Gerçek ustam

Capital Dergisi olarak iş liderlerinin kapısını çaldık ve “Ustanız kimdi” diye sorduk. Bize kariyer yolculukları sırasında onlara öğretileriyle büyük kapılar açmış isimleri anlatmalarını istedik...

29.11.2018 12:46:000
Paylaş Tweet Paylaş
Gerçek ustam

Aslı Sözbilir

Bilim insanları öğrenmede genetik mirastan çok modellemenin önemine dikkat çekiyor. Bu nedenle ustaçırak ilişkisi kişinin gelişiminde en önemli yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor. İş dünyası için de aynı ilke geçerli. Bu yüzden bugün neredeyse tüm kurumsal şirketlerde mentorluk müessesesi tesis edilmiş durumda. Özellikle üst düzey yöneticiliğe uzanan yolda, resmi ve gayri resmi mentorların öğrettikleri, açtıkları kapılar sıçramalarda kritik rol oynuyor. Örneğin DHL Express Türkiye CEO’su Claus Lassen henüz kariyerinin ilk yıllarında karşılaştığı bir yöneticisinin rehberliğinin bugünlere gelmesinde büyük rol oynadığını anlatıyor. Yine Red Hat Türkiye Ülke Müdürü Haluk Tekin de ilk yöneticilerinden birinin bugünkü çalışma şeklini büyük ölçüde şekillendirdiğini söylüyor. Profesyonel taraftan patron katına geçildiğinde ise babaların, ataların izleri daha görünür oluyor. Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik ya da NG Grup Onursal Başkanı Nafi Güral gibi “Her şeyi babamdan öğrendim” diyenlerin yanında, İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök gibi dedesinin önerilerinin ışığında ilerleyenler de var. Liderlerin “usta-çırak” deneyimlerini sizin için araştırdık. İşte birbirinden ilginç yanıtlar…

GEÇİŞ SÜRECİ REHBERİ

Olmuksan IP Genel Müdürü Ergun Hepvar, Akçansa’dan bambaşka bir sektördeki Olmuksan IP’ye transferi sürecinde şirketin önceki C kademedeki yetkililerinden mentorluk almış. Hepvar, bu teklifi aldığında hissettiklerini ve ardından gelişen süreci şu sözlerle anlatıyor: “Şirketin yönetim kurulu başkanı olan Jon Ernst’den aldığım haber sonrasında ilk hissim heyecandı. Yeni şirketle ilgili tanıdığım kişilerle temasa geçip sektör, şirket kültürü ve rakipler hakkında bilgi aldım. Yönetim ekibiyle işe başlamadan önce tanışmak için herkesle birebir temasa geçtim. Şirketimize daha önce yönetim kurulu başkanlığı yapmış olan iki değerli ağabeyim Ahmet Dördüncü ve Mehmet Göçmen’den sektör ve şirket özelinde bilgi, görüş ve değerlendirme alma fırsatım oldu. Ahmet Bey’den CEO’luk ve ilk günleri değerlendirme konusunda da ciddi mentorluk aldığımı söyleyebilirim.” AvivaSA CEO’su Fırat Kuruca ise kariyerinde kendisine en çok etkisi olan ismin Unilever’de görev yaptığı dönemdeki eski CEO’su Hasan Yılmaz olduğunu söylüyor ve ekliyor: “İnsan odaklı yaklaşımı, çalışanlarıyla kurduğu hiyerarşinin olmadığı samimi ve açık iletişimi benim örnek alarak benimsediğim öğrenimlerdir. Ayrıca iş yapış şekli, işini severek yapmanın önemi ve odaklanmanın başarıya etkilerini de sayesinde gözlemleme fırsatım oldu.” Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem “Ustanız kim” sorusuna “Kiğılı Ailesi’nde çalışan pek çok insan gibi, benim de ustam Abdullah Kiğılı. Ondan öğrendiğim en önemli iki konu prensip sahibi olma ve geleceği planlama becerisidir” diyor. Ondan aldığı diğer dersleri ise şöyle sıralıyor: “Güven, dürüstlük ve iyi insan olma konusunda bana çok şey öğretti. İş hayatında başarılı olabilmek için öncelikle insani açıdan kendini geliştirebilmiş olmak gerekiyor. Çevrenize güven verdiğinizde, dürüstlükle hareket ettiğinizde ve insanlara şefkatle, iyi niyetle yaklaştığınızda karşılığını alıyorsunuz. Bu şekilde başarınız da daha uzun ömürlü oluyor.” 

CAVİT BEY FARKI 

Yeşim Tekstil CEO’su Şenol Şankaya, “En büyük destekçim ve ustam rahmetli babamdı” demekle beraber iş hayatında kendisine rehberlik eden iki isimden daha bahsediyor: “Babam Şükrü Şankaya, firmalarımızda işleyişi en ince detayına kadar öğrenebilmem için farklı birçok bölümde çalışmamı istedi. İlk olarak Aksoylar’ın Genel Müdürü olan dayım Oral Otmanlı ile birlikte başladık çalışmaya. Oral Bey, beni hem teknik, hem de iş tecrübesi açısından yetiştirdi. Kariyerimin ilk günlerindeki gelişimimde çok büyük faydası oldu. İş hayatım boyunca babamın yanı sıra kuzenim Cavit Çağlar da benim ufkumu ve yolumu açtı. Ben bu iki farklı karakterin güçlü yönlerini örnek alıp, kendimde toplamaya çalıştım. Kariyerimin ilerlemesinde ikisinin de varlığı çok etkili oldu. Firmalarımızın geleceğine yönelik atılacak her adımda beni de sürece dahil ederek vizyon oluşturmama katkı sağladılar. Özellikle Cavit Bey’in vizyoner ve büyük düşünme konusundaki tavsiyeleri benim iş hayatımda etkili oldu.” İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık da Şankaya gibi usta-çırak ilişkisi yaşadığı iki isimden bahsediyor: “İntergaz mutfak sanayinde işe başladığımda, üretim ve fabrikayla ilgili ustam fabrika müdürü Orhan Yanar Bey, proje ve satış konusunda satış müdürü Hilmi Birgül Bey idi. Onlara minnettarım. İşi doğru, kaliteli, zamanında teslim etmeyi, ekip çalışmasını, makina ve insana yatırımı, üretimin tüm detaylarını, proje çizim, teklif, pazarlama, müşteri ilişkileri konusunu onlardan öğrendim. Onlardan ayrıca; çalışanlara değer vermek, teknolojiye yatırım yapmak, ‘Müşteri velinimettir’ anlayışıyla hizmet etmek ve dürüst olmak gibi hayat tavsiyeleri aldım.” 

~

YOLUN BAŞINDAKİ DERS! 

DHL Express Türkiye CEO’su Claus Lassen liderlik yolculuğunu şekillendirmede en önemli isimlerin ilk yöneticileri olduğunu söylüyor. Lassen, “Özellikle DHL Danimarka’nın operasyon direktörünün iş hayatım boyunca kariyerim üzerinde güçlü bir etkisi oldu” diyor. Ondan öğrendiklerini ise şöyle özetliyor: “Bana hep yaptığım işi kendi işimmiş gibi benimsememi öğütlerdi. Böylece her zaman uzun vadeli düşünmenin önemini ve yaptığım işin sonuçlarını da gözeterek, daha sonra düzeltmek zorunda kalmadan en başından doğru olanı yapmam konusunda beni geliştirmiştir. İyi performansın görülüp takdir edilmesinin ve aynı zamanda ekiplerin hata yapması halinde sorumluluğu üstlenmenin ne kadar önemli olduğunu da yine kendisinden öğrendim.” Red Hat Türkiye Ülke Müdürü Haluk Tekin de en değerli usta-çırak ilişkisini üst düzey yöneticilik deneyiminin başında yaşamış. Tekin o dönemi ve kendisine katkılarını şöyle anlatıyor: “İş hayatımdaki ilk üst düzey yöneticilik tecrübemi SAP’deki satış direktörlüğüm esnasında deneyimledim. Bu rolde gerçek anlamda destekçim o zamanki genel müdürümüz Cem Yeker’di. Cem’in en önemli özelliği kendi görüşlerini söylemekle birlikte en son kararı size bırakması ve kararınızı destekleyeceği konusunda size tam bir güven vermesiydi. Dolayısıyla gerçek bir takım lideriydi ve kendisi bu konuda örnek aldığım kişilerin başında gelir. Yeker, uzun yıllar yöneticilik yapmasının verdiği tecrübeyle geleceği çok iyi görürdü. Size ilk anda ters gelen konularda zaman içerisinde haklı olduğunu görürdünüz.” 

“GÜÇLÜ YANIMI KEŞFETTİM”

Cisco Türkiye CEO’su Cenk Kıvılcım da ustasını yolun başında bulanlardan. Hikayesini şöyle özetliyor: “2000 yılının başlarında eski şirketim Alcatel’de Nader Hagigi diye bir yöneticim vardı. O, benim satıştaki kariyerimin önümü açan kişidir. Kuvvetli olan alanımı bulmamı sağlayan isimdir. Çünkü, benim gelişen ülkelere iş yapma yeteneğim çok fazla. O ülkelerin dinamiklerini çok iyi anlıyordum. Beni o alana yönlendirdi ve dedi ki; ‘Sen satışçı olmalısın ve satışı da özellikle gelişen ülkelerde yapmalısın.’ Ve bana öyle bir görev verdi. Ondan sonra bana mentorluk yaptı, hatalarımı gördü ve düzeltti. Takım çalışmasının ne kadar önemli olduğunu, ekiple beraber başarmanın çok daha önemli olduğunu hep o anlattı. Bu şekilde benim kariyerimde çok önemli bir rol oynadı.” Tatilsepeti.com Genel Müdürü Koray Küçükyılmaz da Kıvılcım gibi usta-çırak ilişkisini kariyerinin erken döneminde yaşama şansı bulan yöneticilerden... İş hayatımın başlarında Yaşar Topluluğu bünyesinde oluşturulmuş bir yönetici geliştirme havuzunun üyesi olduğunu söyleyen Küçükyılmaz, “Bu havuz içindeki önemli etkinliklerden birisi de kendimize mentor seçmekti” diyor ve mentor seçme yolculuğunu şöyle anlatıyor: “O dönem Dyo’nun genel müdürü olan Hulki Yenier’i seçmiştim. Gerçekten bu usta-çırak ilişkisinde kendisinden çok şey öğrendim. Liderlik becerilerimin gelişmesine ve olaylara daha geniş perspektiften bakabilme kabiliyetime çok büyük katkıları oldu. Olaylara sakin yaklaşmayı, problemleri daha yukarıdan bakarak çözmeye çalışmayı, insanları dinlemeyi ama her talebe evet demeden de memnuniyet yaratabileceğimizi kendisinden öğrendim.” 

“BABAM, İLK USTAMDI”

Patronlara aynı soruyu sorduğumuzda aldığımız yanıtlar çoğunlukla rehber olarak “baba”yı işaret ediyor. Örneğin NG Grup Onursal Başkanı Nafi Güral, babasının hem iş hem de özel hayat konusundaki rehberliğinden faydalandığını anlatıyor: “Babamdan aldığım en önemli hayat dersi şuydu: Aile içinde huzurlu olmazsan, iş hayatında başarılı olamazsın. Sen, toplumun sana verdiği değer kadar değerlisin. Toplumun seni değerli kabul etmesi için, toplumsal kuralların tamamını özümlemeli ve uygulamalısın. İş hayatında ise onun aydınlatıcı tavsiyeleri sayesinde iş süreçlerinin içinde doğru hesap yapmadan adım atmamayı, ayaklarımı yere sağlam basarak gözümü zirvelere dikmeyi öğrendim, uyguladım, başardım.” Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik de “Çalışma hayatıyla ilgili her şeyi babamdan öğrendim” derken, ondan aldığı en önemli tavsiyeleri şöyle özetliyor: “Babam ‘İnsanların bilgili olmasının yanında uyumlu bir yapısının da olması gereklidir’ derdi. İş hayatında bilgi, deneyimin çok önemli olduğunu ancak diğer çalışanlarla uyumsuz ve çatışma ortamı yaratan kişilerle uzun soluklu çalışmanın zorluğunu anlatırdı. İş hayatında ‘huzurlu ve stressiz’ ortamlar hazırlamaya özen gösterirdi. ‘Daima çalış, öğren. Hiçbiri boşa gitmez’ derdi. Hızlı karar vermemeyi ve sabırlı olmayı öğütlerdi. Yarın diye bir şey olmadığını söyler, işlerin gecikmeden yapılmasını isterdi. Hiçbir çalışana darılmaya hakkımın olmadığını, yanlış bir söz ve hareket karşısında duygularımı ön plana çıkarmamam gerektiğini söylerdi.” 

“KARA GÜN KARARIP KALMAZ” 

Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erbak hayatına “ustalık” damgasını vuran kişinin babası merhum Nuri Erbak, olduğunu söylerken farklı alanlarda kendisine yol açan insanlara da değinmeden geçemiyor. Erbak o isimleri şöyle sıralıyor: “Bursa’da kişilik, yol göstericilik ve geniş ufuklarından dolayı kendime örnek olarak kabul ettiğim iki usta ağabeyim Ural Duraner ve Nezih Tunçsiper’dir. Gıda ve içecek sektöründe kendilerinden mesleki olarak bir şeyler öğrendiğim ve üstat kabul ettiğim isimler ise mühendis doktorlar Alberto Bertulizzi ve Marc Kauffmann’dır. Hukuk konusunda bugün sahip olduğum engin bilgiyi bana kazandıran rahmetli hocam Prof. Yusuf Binatlı, muhasebe konusunda ise çok iyi bilgi sahibi olmamı sağlayan Doç. Dr. Tuğrul Dirimtekin ve Prof. Dr. Halis Ertürk’tür.” İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök’ün gayri resmi mentoru ise dedesi olmuş. Gök, “Şirketimizin kurucusu dedem Cevdet İnci’nin, ‘Sen kuruşları takip et, liralar kendini korur’ sözü, otomotiv tedarik sanayinin zorlu dünyasında bizi buralara getirdi diye düşünüyorum” diyor. Ondan aldığı en önemli tavsiyeyi ise şöyle anlatıyor: “Dedemin sık yinelediği ‘Kara gün kararıp kalmaz’ sözünün iş yaşamında karşılığının olduğunu hep gördüm. Tünelin ucunda ışığı göremediğim zamanlarda bana kararlarımda yol gösterdi.”

~


KOÇ, SABANCI VE GARİH’İN İZİNDE 


Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı DAVUT DOĞAN liderlik yolunda birebir “usta-çırak” ilişkisi yaşadığı bir isim olmadığını belirtiyor. Ancak uzaktan tanıdığı Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı’dan öğrendiklerinin kendisine hep ışık tuttuğunu söylüyor. Doğan, “Koç ve Sabancı’nın bizim girişimciliğimizin başından itibaren çok etkisi oldu. Araştırmacı kişilikleri, aile anayasaları, risk alma yetenekleri ve insan kaynaklarına verdikleri önemi hep örnek aldık” diyor ve ekliyor: “Ayrıca, kitap yazmamda etkili olan Üzeyir Garih’tir. ‘Bu dünyadan sevdiklerinizi bırakıp gidebilirsiniz. Ancak, bilgi ve birikimlerinizi bırakıp gitmeye asla hakkınız yoktur’ sözünden etkilendim. Ben de ‘İş’te Tecrübelerim’ kitabımı yazdım.”



ZEYNEP BODUR OKYAY / KALE GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“EN İYİ ÖĞRETMENİM BABAMDI”

ROL MODELİM
Benim hayattaki rol modelim babam İbrahim Bodur’dur. Onun hayatından çıkartacağımız çok ders var. Çanakkale’den çıktı, zorluklara yokluklara aldırış etmeden daima sahip çıktığı ve gurur duyduğu Çanakkale Ruhu ile Türkiye’nin dört bir yanına yatırım yaptı. Anadolu’ya sanayinin götürülmesine öncülük etti. Babam, bir sanayici olmasının yanı sıra ülkesi için azim ve özveri ile çalışan önemli bir sivil toplum önderiydi.
DEĞERLERE BAĞLILIK “Sizi siz yapan öz değerlerinize sahip çıkın. Çünkü onlar sizi bir ağacın kökleri gibi ayakta tutacaktır” derdi. Hep de öyle yaşadı. Değerlerinden ödün vermeden, geldiği yeri unutmadan… Tüm hayatı boyunca üretimin Türkiye’nin bir numaralı meselesi olduğunu, bir ülkenin sanayileşmeden, bir değer yaratmadan, üretmeden, yalnız tüketmekle kalkınamayacağını savundu. İşinde hep yenilik ve katma değer peşinde oldu.
YÜKSEK BEKLENTİLER İbrahim Bodur, bir evladın sahip olabileceği en iyi baba figürlerinden biri olduğu kadar aynı zamanda çok iyi bir öğretmendi. İnandığı doğruları sadece tavsiyeyle değil, bizzat hayatına tatbik ederek öğretirdi. Benden beklentisi son derece yüksekti. “Ya sınıf başkanı ya da Kızılay Başkanı olacaksın, başka şeyi kabul etmem” derdi. “Mutlaka baş olacaksın” derdi. İş hayatımda bunun etkisi de büyük oldu.



TANKUT TURNAOĞLU / P&G TÜRKİYE VE KAFKASYA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“İLHAMI İLK GENEL MÜDÜRÜMDEN ALDIM”

AÇIK İLETİŞİM 
1990-91 yıllarında kariyerimin başında tanıştığım Eczacıbaşı’ndaki ilk genel müdürüm Ömer Faruk Bayraktar’ı usta-çırak ilişkisi yaşadığım isim olarak sayabilirim. Çalıştığım ilk şirket olduğu için orada genel müdürle yeni başlayan olarak yaşadığım ilişki çok önemliydi. Özellikle onun en alt seviyedeki çalışanına bile olan yakın ilgisi, inancı ve onları desteklemesi bana ilham vermişti. Şu anda bile çalışanlara özellikle göreve yeni başlamış arkadaşlara destek olmak, onları dinlemek, onlara yol açmak ve iletişimi onlarla sürekli tutmak anlamında onu örnek alıyorum.
PAZARLAMA AŞKI Ayrıca pazarlamaya bir disiplin olarak inancı, aşkı benim için çok ilham vericiydi. Çünkü ben kendimi genel müdürden önce uluslararası pazarlama uzmanı olarak tanımlarım. En zevk aldığım iş o. Onun pazarlamaya olan ilgisi ve aşırı odaklanması çok dikkat çekiciydi. Rekabette hızın önemi, her türlü senaryoya ve gelişen duruma göre pazarlama metotlarınızı, iletişiminizi çok hızlı adapte edip, çok hızlı reaksiyon vermeniz gerektiği hep ondan öğrendiğimiz şeyler. 1994 krizine onun liderliğinde şirketin yaklaşımı ve rekabetten, hızdan ödün vermeden o dönemleri geçirmek çok öğreticiydi.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz