Bugün Türkiye’nin ihracatta kırdığı 105 milyar dolarlık rekor rakamın arkasında fason üreticiler var. Araştırmalar da Türkiye’nin ihracatının yüzde 70’inin fason üretimden geldiğini gösteriyor. TÜİ...
Bugün Türkiye’nin ihracatta kırdığı 105 milyar dolarlık rekor rakamın arkasında fason üreticiler var. Araştırmalar da Türkiye’nin ihracatının yüzde 70’inin fason üretimden geldiğini gösteriyor. TÜİK verilerine göre de Türkiye’de her 4 şirketten biri fason üretim yapıyor. En önemlisi hazır giyimden elektroniğe, otomotiv yan sanayiden deriye kadar pek çok sektörden dev şirket artık fason üretimde Ar-ge’yi de kapsayan yeni anlayışa yöneliyor. “Yeni nesil fason” stratejisi artık şirketlerin büyümesinin ve ürün yelpazesini geliştirmesinin en etkili yolu olarak görülüyor. Fason üretim açısından en güçlü şirketlerin pek çoğu sadece fason üretim yapmıyor. Vestel, Hayat Kimya, Ak Gıda gibi büyük şirketler kendi markalarıyla da önemli cirolar elde ediyor.
Türkiye’de “fason” kelimesi, her zaman olumsuz bir kavram olarak algılandı. Oysa geçmişte Japon ekonomisinin ayağa kalkmasını fason üretim sağladı. Bugün Çin, Hindistan gibi ülkeleri dünya devi olmaya götüren yolun da yine fason üretimden geçtiği düşünülüyor. Hatta “fason”, Türkiye’nin de ihracat hamlesini yapmasını sağlayan en önemli üretim modellerinden biri olarak görülüyor.
Türkiye’de fason üretim ihracata dayalı kalkınma modelinin benimsendiği 1980’den sonra başladı. Yine aynı dönemde fason üretimde öncülüğü tekstil ve konfeksiyon sektörleri aldı. 90’lı yıllardan itibaren ise beyaz eşya ve gıda sektörlerinde bu üretim modeli yaygınlaştı. Fason üretimin boyutlarını ortaya koyan güncel bir rakam olmasa da, TÜİK yetkilileri, 2001 yılında yaptıkları araştırmayı referans gösteriyor ve bugün de bu rakamların geçerli olduğunu savunuyorlar.
Bu araştırmaya göre, imalat sanayinde faaliyet gösteren 11 bin 311 iş yerinin 2 bin 787’si fason üretim yapıyor. Bu da imalat sanayinde faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 24,6’sına denk geliyor. Yani Türkiye’deki her 4 şirketten 1’i fason üretim gerçekleştiriyor. Yine Türkiye’nin imalat sanayinden elde ettiği gelirin yüzde 21’i fason üretimden elde ediliyor. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ise fason üretimin ihracat tarafındaki büyüklüğüne dikkat çekiyor ve “Kesin istatistiklerle doğrulanmamasına rağmen toplam ihracatımızın yüzde 70’inin fason olduğuna yönelik analizler var” diyor. Ona göre özellikle son yıllarda perakende zincirlerinin artmasıyla private label ürün satışları da artmaya başladı. Bu şekilde gıda sektöründe de fason üretimin payının yükseldiğini belirten Yalçıntaş, “Söz konusu zincir mağazaların gıda satışlarının özellikle bakliyat ve kuru gıda ürünlerinde yüzde 20’den fazlasını fason üretimden gelen ürünlerin oluşturduğunu tahmin ediyoruz” diye konuşuyor.
Liderlik Tekstil Sektöründe
Fason üretim yapan sektörlerin başında tekstil ve konfeksiyon geliyor. Tekstil ve konfeksiyon sektörünün GSMH içindeki payı yüzde 8 olarak tahmin ediliyor. Bu hesaplamaya göre, sektörde yaklaşık 32 milyar dolarlık üretim, 20 milyar dolarlık da ihracat yapılıyor. Tekstil ve konfeksiyon ihracatçılarının yüzde 50’sinin yabancı markalara üretim yaptığı düşünülüyor. Bu da sektörde fason üretimin yaklaşık 10 milyar dolar düzeyinde olduğunu gösteriyor.
Tekstil sektöründe Türkiye’nin en büyük fasoncuları olarak ise 3 büyük oyuncu ön plana çıkıyor. Farklı fason modeliyle dikkat çeken Yeşim Tekstil bu oyunculardan biri. Şirket, üretiminin hemen hemen tamamını yurtdışına ihraç ediyor. Nike, Gap, Banana Republic, Old Navy, Zara, Lands’ End, BHS, Tchibo, Schlafgut, Marks&Spencer, Eddie Bauer, JC Penney gibi dünyanın en ünlü markaları için üretim yapıyor. Şirketin 2006 yılı ihracatı 253,8 milyon dolar. Yeşim Tekstil genelde bu büyük markaların birçoğunun üretici ortağı konumunda. Bu markalar için üretimi sadece kendi bünyesinde yapmıyor, fason olarak da ürettiriyor.
Türkiye’nin tekstildeki en büyük fasoncularından bir diğeri olan Hey Tekstil’in ihracatı ise 120 milyon dolar. Şirket, bu rakamın tamamını Esprit, EDC, H&M, Tommy Hilfiger, Miss Selfridge, Levi’s ve Calvin Klein gibi markalara yaptığı tedarikten elde ediyor.
Sektörün bir diğer büyük oyuncusu ise Burç Cemiloğlu’nun sahibi olduğu İmteks. Nike, Puma ve Adidas gibi markalara yılda 8 milyon adede yakın üretim yapan şirketin 70 milyon dolarlık cirosunun tamamı fason üretimden geliyor.
“Yeni Nesil Tedarikçi”ler
Dünyanın en büyük fasoncusu olarak anılan Çin’in maliyet baskısı, Türk tekstil şirketleri için büyük tehdit oluşturuyor. Yine de uzmanlar, söz konusu hızlı moda olunca Türkiye’ye tekrar yönelimin başladığını düşünüyor. Özellikle Avrupa pazarına üretim yaptırmak isteyen markaların gözünde Türkiye’nin değeri artmış durumda. Bu süreç ise Türk tekstilcilerini kaliteye, tasarıma ve teknolojiye daha fazla yatırım yapmaya yöneltiyor. Fed Training Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Arman Kırım’ın tabiriyle Türk tekstilcileri “yeni nesil tedarikçi” ya da “ikinci nesil fasoncu” olma yolunda hızla ilerliyor.
Tekstil sektörünün özellikle son 2 yıldır ciddi biçimde kabuk değiştirdiğini söyleyen Hey Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Bektaş ise, “Önümüzdeki 10 yıl içinde hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün gücünü daha da fazla hissettireceğine inanıyoruz” diye konuşuyor. Ona göre Türkiye, teknolojisi, insan gücü ve hammadde çeşitliliğiyle tekstil altyapısı çok güçlü bir ülke. Türkiye’nin coğrafi konumu da Avrupa’ya yakınlık açısından önemli bir avantaj. Bektaş, Türkiye’nin güçlü olduğu yönleri de ön plana çıkarmasının önemine değiniyor ve “Zaten şu anda güçlü yönlerimizle bir pazarlama stratejisi oluşturarak, işçilik ve üretim maliyetleri gibi güçsüz olduğumuz yönlerimizi kapatmaya çalışıyoruz” diye konuşuyor.
Elektronikte En Büyük Vestel
Vestel, büyümenin, kaynak yaratmanın ve marka sahibi olmanın yolunun önce fason üretimden geçtiğinin en büyük kanıtlarından biri… Vestel’in yurtdışında yakaladığı başarının arkasında uzun yıllar OEM (Orijinal Ekipman Üreticisi) pazarında çalışması yatıyor.
Şirket, son 5 yılda 103 ülkeye yaptığı 10 milyar Euro’yu aşan ihracatıyla, sektöründe 7 yıldır üst üste ihracat birinciliğini kimseye kaptırmıyor. Şirketin 2006 yılı toplam ihracatı ise 2,8 milyar dolar.
Vestel, dünyanın en büyük OEM ve ODM (Original Design and Manufacturer-Orijinal Tasarım ve Üretici) üreticilerinden biri olarak görülüyor. Toplam yıllık 27,5 milyon adet kapasiteyle Avrupa’nın en büyük renkli TV üreticisi. Avrupa TV pazarında yüzde 20 paya sahip olan şirket, CRT TV’de yüzde 40 pazar payıyla Avrupa’da açık ara pazar lideri konumunda. LCD TV’de ise yüzde 11 payla 4’üncü sırada yer alıyor. Şirket, dijital ürünlerde İngiltere’de yüzde 50, AB genelinde yüzde 25 pazar payına ulaşmış durumda. Avrupa’nın elektronik eşya üretiminin yüzde 28’ini, buzdolabı üretiminin ise yüzde 11’ini gerçekleştiriyor.
Genelde çok markalı üretim stratejisi çerçevesinde, AB ülkelerinde satışlarını OEM/ODM bazında sürdüren Vestel, Rusya, BDT ülkeleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ise kendi markasına ağırlık verme kararı aldı. Şirket halen ihracatının yüzde 80’ini AB üyesi ülkelere yapıyor. Beyaz eşyada üretiminin yüzde 50’sini, televizyonda ise sadece yüzde 25-30’unu Vestel markasıyla gerçekleştiriyor.
Otomotivin Güçlü Sanayicileri
Fason üretimin otomotiv sektöründeki yansıması yan sanayi olarak ortaya çıkıyor. Otomobil üreticileri, neredeyse bütün aksamlarını büyük yan sanayi kuruluşlarına fason olarak yaptırıyor. Burada Mako ve Teknik Malzeme gibi güçlü üreticiler dikkat çekiyor.
Otomotiv yan sanayi, 1997-1998’lerden sonra ciddi bir değişim içine girdi. Daha önce girişimciler ön plandaydı. Ancak, Türkiye’nin Renault, Tofaş ve Ford Otosan gibi dev otomotiv devleri için üretim üssü olmasıyla yurtdışından teknoloji transferi yapabilen şirketler ortaya çıktı. Bunun sonucunda da pek çok yan sanayi şirketi ya lisans anlaşması yaparak ya da ortaklıklara girerek bu sisteme ayak uydurdu.
Dünyadaki pek çok ana otomotiv üreticisi için çeşitli ürün gamlarında özellikle de aydınlatma alanında üretim yapan Mako, 2005 yılı başında Koç Grubu’nun yan sanayiden çıkma stratejisinin sonucu olarak hisselerini Marelli’ye devretti. Bunun sonucunda yurtdışı pazarlarla ilgili faaliyetlerini ciddi anlamda artırdı. Mako bugün Fiat, BMW Almanya, Volvo, Honda UK, Ford Avrupa gibi birçok ana sanayiye hizmet veriyor. Şirketin toplam gelirleri içinde ihracatın payı ise yüzde 25. Türkiye’nin en büyük 200 ihracatçısı içinde yer alan Mako’nun 2008 ciro hedefi ise 140 milyon Euro.
Otomotivde Pek Çok Fırsat Var
Orhan Holding’in lokomotif şirketi Teknik Malzeme de otomotiv şirketlerinin Türkiye’yi üretim üssü olarak seçmesiyle önemli yol kat etti. Bugün Teknik Malzeme’nin cirosunun yüzde 50’si komple koltuk üretiminden, diğer yarısı da koltuk kılıfı, karkas ve kolçak gibi koltuk alt parçaları üretiminden geliyor. Teknik Malzeme’nin 2006 yılı cirosu 144 milyon Euro. Bu değerin 45 milyon Euro’su ise doğrudan ihracattan geliyor. Teknik Malzeme, Türkiye’de koltuk üretiminde yüzde 25’lik bir paya sahip.
Otomotiv yan sanayinin geleceğine ilişkin Orhan Holding Otomotiv Koltuğu Grup Başkanı Orhan Sabuncu, “Türkiye’de 2006 yılında 1 milyon 35 bin araç üretildi. Bu rakam giderek artacak ve 2011 yılından itibaren yaklaşık 1 milyon 800 bin araç üretimine ulaşılacak. Bu üretim artışına paralel olarak yan sanayi de gelişmek ve kapasitesini artırmak zorunda” diye konuşuyor. Bu süreçte verimli çalışmasını bilen, rekabet edebilen ve ürün geliştirme kabiliyeti olan yan sanayi firmaları için ise yurtiçinde de yurtdışında da pek çok fırsat olduğuna dikkat çekiyor.
Gıdacılar, Zincirlerle Büyüyor
Türkiye’de fason üretimin en yaygın olduğu sektörlerden bir diğeri de gıda. Gıdadaki fason üretim daha çok market markaları (private label) için yapılıyor. Sektörde pek çok üretici var. Tekirdağ Un, bu güçlü üreticilerden biri. Market markaları pazarındaki yüzde 40’lık payıyla sektörün en büyük fasoncuları arasında yer alıyor. Tekirdağ Un Genel Müdürü Devrim Demir, un sektörü için özel markalı ürünler pazarının büyüklüğüyle ilgili net bir istatistik bulunmadığını söylüyor. Yine de yaklaşık olarak yıllık tüketimin 45 bin ton civarında olduğunu tahmin ediyor. Bu miktarın her geçen gün arttığını ve tüm zincir mağazalar, gıda markaları ve dağıtım firmalarının özel markalı ürünleri desteklediğini belirtiyor ve kendi üretimleriyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Fabrikamızda devamlı olarak 2 vardiya üretim yapıyoruz. Yıllık toplam üretim kapasitemiz 41 bin ton. İki vardiya ortalamasında 27 bin ton yıllık toplam fiili üretim yapıyoruz.”
Metro, Real, Kiler, Aymar, Besler, Bizim, Carrefour, Diasa, Gima, Pm için üretim yapan şirketin 15 milyon Euro’luk cirosunun yüzde 65’i perakendeciler için yaptığı private label üretimden elde ediliyor. Demir, ayrıca, 2008 yılında Türkiye’ye girecek 3 yeni süpermarket zinciriyle anlaştıklarını, bu sayede de 2008’de pazar paylarını daha da artıracaklarını belirtiyor.
Bakliyatın Büyük Oyuncuları
Bakliyat da gıdada fason üretimin en yoğun olduğu bir diğer kategori. Bu alanda Türkiye’nin en büyük tedarikçisi Sezon Pirinç. Şirketin İpsala’da kurulu çeltik işleme tesisinin yıllık üretim kapasitesi 105 bin ton civarında. Şirket, organize perakendede private label olarak ulusal ölçekli firmalardan Tesco Kipa, Carrefoursa, Diasa ve Şok markaları için üretim yapıyor. Sezon Pirinç, 2007’de 90 milyon YTL ciroya ulaştı. Küçük ambalajlı ürünlerde ise pazar payını yüzde 18’e yükseltti. Türkiye pirinçte net ithalatçı konumunda bir ülke olmasına rağmen şirket Rusya, Kazakistan, Azerbaycan, Bulgaristan gibi yakın çevre ülkelerine de kendi markasıyla ihracat yapıyor.
Bingül Şirketler Grubu ise Berbak Gıda adlı şirketiyle bakliyat, Hey Gıda ile de çay üretiminde önemli tedarikçilerden biri konumunda. Hey Gıda bitki, meyve ve siyah çay ürünlerinde, Berbak Gıda ise bakliyat ve pirinç ürün kategorilerinde başka markalar için üretim yapıyor. Carrefoursa ve Diasa’nın market markalı bütün çaylarını Hey Gıda üretiyor. Şirket, bardak poşet ambalajda bitki ve meyve çayı ürünlerinde büyük üreticilerden biri konumunda. Cirosunun yüzde 23’ü ile 27’sini fason üretimden elde ediyor.
Ergün Akkaya / Kerevitaş Genel Müdürü
“Sektörün En Büyükleriyle Çalışıyoruz”
Market Payımız Yüzde 50
Marketlerin kendi markalarını taşıyan dondurulmuş gıdaların pazar büyüklüğü, toplam dondurulmuş gıda pazarının yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor. Konserve pazarında ise bu oran yüzde 30’lara ulaşıyor. Kerevitaş olarak marketlerin kendi markalı ürünlerinden oluşan pazarda, dondurulmuş gıda kategorisinde yüzde 50’nin üzerinde pazar payına sahibiz. Konserve ton balığı kategorisinde ise pazar payımız yaklaşık yüzde 25 seviyesinde bulunuyor.
Ciro 90 Milyon Dolar
2007 Eylül ayı sonu itibarıyla dondurulmuş meyve ve sebze üretimimiz 13 bin 692 tona, dondurulmuş su ürünleri üretimimiz 2 bin 271 tona ulaştı. Dondurulmuş unlu mamullerde üretim miktarımız da 10 bin 556 ton olarak gerçekleşti. 2006 yılında 64 milyon dolar ciro elde ettik. 2007 ciromuzun 90 milyon doları aşacağını tahmin ediyoruz. Ciromuzun yaklaşık yüzde 60’ını dondurulmuş gıda ürünlerinden sağlıyoruz.
Ürün Gamı Fasonla Genişledi
2005’ten bu yana sektörün bilinen en büyük catering ve yemek sanayi firmalarına hizmet veriyoruz. Sofra, Sodexho, Divan, Do&Co, Sancak, A Plus, Usaş, Unifo, Yemekçi, Seda Yemek gibi firmaların dondurulmuş gıda, konserve sebze ve meyve alanında anlaşmalı tedarikçisiyiz. Bu firmalar için gerçekleştirdiğimiz büyük montanlı üretim ve satış, kaliteli hammaddeyle üretilmiş dondurulmuş ürün kullanımımızı artırırken, ürün gamımızı da genişletmemizi sağladı.
Sektör Devlerinin Tedarikçisi
Pazarda bulunan Migros, Bim, Carrefour, Metro, Dia, Şok, Tesco Kipa gibi önemli oyunculara dondurulmuş gıda ve konserve alanında kendi markaları için ürün tedarik ediyoruz. Marketlerin kendi markalı ürünlerinde, ton balığı kategorisinde ulusal zincir mağazalar dışında Türkiye’nin önde gelen gıda kuruluşlarından Yaşar Grubu’na ait Pınar markasına da özel üretim gerçekleştiriyoruz.
Deterjanın Büyüklerinin Fason Üretim Stratejileri
Hayat Kimya’nın Cirosunun Yüzde 7’si
Hayat Kimya, Türkiye’nin en büyük fason üreticisi konumunda. Yıllık deterjan üretim kapasitesi 240 bin ton. Hayat Kimya’nın üretim kapasitesindeki boşlukları değerlendirmek için fason üretim yaptığına dikkat çeken Hayat Kimya Genel Koordinatörü Orhan İdil, 500 milyon dolarlık cirolarının yüzde 6-7’sinin fason üretimden geldiğini söylüyor.
Viking 2008’de Yüzde 30 Büyütecek
Yıllık 214 bin tonluk kapasitesiyle dikkat çeken bir diğer deterjan üreticisi ise Viking Temizlik. Viking Temizlik Yönetim Kurulu Üyesi Nejmettin Avcı, bu kapasiteyi değerlendirebilmek amacıyla iç ve dış pazarlarda yeni hedefler belirlediklerini söylüyor. 2008’de yüzde 30’luk büyüme öngördüklerini ifade eden Avcı, üretimlerinin yüzde 24’ünü market markaları için yaptıklarını söylüyor. Türkiye’de Tesco Kipa, Bizim Toplu Tüketim, Carrefoursa, Kiler gibi çok sayıda zincir için üretim yapan şirket, yeni tesisiyle ihracatını 2007’de yüzde 220 arttırdı. Şirketin halen 12 ülkeye 1,2 milyon dolarlık ihracatı var.
Ahsen Kimya Sadece Fason Yapıyor
Ahsen Kimya üretiminin ve cirosunun tamamını private label üretimden elde ediyor. Bu nedenle Türkiye’nin en büyük private label üreticilerinden olan şirket, temizlik kategorisinde birinci, kişisel bakımda ise üçüncü büyük fasoncu. Üretim miktarı aylık 3 - 4 bin ton aralığında değişiyor. Şirket, Bim, Carrefour, Tansaş, Diasa ve PM için de kişisel bakım ve temizlik ürünleri üretiyor.
Yeşim Tekstil’in Örnek Yeni Nesil Fason Modeli
50’den Fazla Şirkete Hizmet Veriyor
Yeşim Tekstil sadece tekstil sektöründe değil, sektör bağımsız bakıldığında fasonda önde gelen şirketlerden biri. Kurduğu model ise hayli ilginç. Türkiye ve dünya genelinde örme ve konfeksiyon konusunda 50’den fazla firmaya iş veriyor, fason iş yaptırıyor.
Üretim Ortağı Olarak Çalışıyor
Bu yüzden Yeşim Tekstil tüm bu üretim ağını kuran, müşteri talepleri doğrultusunda bu fason firmaları yönlendiren üretim ortağı olarak da hizmet veriyor. Bugün birçok büyük dünya devi tekstil firması, kendi bünyesinde küçülüp yurtiçinde veya yurtdışında fason firmalar aracılığıyla üretime ve büyümeye devam ediyor.
Kendi Tesislerinde Küçülüyor
Yeşim Tekstil de kendi tesislerinde istihdamda küçülmeye gitmiş durumda. Ama Türkiye’deki 50’den fazla fason şirketle büyümesini sürdürüyor. Aynı zamanda Bulgaristan, Moldova ve Mısır’da yaptırdığı üretimle ve yarattığı istihdamla da dolaylı büyüme sağlıyor.
Fason Üretimde İstihdamı Daha Fazla
Yeşim, kendi bünyesindeki 3 bin 500 kişilik istihdama karşın, fason üreticileri aracılığıyla yaklaşık 10 bin kişiye istihdam yaratıyor. Ayrıca şirket, 50 ton örme, 100 ton boyama, 100 bin metre baskı ve 150 bin adet hazır giyim ile 100 bin adet ev tekstilinden oluşan günlük üretim kapasitesiyle dünyanın en büyüklerinden biri.
Özlem Aydın
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?