Bir zamanlar müthiş parlak bir beyinden şöyle bir
şey duymuştum: “Potansiyel olarak hayatımın
bana ait olan kısmı ikinci yarısıdır.”
Her ne kadar genç yaşta herkesin isteyebileceğinden
çok daha fazlasını elde etmiş gibi
görünsem de bu kişinin haklı olduğuna yürekten inandım.
Yurt dışında çalışma şansı bulmuş, aşık olduğum
kadınla evlenmiş, aile şirketim içinde kendi iş fikrimi
hayata geçirme fırsatı verilmiş ve bu arada tükenmenin
eşiğine gelmişken kendime bir veliaht bile bulabilmiştim.
Sonrasında etrafımdaki dünya bir anda çöküverdi.
Ekonomik durgunluk, boşanma ve bir dizi ciddi hastalık
sorunu bir anda ortaya çıktı. Kendimi dönüştürebilmek
için yeni bir topluluğa ve yepyeni türden bir bilgiye
ihtiyacım vardı. Şiddetle kendimi yeniden keşfetmem
gerektiğini hissediyordum. Dünyanın dört bir yanını
gezmeye başladım ve oralarda hiç bilinmeyen ama beni
olağanüstü güçlendiren doğal kültürlerle tanıştım. Aile,
girişimci ve patron olarak nasıl daha iyi olabileceklerini
nesiller boyunca aralıksız tartışan ailelerle karşılaştım.
Benim ailem, bu üç kilit sorumluluk alanından sadece
ilk ikisini bilirdi ve bir hayli başarılı deneyime sahip
olmalarına rağmen nadiren tatmin olurdu. Bu tatminsizliğimiz
sonucunda ortaya inatçılık ve birkaç gereksiz uzun
vadeli güçlük çıktı.
ÖNE ÇIKMAYAN ÇOCUKLAR
Ben yaşamı aile, iş ve mülkiyet gibi üç alanla belirlenen
uluslararası bir ortamda yetiştirildim. Bulabileceğim
her türlü bilgiyi eve getirir ve bu bilgileri daima canlı
tutmaya çalışırdım. Bu girişimlerim sayesinde mükemmel
ortaklar bulmak konusunda yeterince şanslı oldum
diyebilirim. Deneyim paylaşma topluluğu ya da dostlar
çemberi olarak adlandırdığım Macaristan Aile Şirketleri
Ağı’nı 10 yıl önce kurduk. O zamanlar bu toplulukta
üçüncü kuşağın birer üyesi olan kişiler yer alıyordu. Şu
anda bu kişiler lider veya patron oldu. Bu topluluğun
içinden bazıları kendilerine farklı kariyer rotası çizdi.
Diğerleri ise kendi yeteneklerinden faydalanamadı. Biz
Macaristan’da zaten kendimize has nesil değişiklikleri
deneyimine sahibiz. Bizim kendimize has başarı ve başarısızlık
hikayelerimiz var. Kendilerini geri çekemeyen
ebeveynler ve kendilerini öne atamayan çocuklarla ilgili
hikayeler bunlar. Bugün geçmişin avantajlı alışkanlıklarını,
şimdinin ve geleceğin etkili ve başarılı standartlarına dönüştürmeye muktedir aile, şirket ve mülkiyet kültürleri
hakkında yeterince deneyime sahibiz. Şimdi görevimiz
bu deneyimlerin içinden kilit sonuçları çıkarmak ve
onları paylaşmak.
Kendi hayatıma dönecek olursam ikinci kez evlendim.
Eşim de ben de kendi aile şirketleri olan ailelerde
büyümüştük. Ne şans… Yoksa daha çok cefa mı? Bizim
onların şirketleri ve bizimkiler arasında bir tercih yapmamız
gerekir mi? İşleri birleştirmeli miyiz? Yoksa her
iki şirketin de içinde yer aldığı ve karşılığında bir şeyler
edindiği üçüncü bir şirket kurmak mümkün mü?
YENİ AİLE VE YENİ ŞİRKET
Bir yandan çocuklarımız, evlerimiz ve kendi aile şirketlerimizdeki
sorumluluklarımızla ilgilenirken diğer
yandan da liderliğini birlikte yaptığımız ve adına Kürt
Akademisi dediğimiz yeni bir şirket kurmayı ve onu
büyütmeyi tercih ettik. Eşim Dora orada yönetim direktörü,
ben de iş ve ürün geliştirmekten sorumluyum. Biz
burada içgüdüsel olarak tipik aile şirketleri liderlik yapısını
uygulamaya başladık. Şu anda da bu modeli daha
da geliştirmekle meşgulüz. Faaliyetler konusunda son
sözü eşim söylüyor, iş geliştirmeyle ilgili meselelerde
nihai kararı ben veriyorum. Ancak iş, stratejik bir karar
alınmasına geldiğinde her ikimizin de doğru olduğuna
inandığı üzerinde uzlaşıyoruz. Tüm bu çalışmaların
sonucunda müşterilerimizin tatmin seviyesi istikrarlı bir
şekilde artıyor ve biz de hem etkinliğimizi hem de aldığımız
sonuçları katlıyoruz.
Dora’nın babasından kendine geçmiş inanılmaz
derecede rafine faaliyetsel yönetim becerileri var. Dora
bir faaliyete bakar ve anında onun değer zincirine uyup
uymadığını size söyleyebilir. Son 10 yıllar boyunca
etrafımda yığınla inovasyon gördüm. Beni asıl etkileyen
insanlar, ekonominin ve toplumumuzun gerçekte neye
ihtiyacı olduğunu kavrayan fikirler üretenler oldu. Gerçi
beni mutlu eden ortak değerlere, ilerlemeye ve hatalarımızla
yüzleşme yeteneğine dayalı aile benzeri bir
ortamda çalışmak diyebilirim. Biz bir yandan aile geleneklerimizi
korurken diğer yandan bozucu inovasyonlar
için gerekli alanı işte bu şekilde yaratıyoruz.
Not: Tamas Kurti, Macaristan��da BT Güvenliği adlı
aile şirketi başta olmak üzere aile şirketlerinde yönetim
sorumlulukları üstlenmiş bir girişimcidir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?