Benjamin Franklin’in “Bu dünyada ölüm ile
vergi dışında hiçbir şeyin kesin olduğu söylenemez”
sözü çok meşhurdur. Bu iki konu,
aile şirketlerinde veliaht planlamanın temel
nedenlerinden ikisini oluşturur. Birisinin
ölümü ve ondan sonra şirkette işlerin nasıl yürütüleceği
hakkında kafa yormak elbette hiç kimse için hoş
olmayan bir konudur. Bu
yüzden yönetimin devri
hakkında daha kapsamlı
bir şekilde düşünmek
için tartışmasız bir araç
hizmeti görecek daha
yaklaşılabilir bir konu
varsa o da vergilerdir.
Selefin yönetimin devri
ve onun mirası hakkındaki
fikirlerini ve planlarını
anlamaya başlamak,
mükemmel bir fırsat
olabilir. Ancak bu, aynı
zamanda yönetimi devralacaklara
gelecekte kendi
yaşamlarını nasıl etkileyeceği
konusunda iyi bir algı da sunar.
Bir vergi planının olmaması, kaçınılmaz vergilerin
ödenmesi ya da nihayetinde şirketin satışına yol
açabilecek şekilde intikal vergisiyle diğer türden vergilerin
ödenmesi için yeterli likit aktifin bulunmadığı
kritik bir durumla sonuçlanabilir. Gelin şimdi şirket
kurucularından birinin karısının trajik ve beklenmedik
ölümünden sonra intikal vergilerini ödemek için para
bulmak amacıyla şirketini halka açmak zorunda kalan
Motorola’nın eski sahibi Galvin Ailesi’ne bir bakalım.
Bu olay, uzun yıllar sonra şirket üzerindeki kontrollerini
kaybetmelerinin zeminini hazırladı. Uygun bir
vergi planı asla sürüncemede bırakılmamalıdır.
Vergi planlamasında avantajlı duruma geçmek,
mevcut yasalar ya da vergi avantajlarından faydalanmak
için ebeveynlerin çocukları adına kararlar vermesi
ve erkenden bir vergi planlama stratejisi geliştirmesi
çok yaygın bir uygulama. Ancak pek çok vakada,
yönetimi devralanlar her şeyi en iyi kendilerinin
bildiğini düşünür ve ileride mirastan doğacak vergi
sorunlarını dikkate almadan mirasın nasıl dağıtılacağı ve nasıl kullanılacağı hakkında kendi arzularıyla
dolu bir yapılanma geliştirirler. Vergi planlaması, aynı
zamanda böylesi bir yapılanmayı tartışmak için de
büyük bir fırsattır.
Deneyimlerime dayanarak size, bu kararların iyi
niyetle alındığını söyleyebilirim. Mesela nerede yaşamayı
tercih edeceğiniz gibi... Ayrıca beklenmedik vergi
ödemeleri veya yüksek
vergi müşaviri maliyetleriyle
yüzleştiğinizde, bu
durum sizin şahsi finansmanınızı
da etkileyebilir.
Örneğin ABD gibi ülkelerde
bir ailenin vekalet
planının bir parçası
olarak mutemetlik yapılarına
başvurulması çok
yaygın. Bu aslında hissedarları
ortadan kaldırır,
aktifler mutemetin mülkiyetine
geçer ve varisler
hiçbir mülkiyet hakkı
olmayan “yararlanıcılar”
haline gelirler. Varisler,
ABD vergi mükellefi olarak kaldığı müddetçe bu yapı
uygun olabilir; ancak varislerden biri Almanya’ya
taşınmaya karar verdiğinde bu gibi mutemetlik yapıları
Alman vergi otoritesi tarafından tanınmadığı için
sıkı bir teftişe tabi tutulabilir ve en iyi ihtimalle çifte
vergilendirme cezası alırlar. Bu arada süreci öğrenmek
için müşavire ödenecek yüksek meblağlardan
bahsetmeye bile gerek yok.
Şayet kendi vergi planlamanızda bir rol oynayacak
kadar şanslıysanız, ondan sonuna kadar faydalanın.
Eğer değilseniz, o zaman yapacağınız en iyi
iş mümkün olduğunca bilgi sahibi olmaktır. Burada
atılacak ilk adım, selef/ebeveynlerin vergilerle ilgili
düşünceleri ve halen ne yapılmakta olduğu hakkında
tartışmak için onlarla bir görüşme planlamak
olmalıdır. İkinci adım, dürüst ve güvenebileceğiniz
bir vergi müşaviri bulmaktır. Mevcut vergi planınızın
durumunu belirlemeye yönelik bu keşif süreci sizin
çok daha iyi bir plan yapmanıza ve gelecekte yığınla
baş ağrısıyla yüzleşmekten uzak durmanıza yardımcı
olacaktır.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?