight ve Hostess şirketlerini satın aldık. “ODM PLUS’A GEÇTİK” Hem Türkiye’de hem yurt dışında lokal markalarımız var. Bu markalarımızla zaten satışlarımızı yapıyoruz. Bir de OEM, ODM yöntemleriyle eskiden başka markalar için üretim ve tasarım yapardık. Onlar satardı. Şimdi daha ileri gittik. Ben buna ODM+ (ODM plus) diyorum. Dünyada bu modelde öncü olduk. Artık markanın tasarımını, üretimini ve satış ve pazarlamasını da yapıyoruz. Elimizde Toshiba, Telefunken ve Sharp markaları var. Bu şirketlere belirli bir lisans ücreti karşılığı sattığımız mal başına ödeme yapıyoruz. Daewoo ile 10 yıllık anlaşmamızın kapsamı da bu şekilde oldu. “VESTEL’E GÜVENİYORLAR” Bu markaları Türkiye dahil bütün Avrupa, Orta Doğu ve başka diğer ülkelere de veriyoruz. Bu marka sahibinin bize olan güvenini gösteriyor. Çünkü marka sahibi için markanın piyasada kalması, akılda kalması önemli bir şey. Yıllarca bu markalarla daha evvel üretici olarak çalıştığımız için marka sahiplerinin Vestel’e güveni var. Toshiba ve Sharp’ın artık Avrupa, Türkiye ve Orta Doğu’daki üretim ve satış hakkı sadece bizde. Bunlar sektörümüzün pek alışık olmadığı uygulamalar. |
“ÇİP ÜRETİMİNİN NE KADAR STRATEJİK OLDUĞUNU ANLADIK” “HAFİFE ALINIYORDU” Otomotivi ciddi şekilde etkileyen çip krizi elektronik sektörünü de etkiliyor. Fiyatlar da çok yükseldi. Dünyadaki teknoloji şirketlerinin çoğu çip tasarlıyor, çip üretmiyor. Dünyada çok büyük anlamda iki çip üreticisi de Uzak Doğulu. Aslında çip üretimi hafife alınıyordu. “Mühim olan tasarımdır, tasarımı yaparsak istediğimizi yaptırırız” diye düşünülüyordu. Biz de bu zamana kadar böyle çalıştık. Dolayısıyla çip üretiminin aslında ne kadar stretejik bir alan olduğunu anladık. “SIKINTI SÜRÜYOR” Çip üretimi yatırımı en az 8-10 milyar dolarla 3-4 yılda hayata geçebiliyor. Şu an da dünyada çip sıkıntısı maalesef devam ediyor. Finansman ve teknolojiniz varsa çip üretimine girebilirsiniz ama bu farklı bir konu. Çip üretimine girme gibi bir planımız yok, tüketici odaklıyız. Pandemide çip üretiminin aslında ne kadar kritik olduğunu da deneyimlemiş olduk. |
VESTEL’İN YENİ DÖNEM AJANDASI
|
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?