Bilgi Ekonomisi Neleri Değiştirecek?

Bilgi ekonomisi, iş yapış biçiminden çalışma hayatına kadar her alanda büyük değişimlere neden olacak. Bazı sektörler ve ürünlerde hissettiğimiz bilgi ekonomisinin sektörlere etkilerini, dünyanın ö...

1.08.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Bilgi ekonomisi, iş yapış biçiminden çalışma hayatına kadar her alanda büyük değişimlere neden olacak. Bazı sektörler ve ürünlerde hissettiğimiz bilgi ekonomisinin sektörlere etkilerini, dünyanın önde gelen gurularına sorduk. Pazarlamadan farklılaşmaya, çeşitli konularda çalışan gurular, kendi açılarından bu konuyu analiz ederken, aynı zamanda yönetici ve işadamlarına önerilerde de bulundular.

REKABET KIZIŞIYOR, İŞİNİZ ALMAK İSTEYENLER ARTIYOR

PAZARLAMAYI ETKİLEDİ Bilgi endüstrisi, bize birçok yeni pazarlama aracı sundu. Bunlar sayesinde şirketler farklı piyasa segmentlerini daha kolay bir biçimde hedefleyip onlara ulaşmayı başardılar. Farklı piyasalardaki enformasyon daha ulaşılabilir oldu ve mümkün olduğu her durumda onları satmak mümkün hale geldi. Perakendeciler envanterlerini ve stoklarını daha iyi kontrol edebildiler ve satış yapmanın ne olduğu konusunda daha sağlam bir kavrayış geliştirdiler.

REKABET KESKİNLEŞİYOR Ancak tüm bu yeni bilgilere ve farklı araçlara rağmen, doğru stratejiye sahip olmanın hala bir gereklilik olduğunu söyleyebiliriz. Her geçen gün daha da rekabetçi hale gelen bir dünyada yaşıyoruz ve siz hata yaptığınızda bir başkası gelip işinizi elinizden alabilecek durumda. Ve gerçekten kötü bir haber vermemiz gerekirse; onu artık bir daha geri de kazanamayacaksınız.

HIZLA YAYILAN BİLGİ, SEKTÖRLERİ SARSACAK

SEKTÖRLERİ NASIL ETKİLER? Yeni bilgi, her zaman, tüm sektörlerde değişikliğe yol açmıştır. Bu geçmişe ait bir doğru olduğu gibi, gelecekte de doğruluğunu sürdürecektir. Bugünün farkı, bilginin daha önce olmadığı denli hızla yayılabilmesidir, bunun için de en başta internete teşekkür etmeliyiz.

Yeni bilgi tüm dünyada hızla yayıldığı için, tüm sektörlerin, yeni ürün ve hizmet geliştirme konusunda, daha önce alışık oldukları hızlardan çok daha üst seviyelere çıktıklarını görüyoruz. Örneğin, cep telefonları. Motorola, cep telefonunu bundan 32 yıl önce keşfetti. Bugün, tüm dünyada faal halde 1.3 milyar cep telefonu var. Tarihte daha önce hiçbir keşfin bu hızla yayıldığı görülmemişti.

YÖNETİCİLERE ÖNERİLER

Bugün başarılı olmanın en iyi yolu, "kendinizin ilk sırada yer alacağı yeni bir kategori oluşturabilmek".Red Bull, ilk enerji içeceği.

Apple iPod, disk sürücüsü de olan ilk MP3 çalan cihaz. Tüm hakiki ve büyük markalar yeni bir kategoride ilk sıradalar. Bir marka inşa etmek için, birinci sırada kategoriyi, ikinci sırada markayı düşünmeniz gerekiyor.

"Ben de yapayım" türünden bir ürünün, bugünün piyasasında başarılı olma şansı çok düşük.

AR-GE’Yİ BİR SÖZLEŞME HALİNE GETİRMELİ

Bilgi ekonomisiyle desteklenen yeni dönemin rekabet koşullarını analiz eden Jagdish Sheth, “İlk 3 Kuralı” (The Three Rules) adlı kitabıyla öne çıkmıştı. “İlk 3 dışında kalanların hayat şansı” yok diyen Sheth, “Bilgi Ekonomisi”nin iş dünyasını büyük ölçüde etkileyeceğini tahmin ediyor ve şu yorumu yapıyor:

“Bilgi ekonomisinin temel önermesi, entelektüel mülkiyet ve telif haklarının oluşturulması ve bunların tüm dünyaya lisansının sağlanmasıdır. Bu, yenilik ve keşfi, kendi ürünlerinizi ve hizmetlerinizi geliştirerek sağladığınız ve daha sonra bunu yine kendinizin sattığı endüstri ve enformasyon çağından farklı bir duruma işaret etmektedir.

Başka bir deyişle bilgi ekonomisi, Ar-Ge’yi, tıpkı endüstri çağındaki üretim sözleşmesi gibi, ayrı bir sözleşme konusu haline getirmektedir.”

ÖNCE NEDEN YENİLİK SORUSUNA YANIT VERİN

FARKLI SEKTÖRLER BİRLEŞECEK Bilgi, farklı sanayi ve sektörleri, düşünce yoluyla birbirine bağlama yolu gibi düşünülebilir. Kanımca, gelecek yüzyıllarda farklı sektörlerin birbiriyle birleşmesine tanıklık edeceğiz. Farklı sektörler arasındaki sınırlar, geçmişte olduğu denli belirgin olmayacak. Örneğin: biyoteknoloji (biyoloji + teknoloji) ve “eductainment” (Türkçe’de henüz “eğitlence” gibi bir sözcük kullanılmıyor ama “eğitim + eğlence”yi birlikte ifade eden “education + entertainment” anlamında...)

İŞ DÜNYASINA TAKTİKLER Önerim, üst düzey yöneticilerin bir yeniliğe gitmeden önce, neden yenilik yapmaya ihtiyaç duyduğu sorusuna yanıt verebilmesidir. Bu kolay bir yanıt olmayacaktır, zira bu yanıt onu, stratejisini yeniden düşünmeye ya da güncellemeye zorlayacaktır. Neden sorusuna yanıt aldıktan sonraki temel soru ise, şirketin yeniliğe hazır olup olmadığı meselesidir. 

EKONOMİNİN TANIMI DEĞİŞTİ Tarihsel olarak ekonomiler, kendilerine sunulan doğal kaynakları kullanma noktasına odaklanmışlar, bu kaynaklardan hareketle insanları ve yöneticileri için gereken becerileri geliştirmeye çalışmışlardır. Ekonomilerin büyük bölümü bu sayede, yerel olarak hemen ulaşabildikleri için somut mal varlıklarının yönetimine odaklanmıştır.

Bugün doğal kaynaklar, giderek artan bir biçimde, gerekli becerilerin bulunduğu alanlara doğru kayıyor ve bunun illa kaynağın bulunduğu yer olması gerekmiyor. Bu da bir ekonominin ne olduğu ve nasıl işlediği konusundaki tüm bir kavrayışımızda muazzam bir değişikliğe yol açtı. Böylelikle bir ekonominin ne olduğunu, bir yere mi yoksa bir hünere mi bağlı olduğunu yeniden düşünme ve değerlendirme ihtiyacı doğdu. Başka bir deyişle, İngiltere ve Londra mı bir ekonomidir, yoksa Londra, Tokyo ve New York’da konumlanan finans sektörü mü bir ekonomidir diye sorar hale geldik.
3 TİP EKONOMİ VAR Eğer ekonomileri mekana bağlı düşünmeye devam edersek, o zaman dünya şu türden ekonomilere ayrılabilir; Birincisi, Çin gibi, kaynak, üretim ve dağıtım ekonomileri. İkincisi, Hindistan gibi, ürünler için hizmet ve destek sağlayan ekonomiler ve  üçüncüsü de Batı Avrupa ve Kuzey Amerika gibi, kavramsallaştırmaya, yaratmaya ve tüketime dayanan ekonomiler.

Bu üç ayrı tür ekonomi için de bilgiye ve beceriye ihtiyaç vardır. Ancak, bunlar hızla aktarılabilir hale de gelmektedir. Bu sayede Çin, bilgi ekonomisini geliştirmekte, bizim bilim adamlarımız ve teknisyenlerimizden de yararlanma yoluna gitmektedir. Daha çok teknolojinin hizmet sektöründeki kullanımına odaklansa da, aynı durum Hindistan için de geçerlidir. Ekonomileri beceri temelli düşündüğümüzde ise, onları ayrı birer sektör ve etkinlik olarak değerlendirmemiz gerekir.

ÇOK SARSICI BİR GELİŞME Burada sözünü ettiğimiz değişikliklerin dramatik olduğunu ve sürüp gideceğini ekleyebiliriz. Globalleşme sadece bir kavram değildir, bize dünyanın nasıl işlediğini göstermektedir. Maalesef, bugün yöneticilerin ve organizasyonların sadece küçük bir bölümü global pazarlara hazır konumdadır ve devam etmekte olan değişimle baş edebilecek gerekli yetenek ve becerilerden genelde yoksundurlar. Hala global ekonomiyi yerel piyasa çerçevesine  uydurmaya çalışıyoruz ve bu yüzden de işletemiyoruz.

Kısacası, bilgi aktarımının kolaylaşması, bugün organizasyonların sadece küçük bir bölümü için bir adrese yerleşmektedir. Bu da bana çok sarsıcı geliyor.

YÖNETİCİLER NE YAPMALI?

Bugün yöneticiler, insan gibi, entelektüel mülkiyet ve telif hakları gibi, markalar gibi somut olmayan varlıkları da yönetmeyi öğrenmeliler. Yönetsel becerilerin büyük bölümü üretime dönük yaklaşımları yansıtıyor, yani somut varlıkların yönetimine dayanıyor. Bugün yöneticilerin hala çok küçük bir bölümü somut olmayan varlıkları yönetebilir konumdadır, ki bu varlıklar, 21. yüzyılın organizasyonları için temel karakterdedir. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz