Baba-oğul arasındaki is ilişkileri

Bir aile şirketinde belki de en karmaşık ve en az anlaşılabilmiş sorunlardan biri de iş yerinde birlikte çalışan baba ile yetişkin oğlu arasındaki ilişkidir.

26.05.2014 21:37:240
Paylaş Tweet Paylaş
Baba-oğul arasındaki is ilişkileri
Karşılıklı bir ilişki olduğundan, burada büyük bir karmaşa söz konusudur. Çünkü ortada bağımsız olmak isteyen bir erkekle bağımlı olmak isteyen bir erkeğin çelişen ihtiyaçları temel bir dinamik içinde bir araya gelmektedir.

Ne para, ne güç, ne de unvan, hiçbir şey küçük bir oğul için kendi babasının “Seninle gurur duyuyorum, sen mükemmel bir insansın” demesi kadar değerli değildir. Oğulun babasının bir yansıması olduğu paralel bir yolculukta sevgi ve düşmanlık, saygı ve kıskançlık, güven ve ihanet, sadakat ve çekememezlik hepsi iç içe geçmiş durumdadır.

PhD Dennis T. Jaffe ile Wise Counsel Research’deki meslektaşlarının ortaklaşa yürüttüğü bir araştırmada, 200 milyon dolardan fazla net aktifi olan başarılı aileler arasında 7 çekirdek özellik olduğu görülmüş.

Bu aileler, aşağıdaki meziyetleri muhafaza ederek son derece başarılı şirketleri veya finansal varlıkları 100 yıllık bir dönemde ve en az üç kuşak boyunca kazançlı bir şekilde devredebilmeyi başarmıştır.

1- Paylaşılan amaç ve değerler
2- Kuşaklar boyunca sürdürülen aile komiteleri
3- Şirket ve finansal faaliyetlerin profesyonel yöneticilere bırakılması
4- Sürekli uyum gösterme ve toparlanma
5- Ortaklık konusunda özgür irade sunma
6- İnsan sermayesinin aktif geliştirilmesi
7- Topluma geri vermeye adanmışlık~

Bir aile şirketinin içindeki yaşam o derece eşsizdir ki muhteşem fırsatlar sunmasının yanı sıra bünyesinde tehlikeli riskleri de barındırır. Her ne kadar evlilikte herhangi bir sorun yaşanmıyorken, çocuklar küçükken ve her şey güllük gülistanlıkken ebeveynlerin çoğu çetrefilli meselelerle başa çıkabilme becerilerine sahip olsalar da baba ile oğul birlikte çalışmaya başladığında ilişkilere ekstra ilgi gösterilmesi gerekir.

Burada olabildiğince yaratıcı ve yapıcı bir çabanın zarif bir iş planı veya aile anayasası taslağının yaratılmasına odaklandırılması iyi bir fikirmiş gibi görülebilir. Ancak bunların uygulanmasının önünde sıklıkla aile psikolojisi kilit bir faktör olarak durur.

Baba ile oğlun iş hayatındaki etkileşimleri duygusal ve finansal anlamda büyük bir hayranlık veya korkunç bir kalp kırıklığı yaratabilecek bir sistem içinde örülüdür.

Bir aile şirketinde her şey kişiseldir. Oysa profesyonellik hiçbir şeyi kişisel olarak algılamamak demektir. Bir baba ile oğlu arasındaki psikolojik meseleler sıklıkla yüzeyseldir, onların kullandıkları lisan birkaç anlamı birden taşıyabilir ve çok güçlü birer müttefik olabilecekleri gibi azılı birer can düşmanı da olabilirler.

Bu benzersiz durum, aslında varlık ile varlık yaratan kuruluşların akrabaları, hissedarları ve yöneticilerin iç içe geçmişliğinden kaynaklanan iki değerli özelliğin bir sonucudur.

Sıklıkla evdeki ile işteki davranışlarda hakim olan değerler, normlar ve sınırlar çok net değildir ve hem duygusal hem de finansal çatışmalara yol açarlar. Kendi oğluyla arasındaki liderlik tarzını gerçekten iyi kavramak isteyen bir erkeğin atması gereken ilk adımda, bir kuşak değerlendirmesi yapması gerektiğine inanıyoruz.

Bu iş, bir erkeğin kendisine babasının kendi karakter gelişimini nasıl etkilediği sorusunu sormasıyla başlar.

Tarihi baba ve oğul destanlarının kanıtları, analitik psikologların araştırmaları, modern günümüz aile şirketlerindeki kan davaları göstermektedir ki bir ailenin refahına ve itibarına yönelik en büyük tehdit dış güçler değil bizzat ailenin içinden kaynaklanan etkilerdir.

İş yerinde birlikte çalışan baba ve oğulların karşılaştıkları sorunlar, sadece ailedeki tek tek bireyleri değil aynı zamanda şirketin ekonomik performansını ve aile üyelerine dağıtılan finansalları da etkiler.

Bu gibi ikililer, doğru düzgün birlikte çalıştıklarında orada pozitiflik ve sadakat vardır. Ortaya çatışmalar çıktığında ise bundan bilançolar dahil olmak üzere herkes ve her şey payına düşeni alır, çünkü bu gibi meydan okumalar her zaman çok katmanlıdır.

Babaların çoğu, aile şirketine katılan oğlunun kariyer gelişimine samimi bir şekilde katkıda bulunmak ister ve onun ipleri tam anlamıyla eline alacağı günü dört gözle bekler. Gerçeklikte ise bu ilişkiden kaynaklanan zorluklar ve şirketin gereksinimleri sıklıkla hem babanın hem de oğulun rüyalarını yıkar ve çok nadir durumlarda gelecek kuşaktan bir veliaht atanır.

Birlikte çalışan babalar ile onların yetişkin oğullarının, pozitif duygusal enerji akışını düzenlemek ve karanlık tarafa sapılmasını engellemek için birbirleriyle olan ilişkilerinde, şirketteki veya ailedekilerle olan ilişkilerine kıyasla çok daha dikkatli olmaları gerekir.

Baba-oğul ikilileri, her ikisi için de kazançlı olma ihtimali düşük bir iş ilişkisi içine girer. Başarı şansını artırmak için gerekli olan yapı ise samimi bir sevgiye, içten düşkünlüğe, karşılıklı güvene, kişisel tutarlılığa ve profesyonel gelişime dayalı bir ilişkidir.

Bu gibi bir temelin uzun vadede her iki taraf için de anlamlı ve kazançlı olabilmesi için ise öncelikle babanın ve ardından oğulun psikolojik olgunluk göstermesi şarttır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz