“AYNI ANDA pek çok konuyu önceliklendirerek yönetmemiz gerekiyor.
Bunlardan en önemlisi büyüme alanlarımızı tespit etmek. Özellikle
yurtdışı piyasalarda markalarımızın konumlandırılması ve yönetilmesi
öncelikli konularım arasında. Tüm bunları gerçekleştirebilmek için
kuvvetli bir tedarik zinciri yönetimine ihtiyaç var. Dolayısıyla tedarik
zinciri sürecimiz de ajandamda çok üst sıralarda yer alıyor. Verimlilik
projeleri diğer ajanda konularım arasında. Dünya değişiyor, sektörümüz
değişiyor. Her şeyin değiştiği bir dönemde, Arçelik’te de bir değişim
ihtiyacı var. Bu da bu değişimi sağlayacak çalışmaları yapmamızı,
ihtiyacı belirleyip ona göre gerekli tedbirleri almamızı gerektiriyor.”
Arçelik Genel Müdürü Levent Çakıroğlu, “zor ajandasını” yukarıdaki
sözlerle anlatıyor. Gerçekten de Çakıroğlu için 2009 ve takip eden yıl
zorlu
geçecek. Benzer durum, “Bu yıl kriz nedeniyle stok yönetimi ve risk
yönetimine daha çok ağırlık verdik. Daha ziyade fiziksel hedge ile
kendimizi korumaya çalışıyoruz” diyen Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut
için de geçerli. Onun ajandası da zor işlerle dolu. Zamanının büyük bir
kısmını riskleri yönetmenin aldığını söyleyen Erkut, “Ajandamın en zorlu
maddesi değişen piyasa şartlarında Tüpraş’ın ticari faaliyetlerini
konumlandırmak” diye konuşuyor. Çakıroğlu ve Erkut gibi Türkiye’nin dev
şirketlerini yöneten CEO’ların ajandası zor işlerle dolu. 2008’de krizle
boğuşan CEO’lar, 2009’un ilk çeyreğinde ciddi piyasa daralmaları ile
savaştı. Krizin ne zaman biteceği ise hala belli değil. Dolayısıyla dev
şirketlerin CEO’larının işi 2009 ve 2010’da, 2008’den çok daha zor. TÜRKER’İN LİDERLİK HESABI
İşi zor CEO’ların başında Türkiye’nin en büyük akaryakıt dağıtım şirketi
Petrol Ofisi’nin CEO’su Melih Türker geliyor. Petrol Ofisi, 2008 yılını
yüzde 28,2 büyüyerek 17,2 milyar TL ciroyla kapattı. Ancak petrol
fiyatlarındaki gerileme ve sektörün daralması, Petrol Ofisi’nin 2009 ilk
çeyrek sonuçlarına yüzde 14’lük ciro azalması olarak yansıdı. Aslında
bu ciro düşüşü, sektör ortalamasının altında kaldı. Şirket tüm
segmentlerde liderliğini korudu. Üstelik aynı dönemde Petrol Ofisi’nin
vergi ve amortisman öncesi kârı yüzde 41 oranında artarak, 204 milyon
TL’ye ulaştı. İşte Türker’in işinin daha da zorlaşmasının nedeni bu.
Türker, bu başarıyı 2009’un tamamına yayabilmek ve pazar payını korumak
için çalışacak. “Ekip olarak verimliliği artırmak için yoğun çaba
harcıyoruz. Masrafları sürekli gözden geçiriyorum. 2008 ve 2009 ilk
çeyrekte elde ettiğimiz başarının en önemli nedeni, maliyet kontrolü ve
verimlilik çalışmalarımız” diye konuşan Türker, 2009 ve 2010’daki
önceliklerine ilişkinse şöyle devam ediyor:
“Her zaman ilk önceliğimiz tüketicilere en üstün kaliteli ürün ve hizmet
sunmaya devam etmek olacak. Gündemimin en önemli maddeleri pazar
payımızı korumak, sektörün gelişimine yön veren projelere devam etmek ve
tüketicilerimize fayda sağlayan uygulamaları sürdürmek.” EPDK’nın
akaryakıt fiyatlarına müdahalesini de gündemini meşgul eden en önemli
konular arasında sayan Türker, sektörün de kendilerinin de bu durumdan
dolayı endişeli olduklarını belirtiyor. Makro bazda ise 2009’u krizin
etkisini minimumda tutarak tamamlamayı; 2010 ve sonrasında ise
sürdürülebilir büyüme planları doğrultusunda yatırımlarını sürdürmeyi
hedeflediklerini ifade ediyor. KOTİL FIRSAT PEŞİNDE
2008, hava taşımacılığı sektörü için tam anlamıyla dünyada yıkım
yılıydı. Tüketicilerin kriz dönemlerinde havayolu dışındaki
alternatiflere yönelmesi, dünya havayolu devlerini dar boğaza soktu.
Sektörde önemli satın alma ve birleşmeler yaşandı.~
İşte Temel Kotil, bu ortamda genel müdürü olduğu Türk Hava Yolları’nı
organik yollarla yüzde 35’in üzerinde büyütmeyi başardı. THY’nin
cirosunu 6,1 milyar TL düzeyine taşıdı. Kotil, 2003 yılından itibaren
hayata geçirdiği büyüme vizyonu çerçevesinde yatırımları sürdürüyor.
2009’a dair büyüme planı da oldukça iddialı.
2009 yılı içinde şirketin koltuk kapasitesi yüzde 20 artırıldı. Böylece
2008’de 22,5 milyon olan yolcu sayısının 2009 sonunda 26,7 milyon’a
çıkacağı öngörülüyor. Kotil, THY’nin cirosunu yıl sonunda 7,5 milyar
TL’ye taşımayı hedefliyor. “Küresel ekonomik darboğaza rağmen büyüme
hedeflerimizden vazgeçmedik, krizi fırsata dönüştürmek için çalışmaya
devam ediyoruz” diye konuşan Kotil, 2010’da sipariş etmeyi planladığı
105 uçağın katılımı ve finansmanı konusunda yol alacaklarını söylüyor.
Kotil, 2010 yılında ajandasının en önemli maddelerine ilişkin sözlerine
şöyle devam ediyor: “Özellikle transit ve business yolcu trafiğini
artırmak istiyoruz. Dışarıdan dışarıya transit yolcu sayısında, son
yıllarda gerçekleştirdiğimiz yüzde 40-50 arasındaki büyüme oranını devam
ettireceğiz. 2010’un ikinci yarısında filomuza 22 geniş gövdeli uçak
katılacak. 2010’da uzun menzilli noktalarda pazar konumumuzu ciddi
ölçüde büyütmeye ve güçlendirmeye odaklanacağız.” OPET FİNANSA ODAKLANDI
Cüneyt Ağca, geçen yıl Opet’in genel müdürü oldu ve bir yıl gibi kısa
sürede Opet’i Türkiye’nin en büyük 500 şirketi sıralamasında 10’uncu
sıradan 7’nciliğe yükseltti. EPDK’nın tavan fiyat uygulaması, petrol
fiyatları ve kurlardaki oynaklığa rağmen şirketin pazar payını ve
satışlarını artırmayı başardı. Sonuçta Opet, kendi sektöründe 3’üncü
sırada yer aldı.
Bu yıl sektör ikinciliğini hedeflediklerini söyleyen Cüneyt Ağca,
başarılarında dinamik ve hızlı hareket etmelerini sağlayan yapılarının
önemli olduğunu söylüyor. Ağca, bu yıl ajandasında yönetmesi en zor
maddenin ise finansal göstergeler olduğunu itiraf ediyor. “Her ne kadar
kriz döneminde satış hacmimizi ve pazar payımızı artırmayı başardıysak
da aynı performansı finansal sonuçlara yansıtmak mümkün olmadı” diyen
Ağca, 2010’da da bu konunun önemini koruyacağı görüşünde.
Ağca, kârlılığın düştüğü sektörde önceliğin 2010’da da pazar payını
artırmak olacağını söylüyor. Bunun için de yılda ortalama 80 ila 90
istasyon açma stratejisini sürdüreceklerini belirtiyor.
Finansal göstergelerin dışında tavan fiyat uygulaması, petrol fiyatları
ve kur hareketleri de Ağca için 2010’da yakından takip edilmesi gereken
konuların başında geliyor. Tavan fiyat uygulamasının sektördeki
kârlılıkları sınırlandırdığını söyleyen Ağca, “EPDK 2 ay süreyle tavan
fiyat uygulamasına geçti. Sektördeki 50 civarındaki şirketin ve yaklaşık
13 ila 14 bin bayinin kârlılıkları sınırlandı. 2 ay sonunda ve takip
eden dönemde ne olacağı çok daha önemli. Bu durum sektördeki yatırımı,
istihdamı, hizmeti, kaliteyi, tüketiciye sunulan promosyonları
etkileyebilecek” diyor. “ÖNCELİK, BÜYÜME VE VERİMLİLİK”
Gıda perakendesi, dinamik yapısından dolayı yönetmesi en zor sektörlerin
başında gelir. Özellikle harcamaların daraldığı kriz dönemlerinde,
müşteri beklentileri sürekli değişiklik gösterir. Migros’un genç genel
müdürü Özgür Tort, bu zor dönemde önceliğini büyüme ve verimliliğe
verdiğini söylüyor. Tort, krize rağmen yatırımlara aksatmadan devam
ediyor. Ajandasının en önemli gündem maddesini ise yeni mağaza
açılışları oluşturuyor.
“Haftada 8 yeni mağaza açıyoruz. Bu yıl toplamda 400 yeni mağaza açmış
olacağız” diyen Tort, yıl sonunda 6 milyar ciroya ulaşmayı hedefliyor.~
4 yıllık hedefi ise Migros’u 2 kat büyüterek 3 bin mağazaya ulaştırmak.
Tort, büyüme ve yeni yatırımların dışında Migros Ticaret içindeki farklı
markaların özgünleştirilmesi ve bu konudaki müşteri algısının
pekiştirilmesi çalışmalarına da ciddi zaman harcadığını söylüyor. Ancak
tüm bunların yanında verimlilik, yerelleşme ve yenilikçilikle ilgili
faaliyetler de ajandasında önemli bir yer tutuyor. Müşterilerinin çok
değişik beklentilerine ayak uydurarak büyümeyi sağladıklarını söyleyen
Tort, gündemini şöyle anlatıyor:
“Önümüzdeki 4 yıl içinde 2 kat büyüme hedefimiz var. 4 yılda 3 bin
mağazaya ulaşmayı planlıyoruz. Halen 16 bin olan çalışan sayımız da
önümüzdeki 2 yılda 28 bin olacak. 2010 yılında da bu hedefler
çerçevesinde yeni mağazalar açmayı ve büyüme odaklı yatırımlarımızı
sürdüreceğiz. Gıda perakendesi sektörünün en verimli şirketi olarak bu
pozisyonumuzu pekiştirme çalışmalarımız aynı hızda devam edecek.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?