Hüseyin
Özyeğin gibi Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton da
Alarko Şirketler Grubu dışında tamamen farklı bir alanda sağlık
sektöründe Alvimedica şirketine yaptığı yatırımı anlatırken
heyecanlanıyor. Boydak Holding patronu Hacı Boydak içinse yeni fabrika
kurmak çok keyif verici bir süreç. ASLINDA KENDİ İŞİNİN başındaki
isimler için tüm iş süreçleri birbirinden önemli ve heyecan verici...
Ancak her patronun özellikle haz aldığı, daha çok keyif duyduğu bir iş
dalı oluyor. Örneğin Fiba Holding Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı
Hüsnü Özyeğin'e "deplasmandaki işler" daha büyük haz veriyor.
Yurtdışında bankacılık ve inşaat, gayrimenkul ve perakende gibi pek çok
farklı sektörde başarılara imza atan Özyeğin, "Kendi ülkemde de işler
var ama deplasmandaki işler bana çok daha büyük haz veriyor. Ben kolay
işlerden herhalde kaçıyorum. Türkiye'de hiç alışveriş merkezi yapmadım.
1997'de Bükreş'te iki arsa aldım, Bükreş'in ilk 2 alışveriş merkezini
orada yaptım. Şimdi Çin'de alışveriş merkezi yapıyorum" diyor.
YURTDIŞI BAŞARISI HEYECAN VERİYOR
Patronlar Türkiye dışında attıkları her adımdan, sağladıkları her
başarıdan daha fazla keyif alıyor. Öyle ki Türkiye'de faaliyet
gösterdiği alanda liderliğe sahip Anadolu Holding'in yönetim kurulu
başkanı Tuncay Özilhan, en büyük keyif aldığı işin, Efes Pilsen'in
Türkiye'den sonra yurtdışında kazandığı başarılar olduğunu söylüyor.
Özilhan, "Efes Pilsen olarak Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu ve
Almanya'da üretip diğer ülkelere dağıtım gerçekleştirmek 20 yıl evvel
hayal ettiğimiz şeylerdi, ama uzak duruyorlardı. Bunları başardığımızı
görmek çok keyifli" diyor. Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman
Orakçıoğlu da Özilhan ile aynı görüşte. "Son 25 yıldır yaptığımız
yatırımlarla markalarımızın dünyada ulaştığı başarı, bana büyük haz
veriyor" diyen Orakçıoğlu, dünyada ünlülerin Damat Tween'i seçmelerinin
ve satın almalarının kendini en mutlu eden nokta olduğunu ifade ediyor.
"Dünyanın moda başkentlerinde önemli satış noktalarında markamızı görmek
çok gurur verici...
Ürünlerimizi dünyayla buluşturmak ve koleksiyonlarımıza olan talep beni
gerçekten mutlu ediyor" şeklinde konuşuyor. Goldaş Kuyumculuk CEO'su
Sedat Yalınkaya'yı da "bir ilki başarmak" keyiflendiriyor. Yalmkaya,
işinde en çok heyecanlandığı süreci şöyle anlatıyor: "Sektöre ve ülkeye
faydası olan işlerde yer almaktan mutluluk duyuyorum. Örneğin, yeni bir
ülkeye gittiğinizde sadece şirketinizi değil sektörünüzü ve ülkenizi de
temsil edersiniz. Bir Türk firmasının orada başarılı olması, ülkenin
kapılarının diğer Türk şirketlerine açılması anlamına gelir. Goldaş,
kuyumculukta bu açıdan öncülük eden bir marka ve bu haz bizim için gurur
kaynağı..."
"YENİ FABRİKA KURMAK GİBİSİ YOK"
İlklerden hoşlanan isimlerden bir diğeri de Boydak Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Hacı Boydak. Onu en çok "yeni bir fabrika kurmak"
heyecanlandırıyor. Boydak, iş hayatında en çok keyif aldığı projeleri
şöyle aktarıyor: "Aslında bütün işime aynı ciddiyetle yaklaşırım. Ancak
tabii daha fazla haz aldığım konular var. Yenilikçi ürünler, yeni
pazarlar gibi ihracatımızı artırmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz
projeler beni heyecanlandırır. Bir de en çok yeni bir yatırım döneminde
kurulacak fabrikalar... Yeni kurulacak fabrikanın bilimsel araştırmalar
yapılarak plan ve programının belirlenmesi, teknik ekibinin tayin
edilmesi, teknolojik teçhizatının hazırlanması, hedef pazarın
belirlenmesi çok titiz ve disiplinli bir çalışma gerektirdiği için bana
haz verir. ~
Çünkü bir kuruluşun temellerinin sağlam atılması, gelecekteki başarısını
da beraberinde getiren en önemli etken. Ben her yeni bir yatırımı,
dünyaya gelmiş yeni bir çocuk gibi görürüm ve gelişmeleri bilimsel ve
gerçek hayattaki tecrübelerime göre şekillendiririm." Girişimci
kimliğiyle tanınan Emin Hitay için de her yeni iş yeni bir heyecan
sunuyor. Hitay Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Emin Hitay, "Ben
kendini sürekli sıfırlayan biriyim, 'değer yaratmak' sözünü çok severim.
Şirketimin motto'su da bu... Tıpkı bir sanatçı gibi bir işi sıfırdan
alıp geliştirmeyi, ona değer katmayı seviyorum. Yeni bir işi keşfetmeyi,
hayaller kurmayı ve kuruluş aşamasından başarı grafiği yüksek bir
yatırım haline getirmeyi, bunları yaparken hissettiğim heyecanı,
dinamizmi, keşif sürecini, inişleri, çıkışları seviyorum. Stabil
başarılardan ziyade aksiyon bana daha çok haz veriyor" şeklinde
konuşuyor.
YARATMA SÜRECİ HAZ VERİYOR
Tabii insan hayatında olduğu gibi patronların iş hayatında heyecanın
kaynağı yeni olanla geliyor. Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Erhan
Kamışlı için bu yenilik özellikle inşaat sektöründe olunca heyecan
yaratıyor: "Ben yeniden yaratılan tüm işlerden haz duyuyorum. Başta
inşaat işleri özellikle keyif veriyor. Bu tip inşaat işlerini bir de
yabancı ortaklarla birlikte yürütüyorsak proje çok farklı gelişebiliyor.
Bu, bana işlerin gelişimini görebilme ve geleceği hayal edebilme imkanı
veriyor..." Markafoni Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra'ya da en çok haz
veren yeni fikirler üretmek. Afra, eBay Almanya'da alım satımdan ve
stratejiden sorumlu olarak çalıştığı dönemde, vizyoner fikir ve
stratejileri belirlemekten çok keyif aldığını anlıyor. Afra, bu işten
aldığı keyfi şöyle anlatıyor: "Belirli büyüme hızı olan şirketlerle
görüşür ve başarılarının arkasındaki motivasyonu anlamaya çalışırdım. Bu
görüşmeler bana genel resmi çizmek, yol haritası belirlemek ve sektöre
ilişkin vizyoner fikirler geliştirmekten ne kadar keyif aldığımı
gösterdi. Bu keyif de beni kendi işlerimi yapmaya itti. Keyif ve
tutkuyla yapılan işlerin başarı getirdiğine inanıyorum. Ayrıca genç
girişimcilere destek vermekten de keyif alıyorum." Bu yaratım sürecinin
yanında risk de işten alınan hazzı artıran bir nokta. Pet Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güntekin Köksal aynen bu düşüncede...
Köksal, cesaret ve risk almayı gerektiren işlerden hoşlanıyor. Köksal,
"Bizim risk alarak yaptığımız epey projemiz oldu, hala da var. En riskli
yörelerde dahi dürüst çalışırsanız başarı kazanırsınız. Büyük
projelerimizde dahi hemen hemen hiç ekstra maliyet ödemeden başarılı
oldum" diyor. NEZİH BARUT
ABDİ İBRAHİM İLAÇ YÖNETİM KURULU BAŞKANI
HAYALLERİMİN GERCEĞE DÖNÜŞMESİ BÜYÜK HAZ
FABRİKALARA ÖZENİRDİM Başarmanın hayal etmekle başladığına yürekten
inanırım. Bu nedenle de iş hayatımda bana en çok haz veren, hayallerimin
gerçeğe dönüştüğünü görmek oluyor. Yıllar boyunca, arabamla İzmit
yolundan her geçişimde yol etrafındaki fabrikalara özenerek bakar, öyle
güzel fabrikalar kurmayı hayal ederdim. Bugün sektörün en ileri
teknoloji ve eşsiz mimarisine sahip üretim tesislerine sahip olmamızın
ilk tohumları, İzmit yollarındaki hayallerimle atıldı diyebilirim.
Düsseldorf ve Frankfurt'ta yapılan ilaç sanayi ile alakalı makine
fuarlarına her gidişimdeyse hayalim, üretim tesislerimizde bu makineleri
kullanabilmek olurdu.~ ŞİMDİ HEDEFİM KÜRESEL OLMAK Yıllar içinde hayallerim gerçeğe dönüştü ve bugün
yurtdışından gelen konuklarımızın bile hayran oldukları makinelerle en
ileri teknolojide üretim gerçekleştirebiliyoruz. Yıllar boyu hayalim
olan "Türkiye'de benzeri görülmemiş ofis binaları yaratmak ve bu eşsiz
mimariyi sanatla birleştirmek", bugün AR-GE merkezimiz, üretim
tesislerimiz ve merkez binamızda gerçeğe dönüştü. Tüm hayallerini zaman
içinde hayata geçirme şansını yakalamış biri olarak, şimdiki hayalim ise
Abdi İbrahim'in küresel bir firma olmasını sağlayabilmek.
SIFIRDAN KURMAK BÜYÜK KEYİF
Patronlar için en keyifli işlerden biri, hangi alanda olursa olsun bir
işi, bir girişimi sıfırdan yaratmak, kendi ellerinde hayata geçirmek. Bu
fikri paylaşan biri Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hamdi
Akın. Akın, "Bir işi sıfırdan yaratmanın bana anlatılmaz bir haz
verdiğini söyleyebilirim" diyor. Akın, mevcut çalışan bir varlık ya da
şirketi devir almaktan ziyade kurmayı seviyor. Akın, yeni girişimlerin
kendisine verdiği hazzı şöyle anlatıyor: "TAV, TUV TURK, Akfen Enerji ve
Nova-Ibis otel gibi projelerimiz buna örnek. Bu işlere büyük emek
verdikten sonra tutup tutmayacağını izlemek ve birçok çalışanla birlikte
başarının tadını çıkarmak, bizim tipimizdeki girişimciler için
'Nirvana'ya ulaşmak anlamına geliyor. Kurulan bu işyerlerinin yarattığı
istihdamı izlemek, bunun yıllarca süreceğini ve daha birçok alt işletici
ve üreticiye imkan sunduğunu görmek, tuttuğumuz yolun ne kadar doğru
olduğunu gösteriyor. Sonunda elbette ülkemizde bu işleri yaptığımızdan
dolayı itibar görmek bizi gururlandırıyor." Krea İcra Kurulu Başkanı
Hakan Kodal da somut sonuçlar alınan işlerle uğraşmaktan daha mutlu
oluyor. "Gayrimenkul sektörü, ilk mesleğim bankacılığa göre daha somut
sonuçlar alınan bir sektör" diyen Kodal, kendisini heyecanlandıran
süreci şöyle aktarıyor: "İmzaladığınız bir anlaşmadan razidans, AVM,
ofis gibi somut bir yapı ortaya çıkıyor. En çok hoşlandığım iş, yeni bir
projeye imza atıldıktan sonra onun tasarlandığı yaratıcılık dönemi.
Hayallerinizin kağıda yansıdığı, şekillendiği bu süreç yeni bir bebeğin
doğuşu kadar zevkli... Tabii projenin tamamlanıp açılışının yapılması,
hayallerin gerçekleşmesi de haz veriyor ama yine de yaratmak daha
zevkli." İSHAK ALATON / ALARKO TOPLULUĞU YÖNETİM KURULU BAŞKANI
SAĞLIK YATIRIMLARI BÜYÜK TATMİN YARATIYOR
SOMONLA BAŞLAYAN SAĞLIK FİKRİ
Benim hayat boyu inşaat, taahhüt, enerji gibi alanlarda işlerim oldu.
Bunlardan farklı olarak 1991'de Zonguldak'da somon yetiştirmeye merak
saldım. Bu iş 8-10 yıllık bir sürecin sonunda büyük bir başarısızlıkla
sonuçlandı. Karadeniz suları sıcak olduğu için somonlar yeterince
büyümedi. Ardından 2005'te yeniden bu işe girdik ve müthiş başarı
yakaladık, şimdi somonu ithal ediyoruz. Bu çabalarım sonucu Türk halkı
çok sağlıklı olan somonla tanıştı. Ben bu yatırım sonrası sağlık
alanının ne kadar önemli olduğunu bir defa daha anladım ve sağlıkla
ilgili hizmet vermek bana çok cazip geldi.~ MESAİM ALVIMEDICA'YA GİDİYOR
Sağlık alanı ile ilgili bu isteğim, 5 yıl önce çok güzel bir netice
verdi. Ben sık sık yurtdışına gidiyor, konferanslar veriyorum. Bu
konferanslardan birinde Danimarka ve İsveç'te yaşayan Türk iş ve bilim
adamları bana bir iş önerdiler. Türkiye'de kateterler ve stent üreten
bir şirket vardı, onu satın almak istediler. Ben de başta aracı ardından
da yatırımcılarından biri oldum. Hatta beni yönetim kurulu başkanı
yaptılar. Türkiye'de ilk ve tek kateter ve stent üreten şirket olan
Alvimedica, iş olarak bana çok heyecan veriyor. İnsanların hayatını
uzatan ve kurtaran bir iş yapmak çok büyük bir tatmin yaratıyor.
Mesaimin büyük kısmını bu işe ayırıyorum. BİYOTEKNOLOJİ PARKI KURUYORUZ
Şu an Türkiye'de Çatalca'daki tesisimizde dünyanın en kaliteli stentini
yapıyoruz. Bu, öyle bir tatmin ki yatırım uzun vadeli bile olsa hedefi
çok saygın... Ticari bakıldığında da Türkiye için gelecek
biyoteknolojide... Alvimedica yatırımını kendi içinde limitlemek
istemedim. O yüzden Alvimedica Holding'in bir yan şirketiyle Çatalca'da
420 dönümlük bir araziye biyoteknoloji parkı kuruyoruz. Bu projeyi
Fransız bir grupla birlikte yapacağız. Ayrıca bu teknoparkta bir AR-GE
merkezi kurarak yurtdışındaki bilim adamlarının tersine beyin göçü
yapmalarını hedefliyoruz, onlara çalışabilecekleri bir yer sunacağız. Bu
da çok bana heyecan veren bir proje.
SOSYAL YARDIM İŞLERİ BAMBAŞKA.
İş yaşamında kazandıkları başarılarla tatmin olan patronlar için farklı
bir haz alanı da aktif çalıştıkları sosyal sorumluluk projeleri oluyor.
Örneğin Hedef Alliance Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, "İş
hayatında ticari başarılarınız sizi bir noktaya kadar mutlu eder. Hatta
bazen yaptığınız işler monotonlaşır, yorucu olmaya başlar. Sosyal
sorumluluk projeleri benim en çok haz aldığım işler... " diyor. Tarım
alanında yatırımları olan Sancak, inek ve toprakla uğraşmayı da bir
sosyal sorumluluk olarak görüyor. Sancak, "Sosyal sorumluluk
projeleriyle geleceğe katkıda bulunursunuz, vicdanınız rahatlar. Şu sıra
en heyecan duyduğum işlerin başında Başkanı olduğum Prof. Dr. Fuat
Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı'nın projeleri var, İslam
Medeniyeti'ni küllerinden temizlemeyi amaçlıyoruz. Ayrıca arkeoloji
çalışmalarıyla ilgileniyorum. İnek ve toprakla uğraşmak da en büyük
sosyal proje. Çünkü toprağına, ineğine iyi bakamayan toplumlar geri
kalmaya mahkum. İneğe ve toprağa dair projeler çok ilgimi çekiyor.
Eğitim projelerini de destekliyorum. Zamanımın 3'te 1'ini projelere
ayırıyorum, bir girişimcinin mutlaka bu sorumlulukları olduğuna
inanıyorum" diyor. Index Grup CEO'su Erol Bilecik de aynı duygu ile
sosyal sorumluluk çalışmalarının kendisine büyük tatmin sağladığını
belirtiyor. Kişisel anlamda özellikle memleketi Antakya'da eğitim
anlamında pek çok projeye imza atan Bilecik, Index Grup olarak da spor
alanında destek yaratıyor. Bilecik, bu alanlardan aldığı tatminin diğer
şirket yöneticilerine de örnek olmasını istiyor ve "Belli büyüme
hedefini yakalayan tüm şirketlerin sosyal sorumluluk kampanyalarını
gerçekleştirmesi gerektiğine inanıyorum" diyor.
İBRAHİM ORHAN / ORHAN HOLDİNG KURUCU VE ONURSAL BAŞKANI
"İLK GLOBAL OLMA DENEMEMİZ HEYECAN VERİCİYDİ' GM'DEN TEKLİF GELİNCE İş hayatımda ilk globalleşme çalışmamız benim için
çok heyecan vericiydi. General Motors (GM) ile ITC firmasını kurduktan
sonra ilişkilerimiz çok gelişti. Yıl 1995 ya da 1996'ydı, çok önemli bir
teklif aldık. GM'in ABD ve Kanada'da bazı komple-koltuk işlerinin bize
verilebileceğinden bahsedildi. Bu çok büyük bir iş teklifiydi. Birden
küçük bir cirodan, yerel bir şirketten çok büyük ciroya ulaşabilecek
global bir firma olmaya atlıyorduk. Hemen karar verildi. Oğlum Murat
Orhan ile Amerika'da GM'in üst yönetimiyle görüştük.~ SARI ÇİZMELİ MEHMET AĞA'YIM Prensipte anlaştık, üretimlerin yapılacağı
Kanada'ya geçmemiz gerekti. Vize almak için gittiğimiz Kanada
Konsolosluğu'nda ben, duvarlardaki afişleri, dolaplardaki bazı broşür ve
kitapçıkları inceliyordum. Onları incelemem oradaki yetkililerin
dikkatini çekmiş. Beni Ticaret Ataşesi ile görüşmek için davet ettiler.
Bizi daha öncesinde işin içinde GM olduğunu söylemememiz konusunda ikaz
etmişlerdi. Bu haber duyulunca, arsa, bina hatta işçilik fiyatlarının
hızla artacağını tahmin ediyorlardı. Bizler oralarda sarı çizmeli Mehmet
Ağa'yız. Ben de kartımı verdim. YATIRIM İÇİN YARIŞ VARDI Ertesi gün Kanada'da arsa, fabrika, işçi gibi
konularda detaylı çalışmalar başladı. Yatırım için komşu belediyeler
birbirileriyle yarış halinde... Böyle dolaşırken bir resmi dairenin
merdivenlerinden çıkarken bir yetkili, içinizde "İbrahim Orhan" var mı
diye sordu. Çok şaşırdık. Çünkü buralara ilk defa geliyorum ve beni
tanıyan kimse olması mümkün değildi. Sonra anladık ki Konsolos yetkilisi
Kanada'da potansiyel bölge yetkililerini "Bu isimde bir yatırımcı
geliyor" diye bilgilendirmiş. İşte ülkeler kendilerine gelmek isteyen
yabancı sermayeyi böyle karşılıyordu ve böyle ilgileniyorlardı.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?