Peki, pandemi şirketlerin kaç yılına mal oldu?
Aslı Sözbilir
İş dünyası son 2 yılda çetin pandemi koşulları altında zorlu bir sınav verdi. Daha önce hiç tecrübe etmedikleri bir krizi göğüslemeye çalışan şirketler; hareket kısıtları, üretim kesintileri, tedarik zinciri kırılması, hammadde ve navlun sorunlarıyla boğuşmayı sürdürüyor. Büyüyenler dahi “son normal yıl olan” 2019 öncesindeki büyüme hızlarına henüz ulaşmış değil. Peki, pandemi şirketlerin kaç yılına mal oldu? En fazla hasar alan turizm ve otelcilikte 4-5, hava yollarında 3 yıl gibi bir kayıp söz konusu. Krizi az yarayla geçiren sektörlerde bile ortalama 1 ila 2 yıl arasında bir kayıptan söz ediliyor.
Pandemi hızınızı ne kadar kesti” sorusuna Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz şöyle yanıt veriyor: “1,5 yıllık bir kayıptan söz ediyorum. Eğer olmasaydı, muhtemelen 60-70 mağaza daha açardık. Planlarımızda Kuzey, Güney Afrika, Endonezya gibi ülkeler vardı. Kazakistan, Romanya ve Fas gibi ülkelerde çok hızlı gidiyorduk. Pandemiyle birlikte buralardaki yatırımları durdurduk.” Aksoy Holding Kurucu Başkanı Erdal Aksoy, pandemi sürecinde “büyümeden çok, ellerindekileri en iyi şekilde muhafaza etmeye çalıştıklarını” söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Pandemi olmasaydı finansal imkanları daha da genişleterek başka yatırımların içine girmemiz mevzubahis olabilirdi. Ama biz bu devrede şirketlerimizin borçluluk oranlarını minimize ederek devam etmeye gayret ettik.” Aslında diğer örnekler de pek farklı değil… Özellikle global salgının en çok vurduğu turizm ve havacılık sektörlerinde hasar bilançosu biraz daha kabarık. Örneğin Dedeman Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Dedeman, turizmde 4-5 yıllık bir geriye gidişten bahsederken, Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet T. Nane pandeminin kendilerine en az 3 yıl kaybettirdiğini söylüyor. Pandemide talebi artan beyaz eşya ve banyo gereçleri gibi sektörlerde ise 2-3 aylık kapasite kaybı mevcut. Diğer sektörlerde ise 1 ila 2 yıl arasında değişen kayıplardan söz ediliyor.
UMUTLAR 2022’DE
Turizm ve havacılıkla birlikte pandemide en çok yara alan sektör yeme-içme oldu. BigChefs CEO’su Altan Kosova, salgının kendilerine 1-1,5 yıla mal olduğunu ancak sektör genelinde “kayıp sürenin” daha uzun olabileceğini söylüyor. “Biz, inovatif yapımızla çok hızlı alternatif satış kanalları geliştirerek ciro kaybını telafi ettik” diyen Kosova, şöyle devam ediyor: “Pandeminin kalıcı hasarı, kriz dönemlerine hazırlıksız yakalanan işletmelerde hissedildi. Dijitalleşme sürecine entegre olmayan, proaktif davranamayan ve zayıflayan nakit döngüsünü yönetebilecek finansal güce sahip olmayan işletmeler maalesef ayakta kalamadı.” Kosova, kayıpların telafisi için 2022’den umutlu: “Pandeminin negatif etkileri sektörümüz üzerinde çok net görülmüş olsa da normalleşme dönemiyle birlikte hızlı bir toparlanma sürecine girildi ve önümüzdeki sürecin beklentileri de hacimli bir büyüme yönünde. 2022’nin ikinci yarısına dek sektörde gerçek anlamda bir toparlanma olmasını umut ediyoruz.” Gıda tarafındaysa yatırım ve operasyon hızının yavaşlamasından bahsedilebilir. Bugün 100’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Saray Holding, doğal olarak pandeminin en önemli etkisini lojistikte hissetti. Lojistik maliyetleri, siparişlerin zamanında teslim edilememesi, ihracat ülkelerine seyahatlerin kısıtlanmasıyla müşteri ziyaretlerinin yapılamaması, ihracat yapılan ülkelerdeki pandemi kuralları, fuarların gerçekleştirilememesi başlıca sıkıntılar oldu. Saray HoldingYönetim Kurulu Başkanı Sami Özdağ, “Ancak bu süreç çok uzun sürmedi, ihracat sevkiyatlarımız kaldığı yerden yüksek maliyetlerle de olsa devam ediyor. Pandemi sürecinde mevcut enerji tesislerimiz ve tarım üzerine kapasite artırıcı yatırımlarımız istenilen hızda ve istenilen miktarda olmasa da devam etti” diye konuşuyor.
“GÜVEN ŞART”
Saray Holding gıda, tarım, enerji sektöründe yer almasından ve şirketlerinin çoğunun ihracat yapmasından ötürü diğer alanlara göre bu süreci daha rahat geçirse de kayıpları baki… Özdağ, “Gıda ve tarımda 1,5 ila 2 yıllık süreçte yatırım hızının yavaşlaması kaynaklı bazı kayıplardan bahsedebiliriz. Şayet pandemi yaşanmasaydı, yatırım hızımız ve miktarlarımız daha yüksek olacaktı” diyor. Özdağ, pandeminin mevcut seyri farklılaşmazsa, 2022 sonu veya 2023 ilk iki çeyrekte bu kayıpların telafi edilebileceğini düşünüyor. Gıdanın bir diğer önemli oyuncusu Akman Holding’in yönetim kurulu başkanı Ali Akman ise “Pandemi süreci kredili çalışmadığımız için kendi yağımızla kavrularak ve büyüme planlarımızı dondurarak hasarsız geçirmeye çalıştığımız bir süreç oldu” diyerek söze giriyor. Holding bu süreçte istikrarın olduğu ve pandeminin fırsatlar yarattığı yurt dışı yatırımlarını hızlandırsa da yine de 1-2 yıla mal olan bir pandemi hasarı oluşmuş. Akman şöyle anlatıyor: “Makine ekipman tedarikçilerinin yaşadığı sorunlar nedeniyle modernizasyon çalışmalarımıza ara vermek zorunda kaldık. Ayrıca Türkiye’deki istikrarsızlık, Merkez Bankası’nın güvenilirliğini kaybetmesiyle ortaya çıkan sorunlar, yerel hammadde tedariğimizi çok zorlaştırdı, üretimlerimizin aksamasına neden oldu ve dolayısıyla da siparişleri zamanında teslim edemedik.” Akman’a göre kaybın telafisi konusu hala belirsiz. “Telafi başladı mı” sorumuza şöyle yanıt veriyor: “Hayır başlamadı. Güven tesis edilene kadar da başlaması çok zor. Bu kriz, tamamen ekonomiyi yöneten kişilerin kurallara karşı hareket yapmamaları ve tekrar stabil düzene geçmeleriyle son bulur. Temennimiz, Merkez Bankası ve ekonomiyi idare eden yöneticilerin ekonomi kurallarına karşı hareket etmeden tekrar istikrarı sağlamalarıdır.”
HEDEF 2023
Pandeminin sektörlere farklı etkileri oldu. Örneğin mobilya sektörü iç pazarda artan taleple önemli ölçüde büyürken, olumsuz etkileri ihracat anlamında yaşadı. İnşaat sektörüyse COVID-19’un her dalgasında derinleşen bir daralmaya maruz kaldı. Birçok proje yurt içi ve yurt dışında durma noktasına geldi. Her iki alanda faaliyet gösteren Doğanlar Holding’in yönetim kurulu başkanı Davut Doğan, pandemi nedeniyle aşağı yukarı 1 yıla mal olan bir yavaşlama yaşadıklarını söylüyor. Yine de yatırıma ve büyümeye devam ettiklerini anlatıyor: “Mobilya üretiminde hammadde olarak sıkışıklığımız olsa da yeni mağaza, tesis açılışlarımıza mümkün olduğunca hız kesmeden devam ettik. Yurt dışı mobilya mağazalarımızda yavaşlama oldu ama beklemeye almadık. Hemen hepsinde zamanlamalarda kayma öngörerek takvimleri güncelledik. İnşaat yavaşlamanın en net görüldüğü sektörlerden biri. Biz de özellikle yurt dışındaki yeni yatırımlarımız açısından bu duraklamadan etkilendik. Yurt içi inşaat yatırımlarımız hız kaybetse de hiç durmadı.” Kayıpların telafisi ve toparlanma içinse her iki alanda 2023’ü işaret eden Doğan, “2022’nin kayıplar açısından yeniden yükselme yılı olacağı kanaatindeyim. Cumhuriyetimizin 100. yılına kayıpları telafi etmiş, tekrar güçlenmiş olarak gireceğiz görüşündeyim” diye konuşuyor. İnşaat tarafında pandemi kayıplarının telafi takvimi konusunda benzer görüşleri paylaşanlar var. Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkan Vekili İrfan Aşçıoğlu, tüketici davranışlarında öngördükleri değişimle birlikte 2022’nin ikinci yarısından itibaren kayıpların telafisinin başlayacağı görüşünde. Aşçıoğlu, “Bekle-gör pozisyonunda olan hem gerçek hem tüzel kişiliğe sahip bir kitle var. Bu kitle de maalesef kısa ve orta vadede maliyetlerin geri gelmeyeceğini görecek. Bu yüzden özellikle ilkbahardan sonra yıl sonuna kadar gayrimenkul sektöründe ciddi bir hareket olacağını öngörüyoruz” diyor.
REKORLA GELEN TELAFİ
Tekstil tarafındaki pandemi hasarına bakınca 1 ila 2 yıllık kayıptan söz etmek mümkün. Yeşim Grup CEO’su Şenol Şankaya, 2020’de yaşanan sipariş iptallerine bağlı olarak üretim kayıplarının söz konusu olduğunu söylüyor: “Genel anlamda yüzde 10-15 bandında bir büyüme planlarken, buna bağlı olarak yüzde 5’lik bir küçülme yaşadık. Bu da belli oranda bir yavaşlamaya ya da bir miktar hız kaybına işaret etti kuşkusuz. Bu rakamlar ışığında söyleyebiliriz ki pandemi koşulları 2020 yılında bize 1 yıllık büyüme trendine mal olmuş. Ancak 2021’deki performansımızla söz konusu kayıpları telafi ederek önemli bir büyüme hacmi yakaladığımız bir başka gerçek.” Şankaya, sektörde yaşanan hareketlenme ve mevcut müşterilerden gelen ek siparişlerin etkisiyle 2021 yılında önemli bir performans sergilediklerini ve söz konusu hız kaybını geri kazandıklarını anlatıyor. Şankaya, şöyle devam ediyor: “Tekstil ve hazır giyim sektörü adına da rekorlarla geride kalan bir yıla tanık olduk. Kayıpların telafisini sağlayan bu üstün performansla 2022 yılına da grubumuz adına önemli hedeflerle girdik. Tekstil ve hazır giyim sektörünün de 2022’ye yönelik yeni rekor öngörüsü var. Hedefimiz söz konusu bu hedefe olabildiğince omuz vermek olacak.”
E-TOPARLANMA
Hazır giyim tarafındaysa toparlanma biraz daha uzayacak gibi... Sarar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar, “Pandemi süreci bizi 2 yıl boyunca negatif olarak etkiledi” diyor. Sarar, bu sürece bağlı olarak şirketin satış, yatırım, üretim ve mağaza gibi alanlarının büyüme hızlarının da olumsuz etkilendiğini söylüyor. Kaybın telafisi içinse çok da iyimser değil; “İçinde bulunduğumuz bu dönemle birlikte ülkemizde ve dünyada hammadde temininin zorlaşması, ithalat ve ihracat süreçlerinin yavaşlaması gibi sorunlar nedeniyle hızı kesilen yatırımların ve kaybın telafisi 2023 yılında ve genel olarak +4 yıllık zaman içerisinde başlayacaktır” diyor. Mücevherat sektöründe ihracat kaynaklı pandemi kayıpları söz konusu… Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, “Pandeminin zorlu şartlarına rağmen 20’ye yakın yeni mağazayla büyümeye devam ettik. Ancak pandemi nedeniyle ihracat alanındaki büyümemiz durdu, yeni pazarlara girişimiz aksadı ve atılımlarımız konusunda her zamankinden daha tedbirli davrandık. Yurt içinde ve yurt dışında 200’den fazla mağazası olan, başta AB ülkeleri olmak üzere ABD ve Kanada’ya mücevher ihracatı gerçekleştiren bir marka olarak insan ve ürün hareketinin durması bize 1-1,5 yıllık gibi bir süreye mal oldu” diyor. Altınbaş, bu süreçte kaybın telafisi için hızla e-ihracat pazarına yatırım yapmaya başladıklarını ve bunun sonucu olarak e-ihracatta 5 kat artışla 2020’nin ikinci yarısından itibaren toparlanmaya başladıklarını anlatıyor. Altınbaş, “Avrupa ve Amerika’ya online kanalımızla ulaşmak için gerekli tüm çalışmaları tamamlayarak e-ihracatla yeni pazarlara girişimizi hızlandırdık” diye konuşuyor.
“İKİ KAT FAZLA BÜYÜYEBİLİRDİK”
Enerji taahhüt tarafına bakıldığında pandemide inşaat projelerinin durmasına bağlı bir yavaşlama görüyoruz. Orge Enerji Elektrik Taahhüt CEO’su Nevhan Gündüz, buradaki hasarı şöyle özetliyor: “Pandemi etkisiyle yurt dışında önemli aşamalar kaydettiğimiz projelerde ertelemeler, iptaller ve çeşitli operasyonel imkansızlıklarla karşılaştık. Yurt içinde de büyük uluslararası sanayi yatırımlarında benzer olumsuzluklar yaşandı. Devam eden iş büyüklüğümüzün, söz konusu işleri üstlenmiş olmamız durumunda bugünkünün iki katı olması mümkün olabilirdi. Pandeminin özellikle yurt dışı iş geliştirme ve büyüme planlarımız açısından yaklaşık 2 yıllık bir süre kaybına neden olduğunu ifade edebiliriz.” Gündüz, kayıp zamanın telafisi açısından umutlu olsa da bunun hemen olmasını beklemiyor ve şöyle konuşuyor: “2022’nin ikinci çeyreğinden başlayarak hem büyük sanayi yatırımlarının hem de yurt dışı yatırımların ve genel olarak inşaat ve taahhüt sektörünün hız kazanmasını ümit ediyoruz. Global ve ulusal büyümeyle yatırım iştahına ilişkin aksaklıkların yaşanmaması halinde 2 ila 4 yıl içinde kayıp zaman ve büyüklükleri de telafi eden büyüme ve hasılat rakamlarına ulaşmanın mümkün olabileceğini düşünüyoruz.” Enerji dağıtım çözümleri üreten Hager Group ise pandeminin en sert vurduğu 2020’yi ciddi bir büyümeyle kapatsa da 2020’de yapmak istediği birçok çalışmayı ve aksiyonu ertelemek durumunda kaldı. Hager Group Türkiye Genel Müdürü İlker İşgör, “Pandeminin ilk başladığı dönem ciddi bir belirsizlik ortamı mevcuttu. İlk günlerde birçok üretim tesisimizi kapattık. İlk tepki döneminde bütçelerimizde konservatif değişiklikler yaptık. Düşük verimli alanlardaki faaliyetleri durdurduk. 2020’nin ikinci yarısı itibarıyla tekrar büyüme sürecine girdik” diyor.
AZ ETKİLENENLER
Jeneratör ve enerji çözümleri üreten Teksan da pandemi kaybından mustarip. Altı kıtada 130’un üzerinde ülkeye ihracat yapan Teksan’ın yönetim kurulu başkanı Özdemir Ata, hasarı şöyle özetliyor: “Pandeminin global ölçekte oluşturduğu yavaşlama olmasaydı 130’un üzerinde ülkeye ihracat yerine 140’ın üzerinde ülkeye ihracatımızı konuşuyor olabilirdik. Ek olarak Amerika kıtasında, bazı Avrupa pazarlarında ve Afrika’da daha yüksek sonuçlar yerine daha sınırlı rakamlar elde edebildik. Ayrıca globalde yaşanan tedarik zinciri problemleri, parça ve yarı mamul tedarikini aksattı ve üretimimizi yavaşlattı.” Teksan, birçok şirket gibi pandemide hedeflerini yenilemek durumunda kaldı. Ata, “Bu hedef revizesiyle normal şartlarda ihracat pazarlarında elde ettiğimiz yıllık ortalama yüzde 20-30 büyüme yerine pandemi döneminde döviz bazlı yıllık ortalama yüzde 10-15 seviyelerinde bir büyüme gerçekleştirdik. Elbette bu zorlu süreçte ihracatımızı artırmak önemli bir başarı olsa da planlarımızda yaklaşık bir yıllık bir gecikmenin olduğunu söyleyebiliriz” diyor. “Bu kaybın telafisi başladı mı” sorumuza ise Ata, şöyle yanıt veriyor: “Şu an tam olarak telafi etmeye başladığımızı söyleyemeyiz. 2022 yılında gelişmiş ülkelerin pandemiden arınması ve gelişmemiş ülkelerin toparlanma adımlarıyla bu pazarlardaki yatırımlarımız daha hızlı meyve verecek. Global lojistik problemlerinin çözülmeye başlaması üretimimizin iyileşmesine, bu da pazarlara daha hızlı ürün verebilmemize olanak sağlayacak. 2022 ve sonrasında gelişme ve toparlanmayı daha hızlı göreceğiz.”
ŞANSLI SEKTÖRLER
Sektör itibarıyla pandemi kaybı konusunda görece şanslı olanlar da var. Banyo gereçleri üreten Roca Türkiye bunların başında geliyor. Roca Türkiye Genel Müdürü Salvador Lopez Oliva, durumu şöyle açıklıyor: “Pandemi, ev yenileme sektörünü olumlu etkiledi. Bu nedenle geçtiğimiz yıllarda beklenenin üzerinde bir büyüme yaşandı. Talep son yıllarda yüzde 10-20 arasında arttı. Ancak karantinalardan ve bazen arz kesintilerinden etkilenildiği için bu, istikrarlı bir artış değil. Bu nedenle zorluklara rağmen üretimi ve yatırımı hızlandırdık. Mağaza açılışlarıyla ilgili olarak son 2 yıldır Türkiye’de Roca için istikrarlı bir şekilde bayiler açıyoruz. Yurt içinde 40 ana bayiye ve 100’e yakın satış noktasına ulaştık.” Lopez, yine de global bir şirket olarak pandemi trajedisinden farklı bölgelerde farklı kayıplar yaşadıklarını ve toparlanmanın ise en geç 2 yıl içinde olabileceğini şu sözlerle anlatıyor: “Pandeminin başlangıcında Çin fabrikalarımızda aylarca süren ciddi karantinalar yaşadık. Diğer ülkelerde bu ara sıra oldu. Türkiye’de mart, nisan ve mayısın bir kısmında üretimde sıkıntı yaşadık ama sonrasında talep arttı ve artık normal seviyelerde çalışıyoruz. Genel olarak pandemi nedeniyle 2-3 ay kaybettik diyebiliriz. Şirket olarak toparlandık gibi görünüyor. Ancak şu an pandemi sonrasının etkisini ekonomik olarak yüksek enflasyon ve hammadde fiyatlarındaki artışlarla yaşadığımız doğrudur. Bu küresel etkiler çok karmaşık olduğu için tahmin yapmak zor. Ancak 1-2 yıl içinde daha istikrarlı bir ekonomik duruma ulaşabiliriz.”
“1 AYLIK ÜRETİM HACMİ KAYBETTİK” GÖKHAN SIĞIN BSH TÜRKİYE TERS ETKİ Pandemi bize hiç zaman kaybettirmedi. Çünkü ekibimizle beraber büyük özveriyle o dönemde oluşan her ilave yükü göğüsleyecek ve bize adet veya pazar payı kaybettirme durumu oluşturabilecek her olumsuzluğun önüne geçecek şekilde aksiyonlar aldık. Dolayısıyla pandemi bize vakit kaybettirmedi. Tam tersine ne kadar etkin ve kuvvetli bir ekip olduğumuzu hatırlamamıza ve hatta bunu daha da geliştirmemize yardımcı oldu. TEDARİK SORUNU Ancak pandemide şunu kaybettik: Elbette ilk başlangıçta 2 hafta fabrikamızı kapatmak zorunda kaldık. Ondan sonra da yine bazı tedarik eksiklerinden ötürü yaklaşık 2 hafta düşük kapasiteyle çalıştık. Şunu söyleyebiliriz; 2020’de bize üretim olarak 3 hafta kaybettirdi. 2021’de de salgının sonraki etkileri kapasite kayıpları şeklinde oldu. Tedarik sıkıntıları geçen yıl, bize ve tüm sektöre 1 aylık bir üretim hacmi kaybettirmiş olabilir. |
TURİZMDE 4-5 YILLIK GERİYE GİDİŞ YAŞANDI RIFAT DEDEMAN DEDEMAN HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI GELİRDE DÜŞÜŞ Pandemiden en olumsuz etkilenen sektör kuşkusuz turizm oldu. Şehir otelleri bu dönemi en ağır atlatanların başında yer aldı. Pandeminin ilk döneminde Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısındaki düşüş, şirket toplantıları, konferans ve seminer gibi organizasyonlar için seyahatlerin azalması, izolasyon önlemleri doğrultusunda kongre ve düğün organizasyonlarının iptal edilmesi, otellerimizin gelirlerinde azalmaya neden oldu. KADEMELİ AÇILIŞ Pandeminin başında Türkiye’de bulunan otellerimizin hizmetine 2,5 ay gibi bir süre ara verdik ve kısa sürede hepsini kademeli olarak tekrar hizmete açtık. Sektörümüzü önemli ölçüde etkileyen bu süreçte, Türkiye’nin ilk uluslararası otel zinciri Dedeman Hotels & Resorts International olarak yarım asrı aşkın tecrübemiz, güçlü kadromuz ve sürdürülebilir stratejimizle uzun vadeli hedeflerimizde büyük bir değişiklik yapmadık. TOPARLANMA 2022’DE 2021 yılında planladığımız gibi Park Dedeman Kastamonu ve Park Dedeman Adıyaman’ı hizmete açtık. Bu yılın ilk ayında da Düzce’nin ilk 5 yıldızlı oteli için imza töreni gerçekleştirdik. 2022’de de hedefimiz en az iki yeni oteli zincirimize katmak. Yine de pandemi bilançosuna bakıldığında bizde 3 yıllık bir yavaşlamadan bahsedilebilir. Turizmde sektörün geneline bakıldığındaysa 4-5 yıllık bir geriye gidiş yaşanmış olsa da 2022 yılı için oldukça umutluyuz. 2019’daki başarıyı 2022’de yakalayacağımızı düşünüyoruz. |
“PANDEMİ EN AZ 3 YIL KAYBETTİRDİ” MEHMET T. NANE PEGASUS HAVA YOLLARI YKB VEKİLİ BENZERSİZ FIRTINA 2019’da rekor bir operasyonel performans gösterdikten sonra 2020’de toplam kapasitemizi yüzde 12-14 artıracağımızı öngörmüştük. Ancak pandemi turizm ve havacılık sektörleri üzerinde daha önce benzeri görülmemiş bir olumsuz etki yaptı. 2021 yılını, 2019’daki toplam kapasitemizin yüzde 75’ini geri kazanarak kapattık. Beklentimiz 2022’de yüzde 100 kapasite seviyesine ulaşmak yönünde. Kısacası, kapasite açısından pandemi bize en azından 3 yıl kaybettirdi. TELAFİ 2025’TE Filo yatırımı açısından bakacak olursak planımızda sadece 2020-2021 teslimatları açısından bir değişiklik oldu. İleriye dönük filo planlamamızsa yeni eklemeler ve yüksek koltuk kapasiteli uçak tipine yatırımlarla birlikte devam ediyor. Pandemi döneminde hızı kesilen yatırımlarımızın hızlıca telafi edileceğini ve orijinal planımızdaki filo büyüklüğümüze 2025’te ulaşacağımızı düşünüyoruz. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?