Miele'den aile sırları

Miele’nin eş-CEO’ları Dr. Markus Miele ve Dr. Reinhard Zinkann ile şirketin uzun yaşama sırlarını, kuşak devrini nasıl gerçekleştirdiklerini, büyüme stratejilerini konuştuk...

5.12.2018 10:55:000
Paylaş Tweet Paylaş
Miele'den aile sırları

Aslı Sözbilir

İki girişimci genç Carl Miele ve Reinhard Zinkann’ın 1899’da ilk el üretimi süt makinesi Meteor’u üretmesiyle kurulan Miele, önümüzdeki yıl 120’nci yaşını kutlayacak. Bugün 90 ülkede premium beyaz eşya segmentini domine eden şirket, dünyada 20 binin üzerinde çalışana ve 4,1 milyar Euro’luk ciroya sahip. Kurulduğu günden beri Miele ve Zinkann aileleri tarafından yönetilen şirketin başarı sırrı ise iki faktöre bağlı: “Borçsuz büyüme ve yönetimin nesiller arası devrinde işletilen katı kurallar.” İki ailenin yönettiği yapıyı çatışmasız şekilde büyütebilmeyi taraflar, “Biz birlikte güçlüyüz” sözleriyle açıklıyor. Dr. Zinkann, “Katolik evliliklerinde bile Papa izin verirse boşanılabilir. Bizimkisi hiçbir zaman boşanılmayacak bir evlilik gibi çünkü eğer boşanılırsa şirket batar” diyor. Miele’nin eş-CEO’ları Dr. Markus Miele ve Dr. Reinhard Zinkann ile şirketin uzun yaşama sırlarını, kuşak devrini nasıl gerçekleştirdiklerini, büyüme stratejilerini konuştuk: 

 Miele neredeyse 120 yıldır faaliyette olan bir şirket. Bu zaman içinde sayısız şirket kuruldu ve yok oldu. Başarınızı sürdürebilmenizin arkasındaki ana etkenler neler? 

 Markus Miele: Bence bir ana faktör var, her zaman markamızla verdiğimiz sözü tuttuk; “Her zaman daha iyi.” Her zaman piyasadaki en kaliteli ürün olmaya çalıştık ve her zaman teknolojik olarak öncü olmayı hedefledik. Sloganımız olan “Her zaman daha iyi”yi, “Her zaman daha farklı” olarak da düşünebilirsiniz. 

Reinhard Zinkann: Tarihe geri dönersek Carl Miele bir çiftlikte yaşıyordu ve tereyağı yapmanın ne kadar zor olduğunu gördü. Tereyağı üretimini iyileştirmek konusunda fikirler geliştirdi ve Reinhard Zinkann’la beraber 1899’da şirketi kurdular. Onları farklı kılan Reinhard’ın kalite dediği şeydi; daha dayanıklı, daha kaliteli ve doğal olarak daha pahalı bir ürün geliştirdiler ve bu stratejiyle başarıya ulaştılar. 1907’de küçük bir şehir olan Herzebrock’tan halen merkezimizin bulunduğu Gütersloh’a taşındılar. O zamandan beri çeşitli ürün kategorilerine girdiler. İşe çamaşır makinesiyle başladık ama bir noktada bisikletler, motosikletler de ürettik. Ancak sonunda hep beyaz eşyalara konsantre olduk. Hala başarılı olmamızın sebebi de bu, en iyi yapabildiğin işe konsantre olmak. 

 O günden bugüne Miele’nin yapısı ve marka portföyü nasıl değişti? 

 Miele: Öncelikle değişmeyen şey markamız, ama tabii ki değişik ürün inovasyonlarından geçtik. Örneğin 1929’da Avrupa’nın ilk elektrikli çamaşır makinesini ürettik. 1927’de elektrikli süpürge üretimine başladık. Yani çoğu ürünümüzü geliştirdik ama bir yandan da piyasadaki birçok ilki gerçekleştirdik. Bu sadece tarihimiz için değil, bugün için de geçerli… 

 Şirket stratejinizi şu anda nasıl tanımlıyorsunuz? 

 Zinkann: Değişen bir şey yok, “Farklı ol, en iyi ol”, hepsi bu. Stratejimizin üzerinde duran bir olgu var, o da bağımsız kalmaya devam etmek istiyor olmamız. Finansal açıdan başından beri bağımsızız. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki 10 yıllık dönem hariç hiç borç almadık. O zaman Almanya’da yeni bir para birimi vardı, fabrikamız bombalanmıştı, pazarın yarısı yok olmuştu ve Almanya’da herkes borçlanmak zorundaydı. Ana prensibimiz, “Her şekilde bağımsızlığını koru”dur. Şirkete hissedarlarımız hariç kimse karışamaz.

Bir aile şirketi olmanız başarınızı daha değerli kılıyor. Bize kısaca organizasyon yapınızdan bahsedebilir misiniz? 

 Miele: Yönetim kurulunda ailelerden iki üye var, Zinkann ailesinden Reinhard Zinkann ve Miele ailesinden de ben. Ayrıca 3’er de ailelerden bağımsız üyemiz var. Hep beraber bir sonraki adımımıza karar veriyoruz. Bugüne dek kararlarımıza sadece oybirliğiyle karar verdik. Eğer biri bir fikre ya da projeye karşıysa onun nedenlerini anlamaya, fikri geliştirerek daha iyi yapmaya çalışıyoruz ve ondan sonra piyasaya gidiyoruz. Yani herkesin projeyi iyice anlamasını sağlamadan projeye başlamıyoruz. Eğer bir kişi bile “Bu karardan memnun değilim” diyorsa fikri geliştirmeye çalışıyoruz. 

 Yönetimi nasıl paylaşıyorsunuz? 

 Miele: Ailelerden bağımsız 3 yönetim kurulu üyemiz var, biri üretim ve geliştirmeden sorumlu Stephan Breit, ben Stephan Breit’la beraber çalışıyorum. Reinhard Zinkann da satış ve pazarlamadan sorumlu üyemiz Axel Kniehl’le beraber çalışıyor. Olaf Bartsch da finans, BT ve insan kaynaklarından sorumlu. Yani herkesin sorumlu olduğu kendine ait alanlar var. Zinkann: Belki de başarımızın nedeni budur, yani ikimizin de başarımızın ikimizin ortak başarısı olduğunun her zaman farkında olması… Herhangi bir konuda farklı görüşlerde bile olsak üzerine düşünüp tekrar konuyu tartışıyoruz. Aramızda güç ya da etki için mücadele gibi bir şey yok. Ya beraberce başarılı olacağımızın ya da beraberce başarısız olacağımızın her zaman farkındayız. Katolik evliliklerinde bile Papa izin verirse boşanılabilir. Bu hiçbir zaman boşanılmayacak bir evlilik gibi çünkü eğer boşanılırsa şirket batar. 

 Yönetim kurulunda kurucu ailelerden neden sadece 2 üye var? 

 Zinkann: Cevabı çok basit, farklı seviyelerde aile üyeleri olması her zaman çok zordur. Eğer sadece kademe kademe yükselen tek bir veliaht varsa bu olabilir, çünkü bir gün yönetimi onun alacağını bilirsiniz. Ama eğer iş yerinde çalışan çok sayıda kuzeniniz varsa ve bir kuzen diğerinin işini değerlendirecek konumdaysa ya da aile içi bir sıkıntı varsa bu tip durumlar iş yeri ortamını bozabilir. Bu nedenle her aileden sadece bir kişi olmasına karar verdik. 

 Aileniz sizleri nasıl seçti? 

 Zinkann: İki ailede de dedelerimizin 70’lerde koyduğu çok açık bir kural var. Kural şu: Şirketin konusuyla ilgili bir alanda en iyi üniversitelerden birinden en iyi dereceyle mezun olmak, sonra başka bir şirkette 4-5 sene liderlik konusunda tecrübe kazanmak ve bu şekilde liderliğinizi ve kariyerinizi kendiniz geliştirebileceğinizi ispatlamak. Artı çeşitli yabancı diller bilmeniz lazım. Sonra aday bağımsız İK uzmanlarınca test edilir ve bu uzmanların aday hakkında olumlu rapor vermesi gerekir.

Son kararı aile meclisi mi alır? 

 Zinkann: Evet. Tamamen tarafsız olabilmek adına bu karar yönetim kurulu üyeleri tarafından değil tüm aile meclisi tarafından alınıyor. 

Miele: Adaylar sadece şirketteki aile üyeleri değil tüm aileyle de konuşmak zorunda. Her yönden iyi ilişkileriniz olmalı. 

 Şirkette roller kuşaklar arasında nasıl transfer ediliyor? 

 Miele: Babam her zaman “Ailede iyi bir futbolcu olması kötü bir teknik direktör olmasından daha önemlidir” derdi. İlk olarak ya mühendislik ya da yönetim konusunda şevk sahibi olmalılar. Sonra aile şirketinde çalışmak isteyip istemediklerine bakarız. Çünkü babam birçok bayimizin zorla çocuklarını işlerine sokmaya çalıştığını ve bu çocukların da işi sevmemeleri nedeniyle başarısız olduğunu gördü. Sonunda hem aile ilişkilerini hem de şirketi yok edersiniz. Bu iyi değil. Bir dış göz kullanmamızın sebebi de bu, seçim sürecinde evet ya da hayır diyen bağımsız aile dışı biri olması çok önemli. 

Zinkann: Babam “Sadece yaptığın işi gerçekten seviyorsan, onun için yanıyorsan başarılı olabilirsin” derdi. Eğer sadece zorunda olduğunu hissettiği için sizin yerinize geçecek bir çocuğunuz varsa bu kişi ne mutlu ne de başarılı olabilir. 

 İki aileden halen hayatta kaç kişi var? 

 Miele: Şu anda iki aileden toplam 80 ortağımız var. 3’üncü jenerasyondan bile hayatta olanlar var. Çoğu bizim gibi 4’üncü jenerasyon. 

 Aile meclisinin işlevi ve yapısı nasıl? 

 Miele: Aile meclisi denetleme kuruludur. Denetleme kurulunda her aileden üçer kişi var ve onlarla üç ayda bir buluşup işler nasıl gidiyor, stratejimiz neler konuşuyoruz. Tipik olarak konuştuklarımız şirketin istikameti, nereye doğru gitmek istiyoruz, neler yapmak istiyoruz gibi konular. Onlar da önce sorular soruyor sonra da yatırım planını tasdikliyor.

Bir aile anayasanız var mı? 

 Miele: Adı aile anayasası değil ama şirkete katılırken imzalamanız gereken bir anlaşmamız var, anayasamız bu denilebilir. Kurallar ve yönetmeliklerden oluşuyor, mesela eğer üniversitede şirket için faydalı olacak bir konuda eğitim aldıysanız bu başvururken bir avantaj. Tüm bu kurallar bahsettiğim anlaşmada var. Bu anlaşma dedelerimiz tarafından yaratıldı, babalarımız geliştirmeye devam etti, biz de zaman zaman değiştiriyoruz. Doğal olarak konular değişiyor. Mesela kanunlar değiştiği için anlaşmayı değiştirmek gerekebiliyor. Örneğin bu anlaşmada var olan bir kural da kazancımızın ne kadarını işe geri yatıracağımız. 

 Bu pozisyonlarda ne kadar süre kalacağınız önceden belli mi? 

 Miele: Hayır. Ama genç bir jenerasyon varsa ve siz koltukta oturmaya devam ediyorsanız bu da iyi bir şey değil. Kişisel planım emeklilik yaşım geldiği zaman emekli olmak çünkü babam emekli olduktan sonra da çalışmaya devam etti ve bence hayatın bir kısmını kaçırdı. 

 Başka bir senaryo düşünelim. Ailede sizin pozisyonlarınız için uygun kimse olmazsa aile dışarıdan profesyonelleri işe almayı düşünür mü? 

 Zinkann: Yönetim kurulunda zaten halihazırda aileden olmayan 3 üye var. Eğer her iki aileden de uygun kimse bulunamazsa tüm pozisyonlar kesinlikle dışarıdan adaylarla doldurulur. Aile de artık sadece denetleme meclisi görevini sürdürür. Aile tamamen aktif bir rolden pasif bir role geçer. 

Miele: Şunu unutmayın, büyüdük. Ben 1999’da şirkete katıldığımda ciromuz 2,1 milyar Euro’ydu, şimdi 4,1 milyar Euro. Neredeyse iki katına çıktı. Bu, bizim işin büyümesine uygun yapılar da oluşturmamız gerektiği anlamına geliyor. Yani evet eğer uygun veliahtlar bulamazsak başka bir çözüm yolu buluruz. Aile üyelerine bakarsanız şirket sahip oldukları en değerli mali varlık. Sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını istiyorlar. Yani eğer biz çözüm bulamazsak başka bir çözüm bulunur. 

 Türk aile şirketlerine tavsiyeleriniz neler? 

 Miele: Bence aile hakkında sadece içeriden değil dışarıdan da bir görüşe sahip olmalısınız. En azından size bazı tavsiyeler verilmeli. Eğer şirkette çalışmak isteyen aile mensupları varsa bu kişilerin gerçekten şirkette çalışmak istediğine ve yeterince yetkin olduklarına emin olun. 

Zinkann: Herhangi bir güç kavgası olmasını engellemek için kurallarınız olmasını sağlayın. Şirkete ne kadar para geri yatırılacak, hissedarlara ne kadar temettü ödenecek gibi konularda kurallarınız olsun. Ayrıca şirketi mahvedebilecek konularda tartışma çıkmasını engellemek için de kurallarınız olmalı.


DR. REINHARD ZINKANN “UZUN VADELİ SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYLE İLGİLENİYORUZ”

ÖNCELİK İŞ
Ortak bir anlayışımız var: Önce iş gelir, sonra iş, daha sonra yine iş, daha sonra yine iş ve daha sonra yine iş. Sonra aileniz ve ailenizin ihtiyaçları. Sonra hobileriniz. Sonra da uzun bir hiçlik! Yani öncelik her zaman iştir. Çocukken babamın işten eve gelip çalışmaya devam etmesinden ve yılda sadece 3-4 hafta tatil yapmasından nefret ederdim ve çocuklarıma onun tam tersi gibi davranacağım derdim. Sonunda ne yaptım? Onun yaptıklarının aynısını!
ZAMAN İHTİYACI Mali bağımsızlık bize pek çok avantaj sunuyor. En büyük avantaj Dr. Miele ve benim her çeyrek büyüme rakamlarına ve her ay satış rakamlarına bakmak zorunda olmamamız. Aylarla ya da çeyreklerle ilgilenmiyoruz. Bazen yıllarla bile çünkü bazı pazarın ya da ürünlerin başarılı olmak için zamana, 3-5 yıla ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Örneğin ilk bulaşık makinesini 1929’da piyasaya sürüdüğümüzde kimse almak istemedi, kimsenin ihtiyacı da alacak parası da yoktu. Bir hizmetçinin 3 senelik maaşı fiyatınaydı. Biz kısa vadeli büyümeyle değil uzun vadeli sürdürülebilir büyümeyle ilgileniyoruz.



“DR. MARKUS MIELE: TÜRKİYE’DE OLMAKTAN ÇOK MEMNUNUZ”

İYİ PİYASA 
19 yıldır Türkiye’deyiz ve burada olmaktan çok memnunuz. Çok ufak başladık ve iki kez bina değiştirdik. Yani devamlı büyüyoruz. Şu anda para biriminiz ve enflasyon yüzünden biraz sorun olduğunu görüyoruz. Ancak genel olarak burayı iyi bir piyasa olarak görüyoruz. Ayrıca zor zamanlarda insanlar kaliteli mallara yatırım yapmayı tercih eder, çünkü paralarını birkaç yıl içinde bozulacak mallarla çarçur etmek istemezler.
PAZARA SADIĞIZ Kısaca aslında Türkiye’deki işimiz hiç fena değil. Satışlarımızdaki yerine bakıldığında kendi girdiğimiz 49 ülkede ortalarda bir yerlerde olduğunu söyleyebiliriz. Ama başarılı bir satış iştirakimiz. Bu pazara sadığız ve bu pazara yatırım yapmaya devam edeceğiz. Üst segment müşterilerin bizim ürünlerimizi tecrübe edebilmesini istiyoruz ve uzun vadede tecrübelerimiz kalite, dayanıklılık ve değerin başarılı olacağını gösteriyor.



MIELE’NİN AİLE ŞİRKETİ KURALLARI

  1. Ana prensibimiz, “Her şekilde bağımsızlığını koru” dur. Şirkete hissedarlarımız hariç kimse karışamaz. 
  2. Hala başarılı olmamızın sebebi, kurucuların koyduğu, “en iyi yapabildiğin işe konsantre olmak” stratejisidir. 
  3. Yönetim kurulunda ailelerden 2 üye, 3 de bağımsız üye var. Birlikte bir sonraki adımımıza karar veriyoruz. 
  4. Kararları hep oybirliğiyle aldık. Eğer biri karşıysa onun nedenlerini anlamaya, fikri geliştirmeye odaklanıyoruz. 
  5. “İkimizin başarısının, ikimizin ortak başarısı olduğunu” hiçbir zaman unutmuyoruz. Farklı düşünsek bile tekrar konuşuyoruz. 
  6. Yönetimde çok aile bireyi olmasına karşıyız. Bu nedenle her aileden sadece bir kişi olmasına karar verdik.
  7.  Veliaht seçimi kriterleri ağır. En iyi üniversitelerden, en iyi dereceyle mezun olmak, başka şirkette 4-5 yıl deneyim, birkaç dil bilmek gibi koşullar aranır. 
  8. Sonra aday bağımsız İK uzmanlarınca test edilir. Bu uzmanların olumlu rapor vermesi durumunda görev alınır. 
  9. Adı aile anayasası değil ama şirkete katılırken imzalamanız gereken bir anlaşmamız var, anayasamız bu denilebilir.
  10.  Aile meclisi denetleme kuruludur. Her aileden 3’er kişi var ve onlarla 3 ayda bir buluşup işleri, yatırım kararlarını ve stratejiyi konuşuruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz