Esas Holding, 3 milyar TL'ye yaklaşan cirosuyla son dönemin en iddialı
gruplarından biri. 2000 yılında Şevket Sabancı ve çocukları Emine
Kamışlı ve Ali Sabancı tarafından kurulan holding, 11 yılda gıda,
perakende, havacılık ve sağlık alanında 13 şirketli bir yapıya dönüştü.
Holdingde dönüm noktasını ise 2005'te satın alınan Pegasus oluşturdu. Bu
başarılı satın almanın ardından şirket, kendini risk sermayesinden özel
sermaye fonuna doğru konumlandırdı. Pegasus'un rüzgarıyla satın almalar
giderek arttı. Peyman, Electroworld ve en son geçtiğimiz yıl AFM
Sinemaları Esas Holding çatısı altına girdi. Esas Holding CEO'su Çağatay
Özdoğru, "Türkiye'de tekiz" diyerek aile ve diğer finans kaynaklarını
kullanarak özel sermaye yatırımı yapan tek fon olduklarını söylüyor.
Önümüzdeki dönemde satın alma işlemlerine devam edeceklerinin
sinyallerini veriyor. Uzun dönemde pazarda 1'inci ya da 2'nci olacak
işlere baktıklarına değiniyor ve "FAVÖK kârlılığı olmayan işlerden uzak
duracağız. İş yapıştarzında sektöründe bir paradigma değişikliği üreten
işleri tercih ediyoruz" diye konuşuyor. Esas Holding'in CEO'su Çağatay
Özdoğru ile satın alma kriterlerini, şirketlere nasıl değer kattıklarını
ve işlerinin geleceğini konuştuk:
Capital: İddialı satın almalarla dikkat çekiyorsunuz. Hangi tip şirketlerle ilgileniyorsunuz?
- Esas Holding, 2000 yılında kuruldu. 2005 yılı öncesi tam bir risk
sermayesi şirketi olarak çalışıyorduk. Sıfır kilometre ya da yeni
kurulmuş şirketlere yatırım yapıyorduk. Bu şirketlerin bir kısmı
başarılı olamadı. Renty, Promed ve City Farm gibi yatırımlardan çıktık.
Ama Medline halen bizimle devam ediyor. 2005'ten sonra özel sermaye fonu
olarak çalışmaya başladık. Artık sıfır kilometre şirketlere girmeme
kararı aldık. 2005'te Pegasus'un satın alımı da bu kararın miladı
diyebiliriz. Esas Holding, Türkiye'de tek... Biz bir aile ofisi özel
sermaye fonu olarak tekiz.
Capital: 2005 yılı sonrası satın alma kriterlerinizde ne gibi bir değişiklikler oldu?
- Artık belli büyüklüğü olan, mevcut cirosu 100 milyon doların üstündeki
şirketlerle ilgileniyoruz. FAVÖK kârlılığı olmayan işlere girmiyoruz.
Ayrıca yurtdışında örnekleri olan işleri takip ediyoruz. Pegasus
örneğindeki gibi yurtdışında başarılı örnekleri olan iş modellerinin
Türkiye'ye adaptasyonuyla ilgiliyiz. Girdiğimiz alanlara gelince... Bir
paradigma değişikliği, sektörde yenilik yaratabileceğimiz işlere girmeyi
tercih ediyoruz. Havayolu taşımacılığı alanı uzun yıllardır vardı,
ancak düşük maliyetli havayolu şirketi örneği yoktu. Böyle bir modeli
piyasaya sunduğunuz zaman büyüme ihtimaliniz çok yüksek. Nitekim
Pegasus'da da bunu yaptık. Peyman'da da paketli kuruyemişe geçiş
yeniydi. Fındık-fıstık hep yediğimiz ürünlerdi ama organize gıda
perakende zincirlerinin gelişmesiyle birlikte paketli ürünlere talep
artıyordu. Bu nedenle bu alana girdik. Bir de ya işe hakim, eli üzerinde
ortaklar arıyoruz ya da girdiğimiz işe çok iyi bir yönetim anlayışı
getirmeye çalışıyoruz. Sektörün etik olması da bizim için önemli. Haksız
rekabetin olmadığı, kayıt dışının çok olduğu sektörlerden uzak
duruyoruz.~
Capital: Pazar payıyla ilgili de kriteriniz var mı?
- Bu da çok önemli... Bugün olmasa bile kısa vadede hem ciro hem pazar
payında 1'inci ya da 2'nci olabilecek şirketlerle ilgileniyoruz. Bazen
çok büyük sektörlerde, tüketici elektroniği perakendeciliğinde olduğu
gibi güçlü 3'üncü olmayı da kabul edebiliriz. Yatırım yaptığımız işlerin
anladığımız sektörlerden olmasına da dikkat ediyoruz. Bugün için 4
sektörde tecrübemiz var. Bunlar havacılık, gıda, perakende ve sağlık...
Aslında tüketiciye yakın sektörlere daha sıcak bakıyoruz. Bir de eskiden
gelen, Sabancı Holding deneyimleriniz sayesinde de anladığımız, aşina
olduğumuz işler var.
Capital: Esas Holding'in kurucuları Akbank'ın da hissedarları
arasında. Bu durumda finansal hizmetler, finans alanıyla ilgilenir
misiniz?
- Finans, ilgilendiğimiz alanlar arasına girmiyor dersem, yalan olur. Ancak şu an için bu alanlarda bir arayışımız yok.
Capital: Siz de telekomünikasyon deneyimine sahipsiniz. İlerde bu alana girebilir misiniz?
- Tabii ben ve Erhan Bey çimento ve telekomünikasyon sektörlerini de iyi
biliyoruz. Telekomünikasyon projelerine bakıyoruz ama ilgi çekici bir
proje henüz gelmedi. Bu sektörde boş alan bulmak kolay değil.
Capital: Fon olarak satın alma kararlarında hızlı mısınız? Satın alma süreciniz nasıl işliyor? - Bizim diğer fonlardan farkımız bu. Evet, çok hızlı karar
alıyoruz. Bir telefon ya da bir yan odaya geçerek karar alırız. Resmi 4
kişilik toplantılara filan gerek duymayız. Örneğin, AFM Sinemaları'nı
satın alırken fiyat için gece yarısı Ali Bey'i ve Emine Hanım'ı aradım.
Onayı telefonda aldım. Satın alacağımız şirketlerle ilgili bilgiyi
yatırım bankalarından alabiliyoruz. Bunun dışında kendi beğendiğimiz
şirketler de oluyor. Onlarla gidip kendimiz tanışıyoruz. Ama tabii ki
yine de satın alma süreci zaman alıyor. AFM Sinemaları'nın satın alımı 1
yıl sürdü. Genelde satın alma işlemleri minimum 3 ay, en fazla 1 yıl
sürüyor diyebiliriz.
Capital: Aldığınız şirkete nasıl değer katıyorsunuz?
- Yatırım yaparken şirkete, cirosuna, kârlılığına ve bu kârlılığı
artırma potansiyeline bakıyoruz. Şirkete bilgi birikimiyle birlikte akıl
ve vizyon getiriyoruz. Dünyadaki iş network'ümüzü açıyoruz. Şevket
Bey'in ve Ali Bey'in inanılmaz çevreleri var. İlk 100 gün bizim için çok
önemli... 100günü önem verdiğimiz aşılamaları yaparak, gözlemleyerek
geçiriyoruz. Burada operasyonel ekip iş planlarını belirliyor,
danışmanlık şirketleriyle yakın çalışıyoruz. Yeniden yapılanma ve
kurumsallaşma projeleri yürütüyoruz. Yönetim kurulunun belirlenmesi,
aktif çalışması, raporlama üzerine çalışıyoruz. Finansal yapılanma
gerçekleştiriyoruz, daha düşük faizlerle uzun vadelerde finansman
sağlayabiliyoruz. Türkiye'de finansman ve vizyon farkıyla kabuğunu
kırabilecek pek çok şirket var. Örneğin Peyman Eskişehir'de kurulmuş,
çerez sektöründe büyük bilgi birikimine sahip bir kurumdu. Sadece biraz
cesaretlendirmeye ihtiyacı vardı. Bu şirketin finansal yapısını
kuvvetlendirerek kabuğunu kıracağını hissettik.~
Capital: Markaya da güçlü yatırımlar yapılıyor...
- Bu Şevket Bey'den gelen bir düşünce yapısı. 2008 krizi sonrası
inanılmaz bir yeniden yapılanma, maliyet düşürme programı uyguladık. O
dönemde pazarlama maliyetlerini kısmadık, hatta artırdık. Şirketleri
satın alma sonrasında toparlıyor ve ciddi bir pazarlama atağına
geçiyoruz.
Capital: Sağlık yatırımınızdan memnun musunuz?
- Sağlık zor bir sektör. Kârlılık düşük ve yatırımın geri dönüşü oldukça
uzun ama yabancı yatırımcıların en çok ilgi gösterdikleri sektörlerden
biri. Birleşik Sağlık Kurumları (BSK) ile şu anda 7 hastanemiz var.
Sağlık alanında gelecek yıl iyi bir büyüme göstereceğimizi düşünüyorum.
istanbul, Ankara ve izmir'de acil hastane arıyoruz.
Capital: Pegasus ve Peyman dışındaki şirketleri-nize yatırım yaparken nasıl bir paradigma değişikliği öngördünüz?
- BSK'ya bakarsak. Sağlık sektöründe bir liberalizasyon var. Biz
SGK'lılara hizmet anlamında bir boş alan olduğuna inandık. BSK ile
farklı şehirlerde iyi hizmet veren bir hastane zinciri kuruyoruz.
Bonservis yatırımımızla da Rami toptancılığının kurumsallaşması
gerçekleşiyor. Bu pazarın ülkemizde 20 milyar dolarlık bir büyüklüğü
olduğu tahmin ediliyor. Artık Türkiye'de de oteller, restoranlar tüm
ihtiyaçlarını tek elden alabilecekleri bir alana yöneliyor. Bu talebi
gördük. Gıda alanında da Bongrain şirketiyle yüzde 50 ortaklığımız
bulunuyor. Trakya Çiftlik markasıyla açık teneke peynirinden paketli
peynire geçişi yakalamaya çalışıyoruz.
Capital: Perakende sektöründe hedefleriniz neler?
- Electroworld'ün farkı, hep büyük satış metrekareleriyle hizmet
vermesi. Ancak bayilerimiz daha küçük metrekarelerde mağazalar
açabiliyor. Anadolu'da girmek istediğimiz yerlerde franchise veriyoruz.
Şu an 4 franchise 19 mağazamız mevcut. Electroworld ile mağaza sayısı ve
ciroda büyümeye devam edeceğiz. Bir de ev ile ilgili ev tekstili,
mobilya, dekorasyonu kapsayan her şeyin satıldığı İkea, Koçtaş tipi bir
mağazacılık anlayışı var. Bu alanla da ilgileniyoruz. Bu sektörde hala
boşluklar var. Hazır giyimde de Zara modeline benzer, tasarım ve markaya
önem veren, geniş kitleye hitap eden her markaya ilgi gösteririz.
Capital: Pegasus'un düşük ve dinamik fiyat politikasını diğer işlerinizde de uygulayacak mısınız?
- Evet kesinlikle. İlk uyguladığımız alan AFM Sinemaları olacak.
Sinemalarda doluluk oranını artırmak istiyoruz. Türkiye'de sinemaların
doluluk oranı yüzde 13. Nasıl hiç uçağa binmemiş insanlar uçmaya
başladı, aynı şekilde sinemaya da insanları çekeceğiz.
Capital: Çıkış için nasıl plan yapıyorsunuz?
- Satın alma yaparken şirket değerini sonra halkla paylaşabilecek miyiz
diye bakıyoruz. Hangi değerle ne zaman halka açılır diye bakıyoruz.
Aslında çıkış için pek çok formül var: Tercih etmeyiz ama şirketi hep
bizim bünyemizde tutabiliriz. Halka açılmaya gidebiliriz. Örneğin bu yıl
Pegasus'u halka açmayı düşünüyoruz. Tamamen başka bir fon ya da şirkete
satarak da ayrılmak mümkün. 5-7 yıl arasında işlerden çıkma prensibimiz
var. Esneğiz, işin belli bir büyüklüğe gelmesiyle aksiyon
belirliyoruz.~
Capital: 2011 yılı ciro hedefiniz nedir?
- Ciromuz 2009'da 1,3 milyar liraydı. 2010 yılında 2 milyar lira oldu.
Bu yıl, 2011'de 3 milyar lira olacak. Ciro dağılımına bakarsak 2009'da
havacılık yüzde 60 paya sahipti, şimdi yüzde 50'ler civarına indi.
Perakendenin payı 2009'da yüzde 15 iken 2011'de yüzde 30'a çıktı. AFM
Sinemaları'nın alımı ve Electroworld'ün etkisiyle ciddi bir büyüme
yaşadık. Gıdanın payı aynı devam ediyor. Sağlığın yüzde 6 payı var. Ciro
dağılımının giderek daha dengeli olmasını hedefliyoruz.
Capital: Bu yıl çıkmayı planladığınız şirket var mı?
- Hayır. Biz portföyümüzdeki şirketlerin çoğuna 2005 yılı sonrasında
girdik. Daha zamanımız var. 2012 yılı ikinci yarısında 4-5 şirketten
çıkmak söz konusu olur.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?