İkinci Yarı Hesapları

İş dünyası yıllardır Capital’in ücret araştırmalarını bekler, ona göre stratejisini belirler, hesabını yapar. Şimdi sıra 2004 yılının ikinci 6 ayına yönelik araştırmada. Aslında araştırmadan çok sü...

1.07.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
İş dünyası yıllardır Capital’in ücret araştırmalarını bekler, ona göre stratejisini belirler, hesabını yapar. Şimdi sıra 2004 yılının ikinci 6 ayına yönelik araştırmada. Aslında araştırmadan çok sürpriz haberler yok. Zam oranı, sektörlere göre değişmekle birlikte yüzde 5-10 arasında kalacak. Bazı alanlarda daha yüksek zam uygulanacak, bir bölümü ise düşük kalacak. Artışları ise enflasyonun yanı sıra performans, özel testler ve ciro artışı gibi faktörler belirleyecek.  
 
Yılın ikinci yarısıyla birlikte ücret artışı tekrar iş dünyasının gündemine oturdu. Piyasalardaki olumlu hava devam ediyor. Enflasyonda da hedeflenen oranlardan sapma yok. Ancak, yine de yılın ikinci yarısında gerçekleşecek ücret artışlarının çalışanların beklentilerini karşılaması beklenmiyor. Bu dönemki ücret artışlarının enflasyon oranında gerçekleşmesi bekleniyor. Uzmanların öngördüğü rakam ise yüzde 5 ile en fazla yüzde 10 arasında değişiyor.  
 
PricewaterhouseCoopers (PWC) İnsan Kaynakları Yöneticisi Murat Demiroğlu, şirketlerin ücret ayarlamalarını daha çok yıl sonunda, bilançoların belirlendiği, hedeflerin ne kadarının gerçekleştiğinin anlaşıldığı dönemlerde yaptığını belirtiyor. “Bu nedenle de Temmuz-Haziran aylarında eğer çok zorunluysa, piyasada ya da çalışan kanadında bir farklılaşma olduysa, zam o zaman gündeme gelecektir” diye konuşuyor. Temmuz ayında yılın ilk 6 ayından fikir alınabilecek olmasına rağmen yine de öngörülerin ne kadar gerçekleştiğinin kesin olarak yıl sonunda görüldüğünü söylüyor.  
 
Ücret artışları, her zaman olduğu gibi, sektörlere ve pozisyonlara göre de farklılık gösterebiliyor. Kimi sektörlerde ücretler daha yüksek seyrederken, uzmanlık gerektiren pozisyonlarda da ücret artışları diğerlerine göre daha fazla olabiliyor. Profil International yöneticisi Esra Kökoğlu, özellikle lojistik, otomotiv, gıda, FMCG, sigorta ve turizm sektörlerinde yönetici ve uzman seviyelerinde talebin oldukça fazla olduğunu belirtiyor. “Bu nedenle de ücretler bu sektörlerde nispeten daha yüksek” yorumunu yapıyor.  
 
Ücreti belirleyen kriterler  
 
Bugün ücret artışının belirlenmesinde pek çok farklı faktör rol oynuyor. Ücretler sadece enflasyon oranında artmıyor. Şirketlerin yer aldıkları sektörlerin durumu ya da rekabetin düzeyi de ücretler üzerinde rol oynuyor.  
 
Spengler Fox Genel Müdürü Leyla Spencer, ücretler belirlenirken piyasadaki dengelerin ya da rakip firmaların ücret politikalarının etkili olduğunu vurguluyor. Bu nedenle de firmaların ücret araştırmalarına katılarak ya da özel olarak ücret araştırması yaptırarak pazardaki bilgileri değerlendirdiklerini belirtiyor.  
 
Ernst & Young İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı Müge Yalçın ise bir başka konuya dikkat çekiyor. Ücret artışlarını arz-talep meselesi olarak tanımlıyor. Yalçın, “Son 2 yılda iş arayan beyaz yakalılar ve yöneticiler çoğunlukta, iş imkanları ise kısıtlıydı. Bu da maaşların daha düşük seviyelerde belirlenmesine neden oldu. Piyasada başlayan hareketlilikle birlikte maaş seviyelerinin artmasını beklemek doğal tabii. Ayrıca, şirket için çok stratejik bir pozisyonsa ve o pozisyona uygun deneyim ve yetkinlikteki yönetici sayısı azsa maaş seviyeleri çok yukarılara rahatlıkla çıkabiliyor” diyor.  
 
İç dengeler öne çıkıyor  
 
Özellikle ekonomik krizin ardından şirketler ücret artışlarını daha dikkatli ve çok yönlü planlamaya başladı. Daha önce şirketler piyasada gerçekleşen ücret artışlarını baz alırken, son dönemde ise iç dengeler ve iç değerler öne çıkıyor. Murat Demiroğlu, “Şirketler artık çalışanın kendileri için önemine, şirketin durumuna, çalışanın şirkete nasıl bir değer katacağına bakıyorlar. Bunun karşılığında da onlara ne kadar ödeyebileceklerini hesaplıyorlar” diyor.  
 
Demiroğlu’na göre piyasa faktörü çok önemli. Ancak, şirketler, çok önemli bir maliyet kalemi olan ücret konusunda daha akıllı olmanın yollarını da arıyorlar. Demiroğlu, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:  
 
“Bu nedenle iç dengeler ve iç değerler de piyasadaki şirketlerde önemli hala gelmeye başladı. Bu da, nispeten plansız programsız ve sistemsiz bakılan ücrete bir yönetim aracı gözüyle bakma zorunluluğu getiriyor. Şirketler kendilerine ne yapmak istediklerine, bunu yaparken ne tür bir kitleyi çekmeyi beklediklerine ve bu kitlenin bağlılığını uzun, orta ya da kısa vadeli mi satın almayı amaçladıklarına karar veriyorlar”.  
 
“Sınırlı da olsa artış var”  
 
Adecco Türkiye CEO’su Pembe Candaner, ücretlerin belirlenmesinde kişilerin sektör deneyiminin öne çıktığını söylüyor. Bunun yanında eğitim, lisan bilgisi, kişilik özellikleri, askerlik yapıp yapmadığı, yaş, cinsiyet gibi kriterlerin de kullanıldığına dikkat çekiyor. “Sektör deneyiminin öne çıkması, kişinin şirkete getirisi açısından önemli” yorumunu yapıyor.  
 
Müge Yalçın ise ekonomik kriz sonrasında şirketlerin maliyetlerini artırıcı önlemlere başvurduğunu, bu sırada da ücretlerin gözden geçirildiğini hatırlatıyor. “O dönemde pek çok şirket yöneticisinin dolar olarak belirlenmiş olan ücretleri TL’ye endekslenmişti. Ayrıca, maaş artış dönemlerinde yapılan zamların genellikle enflasyonun altında kaldığını gördük” diyen Yalçın, bu nedenle hemen hemen tüm sektörlerde maaşların reel olarak düştüğünü belirtiyor.  
 
Yalçın, 2004 yılında ise, ekonomik göstergelerdeki düzelmelere paralel olarak, işe alımlarda da önemli bir hareketlilik gözlemlediklerini vurguluyor ve devam ediyor: “Hem bu hareketlilik hem de TL/dolar kurunun düşük seyretmesi, maaş seviyelerinde reel olarak, az da olsa bir artışa yol açıyor. Kriz öncesi dönemlerdeki seviyelerine ulaşamamakla birlikte maaş seviyelerinin bu yıl daha yukarılarda olduğunu görüyoruz.”  
 
İlaç kontrollü gidecek  
 
Son yıllarda ücret araştırmalarında en çok adı geçen sektör ilaç. Krizden de güçlenerek çıkan ilaçtaki ücret artışları, hep diğer sektörlerin üzerinde oldu. Krizin ardından pek çok sektörde ücret artışı gerçekleştirilmezken, ilaçta bu konuda bir aksama yaşanmadı. Murat Demiroğlu, bu sektörün çok rekabetçi olduğunu ve çok nitelikli bir işgücü barındırdığını vurguluyor ve şunları ekliyor: “Bu nedenle sektörde yer alan yerli ve yabancı şirketler, kendilerini rekabetçi bir ücret politikası izlemek zorunda hissediyorlar.”  
 
Demiroğlu, son 2 yıldır sektörde dalgalanmalar yaşandığını, ana müşteri olan devlette politikaların farklılaştığını, bu nedenle şirketlerin maliyetlerinde daha dikkatli olacaklarını söylüyor. “Bu nedenle ücretlerde eskisi kadar muhteşem farklılaşma yaratmayacaklar bence. Dolayısıyla ücretlendirme politikaları bu sektörde şirketin rekabetçi konumunu koruyacak, kurumun rekabetini daha da artıracak yönde olacak. Daha kontrollü gitmek isteyecekler” diyor.  
 
Pembe Candaner de benzer görüşlere dikkat çekiyor; “2004 yılının ikinci yarısında ilaç sektörüne yönelik yapacağımız iş görüşmeleri, diğer sektörlerden belirgin şekilde yüksek olacak.”    
 
Üç sektörde ne bekleniyor?  
 
Profil International’dan Esra Kökoğlu, bilişim ve elektronik sektörlerinde her zaman uzman kadro arayışının olduğuna dikkat çekiyor ve “Belli yetkinliklere sahip, uzman kişilerin ücret seviyeleri yine yukarılarda seyrediyor” diyor.  
 
Murat Demiroğlu ise telekomünikasyon sektörü çok iyi olmadığı sürece BT’nin de daha ileri gitmeyeceğini, belirli bir yere oturduğunu, büyük bir kıpırdanma beklenemeyeceğini belirtiyor.  
 
Finans da, ücret araştırmalarında dikkat çeken bir sektör. Ernst & Young İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı Müge Yalçın, finans sektöründe de maaşların göreceli olarak yüksek olduğunu ve krizden sonra da bu durumun değişmediğini vurguluyor. Finans sektöründe yaşanan sıkıntılara karşın, kriz öncesi kadar olmasa da, ücretlerin yine de yüksek olduğuna değiniyor. Yalçın, “Buna karşılık perakende ve tekstil ücretlerin daha düşük seviyelerde belirlendiği sektörler gibi gözüküyor” yorumunu yapıyor.  
 
Yan haklar değişiyor  
 
Pek çok şirketin krizle birlikte ciddi kısıtlamaya gittiği ücretin yanında sunulan yan hakları farklı uygulamalarla tekrar gündeme getiriyor. Yan haklara eklenen yeni ve en önemli kalem ise bireysel emeklilik paketleri. Pembe Candaner, bazı şirketlerin bireysel emeklilik sigortası uygulamasını adaylara bir farklılık olarak sunduklarını söylüyor.  
 
Ücretin yanında sunulan yan haklarda ayrıca özel sağlık sigortası, şirket arabası, cep telefonu gibi kalemler de bulunuyor. Alanyalı & Alanyalı Kurucu Ortağı Merih Alanyalı, bu hakların şirket ve pozisyonlara göre farklı olarak devam ettiğini belirtiyor ve ekliyor: “Şirket arabası eskiye nazaran daha kısıtlı hale gelmiş genelde üst düzey yöneticilere uygulanır durumda. Prim sistemi ise daha yoğun olarak uygulanmaya başlandı”.  
 
Spengler Fox Genel Müdürü Leyla Spencer, ayrıca kurumsal yapılarda çalışanlara kişisel gelişimleri için eğitim, mentorluk ve koçluk için bütçeler ayrıldığına dikkat çekiyor. Böylece kişinin işini etkin yapması ve kendisini geliştirmesi sağlanmış oluyor. Spencer, “Bu tür yatırımlar kişinin ücretine ek olarak şirketlerin personel bütçelerinden karşılanıyor” diyor.  
 
“SEKTÖRLERİN ÜCRET ANALİZİ”  
 
Murat Demiroğlu/PWC İK Yöneticisi  
 
OTOMOTİV HAREKETLİ
 
 
Şu anda iç ve dış piyasa hareketli gidiyor. Bu nedenle bu sektörde de rekabetçi ücret politikaları öne çıkıyor. Ücretlendirmelerde artış olabilir ama onlar da dikkatli yapılacaktır. Türkiye’de ne zaman işler iyi gitse, bir kriz oluyor ve otomotivciler de bunun endişesini taşıyor. Bu nedenle onlar da ücretlerde kontrollü davranacaklardır diye düşünüyorum. Onlar da maliyet odaklı yaklaşıyorlar. İşleri satış ve satış şirketlerinde satıcıları motive edecek prim uygulamaları, hedef bazlı ödemeler gibi uygulamalar ön plana çıkacak.  
 
GIDADA REKABET VAR  
 
Özellikle gıda sektöründe ücretlerde bir hareket var. Bunun da mevsimsel olduğunu düşünüyorum. Pazara yeni girişler, yeni ürünler ve farklılaştırmalar söz konusu. Bu nedenle bu alanda daha rekabetçi bir ortam var. Yine bu alanlarda uluslararası şirketlerden yerel şirketlere geçiş de olabilir. Uluslararası şirketler de dahil olmak üzere bu sektördeki herkes bu dönemde daha rekabetçi ücret politikalar uyguluyor.  
 
FİNANS MUHAFAZAKÂR  
 
Finans, başından beri oldukça muhafazakar bir sektör oldu. Ama Türkiye’de yeni iş gücünü çekmek için insan kaynakları ve ücretlendirmede çok farklı uygulamalar yapıldı. Bu nedenle de şu anda oturması gereken yere oturuyor. Tekrar hiçbir zaman iyi diyebileceğimiz bir konuma gelmeyecek. Ancak, bu sektörde yer alan kurumlar ücret konusunda ellerindeki iyi kaynağı tutabilecek kadar özenli olacak.  
 
LOJİSTİKTE NE OLACAK?  
 
Lojistik, hareketli ve büyüyen bir sektör. Özellikle IT, bankacılık ve hatta hızlı tüketim malları gibi sektörlerden nitelikli işgücünü çekmeye yönelik uygulamalar görülüyor. Çok yapılı bir sektör olmadığı için daha çok piyasadan adam çekme anlayışı hakim. Bu bir süre daha devam eder, buradaki ücretlerin  nasıl olacağını da zaman gösterir.  
 
TURİZMDE ÜCRETLER DEĞİŞKEN  
 
Turizm çok farklı coğrafyalarda yapılan bir iş. Bu da daha çok bölgesel davranmayı gerektiriyor. Ayrıca, dönemsel bir iş olduğu için ücretlendirmeler bölgelere göre farklılık gösteriyor. Örneğin, Antalya’daki bir otelin ücretlendirmesiyle İstanbul’dakiler tamamen farklı. Ancak, gördüğüm kadarıyla uluslararası zincirlerden yerel zincir olmak isteyen gruplara kayış söz konusu. Bu daha çok buradaki yatırım sayısı ve hareket serbestliği ile ilgili bence.  
 
“ÜST DÜZEYDE HAREKET VAR”  
 
Müge Yalçın/E & Y İK Bölüm Başkanı  
 
YAN HAK YAPIYA BAĞLI
 
 
Çalışanların gelirlerini kıyaslarken maaşların yanı sıra, yan menfaatlere de bakmak gerekir. Çalışanların yemek ve ulaşım masrafları da firmalar tarafından karşılanabiliyor. Türkiye’de bu tür yan menfaatlerin daha çok şirketin kurumsal yapısına, uluslararası faaliyet gösterip göstermemesine göre değiştiğini görüyoruz.  
 
NELER SAĞLANIYOR?  
 
Ulaşım masraflarının karşılanması, şirket arabasının çalışana tahsis edilmesi, kişiye özel bilgisayar ve cep telefonu sağlanması gibi yan menfaatlerin sunulduğunu görmekteyiz. Bazen ev kirası, çocukların eğitim giderleri gibi harcamaları şirketler üstleniyor. Bunlar da para karşılığı olarak önemli yan menfaatler.  
 
2004 HAREKETLİ  
 
2004 yılı işe alımlar açısından hareketli bir yıl; aslında 2003 yılının son aylarından itibaren bu hareketliliği gözlemlemeye başladık. Bunun bence en önemli nedeni ekonomik göstergelerdeki iyileşmeye parallel olarak iş piyasasında oluşan iyimser hava ve ekonominin büyüme trendine girmesi.  
 
TALEP OLAN POZİSYONLAR  
 
Özellikle üst düzey yönetici seviyelerinde önemli bir hareketlilik olduğunu gözlemliyoruz. Genel müdür, satış ve pazarlama direktörü pozisyonları, hızlı tüketim malları, inşaat, telekomünükasyon ve otomotiv son aylarda daha fazla yönetici talebi aldığımız sektör ve pozisyonlar oldu.  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz