Şimdi Trend “Sıfır Stok”

Eskiden yüksek stok “kâr” demekti. 2000 sonrasında ise stok, maliyet yaratan bir kalem oldu. Bugün ise global kriz ve belirsizlik nedeniyle şirketlerin gündeminde “sıfır stok”la çalışma var. Otokar...

1.09.2008 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Eskiden yüksek stok “kâr” demekti. 2000 sonrasında ise stok, maliyet yaratan bir kalem oldu. Bugün ise global kriz ve belirsizlik nedeniyle şirketlerin gündeminde “sıfır stok”la çalışma var. Otokar ve Erdemir, bunu başaran iki şirket. Başaramayanlar ise hızla stok miktarlarını minimize ediyor. Yapı Gereçleri sektöründe stoka yapılan üretim yüzde 60’dan yüzde 40’a düştü. Ortalama stoku yüzde 20 olan mobilyada düşme eğilimi sürüyor. İlaç ve temizlik malzemelerinde ise tahmini satışa göre üretim yapılıyor.

 ‘Stoka Üretim’ Tarih Oluyor!

“Son yıllardaki en önemli değişim spekülatif kazanç olmadan, daha düşük kâr oranlarıyla çalışma oldu. Enflasyona dayalı zam yapmak yerine maliyet artışlarına yönelik ayarlamalar başladı. İşletme sermayesi yönetiminin önemi arttı, stok tutma çok pahalılaştı, lojistik önem kazandı, zamla oto-finansman kalmadı.”

“Geçmişte yüksek enflasyon Türkiye’deki pek çok şirkette, hatalı uygulamaların gözden kaçmasına neden oluyordu. Yüksek stok seviyeleri, artan girdi ve ürün fiyatları nedeniyle şirketler için fırsat bile yaratabiliyordu. Bugün ise şirketler içinde bulundukları koşulları dikkate alarak muhtemel talep tahminlerine göre üretim yapmak zorunda. Aksi takdirde çok kısa zamanda yüksek bedeller ödenmek zorunda kalınır.”

İlki Unilever Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Karaca’ya, ikincisi Yaşar Holding Finans Başkanı Ufuk Tezer’e ait olan bu görüşler, 2000’li yıllarda yaşanan anlayış değişikliğini ve bunun stok yönetimine olan etkisini aslında çok güzel özetliyor.

Sadece bu değişim değil, krizler ve siyasi çalkantılar nedeniyle yaşanan belirsizlikler de stok yönetimini öne çıkarıyor. Bu dönemlerde, ki Türkiye’de çok sık yaşanıyor, şirketler stok yönetimine özel önem veriyor.

2008 yılında mortgage’ın ve Türkiye’deki siyasi durumun getirdiği belirsizlikler de stok yönetimini tekrar ajandalarda ön sıraya taşıdı. Oyak Grubu Otomotiv ve Çimento Grubu Başkanı Celal Çağlar, bu dönemlerde stokları minimize ederek önlem aldıklarını söylüyor. Çağlar, “Stoklarımızı aşağı çekerek stok maliyetlerimizi azaltmaya çalışıyoruz ve mümkün mertebe sıfıra indirgemeyi hedefliyoruz” diye konuşuyor.

Siparişe Göre Üretim Artıyor
Mobilyadan otomotive, demir çelikten hızlı tüketime kadar farklı sektördeki üreticiler, üretimlerin elde kalmaması için stok yönetimini her zamankinden daha fazla önemsiyor. Genel olarak stoka üretim yerine siparişe dayalı üretim olan “just in time” stratejisi ağırlık kazanıyor. Örneğin, Otokar ve Erdemir stoklu çalışmayan şirketlerden. Her ikisi de siparişe dayalı üretim yapmayı tercih ediyor.

Stok miktarının üretimin yüzde 15-20’sini bulduğu mobilya sektöründe de “sıfır stok” ile iş yapmak son dönemde öne çıkan bir trend. “Sektördeki eğilim stoksuz çalışmadan yana. Yani, üretimin tamamını satışa dönüştürme yönünde” diyen Çilek Mobilya Genel Müdürü Muzaffer Çilek, optimum stok miktarının dalgalanmaları absorbe edecek büyüklükte olması gerektiğini vurguluyor. Son 5 yılda sektörde dönemsel stok tutulduğunu söyleyen Çilek, 2009’dan itibaren bu eğilimin de büyük değişime uğrayacağını düşünüyor.

Üretiminin yüzde 12-15’ini stoka ayıran Yataş da “just in time” stratejisine odaklanan şirketlerden... “Üretimimizin yüzde 85’i satışa gidiyor” diyen Yataş Pazarlama Müdürü Bülent Mirapoğlu, “Firma olarak just in time çalışmaya özen gösteriyoruz. İnsan gücü kullanımı çok olduğu için maalesef belirli ölçüde stok bulundurma zorunluluğu gerekiyor” diyor.

Mobilya sektöründe moda ve trendlerin hızlı bir değişim sürecine girmesiyle birlikte son yıllarda temkinli stok yapıldığını söyleyen İstikbal Mobilya yetkilileri, tutulan stokların nihai üründen ziyade ara mamul ve hammadde olduğunu vurguluyor.

Sadece Hammadde Stoklanıyor
Sadece mobilyada değil, diğer sektörlerde de stok tutmak sadece ara mamullerde veya kesin satış tarihli işlerde tercih ediliyor. İthal edilen ara mamullerde stok tutmak halen kârlı. Sebebi ise düşük kur. Şirketler, bu anlamda nihai ürün yerine ara mamul stoku yaparak belirsizlik sürecini en az yarayla atlatma yoluna gidiyor. Böylece hem stok maliyeti dengelenmeye çalışılıyor hem gelen siparişlerin aksamaması sağlanıyor.

Bu dönemde ihracat yapan şirketler, iç pazara çalışanlara kıyasla çok daha şanslı. Çünkü, iç pazardaki talep daralmasını ihracatla aşmayı başarıyorlar. Ancak, sadece iç pazara çalışanlar, ellerinde kalan stoklar nedeniyle zorlanıyor.

Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, talep düşüşü nedeniyle son 2 yıldır iç pazara çalışan şirketlerin stoklarının arttığını söylüyor. Stok ve dolayısıyla işletme sermayesi yönetiminin, en az kâr yönetimi kadar önemli olduğunu vurgulayan Aydın, şöyle devam ediyor:

hed

“Ev tekstilinde 60-90 günlük stok seviyeleri normaldir. Ancak, optimum stok, 1 aylık üretim miktarın geçmemelidir. İlla ki stok tutmak gerekiyorsa, ara mamul tutulmalı ve gelen talebe göre istenilen şekilde son mamule dönüşmelidir.”

Yeşim Tekstil de siparişe dayalı üretim yapanlardan. Şirketin CEO’su Şenol Şankaya, yıllık satışlarının sadece yüzde 3’ü kadar bitmiş ürün stoku tuttuklarını belirtiyor ve sektördeki hedefin ‘sıfır stok’ olduğuna dikkat çekiyor:

“Şu anda tüm dünyada stoksuz çalışma konusunda bir eğilim var. Daha kontrollü ve daha az stokla çalışmak tercih ediliyor. Birçok sektörde yalın üretime önem verilmeye başlandı ve stoksuz çalışmanın yolları aranıyor.”

Büyük Maliyet Yaratıyor
Hızlı tüketim ürünlerinde de stok tutma konusundaki genel eğilim, son yıllarda giderek aşağı doğru seyrediyor. Bunun nedenleri arasında talep düşüşü ve stok tutma maliyetleri ilk sırada geliyor. Örneğin, Hayat Kimya kişisel bakım ürünlerinde, 2008 üretiminin yüzde 92’sini satışa, yüzde 8’ini ise stoka ayırmış durumda. Kağıt ürünlerinde ise yüzde 95 satış, yüzde 5 stok olarak planlama yapılmış. Şirketin Üretim Planlama Stok Müdürü Kıvanç Çelik, kısa ve orta vadeli net satış tarihli yükleme beklemeli stok yaptıklarını, belirsiz bir satış için stok tutmadıklarını belirtiyor. Çelik, “Sektörde stok, satış hedefleri doğrultusunda yapılıyor. Optimum stok miktarı, aylık satış miktarı ve üretim kabiliyetine göre yüzde 40-50 aralığında olmalı” diyor.

Bu yılki üretiminin yüzde 40’ını stoka, yüzde 60’ını ise satışa ayıran Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Lojistik Müdürü Kemal Taşçıoğlu da genel eğilimin stok azaltma yönünde olduğunu ifade ediyor. Optimum oranın yüzde 50 stok, yüzde 50 satış olması gerektiğini belirten Taşçıoğlu, 2 yıl öncesine kadar ortalama yüzde 60 oranında stoka üretim yapıldığını, ancak son dönemdeki talep düşüşü nedeniyle stoka üretimde azalma olduğunu belirtiyor.

Şirketlerin stok politikalarında makro ekonomik göstergelerin yanı sıra doğru satış öngörüsü de büyük önem taşıyor. Başarılı bir stok yönetimi için net satış tahmini yapabilmek gerektiğini belirten Ford Otosan Genel Müdür Başyardımcısı Ufuk Güçlü, “Ford Otosan’da aylık üretimin yüzde 15-20 seviyelerinde bir kısmı stoka gidiyor. Önemli olan ideal bulunurluk seviyesine ulaşmak için araç miksini doğru yönetmek. Son 5 yıldır Ford Otosan olarak bu strateji doğrultusunda satış, üretim ve stok planlaması yapıyoruz” diyor.

Ufuk Tezer / Yaşar Holding Finans Başkanı

“Gıda Da 3 Hafta Geçilmemeli”

Her Sektör İçin Farklı
Stok yönetimi, son dönemde reel sektörün dikkatle takip ettiği bir konu. Gündem gereği uzun bir süredir “çalışma sermayesi kullanımı” öncelikli önemde takip ediliyor. Çalışma sermayesinin bileşenlerinden olan stoklar, borç ve alacaklara nispeten şirketlerin kontrolünü sağlayabildikleri bir kalem... Stok seviyeleri, şirketlerin içinde bulundukları sektörlere göre farklılık tabii ki gösteriyor. Fakat bir genelleme yaparsak gıdada üretim şirketlerinin 3 hafta, satış-dağıtım şirketlerinin ise 1 hafta bandını geçmemesi gerekir.

Etkin Stok Yönetimi
Optimum stok seviyesinin tespiti çok kritik tahmin ve planlama sürecine göre saptanmalı. Bunlar da daha gelişmiş ve bilimsel araçların kullanımıyla mümkündür. Gelecek satış talep ve tahminlerinin incelikle belirlenip uygun üretim süreçlerinin oluşturulması ve dolayısıyla etkin stok yönetiminin sağlanması esas olmalıdır. Yaşar Gıda Grubu’nda buna yönelik SAP’nin, “Advanced Planning and Optimization” modülünün etkin kullanımına ilişkin uygulamalar var.

Güldem Berkman / Novartıs Türkiye Başkanı

“Önemli Olan Net Satış Öngörüsü Yapmak”

Doğru Tahmin Önemli
Stok dengesini doğru koruyabilmek adına satış tahminlerini doğru yapmak çok önemli. Bu bağlamda amacımız, minimum yüzde 80 doğrulukta satış tahmini yapmaktır. Bunu başarılı biçimde yapabilmek de şirket olarak çok değişken dönemsel satış şartları uygulamamaya, çevresel faktörlere ve ürünün olgunluğuna bağlıdır.

Talebe Göre Üretim
Her ürün için “güvenlik stoku” dediğimiz miktar değişiyor. Bu tamamen ürünün talep karşısında ne kadar zamanda üretilip elde edilebileceğine bağlı. Sonuçta 15 günlük satışı kadar stok tuttuğumuz ürünlerimiz de var, bundan çok daha uzun da... Stok eridiği zaman hemen yerine koymaya çalışıyoruz. Dolayısıyla “Üretimin şu kadarı stoka gider” diye bir şey demek zor. Bazen sadece stok için üretebiliriz, bazen hiç stoka ayırmayabiliriz.

Dr. Veysel Yayan/ Demir Çelik Üreticileri Derneği Gen. Sek.

“Dalgalı Dönemde Stok Büyük Risk”

Ciddi Zarar Getiriyor
Demir çelikte, girdi ve nihai ürün fiyatlarının istikrarlı olduğu, uzun vadeli siparişlere dayalı kontratların yapılabildiği dönemlerde stoka çalışma, talebin arttığı inşaat mevsimi için hazırlık yapmak açısından yararlı oluyor. Ancak fiyatların olağanüstü dalgalandığı dönemlerde, hem uzun vadeli kontrat hem stok yapmak ciddi risklere yol açıyor. Örnek vermek gerekirse mart ayında 3 ay sonrası için kontrat yapan çelik üreticileri, ton başına 300 dolara varan oranlarda zararla karşı karşıya kaldı.

Üretici Stoktan Kaçınıyor
 Benzer şekilde yüksek girdi maliyetlerinin olduğu dönemlerde, nihai ürün bağlantısı yapılmayan girdilerin stokta beklemesinden dolayı çelik üreticileri, zaman zaman ciddi ölçüde zarara uğramıştır. Fiyatların arttığı dönemlerde, uzun vadeli girdi ve nihai ürün stoku ancak kontrat bazında (back to back) yapılabiliyor.

Nihai ürünlerde kontratlar, 1-2 aylık vadeli olarak yapılıyor. Fiyatların dalgalandığı dönemlerde ise stok yapmak ciddi riskler taşıdığı için sektördeki büyük ölçekli üreticiler tarafından tercih edilmiyor.

Stok Miktarını Neler Etkiliyor?

“Belirsizlik Stoku Artırır”
 Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın’ın stok seviyesiyle ilgili görüşleri şöyle:
Piyasalar düzgün çalışırsa ve talep doğru tahmin edilirse stok seviyesi düşer. Belirsizlikler stok miktarını artırır. Ara mamullerin ithal edilmesi stok miktarını artırır. İç piyasaya, markaya ve koleksiyona yönelik çalışma stok miktarını artırır. İhracata ve fasona çalışma ise en az stokla iş yönetimi sağlar.”

 “Ekonomik Göstergeler Önemli”
Ford Otosan Genel Müdür Baş Yardımcısı Ufuk Güçlü, “Her şirketin kendi metriklerine göre optimum stok miktarı oluşuyor. Şirketin üretim miktarı ve ürün gamı büyüdükçe stoka üretim miktarı da doğal olarak değişiyor” diyor. Ona göre, makro ekonomik göstergelerle birlikte ihracat ve iç satış yüzdeleri stok üretim miktarını etkiliyor.

 “Uzun Vadede Zarar Getirir”
 “En önemli faktörlerden biri hiç kuşkusuz firmanın finans yapısına doğrudan etkisi olması” diyen Yeşim Tekstil CEO’su Şenol Şankaya, değerlendirmesine şöyle devam ediyor:
“İhracat yapan firmalar daha az stok bulunduruyor. Şu anda tüm dünyada stoksuz çalışma konusunda bir eğilim var. Müşterilerimiz de daha kontrollü ve daha az stokla çalışmayı tercih ediyor.”

Yasemin Erdoğan
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz