“Hedefimizde Sektörün Godiva’sı Var”

Atasay son 5 yılda şirketler grubu haline geldi. 6 misli büyüyüp cirosunu 600 milyon dolara çıkardı. Atasay’a bu büyümeyi getiren farklı sektörlere girmek oldu. Özellikle enerji ve inşaatta ciddi b...

1.03.2008 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Atasay son 5 yılda şirketler grubu haline geldi. 6 misli büyüyüp cirosunu 600 milyon dolara çıkardı. Atasay’a bu büyümeyi getiren farklı sektörlere girmek oldu. Özellikle enerji ve inşaatta ciddi bir büyüme ivmesi yakaladı. Artık kabuğunu kırdığını söyleyen Atasay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer, “Atasay, yatırım grubu haline geldi. Önümüzdeki süreçte fizible gördüğümüz alanlara açılmayı düşünüyoruz. Birçok yeni alana yatırım yapabiliriz” diyor ve ekliyor: “Artık sektörümüzün en büyük yabancı şirketini alabilecek düşünce yapısına ulaştık.”

“Bana altıncılık dışında bir yerde ekmek yok.”  Bu sözler Atasay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer’e ait. Ağzından bu sözler çıktığında yıl 2002’ydi. Atasay yine sektörünün lideri, dünyanın sayılı büyük üretici şirketi arasındaydı. Aynı yıl 100 milyon dolar ciro açıklayan şirket, büyüklüğünden memnun, farklı sektörlere ise mesafeliydi. Zaten Cihan Kamer de sözleriyle sadece baba mesleğinde ilerlemek istediğini dile getiriyordu.

Ancak, 2002 sonrasında ekonomide yaşanan açılımlar pek çok şirket gibi Atasay’ı da derinden etkiledi. Rotasını farklı alanlara çevirmesini sağladı. Şirket önce enerji, ardından inşaat sektörüne adım attı. Dünya devleriyle iş birliklerine gitti. Yeni sektörler büyümesinin arkasında ciddi bir rüzgar oldu. Bu rüzgarla Atasay geçtiğimiz 5 yıl içinde yüzde 600 oranında büyüdü ve 600 milyon dolarlık ciroya ulaştı.

Bugün gelinen noktada şirket hiç olmadığı kadar büyümeye odaklanmış durumda. Farklı sektörlerden gelen büyüme ivmesini yeni sektörlere girerek daha da hızlandırmak niyetinde. Cihan Kamer, “Atasay artık yatırım grubu haline geldi. Önümüzdeki süreçte de fizible gördüğümüz alanlara açılmayı düşünüyoruz” diyor.

Büyümede her zamankinden daha agresif olma kararı alan Atasay’ın gelecek planlarında dünya markası olmak büyük yer tutuyor. Özellikle Ülker’in Godiva operasyonundan çok etkilendiğini belirten Kamer, “Godiva operasyonu Türk müteşebbisini düşünce ve vizyon olarak çok başka bir boyuta taşıdı. Artık ben kendi sektörümün Godiva’sını alabileceğime inanıyorum. Planlarımız arasında sektörün Godivası’na sahip olabilme heyecanı var. Ama işin o noktasında olan satacak mı, satmayacak mı, o ayrı mesele. Böyle bir şey olursa çok agresif olarak talip olurum” şeklinde konuşuyor.

Atasay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer, son 5 yılda yaşadıkları değişim ve yeni yatırım planlarına ilişkin olarak Capital’in sorularını yanıtladı.

Kaç sektörde faaliyet gösteriyorsunuz, bulunduğunuz sektörlerdeki gücünüz nedir?
Biz kuyumculuk dışındaki sektörlerde henüz bebeğiz. Enerjide son 4 yıldır yatırım yapıyoruz. Aldığımız lisanslardan bir bölümünü de devrettik. Projesini yaptığımız yeni hidroelektrik santrallerle ilgili müracaatlarımız var. İki termik santral ve rüzgar santraliyle ilgili müracaatta bulunduk.

Önümüzdeki 5 yılda enerjide kayda değer bir noktada olacağız. Birincilik iddiasında değiliz ama grubumuzun bir kolu da enerjide olacak.

İnşaatta Emaar’la ortağız. Şu anda Toskana Vadisi Projesi üzerinde çalışıyoruz. Kendimize ait bir inşaat şirketinde yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Yani inşaat ve emlak geliştirmede iddialı gideceğiz.

Bir başka alanımız havacılık. Hava taksiciliği projemiz var. Amerika’da sertifikaları alındı, dünyada yeni üretildiği için Avrupa sertifikasyonu çıkmadı. Altıncı ayda sertifikanın çıkmasını ve ufak ufak hava taksi operasyonunu başlatmayı düşünüyoruz. Başka alternatifi olmadığı için Türkiye’de bu konuda sektör lideri olacağız, dünyada da sayılı bir yerimiz olacak.

Bunların dışında önümüzdeki süreçte birçok yeni alana yatırım yapabiliriz. Ama kuyumculuk ana işimiz ve sektör liderliğimizi sürdüreceğiz.

Enerjide kaç şirketle faaliyet gösteriyorsunuz? Buradaki iş hacminiz nedir?
Enerjide şu anda kaç şirket olduğunu bilmiyorum. Çünkü, her hidroelektrik santrali projesiyle ilgili yeni bir şirket kuruyoruz. Hepsini bir şirket çatısı altında toplayamıyoruz, çünkü bu projelerden bir kısmı fizibilite aşamasında tam fizible çıkmayabiliyor. Eğer bir şirketin içindeyse yarın bir gün lisansı ya da santrali satmak isteğinizde bunu yapamıyorsunuz. Onun için şirket sayısını bilmiyorum. Termik santraller için ekstra 1 milyar dolar diyebiliriz. Toplamda 2 milyar dolar civarında bir yatırım söz konusu.

2002 yılında sizinle yapılan bir görüşmede “Bana altıncılık dışında bir yerde ekmek yok” demişsiniz. Fikrinizi nasıl değiştirdiniz?
Dededen gelen meslek aşkımız var. Onun için 2002 yılına kadar başka tarafa bakma gereği bile duymuyorduk. O süreçte bir karar verdik, enerjinin ve inşaat sektörünün büyüyeceğini öngördük. Geçtiğimiz 6 yılda gerek inşaat gerek enerji sektörü oldukça büyüdü, gözde sektörler oldu.

Kuyumculuğu kendi kabuğumuz olarak kabul edersek bu kabuktan çıktıktan sonra birçok alanda gelişmeye şahit olduk. Zamanla havacılık da işin içine girdi. Muayene istasyonlarıyla ilgili olarak Antalya bölgesini aldık. Atasay artık yatırım grubu haline geldi. Önümüzdeki süreçte de uygun gördüğümüz alanlara açılmayı düşünüyoruz.

Toskana Vadisi’nden 700 milyon dolarlık getiri bekliyorsunuz. Buradan elde edeceğiniz geliri nerede değerlendireceksiniz?
Bu projede 173 villa satışa çıktı, bunun 84 tanesi realize oldu. Birinci etapta toplam 700 civarında villa vardı. Sonra ilave arazi alındı. Orada bir marka outlet’i düşünülebilir. Projenin büyüklüğü her halükarda toplam 1 milyar doları aşacak. Bu gelirin nasıl değerlendirileceğine gelince…

Emaar’ın stratejisi belli. Ben ya gayrimenkul geliştirme işi yaparım, ya hastane, ya otel, ya okul diyerek kendi alanlarını seçmiş. Bu alanlardan bir tanesinde ilerleyecektir. Ama en büyük yatırımı gayrimenkul yatırımı üzerine olacak.

Arazi arayışınız olduğunu biliyoruz. Özellikle ilgilendiğiniz bölgeler var mı?
İstanbul’da enteresan olabilecek büyüklükte her türlü araziyle ilgileniyoruz. Aslında İstanbul’da var olan arazilerin büyüklükleri Emaar’ın projelerini tam olarak ortaya koyması için yeterli olmuyor. Emaar gittiği her yerde bir şehir kuruyor. Bin villa gibi projeler Emaar’ın büyüklüğüne yakışır projeler değil. Fakat Türkiye’de bu arazileri üretebilmek kolay olmuyor.

O büyüklükteki araziler ya devlet bünyesinde ya da İstanbul’da kalmadı. Emaar’ın projeleri için en uygun yerler Akdeniz, Ege sahil şeritleri olabilir. Eğer Emaar Bodrum’da ya da Akdeniz şeridinde büyük bir arazi bulabilirse projesini dünyaya 15 gün içinde satar.

Bugün Dubai’de Emaar bir proje üretiyor, 2 saat içinde bitiriyor. Bin kişiyi de listede beklemeye alıyor. Çünkü, sadece Dubaililer’e satmıyor. Türkiye, “topraklarımız dünyaya peşkeş çekiliyor” anlayışından kurtulmalı. Dünyadaki her vatandaş gerek yatırım gerek oturmak için mülk edinebilmeli. Bu teşvik edilir, düzgün projelerle birazcık ön plana çıkartılabilirse gayrimenkul sektörü bu kadar sığ kalmaz.

Peki özellikle İstanbul’da ilgilendiğiniz araziler hangi bölgelerde?
Benden isim alamazsınız. Emaar çok küçük proje yapmaz. Büyük proje üretilebilecek her yer bizim için değerli.

2007 sizin için nasıl bir yıldı?
Geçen yıl Emaar’la inşaat sektörüne girdik. Toskana Vadisi, 750 bin dolarla 2 milyon dolar arasında ev alabilecek müşteri profiline sunulan bir proje. Onun için, ‘3 günde kapış kapış bitirdim’ diyemiyorsunuz. Biz 4 yıllık bir süre koymuştuk.

Kuyumculuk sektöründe ise lideriz. 2007’de hem liderliğimizi ön plana çıkartmak hem sektörü canlandırmak için tek taş kampanyası başlattık. Günde 1 YTL ile tek taş satışı yaptık. Türk mücevher sektörünü 2007 yılında patlattık. Bütün rakiplerimiz bize teşekkür etti. Aksi takdirde sektör için 2007 çok kolay bir yıl olmayacaktı. Kendimize ait 11 mağaza açtık, franchise’larla birlikte 19 tane daha mağazamız oldu.

Enerji sektöründe bütün lisanslarımızı Akfen’e sattık. Hemen yeni projeler üretmeye başladık. Genelde lisansladığımız projelerin yüzde 80’i kendi ürettiğimiz projeler. DSİ’nin ya da Elektrik İdaresi’nin üretip de ihaleye sunduğu projelerden aldığımız yüzde 20’lik bir oran. Yine 350 megawatt civarında bir müracaatımız var.

Grup olarak ne kadarlık büyüklüğe ulaştınız?
Geçen yıl Emaar’ın satışlardan cirosu 60 milyon dolar. Perakende grubu 150 milyon dolar. Külçe altın ciromuz da 300 milyon dolara yakın. Enerjide sattıklarımızla beraber yaklaşık 600 milyon dolar civarında bir cirodan bahsedebiliriz.

2008 nasıl bir yıl olacak?
2008’i değerlendirmek kolay değil. Kuyumculuk sektörünün dış ticaretteki en büyük pazarı Amerika. Amerika’da ikinci ve üçüncü çeyrekte durgunluk bekleniyor. Kredi finansmanı yükseldi ve kredi bulmak zorlaşıyor. Artık bankalar proje finansmanında kılı kırk yarıyor.

Bunları bizim grubumuz açısından anlatmıyorum. Biz kredi bulmakta ve öz kaynakta sorun yaşamıyoruz, ciddi bir finansman gücüne sahibiz. Ama nihai tüketicilerin konumu genel ekonomiyle paralel yürüyecek. O nedenle Atasay’ı ilgilendiriyor. 2008 ve 2009’un durgunluk yılı olacağı ve zor geçeceği inancındayım.

Öte taraftan krizlerden fırsatlar da doğabilir. Eğer Türkiye yönetimi dünyadaki bu krizi bir fırsata dönüştürebilirse, herkesteki kriz bir patlama olarak meydana çıkabilir. Yani para yönünü Türkiye’de bulabilir. Bugün Suudi Arabistan’da 1 trilyon dolarlık fon kuruldu. Neticede paranın da gideceği yer var.

2002 yılında 100 milyon dolarlık cironuz varken bugün 600 milyon dolarlık ciroya ulaştınız. Bunun nedeni tümüyle farklı sektörlere girişiniz mi?
Kuyumculuk sektöründe o günkü 100 milyon dolarlık ciro bugün 150 milyon dolara tekabül ediyor. Biz buna işlenmemiş külçe altın ciromuzu da koyunca yaklaşık 500 milyon dolar civarında ciromuz oluyor. 100 milyon dolar da diğer işlerden elde edilen ciromuz var. Kuyumculuk sektöründe ne yaparsanız yapın büyüyebildiğiniz rakam bu. Onun için gayrimenkul ve enerji sektöründe yer almamız gerekiyordu. Girdiğimiz yeni sektörler de 6 ay ya da 1 yılda netice veren sektörler değil. Bir lisans alıyorsunuz 3 yılınız gidiyor. Bunu yatırıma dönüştüreyim derken 2 yıl daha gidiyor ve oluyor 5 yıl. Onun için özellikle enerjide bir süreye ihtiyaç var. Ama gayrimenkul işinde önümüzdeki yıllarda cirolarımız katlanır.

Peki büyüme stratejiniz ne olacak?
Atasay’la liderliğimizi sürdüreceğiz. Dünya markası olma yolunda atılım yapıyor olacağız. Gayrimenkul, enerji ve diğer alanlarda daha agresif olacağız.

Farklı sektörlere girebileceğinizden bahsettiniz… Şimdiden sıcak baktığınız sektörler var mı?
Şu anda yok. Bizim gelişmemiz veya büyümemiz, önümüzdeki yıl şu sektörde olalım diye bir hesaplamaya dayanmıyor. İnşaat ve enerji böyle oldu. Önümüzdeki süreçte enerji ve inşaatta olacağız dedik, onun planlamasını yaptık ve ona göre yol aldık. Ama diğer sektörler o gün karşımıza çıkan fırsatlarla oluştu. Önümüzde özelleştirmeler olabiliyor. Başka noktalarda çıkan fırsatlar oluyor. O fırsatları koklar ve konsantre olursak değerlendirebiliriz.

Bugün 600 milyon dolarlık bir şirketsiniz. 5-10 yıl içinde kendinizi nerede görüyorsunuz?
Açıkçası 5 yıl sonrasıyla ilgili bütçesel olarak rakam veremem. Önümüzü açık görüyoruz. Bir ölçü koymuyoruz. Çünkü, o kadar çok sektörde yer almaya başladık ki bunların birçoğunda iddialı olacağız. Her ölçünün bizi sınırlayacağını düşünüyoruz.

Dünya markası olurken, dünya markası olmuş markaları satın alarak hedefinize daha hızlı ulaşmayı düşünüyor musunuz? Planlarınız arasında böyle bir satın alma var mı?
Ülker’in Godiva operasyonu Türk müteşebbisini düşünce ve vizyon olarak çok başka bir boyuta taşıdı. Artık ben kendi sektörümün Godiva’sını alabileceğime inanıyorum. Böyle bir atılımım var mı? Yok ama bu inancın doğması çok önemli. Heyecanımızı ateşledi. Planlarımız arasında, ruhumuzda, beynimizde sektörün Godivası’na sahip olabilme heyecanı var. Ama işin o noktasında olan satacak mı, satmayacak mı, o ayrı mesele. Böyle bir şey olursa çok agresif olarak talip olurum.

Türkiye’ye yakın coğrafyalarda markalaşmak sizin gücünüzdeki bir şirket için daha kolay olabilir mi? Böyle bir girişiminiz olacak mı?
Yakınımızdaki coğrafyalarda liberalleşme ve demokratik olma sorunu var. Bugün Libya’da altın girişi yasak. İran’da altın girişinin vergisi var. Kazakistan, Türkmenistan’a gitseniz keza öyle. Rusya’da biraz daha şanlısınız. Zaten biz de buradaki atılımı Rusya’da başlatacağız. Ama tamamen katılıyorum. Biz ilk etapta hangi ülkelerde daha fazla altın takı satılıyorsa oralarda başlayacağız. Hindistan, İran, Çin de bu yerler arasında. Bu bölgelerde marka yatırımı daha öncelikli olacak.

 “Çok Fazla Ortaklık Teklifi Alıyoruz”

Ortaklık teklifi alıyor musunuz?
Üç yıl önce bana böyle bir soru sorsanız, ‘ortaklıklara sıcak bakmıyorum’ derdim. Eskiden, “Halka açılmaya nasıl bakıyorsunuz?” denildiğinde, “Çok sıcak bakmıyorum” diye yanıt verirdim. Orayı finansal bir enstrüman olarak değerlendirmezdim. O nedenle halka açılmanın, halkı kandırmak olduğunu düşünürdüm. 3-4 yıl içinde borsanın yapısı ve hacmi değişti. Artık ekonomik kriterlerle hareket eder oldu. Biz de büyümemizde milyar dolarlık yatırımlardan bahsediyoruz. Onun için artık önümüzdeki yapılaşmada halka açılma gibi durumlar var. 

Ortaklığa da çok soğuk bakıyordum. Biz baba-oğul “Ortak istemiyoruz, ortaklık bize göre bir yapı değil” derdik. Bugün uluslararası ortaklıklar oluşmaya başladı. Rüzgar projesinde bir İtalyan şirketiyle beraber hareket ediyoruz. Enerjide, hidroelektrik işinde ortağımız var. İnşaatta Hasan Doğan’la beraberiz. Yeni ortaklıklar da oluşuyor. Bundan sonra da hangi alandaysak o alanda dünyada uzmanlaşmış şirketlerle hareket etmeyi tercih edeceğiz.

Halka ne zaman açılacaksınız?
Önümüzdeki bir-iki yıl içinde düşünüyoruz.

Son birkaç yılda size gelen ortaklık tekliflerinin sayısında artış oldu mu?
Küçük ve büyük boyutta çeşitli ortaklık teklifleri oluyor. Bizim farklı sektörlere sıcak bakıyor olmamız teklifleri çoğaltıyor. Örneğin babam zeytin işine girdi. Türkiye’deki en büyük zeytin işini yapan, zeytin arazisine sahip olan bir arkadaşla ortak oldu. Bu süreç içinde çok fazla teklif geliyor.

Başbakan’a Yakın Olmak Kamer’e Ne Kazandırdı?
 
Yakınlığımız Daha Az Gündemde

Biz son 2 yıllık iletişimimizde artık böyle yazılmadığını görüyoruz. Toplam 200 haberde dört ya da beş tanesinde adımın başına “Başbakan’ın arkadaşı Cihan Kamer” diye konuluyor. Bir kere bir ülkenin Başbakan’ının arkadaşı unvanını alabilmek benim için bir onur.

Ekstra Birşey Kazandırmadı
Ama bunun her cümlenin başında telaffuz ediliyor olması da haksızlık. Ben Başbakan’ın arkadaşı vasfımla ticaret yapmıyorum. Atasay 70 yıllık bir geçmişe sahip. Geldiği konum da 70 yıllık emeğin karşılığı. Ne enerji ne gayrimenkul yatırım işinde Başbakan’ın arkadaşlığı bana ekstra hiçbir şey kazandırmadı.

Dünya Devini Getirdik
Kendi gayretlerimizle dünyanın en büyük gayrimenkul yatırım şirketini Türkiye’ye getirdik. Ben bu şirketle 7-8 yıldır görüşüyordum. Yani Tayyip Bey başbakan olmadan önce biz temas halindeydik. Türkiye’deki şartlar yeni oturdu ve o şirket geldi. Dubai’ye 20 yıldır gidiyorum. Siz her seferinde Başbakan’ın yakın arkadaşı Cihan Kamer diye vurguladığınızda, Cihan Kamer Başbakan’ın yakın arkadaşı formatını çıkardığınız zaman bir değer ifade etmiyor demektir.

Saygısızlık Motivasyonumu Kırar
O zaman bunu bir hakaret bir saygısızlık olarak kabul ediyorum. Kişisel saygısızlığa tahammül edebilirim. Ama kurumlara saygısızlığı hazmedemem. Eğer Atasay Türkiye’nin sektöründe lideri olmuş, en önemli markalarından birisi haline gelmiş ve 70 yıllık bir geçmişi varsa, ona saygısızlık benim motivasyonumu ve ülkeme olan saygımı kırar.

 “İnşaatta Olsaydık 20 Misli Daha Büyük Olabilirdik”

70 yıllık tarihinizde büyümenizde en büyük hamleleri ne zaman ve nasıl gerçekleştirdiniz?
Türkiye’de ilk fabrikasyon üretime geçen şirket Atasay oldu. Bu bize ivme kazandırdı. Altının yatırım aracından takıya dönüşmesinde, takı olarak tüketiminin daha fazlalaşmasında rol oynadık. 1989–97 yılları arasında çok büyük mesafe kat ettik. Sektörü ilklerle tanıştırdık. İlk reklamı yapan, ilk marka olan, ilk ihracatı gerçekleştiren şirketiz.

Son 5 yılda da yavaş yavaş kuyumculuk dışındaki sektörlere giriyor olmamız büyümemizi sağladı. Kuyumculuk, cirosu çok ama kârlılığı fazla olmayan bir sektör. İnşaat sektöründe olsaydık, ekonomik olarak bugünkü değerimizin 20 misli daha büyük olabilirdik. Emaar 8 yıllık geçmişe sahip olmasına rağmen, dünyanın en büyük gayrimenkul şirketi haline geldi. Türkiye’nin en büyüğüyüz, dünyada sayılı bir şirketiz, ciromuz 150 milyon. Ama bir Emaar geliyor, burada bir proje yapıyor, ciro 700 milyon dolar. O açıdan sektörel olarak olabilecek en iyi noktadayız. Şu anda ileriye yönelik temel taşlarımızı oturtmaya çalıştığımız bir süreci yaşıyoruz. Bundan sonra diğer sektörlerinden de etkisiyle büyümemiz çok daha fazla katlanarak sürecek.

Nilüfer Gözütok
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz