Tehlike sarmalı

TL’de aşağı yönlü değer kaybı sürüyor. Enflasyon yüksek. Küresel tedarik zincirinde aksamalar var. Hammadde tedariki zorlaştı...

8.12.2021 21:10:000
Paylaş Tweet Paylaş
Tehlike sarmalı

Nilüfer Gözütok Ünal

[email protected]

Şimdi de enerjide küresel bazda problemler yaşanıyor. Bu tablo, sektörler cephesinde kelimenin tam anlamıyla çok yönlü bir mücadele yaşanmasına neden oluyor. Pek çok sıkıntıyla boğuşan sektörler, bir yandan bunların yarattığı hasarı telafi etmeye çalışıyor bir yanda da kâr, finansman, pazar payı gibi “baskı” altındaki kalemlerde pozisyon mücadelesi veriyor. Bu tehlike sarmalında ise her sektörün “çıkış” ve “umut” takvimi farklı.

Gerçek şu ki Türkiye ekonomisi uzun bir süredir zor bir dönemden geçiyor. Belirsizlikler, kur hareketleri, pandeminin artçıları hem tüketiciyi hem iş dünyasını “zor” bir patikada yürümeye mecbur bırakıyor. Sadece Türkiye değil küresel ekonomi de tarihinin en sıkıntılı zamanlarını yaşıyor. Pandemiyle başlayan tedarik zincirindeki kırılmalar, hammadde fiyatlarındaki rekor artışlar ve son olarak tırmanan enerji krizi, dünya ekonomilerini problemli bir sürece itmiş durumda. Tablo böyle olunca sektörler cephesinde de kelimenin tam anlamıyla çok yönlü bir mücadele veriliyor. Hazır giyimde temel girdi olan pamuk fiyatları sürekli yükseliyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, son 1 yılda hammadde maliyetlerindeki artışın yüzde 40 olduğuna dikkat çekiyor. İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, bu yıl pamuk ithalatının 2,3 milyar dolar değerinde gerçekleşeceğini ve önümüzdeki yıllarda bu ihtiyacın daha da artacağını söylüyor. “Pamukta dışa bağımlılığın fazla olması, kurun yükselmesi ve prim fark desteğinin çiftçilerimiz nezdinde yetersizliği sıkıntı yaratıyor” diyor. Kurlardaki değişim ve maliyet artışı oluklu mukavva ve kağıtta, ticareti faaliyetleri olumsuz etkiliyor. Ankutsan Genel Müdürü Deniz Erdoğan, hammadde tedarikinde özellikle son 2 yıldır darboğaz yaşandığını ifade ediyor. “Üretim girdi maliyetlerindeki artış, lojistik ve tedarik sorunları, alım gücünün etkilenmiş olması, kur baskısı ve maliyet artışlarına bağlı olarak ihracatta yaşanan pazar kayıpları ve enerji krizi sektörümüzü tehdit ediyor” diyor. Gülman Group Yönetim Kurulu Başkanı Polat Gülman, kurdaki hareketlilik yüzünden fatura kesilirken belirlenen tahsilat tutarıyla güncel durum arasında önemli fark oluştuğunu söylüyor. “Bu fark, genelde kârdan zarar yönünde oluşuyor” diyor. 

REKABETİN YÖNÜ 

Pandemi koşulları ve ekonomide yaşanan sorunlar, özel okullara olan talebi doğrudan etkiliyor. Türkiye Özel Okullar Derneği (TOZOK) Başkanı Zafer Öztürk, tüm bu gelişmeler nedeniyle son 1 yılda okulların yüzde 20 öğrenci kaybı yaşadığını açıklıyor. “Özel okullarda yeni öğrenci kayıtlarının düşmesiyle birlikte yine bu dönemde kayıtlı öğrencilerin kayıt yenilemelerinde de hayli zorluklar yaşandı” diyor. Uluslararası taşımacılık sektöründe artan rekabet zorluyor. Rasyonel ve sürdürülebilir olmayan fiyat rekabeti yaşandığını belirten Sertrans Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, “Bir diğer sıkıntılı alansa hem uluslararası kara taşımacılığı hem lojistik tarafta ve özellikle e-ticaret lojistiği alanında yetişmiş insan kaynağı sıkıntısı. Pandemi e-ticaretteki büyümeyi olağanüstü seviyede hızlandırdı. Bu beklenmedik ve hızlı büyüme, istihdam noktasında bazı zorlukların yaşanmasına neden oluyor” diyor. Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, sorunların başında hammadde fiyat artışları, boş konteyner ve hat yoğunluğunun geldiğini ifade ediyor. Özger, hammadde fiyat artışının beraberinde doğal olarak ihracatın finansmanına ilave yük getirdiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Sektördeki şirketlerin yaklaşık yüzde 92’si deniz navlununda konteyner bulma sıkıntısı, yüzde 61’i rezervasyon problemi yaşıyor. Kara nakliyesinde tır bulma sıkıntısıysa yüzde 45 düzeyinde. Bir yandan yurt dışından Türkiye’ye kayan bir talep artışı söz konusu ama bir yandan da mevcut sorunlar biz üreticileri yeni yatırım yapma konusunda tedirginliğe itiyor.” 

UYUM SIKINTISI

Deri ve deri ürünleri sektörü ölçek sıkıntısı yaşıyor. Sektörde üretim küçük atölyelere sıkışmış durumda. Özellikle yeşil dönüşüm, sınırda karbon düzenlemesi gibi konu başlıklarının gündemde olduğu bugünlerde sosyal uyumluluk kriterlerini yerine getirmeyen bu üretim yapısının kendileri için önemli bir problem olduğunu belirten Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak, “Uluslararası alıcılar için sosyal uygunluk kriterlerine uyum olmazsa olmaz bir şart haline geldi. Bu üretim modeliyle alıcıların talep ettiği kriterleri karşılamak mümkün olmadığı gibi üretimin ağırlıklı olarak küçük atölyelerde yürütülmesi hacimli siparişlerin de karşılanamamasına yol açıyor” diyor. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, arz talep buluşmasındaki sorunlara Yeşil Mutabakat kapsamında başlayan enerji ve imalat kısıntılarının eklendiğini söylüyor. Karavelioğlu, “Öte yandan lojistikte limanların hala eski kapasitesine ulaşmaması, dünya mal ticaretinin miktar olarak yüzde 15 artması girdi akışında aksamalara sebep oluyor” diye anlatıyor. Türk Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik de sektörün yakıt tedarikinde ithalata olan bağımlılığı ve döviz kurundaki artışın en zorlayıcı konu olduğunu dile getiriyor. “Küresel enerji krizinin etkisiyle bu baskı daha da artıyor. Sektörün karbon ayak izini azaltmasını sağlayacak atıktan türetilmiş yakıtların kullanım imkanının sınırlı olması da sıkıntı yaratıyor” diyor. 

TALEBE YANIT YOK 

Sektörlerin yaşadığı kritik sıkıntılar önemli hasara da yol açmış durumda. Kârlılık, istihdam ve yatırımlar hasarın en yoğun hissedildiği alanlar. Maliyet artışını fiyatlarına minimum oranda yansıtabilen kimya sektöründe kâr marjları düşerken un sektöründe fiyat dalgalanmaları talebi olumsuz etkiliyor. Tekstil ve hazır giyimde pamuk üreticisi yeterli desteği görmediği için üretimi bırakıyor, artan maliyetler sektörün yeni yatırım iştahını azaltıyor. TGSD Başkanı Ramazan Kaya, rekabet güçlerinin de olumsuz etkilendiğini belirtiyor. “Hızlı moda bizim en avantajlı alanlarımızdan biri. Hammaddeye erişimde yaşanan sıkıntılar termin süresini uzatıyor, bir başka ifadeyle hızımız kesiliyor. Yine aynı nedenle bazen sipariş taleplerini geri çevirmek zorunda kalıyoruz” diyor. Lojistikte zaten düşük kâr marjlarıyla çalışıldığını ve sektörün yükselen maliyetler karşısında oldukça zorlandığını ifade eden Ekol Türkiye Ülke Müdürü Arzu Akyol Ekiz, fiyat merkezli rekabet ortamı ve artan maliyetlerin sektörde yer alan oyuncuların yatırım kararlarını askıya almasına ya da ertelemesine sebep olduğunu açıklıyor. Ekiz, “Son dönemlerin gündem maddesi çip krizi nedeniyle fabrikaların dönemsel olarak kapanması, üretim hatlarının yavaşlatılması devam etmekte olan ithalat-ihracat dengesizliğini büyütüyor, lojistikte ciddi transit süre sapmalarına yol açıyor” diye konuşuyor. 

İŞTAH AZ

Ortalama yüzde 60-75’lik bir kapasite kullanımıyla faaliyet gösteren özel okul sektöründeki kaybın ciddi hasar bıraktığını belirten TOZOK Başkanı Zafer Öztürk, “Bu durum eğitim alanına yatırım yapmak isteyen sektörde caydırıcı etki oluşturuyor. Genel eğitim sistemi içinde yüzde 10 pay alan özel okulların bu payı yüzde 15-20’ye çıkarma hedefi kısa sürede gerçekleşemeyecek” diyor. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, finansman maliyeti ve üretim giderleri artarken alacak sigortasındaki yetersiz limitlerin en başta kârlılığı ve satış miktarını etkilediğini söylüyor. “Yetersiz alacak sigortası limitleri satış iştahını engellediğinden yeni yatırım projelerinin de ertelenmesine sebep oluyor” diye konuşuyor. Kipaş yetkilileri de tekstil sektöründeki sorunların yeni yatırımları ve sektörün ihracat hedeflerine ulaşmasını engellediğini belirtiyor. Türk Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, atıktan türetilmiş yakıtların çimento fabrikalarında kullanımının hedeflenen düzeyde artmamasının ihracatta rekabet gücünün kaybedilmesine neden olduğuna dikkat çekiyor. Yücelik, “Bu durum ayrıca ithal yakıt nedeniyle döviz kaybına ve karbon ayak izinin azaltılamamasına neden oluyor” diyor. Ankutsan Genel Müdürü Deniz Erdoğan da sektördeki sıkıntıların yarattığı hasarı şöyle paylaşıyor: “Kârlılıkta yaşanan negatif yönde etki net işletme sermayesi ihtiyacını artırdığı ve kur baskısı ithal makine alımlarını etkilediği için yeni yatırımların ertelenmesine neden oluyor. Bu hasar özellikle sektöre yeni oyuncu girişini engelliyor ve küçük oyuncuları oyun dışı bırakıyor. Büyüme hızı düşerken stok maliyetleri artıyor. Bir önceki yılla kıyaslandığında stok maliyetleri 2 kat arttı.” 

KÜÇÜKLER ÇEKİLİYOR

Yüzde 90’ı KOBİ’lerden oluşan mobilyada, finansmana erişim sıkıntısı yaşayan şirketler kapanma ya da birleşme yoluna gidiyor. Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, hammadde tedarikinde yaşanan sorunlar nedeniyle mal teslim sürelerinin de yavaşladığını dile getiriyor. MODOKO Başkanı Koray Çalışkan, ürün teslimatlarının 1 aya kadar uzadığını paylaşırken, “Bu durum özellikle kontratlı iş yapan markalar için ciddi sorun oluşturuyor. Küçük üreticilerin sektörden çekilmesine neden oluyor” diyor. ORGE Enerji Elektrik Taahhüt CEO’su Nevhan Gündüz, maliyetlerdeki artışın kâr marjını azalttığını bunun da yatırım iştahını düşürdüğünü anlatıyor. Gündüz, “Bu durum özellikle konvansiyonel gayrimenkulde talebi de azaltarak yatırım seviyesindeki azalışı kısır bir döngüye sokuyor. Daralan marjlar ve pastanın küçülmesi sektöre yeni katılımcıların girişini önlüyor. Bu gelişmeler nedeniyle kısa ve orta dönemde doğru proje, kontrat seçimiyle nakit akışı ve tahsilat yönetimi tercihlerinde bulunmayan, risk yönetimine önem vermeyen yapıların piyasa dışı kalmasına sebep olabilir” diye konuşuyor. EVSİD Başkanı Talha Özger de son bir yıllık dönemde hammadde fiyatlarında yüzde 50’nin üzerinde artış olurken birim ihracat fiyatlarının sadece yüzde 10 arttığına değiniyor. Bu durumda kârlılıkların ciddi şekilde düştüğünü ifade eden Özer, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bunun nedeni üretici ve ihracatçılarımızın pazar kaybetme korkusu. Küçük ve orta ölçekli şirketler için bu dönemde yeni yatırım yapmak ve pazarlama bütçelerini artırmak mümkün gözükmüyor.” 

BASKI NEREDE?

Sektörlerde yaratılan hasar, farklı baskı unsurları da oluşturuyor. Oluklu mukavva ve kağıtta, bu yıl tüm şirketlerin büyüme hedefleri ortalama yüzde 10 sapmış durumda. Sektör kârlılığının 7-8 puan bandında düştüğünü belirten Ankutsan Genel Müdürü Deniz Erdoğan, bu konjonktürün sektöre yeni oyuncu girişlerini baskıladığını söylüyor. Tekstil sektöründe vadeler kısalıyor, makine siparişleri gecikiyor. Makine sektöründe stoklu çalışma ilave işletme sermayesi ihtiyacı doğuruyor. Gürman Group Yönetim Kurulu Başkanı Polat Gülman, inşaat ve gayrimenkulde maliyetler yükselirken kâr marjı düşüşünün hem büyümeyi hem istihdamı çok yönlü olarak baskıladığını dile getiriyor. Ekol Türkiye Ülke Müdürü Arzu Akyol Ekiz, sektördeki hasarın en çok verimlilik üzerinde baskı yarattığını ifade ediyor. “Verimlilik düşüyor. Ayrıca sektörün önemli performans göstergelerinden süre, maliyet, risk üzerinde de ciddi bir baskı oluşturduğunu söyleyebiliriz. Şoför krizi doğrultusunda artan şoför maliyetleri lojistik maliyetlerin artması anlamına geliyor. Arztalep dengesinde arzın azlığı ve artan maliyetler kaçınılmaz olarak fiyatlar üzerinde baskı yaratıyor” diyor. Gıda sektöründe de şirketler finansman baskısı hissediyor. TUSAF Başkanı Eren Günhan Ulusoy, un sektöründe yükselen fiyatların işletme sermayesi ihtiyacını artırdığını bu nedenle sektörde borçluluk seviyesinin yükseldiğini söylüyor. Tarımsal emtia pazarında kur artışı kaynaklı dalgalanmaların özellikle küçük ölçekli işletmelere çok zarar verdiğine dikkat çeken Taban Gıda CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, “Oluşan belirsizlik ve öngörülemezlik yatırım iştahını azaltıyor. İş yapma kapasitesi minimum düzeye iniyor” diyor. 

NE ZAMAN AŞILACAK? 

Yaşanan sıkıntıların ne zaman aşılacağı konusunda her sektörün beklentisi farklı. Oluklu mukavva ve kağıtta enflasyon ve tedarik krizi devam ettiği sürece mevcut tablonun toparlanamayacağı düşünülüyor. Lojistikte sorunların önümüzdeki yıl da sürmesi bekleniyor. Ekol Türkiye Ülke Müdürü Arzu Akyol Ekiz, “Tahminlerimize göre sektörün stabilize olması 2023 yılında mümkün olacak” diyor. Gürman Group Yönetim Kurulu Başkanı Polat Gürman, inşaat ve gayrimenkulde iyileşmenin 2 yıl içinde gerçekleşeceği görüşünde. ORGE Enerji Elektrik Taahhüt CEO’su Nevhan Gündüz de bu iyileşmenin makul faiz oranları ve döviz kurları oluşmasıyla piyasa katılımcılarının önlerini görebileceği bir stabilitenin sağlanması durumunda mümkün olacağını ifade ediyor. Züccaciyede büyümeyi baskılayan navlun fiyatlarındaki artışla ek gümrük vergisi sorunlarının yarattığı hasarın aşılması için hem ek gümrük vergilerinin hem ÖTV’nin kalkması gerektiğini belirten ZÜCDER Başkanı Mesut Öksüz, “Hammadde konusunda yerli yatırımların artması taraftarıyız. Tam toparlanma ancak böyle sağlanabilir” diye konuşuyor. Kalifiye çalışan konusunda sıkıntı yaşayan, fiyata dayalı rekabet eden ve ithalat vergisi nedeniyle büyümekte zorlanan mücevherat sektöründe Ariş Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş’e göre asıl çıkış ithalat vergisinin kaldırılması, gerçek olmayan indirimlerle fiyata dayalı rekabetin önüne geçmek için bir denetim mekanizmasının devreye alınmasıyla mümkün. Güzeliş, sorunların bu şekilde ele alınmasıyla önümüzdeki 5 yılda sektörün daha iyi bir noktaya gelebileceğini ifade ediyor.


ESKİYE DÖNÜŞ MÜMKÜN MÜ?

FİNANSAL BASKI
Havacılık pandemiden en fazla etkilenen sektörlerden... TAV Havalimanları COO’su Kürşat Koçak, ülkelerin kendi risk değerlendirmelerine göre farklı kontroller ya da kısıtlamalar uygulamasının uluslararası trafiğin toparlanmasını geciktirdiğini söylüyor. “Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) 2021’de yolcu trafiğinin 2019’un yüzde 53’üne ulaşabileceğini tahmin ediyor” diyen Koçak, sektörün bu yılki kaybının öngörülere göre 108 milyar dolar olacağını ifade ediyor. 2020’de verilen kamu desteklerinin 2021’de kalkmasıyla havayolları, havalimanları ve paydaşlar üzerindeki finansal baskı sürüyor.

NORMALLEŞME TAKVİMİ 
Pegasus Genel Müdürü Mehmet Nane, Türkiye’de bu yıl ilk 9 ay itibarıyla toplam yolcu sayısının 2019’un aynı dönemine göre yüzde 46 geride olduğunu hatırlatıyor ve şöyle değerlendiriyor: “Düşük talep ortamı doluluk, ciro ve kârlılık açısından da olumsuzluğa sebep oluyor. Hava yollarının nakit ve finansman yönetimlerini daha önce yapılmış uzun vadeli yatırım planlarına uygun hale getirmesi ihtiyacı doğdu. Bu, yönetimlerin operasyonların işleyişi açısından detaylı planlamalar yapmasını ve kritik kararlar almasını gerektiren bir süreç. Global olarak yolcu talebi ve kapasite kullanımlarının 3-4 yıldan önce normalleşemeyeceği öngörülüyor. Türkiye için ise beklentimiz 1-2 yıllık sürede tekrar eski seviyelerin yakalanabileceği yönünde.”



“KÜÇÜKLER ZORLANIYOR HATTA KAPANIYOR”
İSMAİL DOĞAN DOĞTAŞ KELEBEK MOBİLYA GRUBU CEO’SU

FİYAT ARTACAK
Mobilyada bir süredir yaşanan hammadde sıkıntısı halen devam ediyor. Döviz kurlarındaki artışın etkilerini de yaşıyoruz. Üreticilerin, yıl sonuna kadar fiyatları yüzde 10-15 bandında artıracağını öngörüyoruz. Öte yandan tüketici nezdinde özellikle pandemi sonrasında alım gücünde yaşanan düşüşler göze çarpıyor. Hammaddedeki zamansal ve fiyatsal sıkıntı direkt olarak tüketiciye yansıyor.

STOKLAR ŞİŞİYOR Markalar farklı farklı kampanyalar düzenleyerek satış grafiklerini yukarıda tutma çabasında. Bu ortamda küçük oyuncular, ne yazık ki ayakta kalmakta zorluk çekiyor ve hatta kapanıyorlar. Sektörde, hedeflenen büyüme hızında yavaşlama oluyor ve rekabet ortamı olumsuz etkileniyor. Fiyatlar artıkça stoklarla ilgili de şişmeler görüyoruz. Öte yandan büyük markalar, fiyat artışını müşteriye yansıtma kısmında daha iyi bir süspansiyon sağlarken daha küçük ölçekli markalar bu durumdan fazlasıyla etkileniyor.



“TOPARLANMA 2023’TE”
HAYDAR YENİGÜN OTOMOTİV SANAYİ DERNEĞİ BAŞKANI

YETERSİZ YATIRIMLAR
Küresel olarak mikroçip talebindeki artış, tedarik sürecinde darboğaz yaşanmasına sebep oldu. Makro açıdan baktığımızda dünyadaki teknolojik gelişmelere tedarik sanayinin ayak uyduramadığını, yeterli yatırımları yapmadığını da söylemek mümkün. Otomotiv fabrikalarının küresel olarak duyurduğu mikroçip tedariki kaynaklı duruşlar nedeniyle yıl toplamında küresel araç üretim kaybının 10,3 milyon adede ulaşması öngörülüyor. Yeni yatırımların devreye girmesi ve yeni tesislerin açılmasıyla 2023’te tedarikte rahatlama olacağı tahmin ediliyor.

KONTEYNER SORUNU
Hammadde fiyatlarındaki ciddi artışlar da sanayimizin önemli gündem maddelerinden biri. TÜİK verilerine göre 2020 başından beri ana metallerde yüzde 140’ın üzerinde bir artış söz konusu. Diğer bir konu da konteyner bulunurluğu ve fiyat artışı. Eylül 2020’de Şangay- Avrupa arasında konteyner navlun fiyatı yaklaşık 1.000 dolarken Eylül 2021’de 7 bin dolara çıktı. Deniz ve hava taşımacılığında birim kilogram maliyetlerinde artışlarla karşı karşıyayız. Pandeminin küresel otomotiv sektörü üzerinde yarattığı daralmanın ancak 2023’te toparlanmasının öngörüldüğü göz önüne alındığında, önümüzdeki dönemde sanayimizi korumak adına geliştirilen politikalar kritik öneme sahip.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz