Henkel, dünyanın önde gelen şirketlerinden… Kurulduğundan bu yana “yenilikçi” ürünlerle öne çıktı, araştırma-geliştirmeye büyük bütçe ayırdı. Türkiye genel müdürü Erdem Koçak, “130’uncu yılda, 130 ...
Henkel, dünyanın önde gelen şirketlerinden… Kurulduğundan bu yana “yenilikçi” ürünlerle öne çıktı, araştırma-geliştirmeye büyük bütçe ayırdı. Türkiye genel müdürü Erdem Koçak, “130’uncu yılda, 130 bin yeni fikir projesini devreye koyduk” diye konuşuyor. Bu anlayışın Türkiye’de de öne çıktığını, “inovasyonda liderliği” hedeflediklerini belirtiyor. Ancak, burada da önemli bir değişim yaşandığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Tüm dünyada olduğu gibi Henkel’de de ‘burada keşfedildi’ yaklaşımı çok önemliydi. Şimdi yenilik yaratacak fikirleri ortaya çıkaracak her türlü işbirliğini önemsiyoruz. Bu müşterilerimizle, satıcılarımızla, üniversitelerle, diğer sanayi kollarıyla işbirliği demektir. Yani çok geniş bir perspektifte bu konuyu değerlendiriyoruz.”
Almanya’da ilk paketli ve markalı çamaşır deterjanı, ilk otomatik çamaşır makinesi deterjanı, dünyanın ilk sıvı metal contası, yine dünyanın ilk stick yapıştırıcısı…
Henkel Türkiye Genel Müdürü Erdem Koçak, inovasyonun şirketin genlerinde olduğunu anlatırken bu örnekleri veriyor. 130’uncu kuruluş yılı nedeniyle, 2006’yı “Yenilikçilik Yılı” ilan ettiklerini belirterek, bu kampanyanın sonuçlarını şu sözlerle anlatıyor:
“130’uncu yılda, 130 bin yeni fikir toplamak adına bir proje başlattık. Bu da aşağı yukarı her çalışandan 2-3 fikir almak anlamına geliyor. Bu çok yaygın ve düzenli çalıştırılan bir proje oldu. Fikirlerin iletilebilmesi için gerekli platformlar sağlandı. Sonuçta 2006 yılının nisan ayından bugüne kadar tüm dünyada 71 bin fikir üretildi. Bu fikirlerin yüzde 58’i Henkel’i geleceğe taşıyacak yeni ürünlerle ilgiliydi. Tüm dünyada gönderilen fikirlerin yüzde 44,2’si değerlendirilmiş durumda. Bu hızla devam ederse proje sonunda 6 bin 500 fikir uygulamaya konulur ki, ürün ve süreçlerimizi geliştirecek 6 bin 500 fikir bile bizler için çok değerli.”
Türkiye’nin kişi başına 3,69 fikirle en çok fikir üreten 3’üncü ülke olduğunu belirten Koçak, bunun bir tesadüf olmadığını, kurum içinde eğitimler ve workshop’lar düzenlenerek fikir üretilmesinin teşvik edildiğini anlatıyor. Projeye başlarken bin 831 fikre ulaşmayı hedeflediklerini ancak bugün toplam 3 bin 150 fikir çıkardıklarını söyleyerek, “Bunun arkasında sistemli bir çalışma yatıyor. Henkel dünyası içinde Türkiye’nin daha inovatif, daha yenilikçi, daha atılımcı bir organizasyon olduğunu düşünüyorduk. Bunun da bir ölçüde sağlaması oldu” diyor.
Henkel’in global 324 milyon Euro civarındaki Ar-Ge harcamalarının 2007’de yüzde 10-15 oranında artacağı tahmin ediliyor. Tüm bu çalışmaların altında 2009 yılında sektörde inovasyon lideri olma hedefi olma yatıyor.
Henkel Türkiye Genel Müdürü Erdem Koçak ile Henkel’in inovasyon konusunda global çalışmalarını ve Türkiye uygulamalarını konuştuk:
* Henkel Grubu için inovasyon ne ifade ediyor? Bu konuda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
İnovasyon, Henkel Grubu için çok özel bir kavram. Çünkü, Henkel’in inovasyonlarla dolu bir geçmişi var. Ayrıca, 2006 yılını “yenilikler yılı” ilan ettik. “Yenilik yılı” Henkel’in gelecekteki rekabetçi yapısını korumasını sağlayacak temelleri attığı bir yıl oldu. Bu tüm Henkel çalışanlarını, yani dünya çapında 52 bin kişiyi içeren bir çağrıydı.
2006, Henkel’in kuruluşunun 130’uncu yılıydı. Bu kapsamda tüm Henkel dünyasında, 130’uncu yılda, 130 bin yeni fikir toplamak adına bir proje başlattık. Bu da aşağı yukarı her çalışandan 2-3 fikir almak anlamına geliyor. Bu çok yaygın ve düzenli çalıştırılan bir proje oldu. Fikirlerin iletilebilmesi için gerekli platformlar sağlandı. Sonuçta 2006 yılının nisan ayından bugüne kadar tüm dünyada 71 bin fikir üretildi. Bu fikirlerin yüzde 58’i Henkel’i geleceğe taşıyacak yeni ürünlerle ilgiliydi. Tüm dünyada gönderilen fikirlerin yüzde 44,2’si değerlendirilmiş durumda.
* Uygulamaya konulacak fikirler var mı?
Fikirlerin henüz yüzde 44,2’si değerlendirilmiş olmakla birlikte, hayata geçirilecek pek çok fikir bulunuyor. Hayata geçen fikir sayısının oranı ise yüzde 5 düzeyinde. Yani her 100 fikirden 5’i uygulanıyor. Bu hızla devam ederse, proje sonunda 6 bin 500 fikir uygulamaya konulur.
Bizler için kötü fikir yok. İşlenmemiş, ham fikir var. İyi fikrin de çok fikirden geçtiğine inanıyoruz. Bu nedenle mümkün olduğunca çok fikre ulaşmayı amaçlıyoruz. Hayata geçirilecek fikirlere de bu gözle bakıyoruz. Fikrin küçük veya büyük olması önemli değil, önemli olan Henkel’e katkıda bulunması. Mesela, yaka rozetleri çoğu zaman ceketlerimizi, kıyafetlerimizi delmesi nedeniyle sorun yaratır. Henkel çalışanlarından biri bu sorundan yola çıkarak mıknatıslı Henkel rozeti üretilmesini öneriyor ve “inovasyon yılı” ile Henkel bu uygulamayı hayata geçiriyor.
* Peki, Henkel Türkiye için inovasyon ne anlama geliyor? Henkel dünyasında bu açıdan Türkiye’nin yeri nedir?
İnovasyon dendiğinde insanların aklına hep yeni ürün, yeni uygulama geliyor. Ama bize göre inovasyon bir şeyi farklı, değişik yapıyor olmak ve katkı sağlamak anlamına geliyor. Sadece ürün geliştirme ya da pazarlama aktivitesinde değil, muhasebede, üretimde, süreçlerde, müşteriye yaklaşımda yenilik olarak algılıyoruz. Çok geniş bir perspektifimiz var.
Henkel Türkiye’nin inovasyon yılı kapsamındaki proje için hedefi bin 831 fikre ulaşmaktı. Ama inanılmaz yoğun bir katılım oldu ve hedefimizi ikiye katladık. Türkiye’den toplam 3 bin 150 fikir çıkardık. Bunun arkasında sistemli bir çalışma yatıyor. Türkiye’de kişi başına düşen fikir sayısı ise 3,69 oldu. Bu noktada bütün dünyada 75 ülke arasında kişi başına en çok fikir üreten 3’üncü ülke olduk.
Türkiye’de de yenilikçi çalışanlarımız ile bu konuya öncelik vermiş durumdayız ve bu fikirleri paylaşacakları ortamı yaratıyor, çalışanların fikirlerini paylaşmaları için teşvik ediyor, ufuklarını açmak için eğitimler veriyoruz. Türk Henkel olarak da ileri saflarda yer almamız bizi mutlu ediyor. Henkel dünyası içinde Türkiye’nin daha inovatif, daha yenilikçi, daha atılımcı bir organizasyon olduğunu düşünüyorduk. Bunun da bir ölçüde sağlamasını yapmış olduk.
* Henkel’in merkezinde ve dünya çapındaki şirketlerinde inovasyonun temelinde ne var? Yaratıcılık için nasıl bir yaklaşım uygulanıyor?
İnovasyon şöyle bir değişim yarattı. Tüm dünyada olduğu gibi Henkel’de de düne kadar “burada keşfedildi” yaklaşımı çok önemliydi. Şimdi artık buna daha farklı bakıyoruz. Yenilik yaratacak fikirleri ortaya çıkaracak her türlü işbirliğini önemsiyoruz. Bu müşterilerimizle, satıcılarımızla, üniversitelerle, diğer sanayi kollarıyla işbirliği demektir. Yani çok geniş bir perspektifte bu konuyu değerlendiriyoruz. Oldukça başarılıyız. Özellikle üniversitelerle çok başarılı işbirliklerine imza attık.
* İnovasyon konusunda yaptığınız işbirliklerini bizimle paylaşır mısınız?
Henkel bazı uzman üniversitelerde kendi araştırma enstitülerini kurdu. Böylece profesörler, üniversiteler ve Henkel, temel araştırmaları kısa bir sürede yeni ürünlere dönüştüren “kamu-özel sektör ortaklıkları” adı verilen yapı altında işbirliği yapıyor. Bu işbirliğinin somut örnekleri arasında Henkel, üniversitelerin kadrolu araştırmacıları ve SusTech arasındaki ekip çalışması bulunuyor. SusTech, Henkel’in Darmstadt Üniversitesi öğretim görevlileri ile birlikte kurduğu bir araştırma şirketi. Bu uzmanlar ekibi, dişlerin hassaslığını azaltan tümüyle yeni bir etken madde geliştirdi.
-Peki şirketlerle işbirliği yapıyor musunuz?
Ayrıca, Henkel başka şirketlerle de yakın işbirliği yapıyor: Airbus ile işbirliği sonucunda yeni fiber bileşimleri geliştirildi, bunlar daha hafif uçaklar üretilmesini ve aşırı ağır koşullara dayanıklılık sağlıyor.
Henkel belirli bazı araştırma sorunlarına daha kısa zamanda daha yaratıcı çözümler geliştirmek için InnoCentive ile işbirliği yapıyor. InnoCentive, dünyanın her yerindeki 25 bin seçkin bilim adamı ile büyük şirketlerin araştırma departmanları arasında iletişim sağlayan yenilikçi bir internet platformu. Kısacası Henkel, dışarıdan ortaklarla işbirliği yapmaya büyük önem veriyor. Ar-Ge uzmanları, dünyanın her yerindeki üniversitelerde ve sanayi kuruluşlarında görevli 250 ortak ile birlikte çalışıyor. Bu disiplinler arası işbirliğinin temel amacı, trendleri önceden saptamak ve yeni iş potansiyelleri olarak kullanmak.
* Henkel’de üst düzey yöneticiler şirketteki inovasyon kültürünü geliştirmek için ne gibi roller ve sorumluluklar üstleniyor?
Üst yönetim de inovasyon konusundaki her türlü çalışmaya büyük destek veriyor. Çünkü, biz inovatif olmanın bir disiplin işi olduğuna inanıyoruz. Bunun için konsantre olmalısınız, bakış açınızı değiştirmelisiniz. Üst yönetimin bu konudaki hassaslığı geçtiğimiz yıl düzenlediğimiz “130’uncu yılda 130 bin fikir” projesi ile doruk noktasına çıktı. Henkel dünyası içinde bir iç rekabet başladı. Katkı yaratmak, fikir üretmekle ilgili hem şirketler arasında hem de şirket içi departmanlar arasında bir rekabet yaşanıyor. Türkiye’deki departmanlar da kendi içinde daha fazla fikir üretme yarışında. Biz bu proje kapsamında çalışanlarımıza eğitimler verdik, ödüllü yarışmalar yaptık, workshop’lar düzenledik. Türkiye’nin üçüncü olması bu açıdan rastlantı değil. Arkasında çok ciddi bir emek var.
* Henkel tarafından yürütülen inovatif çalışmaları bizimle paylaşır mısınız?
Burada büyük ölçüde yurtdışından gelen inovatif ürünlerimiz var. Çok fonksiyonlu ürünler üretilmesi trendi sonucunda bulaşık yıkama sürecindeki tüm ihtiyaçları giderecek bir bulaşık makinesi deterjanı olan Pril 5 piyasaya sunuldu. Breff Alessi, İtalyan tasarımcı firma Alessi tarafından tasarlanan bu ürün tuvalet bloğu. Sörf tahtası şeklinde tasarlanan bu ürün Henkel’de inovasyon ödülü aldı.
Trendleri takip etmek ve okumak inovasyon açısından çok büyük önem taşır. Bu noktada Vernel Aromaterapi çok iyi bir örnektir. Türkiye’de ilk defa duyulara hitap eden bir deterjan üretildi. Bu ürünün satışlarımızı da çok ciddi oranda yükselttiğini söyleyebiliriz. İki yıl önce Persil Vernel Esintili’yi piyasaya sunduk. Yumuşatıcının parfümünü ve etkisini sunan bu deterjan fikri Türkiye’den çıktı ve ilk kez Türkiye’de yapıldı. Şu anda Avrupa’da birçok ülkede Henkel bu ürünü kullanıyor. Aynı şekilde rakiplerimiz de Türk pazarında benzer ürünler çıkardılar. Tüm dünyada Uzakdoğu esintileri sürerken, Uzakdoğu egzotizmini sunduğumuz Fa Asia SPA serisi piyasaya sunuldu. Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde doğal içerikli ürünlere dönüş trendi ile piyasaya ilk yoğurt özlü vücut şampuanı olan Fa Yoghurt’u sunduk.
İnşaat sektörünün hızlı gelişmesine paralel olarak hem yeni inşaatların yapılması hem de mevcut yapı renovasyonlarına yönelik ürünler ile penetrasyonu artırıyoruz. Buna yönelik yatırımlar yapıyoruz. Örneğin renovasyonda hazır şaplar, inşaat sektöründe eskiden kullanılan harçların yerini alarak işçiliği kolaylaştırdı. Poliüretan köpük ile çivi, beton gibi malzemelerin yerini alarak, inşaat sektöründe yeni bir çığır açtı.
* Çalışanlarınızın dışında iş ortaklarınızı ya da müşterilerinizi inovasyona katacak bir sisteminiz var mı?
Bu konuda çok ciddi bir iştahımız var. Tüketiciler de bu sürecin vazgeçilmez bir parçası. Özellikle yeni ürün piyasaya sunmadan önce yapılan tüketici testlerinin sonuçlarını çok dikkatle inceliyoruz. Düzenli olarak yaptığımız tüketici testleri var. Tüketici görüşü yenilikçi sürecimizin vazgeçilmez bir parçasını oluşturuyor.
Ancak Henkel sadece hızlı tüketim ürünleri yapan bir şirket değil. Bizim bir de yapıştırıcı teknolojileri dediğimiz bir bölümümüz var. Orada müşterilerimizle bire bir temasımız var. Birçok müşterimizle oturup, onların süreçlerini iyileştirmek üzere deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Bu bazen ucuzlatma yaratacak, bazen de katma değeri artıracak bir süreç olabiliyor.
Benzer şekilde tedarikçilerimizle de iyileştirici birtakım çalışmalar yapıyoruz. Burada yapmak istediğimiz şey ise kendi deneyimlerimizi müşterilerimizle paylaşarak onlara değer katmak. Böylece kendimizi vazgeçilmez kılmaya çalışıyoruz.
* Bu sektörde yeni bir ürün yaratmanın maliyeti nedir? Büyük bütçeler gerekiyor mu?
Biz ürüne göre değişmekle birlikte 3 ila 18 ay sürecinde piyasaya yeni ürün sunuyoruz. Bütçeler de aynı şekilde ürüne göre farklılık gösteriyor. Özellikle teknoloji bölümümüzdeki farklılaşmalar çok yoğun ve uzun süreli Ar-Ge faaliyetleri sonucu ortaya çıkıyor. Direkt tüketici ile temas içinde olan kozmetik, deterjan gibi ürünlerde ise en ufak bir hataya bile toleransınız yok. Tüketiciye sunmadan önce ürünlerimizi alerji testleri gibi birçok testten geçiyoruz. Bu nedenle çok uzun ve pahalı süreçler sonucunda yeni ürünler sunduğumuzu söyleyebilirim.
2009’da Hedef İnovasyon Liderliği
Bütçe Sürekli Artıyor
Henkel’in global Ar-Ge harcaması 2005 yılında 324 milyon Euro olarak gerçekleşti. Bu da 2004 yılına göre Euro bazında yüzde 19’luk bir artışa tekabül ediyor. Sürekli artan bir harcama bütçesi var. 2007’de inovasyon harcamaları yine yüzde 10-15 oranında artacak.
2007 Uygulama Yılı
2006 fikir üretme yılıydı, 2007 yılı ise uygulama yılı olacak. Sunulan inovatif fikirler uygulama alanı bulacak. 2009 yılında da Henkel dünyanın en inovatif şirketlerinden biri ve faaliyet gösterdiği sektörlerde inovasyon lideri olacak. Bugün bu hedef doğrultusunda ilerliyoruz.
“Satışlardaki Artışta Yenilikçi Ürünler Etkili”
Önemli Katkı Sağlıyor
İnovasyon çalışmalarımızın verimlilik ve kârlılığımıza çok ciddi katkıları olduğunu biliyoruz. Ama bunu rakamsal olarak ortaya koymamız zor. Gelen en ufak fikri bile hemen uygulamaya koymaya çalışıyoruz. Böylece çalışanlarımız daha fazla fikir üretme yolunda motive oluyor.
Global Olarak Yüzde 6 Arttı
Ancak şu da bir gerçek ki; gelişimimizin, büyümemizin arkasında bu inovatif fikirler ve yaklaşımlar var. Henkel’in global satışları 2006 sonu itibariyle 12 milyar 740 milyon Euro oldu. Burada bir önceki yıla göre yüzde 6,4 oranında bir büyümeden bahsediyoruz.
Türkiye’de Yüzde 9 Büyüdü
Aynı şekilde Henkel Türkiye’nin de 2006 yılı satışları Euro bazında yüzde 9 oranında artarak 296 milyon Euro olarak gerçekleşti. Bu büyümede de yenilikçi ürün ve yaklaşımlarımızın çok büyük etkisi var.
“15 Ar-Ge Merkezi Bulunuyor”
2 Bin 800 Ar-Ge Uzmanı Var
Henkel 7 bin 600 yenilik patenti ve 2 bin tasarım patentine sahip. 5 bin 200 patent başvurusunun işlemi de devam ediyor. Dünyanın her yerinde, özellikle de Almanya, İrlanda, Fransa, Japonya ve ABD’de yaklaşık 2 bin 800 Henkel çalışanı araştırma, ürün geliştirme ve uygulama teknolojisi üzerinde çalışıyor.
52 Bin Çalışan Katkı Sağlıyor
Şirketimizin toplam 15 Ar-Ge merkezi bulunuyor. Bu çalışmalar sırasında hem dahili hem de harici uzmanlardan yararlanılıyor, böylece şirketin ürün portföyünü büyütmesi ve yeni pazarlara açılması amaçlanıyor. Ancak “yenilik yılı” ile birlikte bu 2 bin 800 kişi ile birlikte tüm dünyada 52 bin Henkel çalışanı bu konu üzerinde çalışarak sürece katkıda bulunuyor.
Özgür Gözler
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?