Yeni liderin 10 özelliği

Ford Motor Company’nin kurucusu Henry Ford’un amacı o zamanlar çok pahalı olan otomobilleri halkın ulaşabileceği fiyatta satabilmekti...

21.11.2017 11:30:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeni liderin 10 özelliği

Aslı Sözbilir

[email protected]

İLLA STEVE JOBS GİBİ ‘BİR SONRAKİ büyük şeyi’ icat etmenize gerek yok ama kendinizi verebileceğiniz bir odağınız olmalı.” Bu söz, dünyaca ünlü yönetim gurusu Ram Charan’a ait. Gerçekten de herkes Steve Jobs’a imreniyor ama onun dehasının doğuştan geldiğini düşünenler çoğunlukta. Hayatının son 35 yılını GE, Bank of America, DuPont, Novartis, Verizon gibi dünyanın en önemli şirketlerinin CEO’larına ve yönetim kurulu üyelerine danışmanlık yaparak geçirmiş Charan ise farklı düşünüyor. Son kitabı “The High-Potential Leader: How to Grow Fast, Take on New Responsibilities, and Make an Impact” (Yüksek Potansiyelli Lider: Nasıl Hızla Gelişebilir, Yeni Sorumluluklar Alabilir ve Bir Etki Yaratabilirsiniz) dehayı değil, öğrenip gelişerek değiştirmeyi kutsuyor. Charan’a göre belirsizliklerle dolu bu amansız dijital çağda şirketler tüm değişimlerle başa çıkabilecek liderleri bulup, onların gelişmelerine yardımcı olmak ve bu liderlerin şirketleri değiştirmesine izin vermek zorunda. Yani şirketlerin dehaya değil, yüksek potansiyeli olan liderlere ve lider adaylarına ihtiyaçları var. Ram Charan, günümüzde Facebook, GE ve Netflix gibi şirketlerin başarılarının en önemli nedeninin liderlerinin kalitesi olduğunu vurguluyor ve şirketleri yeni dijital çağda ileriye taşıyacak kişilerin, “Yüksek potansiyelli gençler” (YüPo) arasından çıkacağını düşünüyor. Charan, kitabında, şirketlerin bu yüksek potansiyele sahip gençleri nasıl bulabileceğini ve mevcut liderlerini nasıl geliştirebileceğini anlatıyor. Charan, YüPo’ları, “Ne yaparlarsa yapsınlar yüksek performansla çalışan ve devamlı yeni fikirler peşinde koşan kişiler” olarak tanımlıyor. İnovasyona ve dış dünyaya açık bu kişiler organizasyonun hangi seviyesinde olursa olsunlar statükoyu değiştirmeye çalışıyor. Hem şirketlerini hem de dünyayı değiştirmeyi amaçlayan YüPo’ları Ram Charan’ın cümleleriyle sizin için anlatmaya çalıştık. İşte kitaptan satır başları… 

1 YÜKSEK POTANSİYELİN SIRRI 

Siz de tanıdığım diğer YüPolar gibiyseniz, muhtemelen en büyük şikâyetiniz yapmayı istediğiniz her şeyi yapacak zamanınız olmamasıdır. Ancak, zamanınızı daha verimli kullanmayı öğrenmeniz mümkün. Kariyerimin bir noktasında Harvard’dan eski öğrencilerimi aramaya başladım. Birçoğu CEO olmuştu. Eski öğrencilerimden biri, ki ona dersimden pek de iyi bir not vermemiştim, özellikle çok başarılı olmuştu. Ona bunu nasıl başardığını sorduğumda, bana hayattaki en değerli şeyin zaman olduğunu daha kariyerinin başında fark ettiğini söyledi. Doğru insanları doğru işlere yönlendirmede ve yanlış kişileri hızla görevden almada uzmanlaşmıştı. Gerçekten de bu, CEO’ların sıklıkla başarısız olduğu bir konu… CEO olarak bu konuda danışmanlardan veya İK departmanınızdan destek alabilirsiniz ama doğru insanlarla çalışmak en nihayetinde sizin sorumluluğunuzdur. Bir diğer konu da öncelikleri belirlemek… Çoğu YüPo her işi kendisi yapmak ister ama eğer zamanınızı ve enerjinizi almak istediğiniz sonucu en çok etkileyecek işlere yoğunlaştırırsanız bu size en büyük faydayı sağlayabilir. Hedeflerinizi ve önceliklerinizi ayırın, en iyi hedefler hepsi bir arada başarılabilecek birden çok alt proje içerenlerdir. Öncelik belirlemek zahmetli bir iştir, ne yapmanız gerektiği üzerinde düşünün ve bu görevleri birilerine delege edebilecek şekilde gruplayın. Hedefinize ulaşabileceğiniz en az sayıda önceliğe ulaşana kadar bunu tekrarlayın. 

2 VERİMLİLİK ��ART

Her geçen yıl önümüze gelen bilgi kat be kat artıyor ama internet bize bu bilgiyi filtreleme imkânı veriyor. İnternetteki haber kaynaklarının alarm fonksiyonları buna bir örnek. Lider olarak sizin göreviniz önünüze gelen veriden anlamlı sonuçlar çıkarmak. Bunu şirket içi raporlama için de yapın. Zamanınızı sadece gerçekten yapmanız gereken işler için harcamalı ve gerisini de delege etmelisiniz. Bunu söylemek çoğu zaman bir YüPo için yapmaktan daha kolaydır. Başka kimsenin o işi sizin kadar iyi yapamayacağına inanırsınız ama eğer kontrolün bir kısmından vazgeçmezseniz performansınız zarar görür. Johnson & Johnson CEO’su Alex Gorsky, bu durumu “Aslında işim yapmak değil, değişik yetenekleri olan insanları bir araya getirerek onların belli bir projeyi tamamlamasını sağlamak” şeklinde tarif ediyor. Öte yandan çoğu lider işi delege edince kendi işinin bittiğini düşünür. Ancak işi sırasında karşılaşılabilecek sorunları zamanında fark etmek ve işi yapan kişiye destek olmak da sizin görevinizdir. Eğer işi takip ederseniz sorunları zamanında fark edersiniz. 

3 “40-70 KURALI”NA DİKKAT 

Bir işe başlarken eskiden kalan birçok sistemi ve süreci de miras olarak alırsınız. Hangilerinin işe yaramadığını anlayıp sayılarını azaltırsanız veriminiz çok artar. 1990’ların başında Wal-Mart’ın kurucusu Sam Walton, üst yönetimin bölge müdürleriyle haftalık telekonferanslar yaptığı bir sistem kurdu. Bu rutin toplantılarda hangi ürünlerin iyi sattığı veya rakiplerin durumu gibi konular tartışılıyordu. Sam Walton, böylece şirket içinde rutin ve devamlı bir bilgi akışı yaratmıştı. O günlerden bugüne dijital platformlar ve algoritmalar perakende dâhil her sektörü değiştirdi. Sizin işiniz bu değişimlerin size ve şirketinize nasıl faydalı olabileceğini anlamak ve bu dijital bilgiyi sadece insanların sağlayabileceği bilgiyle harmanlamak olmalı. Tüm bunlar zamanı verimli kullanmak açısından önemli. Ancak karar vermekte iyi değilseniz, zamanınızı iyi kullanmanız da hiçbir işinize yaramayacaktır. Analitik zeka bir avantajdır ama devamlı yeni bilgi, data veya belirlilik peşinde koşarsanız karar vermekte geç kalırsınız ve fırsatlar da kaçar. Eski ABD Genelkurmay Başkanı Colin Powell’a göre “40-70 Kuralı”, iyi bir kural. Powell’a göre eğer var olan bilginin yüzde 40’ından azına sahipseniz, karar vermemelisiniz, eğer yüzde 70’inden fazlasına sahipseniz de karar vermekte geç kaldınız demektir. 40-70 arası bir noktada harekete geçmelisiniz ve hatalarınızdan ders almayı bilmelisiniz. 

~

4 İNSAN KAYNAKLARI ÖNEMLİ 

Takım kurarken şu formülü göz önüne alın: İnsan kalitesi + İşe uygunluk + İş birliği = Takım performansı. Sonuçları da stratejiyi de insanlar belirler, eğer insan kaynakları kısmında başarısız olursanız bir lider olarak da başarısızsınız demektir. İnsanları tanımaya, geliştirmeye ve entegre etmeye ciddi bir zaman ayırmak zorundasınız. Sadece insanları işe alma ve kovma yetkiniz olması sizi bu işlerde iyi yapmaz. Şirketinizi ve liderliğinizi güçlendirmenin en iyi yolu etrafınızdaki insanların yeteneklerini fark etme ve geliştirme yetinizi iyileştirmektir. Kendinizi bir yetenek avcısı ve koçu olarak tanımlayın ve devamlı diğer insanların doğal yetilerini gözlemleyin. Bir insanın Allah vergisi yeteneğini anladıktan sonra o yeteneği nasıl güçlendirebileceğiniz üzerine yoğunlaşın. Pozitiflere yoğunlaşırken sorunları da göz ardı etmeyin. Yapıcı eleştiri bu sürecin entegre bir parçası olmalı. İnsanları tartmada mükemmel olan bir liderle daha tanışmadım. Hata yaptıysanız kendinize karşı dürüst olun ve hatadan dönün. İnsanlara şans verin ama başarısız birinde diretmeyin. Devamlı düşük performans gösteren insanlar yüksek performansın düşmanıdır. 

5 VİRAJLARI İYİ YÖNETİN 

İş dünyası, CEO’yu değiştirmesi gerekirken bir şey yapmayan yönetim kurullarının hikâyeleriyle dolu. Bunun en önemli nedeni, çoğu kez yönetim kurullarının bir takım olarak iyi performans gösterememesi. Bu daha alt düzeyde gruplarda da geçerli bir sorun. Ben yöneticilere, kendilerini bir entegratör olarak konumlandırmalarını öneriyorum. Entegratörler insanların kendilerini şirketin büyük resmi içinde görmesini sağlayan kişilerdir. UST Global CEO’su Sajan Pillai, 2012’de şirkette 9 kişiye entegratör olma rolü verdi. Bu 9 kişi şirketi ve çalışanları iyi tanıyan, müşteri odaklı ve iş kotarma enerjisi yüksek kişiler arasından seçilmişti. Amaçları takımları bir arada tutmak ve işleri bitirmeyi engelleyen sorunları belirlemekti. Başarılı oldular ve şirket 2016’da entegratör sayısını artırdı. Grup çalışmasının özü diyalogdur, davranışlar burada şekillenir. Bu yetenek izolasyon içinde geliştirilemez, gerçek zamanlı olarak gelişir. Liderlik işte bu noktada bir sanat halini alır. İyi bir diyaloğu görünce tanırsınız, taraflar birbirine saygılı davranır ama kendini geri çekmez, resmi değildir ve fikirler bir anda oluşuverir. 2006’da Alan Mulally Ford’un başına geçtiği zaman şirketin durumu çok kötüydü. Ford’un nakit akışı berbattı ve diğer Amerikalı otomotiv şirketleri gibi batması bekleniyordu. Sorunlara eğildikçe Mulally bilgi akışının ve samimi diyalog eksikliğinin sorunun kalbi olduğunu fark etti. Mulally işe haftalık toplantılardaki diyaloğun tonunu değiştirerek başladı. Zaman içinde bilgi akışının ve diyaloğun kalitesi arttı. 

6 DOĞRU SORULAR SORUN

Eğer bir YüPo iseniz, şirkete dışardan bakmak size doğal gelir. İnternet, web siteleri ve sosyal ağlarda yaşamaktasınızdır ve sizi yaşıtlarınızdan ayıran özellik tüm o bilgiyle yeni bir pazar, rekabetçi avantaj veya ürün yaratma fikri oluşturmanızdır. Ancak bu fikirleriniz icra edilebilir olmalı ve fikirlerinizi disiplinli bir şekilde yoğurmalı, hangilerinin iyi olduğuna karar vermeli ve onları aksiyon alınabilir hale sokmalısınız. Fikirlerinizi berraklaştırmanın en iyi yolu da onlar hakkında başkalarıyla konuşmaktan geçer. Fikirlerinizi olabildiğince çok ve değişik insanla paylaşarak şekillendirin. Çoğu genç profesyonel bir prototip ürün yaratırken devamlı yenilikler yapmanın değerinin farkında. Çoğu ürün için asıl sorun fikrin hayata geçirilebilir olması değil ölçeklendirme, piyasaya sürülebilme ve mali başarı. Şu sorular gibi sorulara cevap verebiliyor olmanız gerek: 

Müşteri kim? 

Fikir Amazon misali bir platforma dönüşebilir mi? 

Hızla ölçek ekonomisine ulaşmak için ne lazım? 

Rekabet nasıl olacak ve siz rekabetle nasıl başa çıkacaksınız? 

Fikriniz Amazon, Netflix veya Google gibi bir devin tepkisini çekecek mi? 

Nasıl ve ne kadar bir maddi kaynağa ihtiyacınız var?

Ne zaman para kazanmaya başlayacaksınız? 

Sizi başarıdan neler alıkoyabilir? 

~

7 FİKRİ GELİŞTİRME SÜRECİ 

Diyelim ki hayata geçirilebilir, ölçeklendirilebilir nitelikte bir fikriniz var. Bu fikri geliştirmek için de şu gibi sorulara cevap vermelisiniz: Eğer fikriniz gerçek olursa nasıl bir şeye benzeyecek? Vizyon uzun vadeli bir fikirdir. CNN kurucusu Ted Turner 24 saat haber sunan bir TV kanalı, Bill Gates her masada bir PC hayal ediyordu. Fikrinizi hayata geçirebilmek için ihtiyacınız olan 5-6 şey nedir? Bharti Airtel CEO’su Sunil Mittal, Hint telekom piyasasına piyasa daha emeklerken girdi. Rakipleri kadar zengin olmadığı için de işin bir kısmını IBM, Ericsson ve Motorola gibi dev şirketlere yaptırdı. Nasıl para kazanacaksınız? YüPolar para kazanma kavramları olan ciro, brüt kâr marjı ve nakit akışı gibi kavramları bilir. Eğer dış dünyada ne gibi değişimler olursa işiniz kolaylaşır? Ted Turner’ın 24 saat haber veren TV kanalı vizyonunu gerçekleştirmesi için ABD’de kanunların değişmesi gerekiyordu. Turner, en sonunda devleti bu kanunları değiştirmeye ikna etti ve sonra CNN’i hızla büyütmeyi başardı. Halletmeniz gereken en büyük zorluklar neler? Doğru zaman mı? Bunu başka insanlarla konuşarak anlayabilirsiniz, onlar da sizin piyasa gördüğünüz ihtiyacı görüyor mu? 

8 EKOSİSTEME ODAKLANIN

İnternet çağında güç müşterilerin elinde… ABD’de ailelerin yüzde 33’ü Amazon Prime kullanıyor ve herhangi bir şey satın alırken ilk baktıkları yer Amazon. Araba alırken ise ABD’li müşterilerin yarısı ilk olarak Autonation’ın web sitesine göz atıyor. İnsanlar arama motorlarını, sosyal medyayı ve uygulamaları kullanarak alacakları ürünü araştırıyor. Yani tüketiciler sadece bir ürün satın almıyor, ürünü gördüğü ilk reklamdan satın alımı yapana kadar tam bir deneyim yaşıyor. Bu deneyimi anlamaya kendinize bir tüketici olarak bakarak başlayabilirsiniz. Hintli tekstil perakendecisi Future Group’un CEO’su Kishore Biyani, bunu başarıyla yapan bir lider. Biyani, bol bol data ve analiz kullansa da mağazaları da sık sık ziyaret ederek tüketici davranışlarını gözlemliyor. Örneğin bu sayede 2013’te Hintli genç kızların liberalleştiğini anlamış ve ürün gamını o şekilde tüm rakiplerinden önce değiştirmeyi başarmış. Rakiplerinizi tanımak da önemli bir konu… Burada önemli olan müşterilerinizin gözünde rakiplerinizden ayrışmanız. Ayrıca sosyal medya da bir şirketin yatırımcıları ve müşterileriyle ne kadar yakın olduğunun bir göstergesidir. Volkswagen emisyon problemlerinden ilk olarak sosyal medya aracılığı ile haberdar oldu. Japon giyim markası Uniqlo ekosistemini tanımada başarılı bir örnek. 75 yıllık bir şirket olsa da son yıllarda büyük bir atılımla tüm dünyada 800 mağazaya ulaştı. CEO Tadashi Yanai, iş dünyasında olmakta olan büyük değişimin farkında ve dijitalleşme, algoritma ve Amazon gibi şirketlerin başarısı karşısında 2016’da şirketi bir sonraki seviyeye yükseltmeye karar verdi. Bunu da şirket içindeki YüPolar’ı kullanarak yaptı. Şirkette yüksek potansiyele sahip, değişik departmanlarda 38 kişi belirledi. Yanai’nin onlardan istediği şey hâlihazırdaki işlerinin yanı sıra araştırma ve beyin fırtınası yapmalarıydı. İlk işleri direkt rakipleri olsun veya olmasın Uniqlo’ya rakip olan tüm giyim perakendecilerinin mağazalarını ziyaret etmekti. Zaman içinde Uniqlo’nun mağaza müdürlerinin bürokratik süreçler yüzünden rakipler kadar müşterilere odaklanamadığı ortaya çıktı. Yanai şirket içindeki bürokrasiyi azalttı. YüPolar’ın bir diğer bulduğu şey de şirketin en büyük rakibi olan Zara’nın stok yönetimi konusunda Uniqlo’dan çok daha ileride olduğuydu. CEO bu konuda da hızlı değişiklikler yaptı. 

9 KUTUDAN ÇIKIN

İşinize dışarıdan bakmalısınız. Bu çoğu liderin zorlandığı bir konu… Geleneksel strateji şirketinizin rakiplerinden nasıl farklı olduğuna odaklanmak ve bunun üzerine çalışmaktı. Ama bu, liderlerin şirketlerini her şeyin merkezine koymasına yol açıyordu ve bariz olmayan risklerin atlanmasına yol açıyordu. Dijital olarak doğmuş şirketlerin liderleri bile bu hataya düşebiliyor ama becerikli liderler değişime karşı her zaman tetikte olmayı başarıyor. Netflix CEO’su Reed Hastings’in teknolojik değişimi zamanında fark edip iş modelini DVD’lerden internet üzerinden yayına çevirmesi gibi. Her büyük teknolojik değişim sizin ilgi alanınıza girmeli. Kimin bu değişim sonucunda büyük bir şirket yaratacağı, hangi şirketlerin yok olacağı gibi konular hakkında kafa yormalısınız. Son 10 yılda algoritmalar, sensörler, gelişmiş bilgisayar programları ve güçlü bilgisayarlar konusunda büyük gelişmeler yaşandı. Örneğin tüm bu gelişmeleri kullanan Amgen, kalp krizine yol açan bir DNA problemini bularak buna karşı çok başarılı bir ilaç üretti. Eski teknolojiler bile zaman zaman işinize yarayabilir, Steve Jobs iPhone’u geliştirirken dayanıklı bir cam arıyordu ve bu camı Corning şirketi yıllar önce üretmişti. 

10 LENSİNİZİ GENİŞLETİN

Gelişmeye devam etmeniz öğrendiğiniz şeylere ve onları ne kadar iyi öğrendiğinize bağlıdır. Sizden daha bilgili insanları arayıp bulun ve onlardan neler öğrenebileceğinizi araştırın. Hintli inşaat şirketi GMR’nin CEO’su Kiran Kumar Gandhi, yeni Haydarabat Havaalanı ihalesine katılmaya karar verdiğinde şirketinin havaalanı inşaatı konusunda hiçbir deneyimi yoktu. Gandhi, bu konuda uzman Malaysia Airports Ltd’yi ortaklığa ikna etti ve ihaleyi kazandı. İnşaat esnasında da işi iyi bilenlerden öğrenmeye devam etti. GMR şu anda İstanbul’dan Maldivler’e dünyanın her yerinde havaalanı inşa eden bir şirket. Networking, çağımızda çok önemli. Hem şirket içinde hem de dışında ilişkiler kurun. İlişki kurduğunuz insanlarda güven tesis etmeye ve onlara değer katmaya odaklanın. Her hafta en az bir yeni insanla tanışmaya çalışın. Tanıdıklarınızla da iletişimde kalın. Box CEO’su Levie, bana her önemli karardan önce ağındaki insanlara danıştığını anlattı. Geleceğinizde sizin için önemli olabilecek bilgiye, bağlantılara veya bakış açılarına sahip olabilecek 4-5 isim belirleyin, eğer bu insanlarla daha tanışmadıysanız tanışmanın yollarını arayın. Bilgi öğrenmeyi tetikler ve bilginin çeşitliliği de yaratıcılığı artırır. Her gün en azından yarım saat hem kariyerinizi ilgilendiren konularda hem de manşetlerdeki popüler konularda okuyun. Edindiğiniz iç görüleri başkalarıyla paylaşmanız sizin bilgili bir insan ve aranan bir iş arkadaşı olarak tanınmanızı sağlayacaktır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz