Manevi değer şirkete ne katar?

Sadece insana özgü değil. Artık şirketlerin de manevi değerleri ve amaçları (moral purpose) sorgulanıyor. “Yenilikçi”, “fedakâr”, “kaşif”, “mükemmeliyetçi” gibi manevi değerler artık şirketleri tar...

1.01.2007 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Sadece insana özgü değil. Artık şirketlerin de manevi değerleri ve amaçları (moral purpose) sorgulanıyor. “Yenilikçi”, “fedakâr”, “kaşif”, “mükemmeliyetçi” gibi manevi değerler artık şirketleri tarif etmek için de kullanılıyor. Hatta bu manevi amaçların dev şirketlerin büyümesinin arkasındaki etken olduğu düşünülüyor. Wal-Mart kurulduğu günden bu yana müşterilerine “bulabilecekleri en iyi anlaşmayı” sunduğu, Disney ise “insanları koşulsuz mutlu ettiği” için “fedakâr” şirketler olarak görülüyor. Dünya elektronik devi Sony ise insanlara faydalı, yaratıcı ürünler sunduğu için “kâşif” olarak adlandırılıyor. Değerler ve amaçlar her şirket için farklılık gösterse de, bu amaçların dev şirketlere rekabet avantajı sağladığı bir gerçek.

 
Ünlü filozof Nietzsche, insanların, “kahramanca” işler yaptıklarında manevi tatmini yakaladıklarını söylüyor. Ünlü düşünür David Hume’a göre ise fedakâr ve özverili insanlar, çevrelerini mutlu etmek için çalışır ve başkalarının mutluluğuyla hayatın anlamını yakalar.

Bu düşünce şirketler için de geçerli. Yönetim uzmanlarına göre, şirketler de insanlar gibi var oluşlarının amacını iyi tanımlayabildiklerinde çok daha “başarılı” ve “mutlu” olabiliyor. Örneğin, Wal-Mart, küçük kasabalarda düşük fiyatlar sunarak fedakârlık yapıyor ama bu yaklaşımıyla hem müşterilerini hem de çalışanlarını mutlu ediyor. Uzun vadede ise bu yaklaşım Wal-Mart’ın itibarını olumlu etkiliyor.

Sadece parasal hedeflere odaklanmak şirketleri başarıya taşımakta yetersiz kalıyor. Şirketlerin uzun vadede başarılı olması, çalışanlarının motivasyonun yüksek tutabilmesi için bazı manevi değerler”e de sahip olması gerekiyor. Bu manevi değerlerin ise “kahramanlık”, “fedakârlık”, “mükemmeliyet” veya “yenilikçilik” 4 temel yaklaşımıyla oluşturulması tavsiye ediliyor.

Şirketlerin Manevi Amaçları
Günümüzde şirketler rekabette bir adım öne geçebilmek ve yakalanan rekabet avantajını sürdürülebilir kılmak adına nasıl bir strateji izlemeleri gerektiğini sorguluyor. Son dönemde dünyada pek çok uzman, başarılı şirketleri inceleyerek bu soruya cevap arıyor. Bu sorunun cevabının şirketlerin manevi amaçlarında (Moral purpose) gizli olduğunu düşünenlerin sayısı ise her geçen gün artıyor.

hed

Bu manevi amaçlar, şirketin çalışanları tarafından oluşturuluyor. Her şirkete göre de değişkenlik içeriyor. Çalışanların tek bir amaç etrafında hareket etmesini lider ve yönetim takımı beraber sağlıyor. Bu amaç her zaman liderin kendi kişisel manevi amacıyla örtüşmek zorunda değil. Örneğin, Wal-Mart’ın kurucusu Sam Walton, son derece zor ve çevresindekilerin isteklerini anlamayan bir işadamı olarak bilinir. Oysa Wal-Mart’da para kazanmayı ikinci plana atan bir yaklaşım sergileyerek, “müşteriye en iyi anlaşmayı sunacağız” taahhüdünde bulundu.

Bunu başarmak için de birlikte çalıştığı herkese çalıştıkları işin ne kadar değerli bir iş olduğunu göstermeye çalıştı. Çalışanlarından bu değerli işin yürümesini sağlayan müşterilere, kendi doğal duygularıyla yaklaşmalarını istedi. Bu “özverili”, “fedakâr” yaklaşım da şirketin müşterilerinin Wal-Mart’a olan sadakatini artırdı ve bu sadakat sayesinde şirket sarsılmaz bir rekabet avantajı elde etmiş oldu. Sam Walton, fiyatlarını rakiplerine göre çok düşük tutarak amacı uğruna “fedakârlık” yapmış oldu.

Dünya Devlerinin Amacı Ne?
Dünyanın diğer dev şirketlerinin de belirli bir manevi amaç etrafında hayatlarını sürdürdükleri görülüyor. Örneğin, dünya elektronik devi Sony, kurulduğu günden bu yana “teknolojik yaratıcılığın keyfi” sloganıyla tüketicilerine hizmet sunuyor. Şirketin manevi amacı “faydalı, yeni şeyleri keşfetmek” fikri üzerine kurulu. Hatta kurucusu tarafından Sony’nin var oluş amacı bile bu cümle ile açıklanmış durumda.

Sony, her ürününde yenilik ve yaratıcılığı bir arada kullanmaya çalışarak, kendisini bugünlere başarıyla getiren manevi amacına da sıkı sıkıya bağlı kalmayı başarıyor. Keşif yapmak, Sony’nin yönetim takımından çalışanlarına kadar herkese ulaşmış en önemli değeri. Bu amaçla şirket içinde çalışan herkes insanları eğlendirecek, kalite arayışlarına cevap verecek yararlı keşifler peşinde koşuyor. Bu da şirketin başarısının sürekli olmasına neden oluyor.

Body Shop ise hayvanların haklarına saygılı olduğu için “fedakâr” olarak adlandırılıyor. Kurulduğu günden itibaren amansız hastalıkların üstesinden gelmek adına büyük yatırımlar yapan ve bunun için “kahraman” şirket olarak adlandırılan Merck gibi şirketler de var. Bu şirketlerin her birini ayakta tutan ve sürdürülebilir rekabet avantajı elde etmelerini sağlayan amaçları farklı... Hatta zaman içinde şirketler amaçlarında farklılığa da gidebiliyor. Fakat hepsinin ortak bir noktası var; hepsi bu amaçlarını çalışanlarına en iyi şekilde anlatıyor ve tüm paydaşlarını bu amaç etrafında birleştirmeyi başarıyor.

Arçelik’in Moral Değeri
Türkiye’de de pek çok şirket manevi amaçları doğrultusunda ilerleyerek başarıyı yakalamış durumda. Koç Topluluğu’nun dayanıklı tüketim sektöründeki lider şirketi Arçelik de bu şirketlerden biri. 1955’te kurulduğu günden itibaren, sektörde ilklere imza atmasıyla dikkatleri üzerinde toplayan Arçelik, ilk çamaşır makinesini 1959’da, ilk buzdolabını ise 1960’ta üretti. Gümrük Birliği’nden önce, pazardaki hızlı değişimin farkına varan Arçelik, 80’li yılların sonundan itibaren Ar-Ge ve inovasyona yönelik çalışmalar için altyapı hazırlıklarına başladı. Bugün Arçelik, yaptığı patent başvuruları ile açık ara “patent şampiyonluğu”nu elinde bulunduruyor. Şirket, 2009’da da geliştirdiği ürünlerin lisansını satmayı hedefliyor.

hed

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ürünlere eklenen yeni özelliklerin, global pazardaki rekabette ayakta kalmak için vazgeçilmez bir unsur olduğuna inanan Arçelik, uzun vadeli ürün planlama süreci ile de yenilikçilik amacını destekleyen inovasyon sürecini yönetiyor. Bu yönetim, teknoloji odaklı gelişmelerin ürünlere kazandırabileceği yeni özelliklerin ve pazardaki gelişmelerin ortak bir platformda tartışılmasını sağlıyor. Bu durum ise şirket kaynaklarının öncelikli alanlarda kullanılmasını mümkün kılıyor. Arçelik yetkilileri şirketin, inovasyon sürecinin önemli bir ayağının pazarlama ve satış olduğuna da inandıklarını söylüyor. Bu nedenle, iç pazarda var olan güçlü satış ağını ve müşteriye olan yakınlığını, müşteri taleplerinin süratle alınması sürecine yansıttıklarını belirtiyorlar. Kısacası tüm Arçelik çalışanları “Arçelik demek yenilik demek” sloganını canlı tutmak hedefi etrafında buluşuyor.

İpragaz Sorumluluk Bilincinde
Türkiye’de ilk dolum tesisini kurarak, tüm Türkiye’yi LPG’yle tanıştıran İpragaz ise kendi manevi amacını “kahramanlık” olarak özetliyor. İpragaz Genel Müdürü Selim Şiper, şirketin mevcut sorunlara kendi ticari hayatındaki sürekliliğinden önce bakması nedeniyle böyle bir amaç etrafında toplandıklarını söylüyor. Bu doğrultuda hiçbir kurumun ortaya koymadığı yaklaşımlar sergilediklerini belirtiyor. “İpragaz’ı sembolize edecek en iyi tanım, sorumluluğun bilincinde ve ciddiyetinde olma halidir” diyen Şiper, “kahraman” konumlandırmasını destekler biçimde “mükemmeliyetçi” ve “fedakâr” bir şirket olduklarını da sözlerine ekliyor.
İpragaz bu manevi amaçlarını misyon ve vizyonuna da yansıtmış bir şirket. Bu sayede bu amacın tüm sosyal paydaşları tarafından bilinmesini hedefliyor. İpragaz’ın ortak değerleri arasında ilk 3 sırayı ise ahlak, sorumluluk ve adalet alıyor.

Selim Şiper, strateji ve onun alt birimi olan taktiklerle desteklenmeyen hiçbir vizyon, misyon ve ortak değerin anlamı olmadığını söylüyor. Şiper sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu nedenle stratejimizin ana noktaları olan ‘müşteri odaklılık’, ‘müşteri ihtiyaçlarını ve beklentilerini iyi tespit edip, onları aşmak’ ve ‘hizmet kalitesini en üst seviyeye çıkarmak’ gibi kavramlar amaçlarımıza ulaşmakta bize ışık tutuyor.”

Bossa Mükemmeliyetçi İlerliyor
Türkiye’nin en büyük holdinglerinden Sabancı Holding’in en eski şirketi olan BOSSA da sektörde uzun yıllardır ayakta kalmasını manevi amacına borçlu. 1951 yılından bu yana tekstil sektöründe faaliyet gösteren şirket, kurulduğu günden itibaren yaptığı işi mükemmel yapmaya odaklanmış durumda. Bossa Genel Müdürü Can Piyale, “iş mükemmelliği”nin her zaman temel değerleri arasında yer aldığını söylüyor. Bu değeri oluşturmada da strateji olarak proje bazlı ilerlediklerini belirtiyor. “Bu sayede çalışanlarımızı işin içine alarak mükemmellik kavramının herkes tarafından benimsenmesini sağlıyoruz” diyen Piyale, mükemmelliği yakalamak üzere şirket içinde 2003 yılından itibaren devam eden öneri-ödül ve low-cost / re-engineering projelerini hayata geçirdiklerini belirtiyor. Bossa bu projelerde, çalışanlarından fikir topluyor. Bu sayede bir kazanç elde edilmiş ise bu kazancın belli bir kısmı çalışanlara ödül olarak geri dönüyor.

Can Piyale, 2005 yılından sonra şirketin mükemmelliğin yanı sıra inovasyona da büyük önem vermeye başladığını söylüyor. “2005 yılı tüm sektörler, özellikle de tekstil için bir milattı” diyen Piyale’ye göre kotaların kalkması ile globalleşme akımını tekstilciler daha derinden hissetti; bu kıyasıya rekabet ortamından sıyrılabilmek için mükemmelliğin yanında inovasyon ile fark yaratmak da büyük önem kazandı. Piyale, “Bu yüzden bizde bu yılın başından itibaren bu yönde çalışmalar yapmaya başladık” diye konuşuyor.

Tav’ın Büyüme Stratejisi
Türkiye’nin ilk havalimanı işletmecisi TAV, farklı işlevleri müşterilerine bir arada sunmasıyla dikkatleri üzerinde topluyor. Bu özelliğiyle dünyada bile çok az rakibi olan şirketin hedefleri arasında hizmette farklılık büyük öneme sahip. Şirketin CEO’su Sani Şener, TAV’ın manevi amacını” mükemmeliyetçi yaklaşımla şirket ve ülke için değer yaratmak” olarak özetliyor. “Ülkeye gelen insanların ilk ve son izlenimleri havalimanlarında oluşuyor” diyen Şener, bu nedenle işletmeci olarak ayrı bir misyonu da üstlendiklerini belirtiyor. Müşteri memnuniyetini her şeyden önde tuttuklarına dikkat çekiyor.

Günde ortalama 50 bin kişiye, çok çeşitli hizmetler sunduklarını belirten Şener, “Güvenlikten yiyecek içeceğe, alışverişten yer hizmetlerine kadar sunulan farklı hizmetlerin birbiriyle uyumlu olması, koordinasyonu toplam memnuniyeti oluşturuyor. İşinizi iyi yaparsanız siz de ülke de kazanıyor” diye konuşuyor.

Şener’e göre TAV Havalimanları Holding’i diğerlerinden farklılaştıran en önemli iki değer, “cesur” ve “dürüst” olması. Şener, mükemmeliyetçi yaklaşımlarının şirketin finansal tablosuna da olumlu yansıdığını söylüyor ve ekliyor: “TAV’ın hizmette mükemmelliği öngören stratejisi, iş sonuçlarına kârlılık ve büyüme olarak yansıdı. Başarılı uygulamaları ve farklılaştırıcı rekabet stratejileri TAV Grubu’nu bugün beş ülkede havalimanı yapım ve işletmesi konusunda önde gelen firmalar arasına yerleştirdi.”

İki Şirketin Örnek Stratejisi
Tavukçuluk sektörünün ilk üç oyuncusundan biri olan Banvit’in ise en büyük manevi değeri dürüstlük. Banvit Genel Müdürü Ömer Görener’e göre, alçak gönüllülük ve sevgi gibi manevi değerler de şirket için büyük önem taşıyor. Bunun yanında kendi ayakları üzerinde durabilmek, mükemmeli aramak, çalışanlarına ve çevreye karşı duyarlı olmak gibi kavramlara da şirket içinde dikkat ettiklerine değinen Görener sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu doğrultuda manevi amacımızı da; çok çalışmak ve kaliteden ödün vermeden, ucuzluğa kaçmadan tüketicinin mutluluğunu düşünmek olarak tanımlıyoruz. Bunu geliştirmek için de bünyemizde sürekli olarak yenilenen, araştırmacı ve mükemmeliyetçi bir yapıyı barındırıyoruz.”

Hazır giyim sektöründe marka yaratmayı başaran ender şirketlerden Damat Tween’in yaratıcısı Orka Group’un, sektörde markalaşma çalışmalarına başlaması belirli bir manevi amacın eseri. Orka Group Genel Koordinatörü Osman Arar, bu manevi amacı “kahramanlık” olarak özetliyor. Markalarını canlı bir organizma olarak görmelerinin şirketin başarısını etkilediğini söylüyor. Ona göre kuruldukları günden bu yana şirketin hedefleri şirketin motivasyonunu pozitif yönde etkilemiş. “2008 yılında çevre ülkelerde en çok aranılan erkek hazır giyim markası olmanın yanı sıra, 2010 yılında dünyanın en çok aranılan 10 markasından biri olmayı hedefliyoruz” diyen Arar, bu vizyonun getirdiği sorumluluk duygusunun Orka Group’un manevi değerini kahramanlık olarak belirlemesinden kaynaklandığını da sözlerine ekliyor.

Çağlayan Arkan/Mıcrosoft Genel Müdürü
“Kişi Ve Kurumların Potansiyellerini Açığa Çıkarmak İçin Çalışıyoruz”

Potansiyeli Geliştirmeyi Amaçladık
1975’te kurulan Microsoft’un kurum kültürü, geliştirdiği yenilikçi ürün, hizmet ve yaklaşımlarla “kişi ve kurumların potansiyellerini gerçekleştirmelerine olanak tanıma” temeline dayanıyor. Burada yenilikçilik anahtar sözcük olma konumunu her zaman korudu.

Her Eve Bilgisayar Fikri Oluştu
80’lerde Microsoft’un vizyonu, “her eve bilgisayar” fikrine dayanıyordu. Çoğu kişi bunun ulaşılması pek mümkün olmayan bir hedef olduğu görüşünde birleşiyordu. Oysa dünyayı kısa sürede kuşatan bilgisayarlaşma eğilimiyle, önce iş yerlerine ve okullara sonrasında da evlere bilgisayar girmeye başladı. Teknolojinin aldığı yol ve bilişimin hayatımızdaki yeri, kısa sayılabilecek bir süre içinde önemli bir noktaya ulaştı.

Moore Yasası Doğrulandı
 Bundan 20 yıl önce, 1 MB ara belleğe ve 20 MB sabit diske sahip bir bilgisayar 4 bin dolara satın alınabiliyordu. Günümüzde ise 500 GB’lık bir sabit disk 100 dolardan daha az fiyatla satışa sunuluyor. 20 yılda, bu çerçevede, her yeni teknolojinin öncekinden iki kat daha fazla hıza ve yarı fiyatına sunulacağını öngören Moore Yasası’nın doğrulandığı söylenebilir. Donanım fiyatlarındaki gerileme, teknolojiyi daha fazla kişi tarafından ulaşılabilir konuma getirdi.

Mıcrosoft Herzaman Öncüydü

Dünyayı değiştiren tüm bu gelişmelerin yaşandığı süreçte Microsoft her zaman öncü konumda oldu. Microsoft’un endüstri liderliği kuşkusuz rastlantısal bir sonuç değil. İşe en başta, gerek kurum gerek çalışanlar açısından kendi potansiyelini geliştirme perspektifinden bakan Microsoft, yaratıcılık ve yenilikçiliği temel alan vizyonunu, artarak devam eden Ar-Ge çalışmalarıyla destekliyor. Microsoft’un 2007 mali yılındaki Ar-Ge yatırımlarının 7 milyar dolar düzeyinde olması planlanıyor. Bu yatırım, büyüklük açısından teknoloji şirketleri arasında birinci, tüm sektörler arasındaysa 5’inci sırada olmamızı sağlıyor.

Dört Temel Manevi Değeri İş Stratejisine Dönüştürmek İçin İpuçları

“Mükemmelliyetçi”Ler Maliyeti Düşünmesin
Eğer manevi değeriniz mükemmeliyetçilik ise, o zaman maliyet konusunda titiz davranmayı aklınızdan çıkarın. Çünkü bu tür şirketler her yerde bulunan bir mal satamaz. Bu şirketlerin kârlılıkları ürün ve hizmetlerindeki üst düzey performansla ilişkilidir. Örneğin Apple, bilgisayarlarını Dell’den çok daha yüksek fiyata satabiliyor. İnsanlar da daha farklı standartlara sahip bir ürün alacaklarını bildikleri için, bu parayı vermeyi kabul ediyor. Motorola ve Deutsche Bank gibi şirketler ise hem maliyette hem de mükemmeliyetçilikte lider olmak istedikleri için başarılı olamadılar. Bu ikisi bir arada yürümez. Bu değere sahip olmanız için çok büyük ölçekli bir şirket olmanız gerekmez. Warren Buffett’ın Berkshire Hathaway şirketinde sadece 6 kişi çalışıyor. BMW ise otomobil standartlarına göre küçük olmasına rağmen oldukça kârlı bir şirket.

“Fedakârlık” Dikkat İster
Fedakâr şirketler için rekabet çok daha çetin geçer. Bu değeri benimseyen şirketlerin bu alanda çok vahşi bir rekabete hazır olması en önemlisi beklemesi gerekir. Wal-Mart gibi manevi değeri fedakârlık olan şirketlerin yaptığı gibi finansal performansa son derece dikkat etmek gerekir. Bu manevi değeri sahip bir şirketin finansal konularda bir açık vermesi büyük sorunlar yaratabilir. Örneğin telefon şirketlerinin çoğu bu manevi değeri benimsemiştir. Bu nedenle son skandallardan en fazla onlar etilendi.

hed

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kahramanlık Ölçek Gerektirir
Eğer kahramansanız herkes size gücünüz ve etkinliğinizden dolayı saygı duyar. Kahraman şirketler ancak kontrolü kendi ellerinde tuttuklarında etkin olur. Jack Welch’in söylediği gibi “ Kaderinizi kontrol edin yoksa sizin yerinize başkası kontrol eder.” Bu cümle tam anlamıyla kahraman bir stratejiyi temsil ediyor. Bunun dışında kahramanlığı manevi değer olarak kabul ediyorsanız, belirli bir ölçeğin üstünde olmanız gerekir. En azından niş bir pazarda etkinliğinizin olması size avantaj sağlar. Eğer pazar içinde lider ya da 2’nci durumda değilseniz, bu manevi değerin size getireceği faydalardan yararlanmanız zorlaşır.

Kâşifler Dur Durak Bilmemeli
Intel’in CEO’su Andy Grove, “Sadece paranoyaklar ayakta kalır” diyor. Böyle düşünmesinin nedeni dünyadan korkması değil. Sadece bu hayatta hiçbir zaman durup dinlenmenin mümkün olmadığını biliyor. Virgin’de de Richard Branson benzer bir etik yaklaşımı benimseyerek başarılı oldu. Sürekli olarak müşteri odaklı olan iş modelinin hatalarını görmeye çalıştı. Dünyanın en başarılı internet şirketleri arasında yer alan e-bay, Yahoo, Google ve Amazon gibi şirketler de bu sayede başarıyı yakaladılar. Priceline ve WebVan gibi şirketler ise durup dinlenmeden “keşfetmek” yerine “kahramanlık” manevi değerini benimsedikleri için başarısız oldular.

Kariyer-Net Genel Müdürü/ Pembe Candaner
“Biz Kahraman Bir Şirketiz”

Manevi Amacımızı Değiştirdik
10 bin 500’ü aşkın firmaya hizmet veren bir on-line insan kaynakları şirketiyiz. Yaptığımız iş çok önemli ve çok büyük sosyal etkiye sahip. Manevi amacımız, bu sorumluluk ışığında gelişiyor. Kariyer.net şu an bir yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Kurumsal kimliğimizi ve sitemizin tasarımını yeniledik; organizasyon yapımız ve genel olarak işimize yaklaşımımız değişiyor. Bu dönüşümün ardında yatan şey, manevi amacımızdaki değişiklik. İlk yıllarda “keşif” olan manevi amacımızın üzerine, Kariyer.net’te Şubat 2006’da başlayan değişim dalgalarıyla birlikte Nokas Mourkogiannis’in terminolojisiyle “kahramanlık” değerini de örmeye başladık.

İlk Başlarda Amacımız Keşifti
Kariyer.net yola çıktığında tüm çalışanlar tarafından büyük bir heyecanla paylaşılan manevi amacı, birçok internet şirketi gibi “keşif”ti. Türkiye’de internetle insan kaynaklarını birleştiren ilk şirketiz. Yazılımımızı sürekli geliştirdik. Her yeni gün, adayın ve işverenin buluşmasını kolaylaştıracak özellikler ürettik. Geliştirdiğimiz hizmet ve ürünlerle hep “benchmark” olduk. Bu sayede de pazar lideri konumumuzu, yoğun rekabete rağmen, kurulduğumuz günden bu yana kaybetmedik.

İşsizlikle Savaşıyoruz
 Kahramanlık paydasında, amacımız işsizlikle savaş. Bunun için stratejimiz, adaylara ve işverenlere en hızlı, en iyi İK teknolojisini sunmak. Kariyer.net çalışanı olmak, sosyal yaşamımızda da Kariyer.net’i temsil etmemiz anlamına geliyor. Biz yeni biriyle tanıştığımız zaman ne iş yaptığımızı söyler söylemez Kariyer.net’le ilgili sorular başlıyor. Mutlaka o kişi Kariyer.net’i duymuştur, Kariyer.net’te bir özgeçmişi vardır, iş başvuruları yapıyordur, sistemin nasıl işlediğini merak ediyordur. Bunu da manevi amacımıza da borçluyuz açıkçası.

Faruk Güler/Cfa Holding Ceo
“Abalıoğlu’nda Güven Birinci Sırada”

Çalışanların Kendine Güvenmesi Gerek
Cafer Sadık Abalıoğlu (CSA) Holding olarak tüm şirketlerimiz, çalışanlarımız, müşterilerimiz, ortaklarımız, tedarikçilerimiz, kreditörlerimiz ve diğer paydaşlarımız ile olan ilişkilerimizde “güven” en temel manevi değerimizi oluşturuyor. Güvenin oluşması için öncelikle tüm çalışan arkadaşlarımızın kendisine güveninin oluşması gerektiğini düşünüyoruz.

Sürekli Ve Tutarlı Olmak Şart
 Kendine güvenen insanlar ve kurumlar ilişki ağındaki diğer kişi ve kurumlara güven verebilir. Kendimizde ve kurumlarımızda oluşan bu güveni mal ve hizmetlere aktardığımız ve ispatladığımız ölçüde müşterilerimizden olumlu yansımalar alabiliriz. Etik değerlere sahiplik güvenin temelini oluşturuyor fakat süreklilik ve tutarlılık güven duygularının pekişmesi için olmazsa olmazlar arasında.

Daha Yaratıcı Çalışmaya Başladık
 Kuruluşumuzdan bugüne 65 yılda oluşturduğumuz güven ortamını tüm paydaşlarımızla paylaştığımız için ürün ve hizmetlerimize olan ihtiyaç sürekli devam etti. Tedarikçimiz ile olan kazan-kazan prensibine dayalı uzun süreli ilişkimizle güçlü bir bağ oluşturduk. Mesai arkadaşlarımız ise güven ortamında daha verimli ve yaratıcı çalışmaya başladı.

700 Milyon Dolar Ciroya Ulaşacağız
Yarattığımız güven ortamı sayesinde Cafer Sadık Abalıoğlu Holding hızlı büyümesine devam ediyor. Güven ortamın varlığında 2006 yılı ciromuzu 700 milyon dolar olarak bekliyoruz. Bu büyüklüğümüz 2005 yılında 484 milyon dolar, 2004 yılında ise 382 milyon dolardı.”

Şeyma Öncel Bayıksel
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz