Türk
sanayicisinin dünyanın en pahalı enerjisini kullandığı herkesin malumu.
Sanayi elektrik fiyatlarında OECD ülkeleri ortalaması 10,8 dolar cent
iken, ülkemizde bu rakam 22,9 dolar cent. Yani iki katından fazla...
Zaten yüksek olan enerji maliyetlerinin üzerine 2011 Eylül sonunda
elektrik ve doğalgaz zamları da eklenince, sanayicinin sıkıntısı adeta
katlandı. Bu ayki "10 Soru" bölümümüzde, sanayicinin sesine kulak
verdik. "Sanayimizin rekabet gücüyle ilgili zaten önemli sorunları var.
îlave her sorun, üretim azmini değilse bile sanayicimizin moralini
olumsuz etkiliyor" diyen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu
Başkanı TANIL KÜÇÜK, son zamların sanayiye etkisi üzerine merak
edilenleri yanıtladı:
1- Yüksek kur, elektrik ve doğalgaz zamları, sanayicinin üretim iştahını nasıl etkiledi?
- Türk sanayicisi zaten elektrik, doğalgaz ve akaryakıta rekabet ettiği
ülkelerden daha yüksek bedel ödüyor. Diğer taraftan, sanayimizde ithal
girdi kullanımı da oldukça yüksek. Kurdaki yükseliş, hem enerji hem
diğer girdi maliyetlerinin artmasına yol açtı. Nitekim TÜİK'in dış
ticaret ithalat birim değer endeksinde Mayıs 2011'den bu yana yüzde 20
yükseliş var. Bu dönemde ticari kredi faiz oranlarında da yukarı doğru
hareket söz konusu. Tüm bunlar, yıl sonunda sanayi kuruluşlarının dönem
kârının bir önceki yıla göre önemli ölçüde azalması sonucunu getirecek.
2- Sanayicinin en önemli maliyetleri neler?
- Girdiler içinde, enerji, hammadde ve işçilik en büyük ağırlığa sahip
kalemler. Bu üç kalemde de rakiplere kıyasla dezavantajlı olduğumuzu
görüyoruz. Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre 2010'da satın
alma gücü paritesine göre sanayi elektrik fiyatlarında OECD ortalaması
10,8 dolar cent iken, ülkemizde bu rakam 22,9 dolar cent. Türkiye,
Slovakya ve İtalya'dan sonra OECD içinde sanayi elektriğini en pahalı
kullanan ülke. OECD ortalamasında sanayi elektriği birim fiyatı mesken
tarifesinden yüzde 32 daha ucuzken, ülkemizde bu fark yüzde 18.
3- Son zamlar, üretim maliyetlerinde enerjinin payını ne kadar artırdı?
- Üretici fiyatları endeksinde, Haziran 2011-Kasım 2011 arasındaki
elektrikte yüzde 14,6, doğalgazda ise yüzde 18,2'lik artış görüldü.
Enerji girdi maliyetinde bu orandaki artışa karşın, aynı dönemde imalat
sanayi ürünlerinde fiyat artışı sadece yüzde 5,3 oldu. Sanayici bu
artışı ürün fiyatlarına aynı oranda yansıtamadı.
4- Kurlardaki yükseliş ve zamlar, hangi ürünlere ne oranda fiyat artışı getirecek?
- Son aylarda hem tüketici hem üretici fiyatları endekslerinde tekrar
iki haneli artış oranları görüyoruz. Hangi sektörde, ne oranda fiyat
artışı geleceği sorusuna cevap vermek zor. Ancak zamlar üretimi
etkileyecek. İmalat sanayi sektörünün GSYİH içinde cari fiyatlarla
1998'de yüzde 23,9 olan payı 2010'da yüzde 15,5'e geriledi. Bu
gerilemenin ana nedeni, sanayinin, girdi maliyetlerindeki artışı ürün
maliyetlerine aynı oranda yansıtamamasıdır. Bu kopukluk sanayinin daha
az kâr etmesi, anlamına geliyor.~
5- Zamlar şimdiye kadar nihai ürünlere ne kadar yansıdı?
- Tüketici fiyatları endeksine göre 2011 yılının ilk 6 ayında fiyat
artışı yüzde 3,4 oldu. Haziran-Kasım arası 5 aylık dönemdeki artış oranı
ise yüzde 6,2. Aralık ayı tahminimizi de katarak yaklaşık bir hesaplama
yaparsak, 2011'in ikinci yarısındaki fiyat artış hızının, ilk yarının
iki katı olduğunu söyleyebiliriz. Hangi tip ürünlere ne kadar
yansıdığını aralık verilerinden sonra daha net görebileceğiz.
6- 2012'de yeni fiyat artışı bekliyor musunuz?
- İSO olarak her zaman Türkiye'de sürdürülebilir büyüme ve yatırıma
ulaşmanın yolunun, üreticinin rekabet gücünün iyileştirilmesinden
geçtiğini söylüyoruz. En önem verdiğimiz konu da kamu kaynaklı girdi
maliyetlerinin rekabet ettiğimiz ülkelerle hiç olmazsa eşit düzeylere
çekilmesi. Girdiler içinde, enerji ve istihdam üzerindeki vergi ve prim
yükü öne çıkıyor. Bunlar hem üreticiye hem ücretle çalışana büyük yükler
getiriyor. 2011'in ikinci yarısıyla enflasyonda tekrar bir hareketlenme
başladı. 2012'ye dönük öngörüler, üretimde yavaşlama, enflasyonda ise
canlılık yönünde. 2012, hem üretici hem tüketici yönünden zor bir yıl
olacak.
7- Zam haberleri ve dolaylı vergilerdeki artışlar, sanayicinin vergi reformuna ilişkin beklentilerini nasıl etkiliyor?
- Ekonomimizin temel sorunlarından biri kayıt dışılık ve vergi
sistemimizdeki çarpıklıklar. Bunların başında dolaylı vergilerin
yüksekliği geliyor. 2010'da toplam vergi gelirlerimizin yüzde 67'si
dolaylı vergiler kaynaklı. Hedefimiz, bu çarpıklıkları giderecek bir
vergi reformu olmalıyken, hükümetimizin, çözüm refleksinin dolaylı
vergileri artırmak yönünde olması düşündürücüdür. Beklentimiz, kayıt
dışını kayıt altına alacak, vergi sistemimizi adil bir yapıya taşıyacak
kapsamlı vergi reformunun en kısa sürede hayata geçirilmesidir.
8- Uygulanan teşvikler sanayici için yeterli mi?
- Türkiye, ileri teknoloji ve yüksek katma değere dayanan bir üretim
yapısını hedeflemek zorunda. Mevcut teşvik sistemimiz, bu yaklaşıma
uygun olarak sürekli güncellenmeli, yatırımları özendirecek uygulamalar
çoğaltılmalı. Özellikle yoğun olarak ithal edilen ürün veya yarı
mamullerin imalatına yönelik yatırım projelerinin ek destek unsurlarıyla
desteklenmesi cari açıkla mücadele alanında da önemli kazanımlar
sağlayacak.
9- Teşvik sisteminde eksikler var mı?
- Teşvik sisteminde, OSB'lere yönelik herhangi bir teşvik unsuru yer
almıyor. Bu eksikliğin giderilmesi için, bölge farkı gözetilmeksizin
OSB'lerdeki tüm yatırımlara teşvik sisteminde dördüncü bölgeye sağlanan
destek unsurlarından faydalanma hakkı tanınmalıdır. ~
10- Sanayici, enerji tasarrufu konusunda nasıl önlemler almalı?
Başta KOBİ'ler olmak üzere bütün sanayiciler için enerjinin verimli
kullanılması büyük önem taşıyor. Kojenerasyon sistemleri, sanayiciler
için maliyet azaltıcı bir etkiye sahipken, doğalgaz fiyatlarının
artışıyla bu maliyet düşürme etkisi kısıtlandı. Son zamlarda en önemli
artış gece tarifelerine getirildi. 3 zamanlı tarife eskisine göre
cazibesini kaybetti. Ülkemizdeki enerjinin yüzde 45'inin sanayide
kullanıldığı düşünülürse, verimli kullanımın önemi daha net görülebilir.
Sanayide yüzde 2025 enerji tasarruf potansiyeli bulunuyor. Enerji
verimliliği yatırımları 3 ay ila 5 yıl içinde kendini finanse
edebiliyor. Enerjinin verimli kullanılmasında, sanayicimize özel teşvik
ve destekler getiren politikalar
"Türkiye, Slovakya ve İtalya'dan sonra OECD içinde sanayi
elektriğini en pahalı kullanan ülke. OECD ortalamasında sanayi elektriği
birim fiyatı mesken tarifesinden YÜZDE 32 ucuzken, ülkemizde bu fark
YÜZDE 18."
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?