Bedenleri Konuşuyor

Albert Mahrebian adlı uzman tarafından yapılan araştırma, iletişimde insan bedeninin önemini ortaya koyuyor... Araştırmaya göre, karşımızdaki insanlarla ilgili yargılarımızın yüzde 7’si sözcükler, ...

1.10.2001 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Albert Mahrebian adlı uzman tarafından yapılan araştırma, iletişimde insan bedeninin önemini ortaya koyuyor... Araştırmaya göre, karşımızdaki insanlarla ilgili yargılarımızın yüzde 7’si sözcükler, yüzde 38’i söyleyiş tarzı, yüzde 55’i de beden dili ile oluşuyor...

Mahrebian, bu araştırmasını 1967 yılında gerçekleştirmişti. O dönemde pek ilgi görmemiş, sonraki yıllarda beden dili ciddi araştırmalara konu olmuştu... Özellikle de iş dünyasında... Satıştan insan kaynaklarına, iş görüşmelerinden halkla ilişkilere, beden dilinin önemi giderek artıyor.

Uzmanlar, bazı işadamı ve yöneticilerin, bu konuda şanslı olduğuna dikkat çekiyor. Bu tip işadamı ve yöneticiler, iş dünyasındaki aktivitelerinde daha rahat davranıp, kolaylıkla iletişim kurabiliyorlar. Capital, Türk iş dünyasının önde gelen işadamı ve yöneticilerini bu açıdan analize tabii tuttu. İşadamlarını, “beden dili” açısından analiz eden bu çalışmada, davranış bilimleri eğitim danışmanı Ayşim Altay-Mustafa Aslan,  davranış bilimci Dr. İlhami Fındıkçı, Ahmet Şerif İzgören ve Mehmet Auf bize yardımcı oldu...
 
SAKIP SABANCI : DOĞAL VE İNANDIRICI

Dr. İlhami Fındıkçı: İş dünyasında beden dili denilince akla önce Sakıp Sabancı geliyor. Beden dili onun işini kolaylaştırıyor. Özellikle jest ve mimiklerinin aktardığı konuyu tamamlamada ve karşısındakini ikna etmede büyük etkisi olduğu söylenebilir. Genel görünüşü, duruşu konuşması ve heyecanı, başarı arzusunu ortaya koyuyor. Konusuna, hedeflerine öncelikle kendisinin inandığını ve doğal olduğunu hissettiriyor.

Ahmet Şerif İzgören: İşaret parmağından Sabancı’nın bir konuya dikkat çektiği ve parmak aşağı doğru olduğu için olumsuz bir konudan bahsettiği net. Hareketindeki tehdit kesinlikle uyarıcı ve saldırgan ama bu hareket karşısındakine değil.

AHMET NAZİF ZORLU : PLANLI VE TİTİZ

İlhami Fındıkçı: Yumuşak ve rahat bir kişilik yapısı sergiliyor. Genel vücut duruşu, özellikle de yüz bölgesindeki jest ve mimikler önder bir yönetici vasfı sergiliyor. Kavgadan önce barış şartlarını sonuna kadar zorladığı, babacan tavırlara sahip olduğu, kendini ifade ederken zorlanmadığı belli. Çalışmalarında ve ilişkilerinde planlı ve özellikle düzenli olma konusunda çok hassas. 

Aysim Altay/Mustafa Aslan: Üst bedenin açıklığı, sol elin rahat duruşu, beden ve baş açılarının birbirini tutuyor olması, kişinin konuştuğu konuda net ve samimi olduğunu gösteriyor. Gözlerin açık bir ifadeyle karşıdaki kişiye bakıyor olması da bu samimiyet duygusunu artırıyor. Başın omuza doğru hafifçe eğilmiş olması, konuşulan konuya duyulan ilgiyi açıklıyor. Sağ elin işaret parmağının kendine doğru yönelmiş olması da ilgi ve sahiplenmeyi belirtiyor.

Mehmet Auf: Doğal bir fotoğraf olduğu için tutarlı yorum yapılabiliyor. Rahat, bulunduğu ortamdan memnun, konuştuğu konu üzerinde hevesli ve ilgili bir görüntüsü var.

CEM BOYNER : EYLEM ADAMI

İlhami Fındıkçı: Dinamik bir eylem adamı ve entelektüel bir yönetici imajı veriyor. İfadesini güçlendiren el hareketleriyle ortaya renkli bir kompozisyon çıkarıyor. İdeal bir liderde aranan planlama ve kendisini denetleme becerisine fazlasıyla sahip görünüyor. Herhangi birinin ulaşamadığı bir statüde bulunuyormuş izlenimi, Sayın Boyner’in karşısında rahat davranmayı engelleyebilir. Bu bakımdan belirli bir elit kitle üzerinde daha fazla etkili ve yönlendirici olabiliyor diye düşünüyorum.

Mehmet Auf: İletişime  fazlasıyla hazır, çok ilgili ve vermek istediği mesaj konusunda hassas görünüyor. Ellerinin masanın üzerinde ve açık olması, konu ile ilgili istekliliğini ve açıklığını gösteriyor. Sağ elindeki kalem ise bu dakika itibarıyla bahsettiği konu ile ilgili kendine güvenini ve sözünün dinlenmesi  konusundaki ciddiyetini anlatıyor.   

SERDAR BİLGİLİ : KENDİNE GÜVENLİ

Aysim Altay/Mustafa Aslan: Bir kişi, masa, sandalye ve araba gibi belirli bir eşya ya da araç üzerine elini ya da ayağını koyuyorsa, bu, o alanın kendi kontrolünde olduğu yolunda karşısındaki kişilere verdiği mesajı gösterir. Burada da ofis alanının hakimi olduğu yolundaki mesaj, duruşla verilmiş. Her ne kadar kollar kavuşturulmuş olsa da, bu kapalı olduğu mesajını vermiyor, omuzların ve başın duruşu kendine olan güveni gizlemiyor. Bununla birlikte, karşısındaki kişiyi kafasında soru işaretleri olarak dinleme eğilimi de yüz mimiklerinden anlaşılıyor.

Mehmet Auf: Bu fotoğrafın konuşmanın sonlarına doğru çekildiğini ve Serdar Bey’in bir an önce başka işlerine yoğunlaşmak için sabırsızlandığı gibi bir yüz ifadesi ile karşı karşıyız. Dudakları sıkı sıkıya kapalı ve baş hafif öne doğru eğimli olduğu için iletişime hazır bir görüntü algılanmıyor. Eller ve bacakların duruşu da genel olarak kontrollü ama biraz da sıkılmış görüntüyü destekliyor.

FERİT ŞAHENK: KONTROLLÜ BİR KİŞİLİK

İlhami Fındıkçı: Jest ve mimikleri oldukça saklı ve kontrollü bir kişilik yapısı sergiliyor. Genel duruşu ve bütün olarak verdiği izlenim, ayrıntılı jest ve mimiklerinin önüne geçmektedir. Yüz bölgesi ve gözleri, objektif, doğrucu, ısrarlı ve kararlı bir eğilimi düşündürüyor.

Kendini ifade etmede ve anlaşılmada zaman zaman zorlukları olabilir. Bunun başlıca nedeni, birkaç hamle sonrasına odaklanmış olmasıdır. Kendisiyle konuşmaya (iç konuşma), bulunduğu ortamlarda kontrollü olmaya, belirleyici ve yön gösterici olmaya önem verdiği söylenebilir. Kuvvetli bir ihtimalle normalin üzerinde olan IQ’su ile tepe yöneticilerin işi olan kavramsal düşünme konusunda oldukça avantajlı olduğu söylenebilir.

Aysim Altay/Mustafa Aslan: Bacak bacak üstüne atılmış ve sol el diğer elle perdelenmiş. Bu iki işaret de kişinin dışa vurmak istemediği şeyler olduğunu gösteriyor. Dışa vurmak istemediğinin ne olduğu ile ilgili ipucunu da baş parmağından yakalayabiliriz. Baş parmak gücün sembolüdür. Ellerin tüm kapalılığına rağmen, baş parmak varlığını gösteriyor. Buradaki genel resmi çizecek olursak, gücünün farkında ama perde arkasında tutuyor. Göz kenarları, dudak uçları bu gücün getirdiği farkındalığı yansıtıyor.

Mehmet Auf: Ferit Bey’in duruşu ve bakışları dikkate alındığında, her ne kadar fotoğrafın çekiliş yönü kendisine ters de olsa, son derece kendine güvenen bir görüntüsü var. Her an harekete geçmeye hazır ve kontrolü elinde tutma konusunda dikkatli biri olarak yorumlanabilir.

RAHMİ KOÇ: HAZMEDİLMİŞ BİR GÜVEN

Aysim Altay/Mustafa Aslan: Ellerin konumu, kendisini konunun hakimi olarak hissettiğini gösteriyor. Bir atletin start aldığı anı çağrıştırır şekilde, hamleye hazır geriye yaslanışı ve bakışlarındaki yöneliş, konuştuğu konuda atılıma hazır olduğunu gösteriyor. Hazmedilmiş bir güveni yansıtıyor.

Ahmet Şerif İzgören: Ellerin ikisi birden hakimiyeti ve konunun tamamının kavrandığını, bulunduğu ortamın lideri konumunda olduğunu gösteriyor. Ceketin önünün ilikli olması, karşıdakilerle araya bir mesafe koyduğunun işareti. Oğullarıyla görüşüyor olsa belki de ceketini iliklemeyecekti.

Koç’ların aile fotoğrafında belki de fotoğrafçının etkisiyle herkes farklı bir duruş sergilemiş. Ancak, Rahmi Bey, son derece kendine güvenli, açık ve bulunduğu konumdan (oğullarıyla da birlikte olmaktan) mutlu bir görüntü çiziyor.

CEM KOZLU : İLETİŞİME HAZIR

Mehmet Auf: Gülümsemesi, öne doğru eğilmesi, açık ve dik duruşu dikkate alındığında; kendine güvenen, iletişime hazır, kontrollü ve konusuna hakim biri olduğu yorumunu yapabiliriz.

Ahmet Şerif İzgören: Ellerinde gerginliği görebiliyoruz. Zorla gülmek zorunda kalmış gibi görünüyor. Eğer bacaklarını görebilsek, ayak bileklerinin çapraz bir şekilde üst üste olduğunu görebilirdik.

HANZADE DOĞAN: KENDİNE GÜVEN VAR

Aysim Altay/Mustafa Aslan: Bacakların dengeli bir şekilde iki yana doğru açılmış olması, bedenin dik duruşu ve çenenin hafif yukarıya bakışı kendine güveni gösteriyor. Kalem olan elinin kendine yönelişi ise eğer anlatılan konu doğrudan kendiyle ilgili değilse anlatılan konuda kendi fikirlerinin öne çıkarılışını ifade ediyor. Şüphe, endişe, konuyla ilgili bilgisizlik benzeri şeyler söz konusu değil.

CEM HAKKO : İYİMSER VE DOĞAL

Mehmet Auf: Cem Bey’in bu duruşunda iletişime çok açık, ilgili ve hemen harekete geçmeye hazır ve iyimser bir görüntü var. Gülümsemesinde dişlerin de görünmesi doğallığı konusunda ek bir işaret.
 
İBRAHİM ÖZER : SABIRSIZ

Mehmet Auf: Büyük olasılıkla bu resimden sonra ayağa kalkılmış ve toplantı sona ermiş. İbrahim Bey koltuğun ucunda her an kalkacakmış gibi hazır bir durumda, yani çok da huzurlu ve rahat değil ve  içinde bulunduğu konumun bir an evvel bitmesini bekliyor. Elleri ve yüz ifadesi de sıkıntısını ve sabırsızlığını destekliyor.

ÜZEYİR GARİH : DERİN BİR İÇ DÜNYASI VAR

İlhami Fındıkçı: Jest ve mimikleri çok canlı olmasa da, gözlerini ve sesini çok iyi kullanan bir iş adamı. Doğrudan ve kaçamaksız bakışları kişiler üzerinde çok etkili. Sesini ve vurgularını çok iyi düzenleyerek dikkatleri canlı tutmayı başarıyor. Sert görünüşüne rağmen son derece esprili anlatım yöntemi ile anlaşılması zor kavramları günlük dile indirgeyerek örnekliyor. Bu da Garih’e öğretici bir liderlik özelliği katıyor.

Aysim Altay/Mustafa Aslan: Bu fotoğrafta alana sahiplenme duygusu elin sandalye arkalığına konulmasıyla kendini gösterse de baskın bir duygu değil. Bedenin yana doğru dönmüş olması kişilere ve fikirlere açık olduğunu gösteriyor. Bakışlar ve yüz ifadesi hem bu açıklığı destekliyor, hem de derin ve duygusal bir iç dünyasının varlığı kendini belli ediyor.

Ahmet Şerif İzgören: Üzeyir Garih beden dilini bilen sayılı iş adamlarından. Fotoğraf anında bacak bacak üstüne atması rahatlığını, ayağının dinleyen gazeteciye dönük olması ona ilgi gösterdiğinin belirtisi. Ellerin kendisine dönük olması kendi görüşlerini açıklamak istediğini, parmakların iç içe geçişi ise anlatacaklarıyla ilgili zorlandığını gösteriyor olabilir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz