Her aile şirketinin boğuşmak zorunda kalacağı
sorunlardan biri de yönetimin devridir.
Bir veliaht seçilirken iki seçenek vardır.
Bunlardan biri ya dışarıdan ya da içeriden
birisini görevlendirerek profesyonel bir
yönetici seçmektir. Diğer seçenek ise yetkiyi devralacak
kişiyi aile üyeleri arasından seçmek olabilir. Çok
sayıda aile, en tercih edilebilir seçenek olarak aile
içinden birinin veliaht seçilmesini uygun görüyor.
Şirketin aile kontrolü altında tutulması, aile üyelerinin
aile mirasını sürdürmesi, kurumsal kültürün bir
parçası olarak aile değerlerinin ebedileştirilmesi ve
aile üyelerinin gelecek kuşakların finansal istikrarını
güvence altına almayı istemesi gibi çeşitli nedenler
yüzünden aileler kendilerine veliaht olarak aile içinden
birisini seçiyor.
AİLE ŞİRKETİNİN AVANTAJI
Aile şirketlerinin gelecek kuşaktan yetenekli olanları
cezbedecek ve aynı zamanda işe başlayan aile üyelerini
elde tutacak kadar da meydan okuyucu ve ufuk
açıcı bir iş ortamı sunması zor bir iş aslında. Neyse
ki aile şirketlerinin bir avantajı var. Aile üyelerinde
aile şirketine karşı doğuştan bir bağlılık duygusu söz
konusu. Bu fenomeni kavramaya yönelik çabalar duygusal
mülkiyet, sosyo duygusal zenginlik ve duygusal
değer gibi birtakım kurguların geliştirilmesini sağlıyor.
Yine de aile şirketlerinin en yetenekli potansiyel
veliahtları teşvik edecek ve onları motive edecek
cazip ve korumacı ortamı yaratmak için canla başla
çalışması gerekiyor. Thomas Zellweger ve meslektaşları
tarafından yapılan yeni bir araştırma gelecek
nesil üyelerinin aile şirketine katılma niyetlerinin üniversiteden
mezun olduktan sonra yüzde 7 gibi düşük
bir oranda kaldığını gösteriyor. Başka bir işte 5 yıl
çalıştıktan sonra ise bu oranın yüzde 13’e yükseldiğini
gözleniyor. (T. Zellweger, Sieger, & Englisch, 2012).
Peki bir aile şirketi, yetenekli aile üyelerini baştan
çıkarma ve elde tutma olasılığını artırmak için neler
yapabilir? Gelecek neslin tek tek üyelerinin kendi
kararını verebilmek için nelere ihtiyacı olduğunu
belirleyen çok sayıda karmaşık faktör var. Biz işe bir
şirketin yaratıcılığı teşvik etmekte ne kadar iyi olduğuna
bir göz atarak başlayabiliriz. Yaratıcılık sadece
kişinin kendi hayal gücüyle sınırlıdır. Bir insan aile şirketini ilgilendiren her alanda, mesela finansmanda,
pazarlamada, üretimde, ürün geliştirmede yaratıcı
olabilir. Bu durum aile şirketinin önüne potansiyel
veliahdın ilgi alanlarına uyabilecek geniş bir yelpaze
sunar. Albert Einstein’ın bir zamanlar söylediği gibi
“Yaratıcılık eğlenerek kavramaktır.” Bu yüzden bir
şirket yaratıcı özgürlüğü teşvik eden bir ortama ne
kadar fazla yatırım yaparsa, potansiyel veliahdın kendisini
entelektüel anlamda canlandıran ve onu belirli
bir amaç sahibi kılan bir pozisyon bulma olasılığı da
o kadar artar.
YARATICILIĞI CESARETLENDİRMEK
Bilhassa günümüz genç kuşakları finansal kazançlar
ve maddi kazanımlarla pek ilgilenmiyor ama daha
çok anlamlı işler olarak değerlendirdikleri bir şeylerle
ilgileniyormuş gibi görünüyorlar. Benim kendi zaman
ve enerjisini sosyal bir etkisi olabilecek ya da çevreci
sürdürülebilirliği destekleyecek bir faaliyete, kariyere
veya projeye adamak isteyen çok sayıda gelecek
kuşak üyesiyle sohbetlerim oldu. Aile şirketlerinin
ellerinde zaten finansal kaynaklar, güçlü bir değerler
temeli, çalışanları ve kendi aileleri üzerinde dolaylı
ve dolaysız etkileri ve gelecek kuşaklara daha iyi
bir gezegen bırakmak için doğal bir sürdürülebilirlik
arzusu var. Aile şirketlerinin gelecek kuşaklara bir etki
yaratacak anlamlı bir işe sahip bir platform sunma
potansiyeli çoğu aile için bir yerlerde kaybolmuş gibi
görünüyor.
Ailelerin şirketlerinde yaratıcılığı cesaretlendirmenin
çeşitli ilginç yolları var. Burada önemli olan
şirketi istikrarsızlığa sürüklemeyecek makul bir bütçe
ve mantıklı bir risk seviyesi benimsenerek profesyonel
bir süreç yürütmek. Bir aile kendi gelecek kuşak üyelerine
yönelik olarak onların içindeki yaratıcılığı dışa
çıkarmak için İnovasyon Yönetimi adı altında bir atölye
çalışması düzenlemişti. Bana göre burada atılması
gerekli en önemli adım gelecek kuşak üyelerinizle
oturup dürüst diyaloglar kurmak, onların tutkularını,
aile şirketi içinde kendilerine ne gibi roller biçtiklerini
ve aile şirketinin onları yetkilendirmek ve motive
etmek için ne gibi girişimlere başvurması gerektiğini
öğrenmektir. Theodore Levitt’in söylediği gibi
“Yaratıcılık yeni bir şeyler düşünmektir. İnovasyon ise
yeni bir şeyler yapmaktır.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?