Yenilenebilir enerjinin payı yükselecek

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK konusu şirketler için gün geçtikçe daha da önem kazanıyor. Şirketler hem paydaşlarından hem de kamuoyundan gelen talepleri ve iklim değişikliği gibi dünyayı tehdit eden önemli sorunları göz ardı edemez hale geldiler. Bu anlamda sorumlu iş yapma modelleri oluşturmak şirketlerin ajandasında ilk sıralarda yerini almaya başladı. Sürdürülebilirlik konusunun kendileri için çok önemli olduğunun altını çizen Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, artan enerji talebine, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak cevap verdiklerini söylüyor. Ak, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konusunda önemli geri dönüşler aldıklarına da dikkat çekiyor.

Enerjide sürdürülebilirlik konusu neden çok önemli ?
- Türkiye’nin cari işlemler açığında büyük payı bulunan enerji ithalatının 2011 yılında ülkemize faturası 48 milyar dolar oldu. 2020 yılına kadar enerji talep artış hızının dünya ortalamasının üzerinde olacağı tahminleri doğrultusunda, enerji arzı güvenliğinin sağlanabilmesi için yerli ve yenilenebilir kaynakların azami düzeyde kullanılması ilkesini temel alan ve küresel dinamikleri iyi okuyan bir enerji vizyonunun enerji sektörü tarafından benimsenmesi gerekiyor.

Zorlu Enerji için sürdürülebilirlik stratejisi ne zaman başladı?
- Sürdürülebilirlik yönetimi 2009 yılından bu yana grubumuzun stratejik
öncelikleri arasında yer alıyor. Önem ve öncelik verdiğimiz sürdürülebilirlik konusu, grubumuzun büyüme hedefleriyle de paralel ilerliyor. Zorlu Enerji Grubu olarak, ulusal ve uluslararası enerji stratejilerine paralel bir bakış açısı ile artan enerji talebine, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak cevap veriyoruz. 2011’de toplam kurulu gücümüz içindeki yenilenebilir payı yüzde 35’e ulaştı. Yenilenebilir enerji alanındaki projelerimizi artırarak portföyümüzde bu alanda yer alan yatırımlarımızın oranını büyütmeye hazırlanıyoruz.

Bu konuya şirkette kim liderlik ediyor?
- Sürdürülebilirlik yönetim kurulu ve genel müdür düzeyinde yönetilen bir konu ancak grubumuzun sürdürülebilirlikle ilgili önümüzdeki dönemde odaklanacağı konuları yöneticilerimiz ve çalışma arkadaşlarımızla yaptığımız toplantılarla belirledik.

Sürdürülebilirlikte sizin için en temel konular nelerdir?
- Hem ülkemizin hem de grubumuzun büyüme hedeflerine önemli etkisi olacak “yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla elektrik üretimi ve emniyetli ve güvenilir enerji tedariki” öncelikli olarak yöneteceğimiz sürdürülebilirlik konularımızın başında yer alıyor. Sosyal etkilerimizi en yoğun hisseden çalışanlarımızın mutluluk, sağlık ve güvenliği ile tesislerimizin bulunduğu yörelerde yaşayan yerel halka karşı sorumluluklarımız, öncelikli sosyal sürdürülebilirlik konularımız olarak öne çıkıyor.~
Çevresel etkilerimize baktığımızda, emisyonların azaltılması ve iklim koruma öncelikle yöneteceğimiz sürdürülebilirlik konusu olarak öne çıkarken, bu sorunun çözümüne hizmet eden enerji verimliliği de yine stratejik konularımızın başında yer alıyor. Bu konularla ilgili ölçümler yapıyor, iyileştirme alanlarını tespit ediyor, olumlu etkilerimizi artırmaya yönelik hedefler belirliyor ve bunları uyguluyoruz.

Enerji verimliliği adına şirket olarak neler yapıyorsunuz?
- Grup olarak, enerji verimliliği ve düşük karbonlu enerji üretimi doğrudan iklim korumaya da etki ediyor. Zorlu Enerji Grubu’nda enerji verimliliğini öncelik sırasıyla yaşam kalitesini bozmadan enerji tüketimini azaltmak, proseslerde minimum enerji ile maksimum performansı sağlamak ve atık ısıyı kullanmak olarak tarif ediyoruz. Tüm santral ve işletmelerimizde bu üç adımı uygulayacak ortamları tespit ediyor, makine ve ekipmanlarımızı bu amaçlara hizmet edecek şekilde seçiyor, dur kalk operasyonlarını azaltarak türbinleri daha verimli kullanmayı ve daha az doğalgaz ile daha fazla elektrik üretmeyi hedefliyoruz.

Yaptığınız çalışmalar size nasıl geri dönüşler sağladı?
- Zorlu Enerji Elektrik Üretim, Türkiye’de ISO 14064-1 Sera Gazı Emisyon Doğrulama Standardı belgesini alan ilk enerji şirketidir. izleme çalışmaları, 2011’de Zorlu Enerji’nin faaliyetlerinden kaynaklanan doğrudan CO2 emisyonlarımızın yüzde 11, dolaylı CO2 emisyonlarımızın ise yüzde 3 oranında azaldığını gösterdi. Diğer taraftan doğal kaynakların tasarruflu kullanımı konusunda başlattığımız inisiyatifler sonucunda 2011 yılında su tüketimimizi yüzde 9 oranında azalttık. 2010 yılında atıklarımızın yüzde 41’ini, 2011 yılında ise yüzde 39’unu geri dönüşüm ve geri kazanım yöntemleriyle bertaraf ettik. Bu çalışmalar maliyetlerimizin kontrolünde de doğrudan fayda sağladı.

Önümüzdeki dönemde yapmayı planladığınız uygulamalar var mı?
- Grup olarak, iklim değişikliği konusunda kurumsal yapımızı güçlendiriyor ve risk yönetimi için araçlar geliştiriyoruz. Kurumsal sera gazı salınımları hesaplama, raporlama ve yönetimi için karbon yönetimi altyapısını oluşturuyoruz. Bu uygulamalar ile Türkiye’nin düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde ihtiyaç duyacağı temiz ve yenilenebilir enerjinin üretiminde, sektörümüze örnek olmayı ve 2013 yılı sonuna kadar konuya ilişkin kurumsal strateji belgesi oluşturmayı hedefliyoruz. İkizdere’de faaliyette olan hidroelektrik santralinin kapasitesini lisansımızın gerektirdiği şekilde 18,6 MWm’den 78 MWm’ye yükseltmek için yatırım kararını almadan önce yöre halkı, yerel yönetimler ve bilim insanlarıyla görüş alışverişinde bulunduk ve enerji sektörüne örnek olacak, ikizdere Hidroelektrik Santrali Rehabilitasyon Projesi Paydaş Katılım Stratejisi ve Uygulama Planı’nı hazırladık. Önümüzdeki dönemde de sürdürülebilirlik etkilerimizi mevcut ve planlanan tesislerimizin bulunduğu yörelerde benzer çalışmalarla değerlendirip faaliyetlerimize bu değerlendirmeler çerçevesinde devam edeceğiz. 2011 döneminde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ve gelecek plan ve hedeflerimize, 2012 Ekim ayında paydaşlarımıza sunmayı hedeflediğimiz ikinci sürdürülebilirlik raporumuzda detaylarıyla yer verdik. GRI küresel raporlama rehberini temel alarak hazırladığımız raporumuzun içeriğini Sercom Da-nışmanlık’tan Elif Özkul Gökmen’in desteği ile oluşturduk.

“Türkiye'de ilgi artıyor”
Sürdürülebilirlik konusu, son yıllarda gerek ilgili regülasyonların oluşturulması gerekse başta halka açık şirketler olmak üzere özel şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili stratejiler geliştirmeye başlaması ile daha fazla gündem konusu olmaya başladı. Şirketler paydaşlarından gelen talepleri ve iklim değişikliği gibi her geçen gün dünyamızı daha fazla tehdit eden sorunları göz ardı edemez hale geldi. Sorumlu iş yapma modelleri oluşturmak artık sadece gönüllü bir yaklaşım olmaktan çıkıp zorunluluk haline geliyor. Hangi sektörde olursa olsun bugün sürdürülebilirlik çerçevesindeki etkilerini yönetmeye başlamayan şirketler yakın zamanda işlerini yapmakta zorlanabilirler.