Aslında
potansiyeli yüksek bir alandaydı. İhracatla büyüyordu. AB’nin koyduğu
vergi, şirketi bir anda afallattı ve Dardanel, bugüne kadar sürecek olan
sıkıntılı bir sürece girmiş oldu. Yıldız Holding ve ADM ile anlaşamayan
şirketin sahibi NİYAZİ ÖNEN, “Dardanel’i satmaktan vazgeçtim” diyor.
“Mutlaka hata yaptığım noktalar oldu” diyen Önen, hızlı büyürken bir B
planının olmamasını en büyük hatası olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Hızlı
büyürken yaptığımız yatırımları uzun vadeli, düşük faizli kredilerle
yapmamız gerekirdi. Ama biz Anadolulu tüccar ve sanayicileriz.
Dolayısıyla babadan, dededen kalan hem maddi birikimimiz hem sanayicilik
deneyimimiz yok.”ardanel’in sahibi Önentaş Gıda, son yıllarda hep
borçlarıyla gündeme geldi. Şirket, 13 yıl önce girdiği borç sarmalından
halen kurtulabilmiş değil. Önentaş Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi
Önen, bu durumdan kurtulmak için Yıldız Holding dahil çeşitli
şirketlerle ortaklık görüşmeleri yaptı. Geçtiğimiz mart ayında Yıldız
Holding ve ADM ile de anlaşamayan Önen, “Artık satmıyorum, vazgeçtim”
diyor. Asıl hatayı hızlı büyürken yaptığına dikkat çeken Önen, “Hızlı
büyürken uzun vadeli, düşük faizli kredilerle iş yapmalıydım. Ama
Anadolulu tüccar ve sanayicileriz. Babadan, dededen kalan maddi
birikimlerimiz ve sanayicilik deneyimlerimiz yok. Dolayısıyla birtakım
işleri çok doğru yaptık. Bazı konularda da aceleci davrandık. Bu hızla
giderken bir B planımızın olmaması, krizle karşılaşınca bu sıkıntıların
içine düşmemize neden oldu” diyor. Önen, borç sarmalından kurtulmak ve
yoluna devam etmek içinse 19 yıl sonra ilk defa kredi kullanacağını ve
değerli gayrimenkulleri elden çıkaracağını söylüyor. 60 milyon TL ciroyu
1 yıl içinde 2 katına çıkarmayı hedefleyen Niyazi Önen, bu süreçte
yenilikçilikten de vazgeçmediklerini ifade ediyor. Kârsız olarak gördüğü
dondurulmuş gıda sektöründen de çıkan Önen, yeni girdiği taze ürünler
kategorisinde Mister No, restoran sektöründe ise Dardenia markalarıyla
büyüme planlıyor. Önentaş Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Önen’in,
sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle
SORUNLAR NASIL BAŞLADI?
1984’te kurulduk. 10 yıl sonra 1994’te şirketimizin yüzde 37,5’lik
bölümünü halka arz ettik. Bu arada ciromuz giderek artarken en önemli
ürünümüz olan ton balığı konservesinde, 1999 yılında AB’ye ihracatta bir
engelle karşılaştık. Türkiye’ye karşı haksız bir uygulama yapıldı. Bu
durumla birlikte sektördeki iki üretici olan Dardanel ve Kerevitaş,
ekonomik bir sıkıntının içine girdi. Türkiye’den AB’ye yapılan ihracat
sıfır gümrüklü oluyordu. AB de Uzakdoğu’dan ürünleri yüzde 24 gümrük
vergisi ile ithal ediyordu.~
Bu süreçte AB, Türkiye’ye döndü, “Ton balığı konservesi, sıfır gümrük
mevzuatına tabi değildir” dedi. Yasa yanlış yorumlandı. Tabii ki öyle
değil. “Bundan sonraki ihracatlarınızda yüzde 24 gümrük vergisi
uygulaması başlatılacak” dendi. Bu yetmezmiş gibi geçmiş yıllarda
AB’deki ithalatçılar, tüm Türkiye’den yapmış oldukları ton balığı
ihracatına ek bir yüzde 24 gümrük vergisi ödeme durumuyla karşı karşıya
kaldı. O zaman ihracat ağırlıklı bir şirkettik. Dönemin rakamlarıyla 100
milyon doların üzerinde ihracatımız vardı. Su ürünlerinde yıllarca
Türkiye’nin en fazla ihracat yapan şirketiydik. Bu problem olunca
bankacılar da panik oldu. İhracat kredisi kullanıyorduk. Bankacılar
hemen kullandığımız kredi limitlerini dondurdu, kredileri geri çağırdı.
Daha sonra bankalarla muhtelif tarihlerde karşılıklı oturup protokoller
yaptık. İşte bu sırada İstanbul Yaklaşımı konusu geldi. Biz aslında 2001
krizinden etkilenmemiştik, bizim özel bir sorunumuz vardı. Ama
1999-2001 yıllarında pek çok şirket ve banka krizlerden etkilendi. Bu
sırada oluşan İstanbul Yaklaşımı kapsamında biz de borçlarımızı yeniden
yapılandırdık.
"DONDURULMUŞ GIDA POTANSİYELİNE ULAŞAMADI" Capital: Dondurulmuş gıda ve konserve deniz ürünleri, Türkiye’de
hep potansiyel görülen alanlar arasında yer aldı. Bakınca siz sıkıntı
yaşıyorsunuz, Kerevitaş Merzeci Ailesi’nden çıktı, Ülker aldı. Neden
böyle bir tablo oluştu?
- Haklısınız, dondurulmuş gıda öngörülen potansiyele bir türlü
ulaşamadı. Zaten biz de stratejik olarak 2 yıl önce dondurulmuş gıdadan
çıktık. Dardanel’i sadece deniz ürünleri markası olarak konumlandırdık.
Ağırlıklı olarak konserveleri ve taze ürünleri satacağız. Dondurulmuş
gıdanın büyüme hızı bizi tatmin etmedi. Türk halkının dondurulmuş deniz
ürünü kullanması ve oradaki rekabet açısından marjların çok düşük
olacağını gördük. Bu işin kârlı bir iş olamayacağını gördük. Dondurulmuş
deniz ürünleri iç pazarı da zaten hızlı büyümüyor. Ancak otel restoran
ve toplu tüketim kanalında bu iş büyük. Orada da Uzakdoğu’dan ithalat
nedeniyle marjlar çok düşük. O tür kârsız ve verimsiz alanlara
girmiyoruz.
İSTANBUL YAKLAŞIMI VE ETKİSİ
Aslında İstanbul Yaklaşımı, finansal yeniden yapılandırma projesi olarak
ortaya çıktı. Ancak uygulaması, maalesef sadece birtakım kredilerin,
üstelik üzerine temerrütler, gecikme faizleri de konarak
vadelendirilmesinden başka bir şey olmadı. O tarihten beri de Dardanel
olarak herhangi bir bankadan tek kuruş kredi kullanamadık. Yani İstanbul
Yaklaşımı’ndaki bankalar, bir nevi elimizi kolumuzu bağlamış oldu.
“İşletme sermayesini nereden bulursanız bulun ama mevcut borçlarınızı
yapılandırın” dediler. Borcumuz 40 milyon dolardı, faizlerle 130 milyon
dolara çıktı. Bundan dolayı olumsuz etkilendik. O günden beri kredi
kullanamadan öz kaynaklarımızla bu işi yapıyoruz. Bankalara geri
ödemelerimiz de oldu ama yeterli işletme sermayemiz olmadığı için
istediğimiz kapasite kullanım oranlarına çıkamadık. Dardanel olarak
balık konservesinde çok ciddi yatırımlarımız oldu. 40 bin ton bitmiş
ürünü üretebilecek kapasiteye sahibiz. Bunun tonunu 15 dolardan
hesaplayacak olursak yıllık yurtiçi ve yurtdışı 600 milyon dolar satış
yapabilme potansiyelimiz var.~
Dardanel 13 yılda neler yaşadı? 1- İhracat ağırlık bir şirkettik. En önemli ürünümüz olan ton
balığı konservesinde, 1999’da yüzde 24 oranında bir gümrük vergisi ödeme
durumuyla karşı karşıya kaldık. 2- İhracat kredisi kullanıyorduk. Bu problem olunca bankacılar da
panik oldu. Kullandığımız kredi limitlerini donduruldu, krediler geri
çağrıldı. 3- 2002’de İstanbul Yaklaşımı’na dahil olduk. Maalesef
kredilerin, üstelik üzerine temerrütler, gecikme faizleri de konarak
vadelendirilmesinden başka bir şey olmadı. 4- Büyük yatırımlar yaptık, masrafları fazla oluyor. Bunların karşılığının alınması da belirli bir süreçte oluyor. 5- Hızlı büyürken yaptığımız yatırımları uzun vadeli, düşük faizli kredilerle yapmamız gerekirdi. 6 - Anadolulu tüccar ve sanayicileriz. Babadan, dededen kalan hem maddi birikimimiz yok hem sanayicilik deneyimimiz yok. 7- Birtakım işleri çok doğru yapmışız, bazı konularda da aceleci hareket etmişiz. 8- Hızla, giderken bir B planımızın olmaması krizle karşılaşınca bu sıkıntıların içine düşmemize neden oldu. 9- 2006’dan beri ortaklık görüşmelerimiz devam ediyor. Çok zaman
kaybettik. Kestirip atmalı ve “Bu ortaklığa kapalıyız, kendi başımızın
çaresine bakacağız” demeliydik.
"HATA YAPTIĞIM NOKTALAR OLDU"
Mutlaka hata yaptığım noktalar oldu. Hızlı büyüyen bir gruptuk. Hep
yenilikçiydik. Hiçbir zaman taklit etmedik. Ürün portföyümüzün,
kategorilerimizin büyük bölümünü biz yarattık. Balık konserveleri,
çiftlik balıkçılığı ihracatına kadar hep ilklere imza attık. Tabii bu
ilkler yapılırken fazla efor sarf ediliyor. Büyük yatırımlar yapılıyor,
masraflar fazla oluyor. Bunların karşılığının alınması da belirli bir
süreçte oluyor. Hızlı büyürken yaptığımız yatırımları uzun vadeli, düşük
faizli kredilerle yapmamız gerekirdi. Ama biz Anadolulu tüccar ve
sanayicileriz. Sıfırdan gelen kuruluşlarız. Dolayısıyla hem babadan,
dededen kalan hem maddi birikimimiz hem sanayicilik deneyimimiz yok.
Yaptığımız her işi kendimiz bulup, yaratıp gittik. O yolda giderken
birtakım şanssızlıklar da bizim elimizde olmayınca bu noktaya geldik.
AB’nin haksız vergi talebinin bize verdiği zararın haddi hesabı yok.
Deniz ürünlerinde en güçlü markanın Dardanel olduğunu görüyoruz. Bu
şirketimiz için çok büyük bir avantaj ve çok büyük bir potansiyel.
Geçmişte markaya ve sektöre yaptığımız yatırımların sonucunda bu
noktadayız.
Birtakım işleri çok doğru yapmışız bazı konularda da aceleci hareket
etmişiz. Bu hızla giderken bir B planımızın olmaması krizle karşılaşınca
bu sıkıntıların içine düşmemize neden oldu.
DARDANEL'IN YENİ ROTASI
İSMİMİZ YORULDU
Bu noktadan sonra da Dardanel ismini, markayı finansal çevrelerde daha
fazla yormak istemiyoruz. Çünkü çok konuşuldu. Halka da açık bir şirket
olduğumuz için her gelişmeyi bildirdik. Yıldız Holding ve ADM dışında da
birtakım şirketlerle görüşmelerimiz oldu. Her görüşme finans
çevrelerinde konuşuldu. Neticede şirketimizin de kurumsal olarak finans
çevrelerinde ismi yoruldu.~ ÇÖZÜM NEREDE?
Çok güçlü bir markamız ve insanların severek tükettiği ürün portföyümüz
var. Sonuçta şuna karar verdik: Bir proje kredisiyle borçlarımızı ödemek
istiyoruz. Bu arada şirkete ait gayrimenkullerimizi de o borçların
ödenmesinde kullanacağız. Çok yakın bir zamanda da fabrikamızı tekrar
tam kapasiteye yakın çalıştırmayı hedefliyoruz. Geldiğimiz nokta bu.
Stratejik bir ortaklık düşünmüyoruz, düşünmeyeceğiz de. SATMAKTAN VAZGEÇTİM
Dardanel’i satmaktan vazgeçtim. Kesinlikle satmayacağız. Çünkü bankalar
yapabilecekleri indirimleri bize bildirdi. Onların ödenmesiyle şirketin
bilançosunda ve borç yükünde çok ciddi düzelmeler olacağı belli.
Dolayısıyla bu avantajı kullanarak bu işi devam ettirmek istiyoruz.
"GÖRÜŞMELERİ SONLANDIRDIK"
Çeşitli ortaklık görüşmelerimiz oldu. Bunlar finansal ve stratejik
anlamda bize ortak olmak isteyen şirketlerleydi. Ülker’le ilişkimiz,
2004’te Dardanel ürünlerinin yurt içi pazarlarında dağıtımıyla başladı.
2004’ten sonra da işbirliklerimiz devam etti. Bu kapsamda 2006 ve 2012
olmak üzere iki kez şirketimizin hisselerinin bir kısmını satmak üzere
Yıldız Holding ve ADM’le görüştük. Finansal ortak almamızdaki amacımız,
şirketin finansal borçlarını ya tamamen ödemek ya çok düşük seviyelere
indirmekti. Dolayısıyla bankalarla görüşmeler olurken orijinal borca
gidip üzerindeki temerrüt faizlerini de düşürerek bir pazarlık
yapılıyor. Ama son noktada önceden el sıkışmalar olmasına rağmen anlaşma
gerçekleşmedi. Tabii herhalde bankalarında ellerinden daha fazlası
gelmiyor. Mart ayında Yıldız Holding ve ADM’le ortaklık görüşmelerini
sonlandırdık.
DÜZLÜĞE NASIL ÇIKACAK?
Şimdi proje kredisi alarak çözüm bulmaya çalışacağız. Ve
gayrimenkullerimizi de bu amaçla değerlendireceğiz. Şirketinize bir para
enjekte edildiğinde bununla hem borçlarınızı ödemeniz hem bu parayı
işletme sermayesi olarak kullanmanız gerekiyor. Bu krediyi aldıktan
sonra geçmiş performansınıza ve pazar payınıza bakılarak bir projeksiyon
yapılıyor. Bu, aslında şirketler için son derece faydalı bir sistem.
Yatırım kredisi değil, şirkete söz konusu proje için gereken kredi.
Üzerinde durduğumuz ve kullanmayı hedeflediğimiz kredi bu. Çanakkale’de
fabrikalarımızın olduğu yer çok değerlendi. Şehrin en güzel yerinde,
deniz kıyısında 100 dönüm yerimiz var. Orası konut olarak planlanırsa
şirketin eline 50-70 milyon dolar gibi bir nakit geçebilir. Fabrikamızı
organize sanayi bölgesine taşımaya karar verdik. Orada 50 dönümlük bir
yer var. Oraya bir fabrika yapıp 1110-dernleşme ve otomasyona da giderek
mevcut yerimizi de bu şekilde değerlendireceğiz. Şu anda şirketimizin
sahip olduğu şehir merkezindeki arazi, şirketin tüm finansal borçlarını
karşılayacak durumda. Dardanel’in durumu bu. Sadece gayrimenkulü
değerlendirirsek bile şirketin tüm borçlarını öderiz.~
"SATMAKTAN VAZGEÇTİM"
Bu saatten sonra tek hedefimiz var. Bu şirketi olabildiğince büyütüp
verimli ve kârlı hale getirmek. Bunu da yapacağız. Geldiğimiz yerde de
ne olursa olsun şirketin faaliyetlerini hiçbir zaman durdurmadık. Her
zaman en katma değerli ürünlerimizi market raflarında satmayı başardık.
Bu arada yenilikçiliği de bırakmadık. Bu süreç içinde Dardanel’in
yanında yine deniz ürünleri ve gıdayla ilgili Mister No ve Dardenia
Fish&Bread gibi 2 yeni marka ve konsept daha yarattık. Bana göre
işin zor tarafı bu. Marka yaratmak, doğru ürünleri üretip pazar payı
alabilmek. Onun arkasından muhakkak doğru finansal desteklerle doğru
proje kredileriyle çok kısa süre içinde iyi noktaya gidebiliriz.
2006’dan beri ortaklık görüşmelerimiz devam ediyor. Çok zaman kaybettik.
O süreç çok uzun sürdü. Çok yavaş devam etti ve tabii şu anda aldığımız
kararı birkaç sene önce alsaydık bizim için çok daha iyi olacaktı.
Kestirip atmalıydık. Çok önceden “Bu ortaklığa kapalıyız, kendi
başımızın çaresine bakacağız” demeliydik. Bu arada Türkiye’ye bir iki
kriz daha geldi. 2008’de yine bir işimiz hallolmuşken Lehman Brothers
battı. Lehman Brothers’ın sahibi olduğu varlık yönetimi şirketi RCT’ye
borcumuz vardı. Lehman Brothers’ın batması işin sonuçlanamamasına neden
oldu. Üst üste şanssızlıklar yaşadık.
YENİ STRATEJİ NEDİR?
Stratejimiz, Dardanel markasıyla başta ton balığı konservesi olmak üzere
diğer balık konserveleriyle de büyümek. Bir de yeni kategorimiz taze
ürünler. Taze ürünleri de Mister No markasıyla üretiyoruz. Bunlar
sandviçler, pizzalar, tostlar, yeni piyasaya çıkacak olan kekler,
turtalar ve pastalar, soslar, salata ve makarna. Bunlar raflarda taze
olarak bulunacak. Türkiye’de son 1 yıldır taze pizza satıyoruz. Bu iş
daha zor, ince uzun zor bir yol, ama tüm dünyada tüketim dondurulmuştan
tazeye doğru kayıyor. Fransa’da dondurulmuştan daha çok taze pizza
satılıyor. Trend dondurulmuş gıdadan tazeye doğru gidiyor. Bu alanda da
öncüyüz. İlk sandviçi 7 yıl önce ürettik. Bir de Dardenia Fish&Bread
restoranları açmaya başlıyoruz. 2 restoranımız var. Biri Bağdat
Caddesi’nde, bir diğeri Maslak’ta. Balığı Türk halkına nasıl sevdiririz
diye yola çıktık. Konseptin yaratılmasında Corvus Şarapları’nın sahibi
Reşit Soley’den de destek aldık. Balık-ekmek konseptinin uluslararası
anlamda rekabet edilebilecek bir konsept olduğunu düşünüyoruz. Taze
ürünler mantıklı fiyatlarla buluşuyor. Buradan enteresan bir başarı
öyküsü çıkabilir. Şu an işin çok başındayız hobi gibi yapıyoruz ama
Dardenia Fish&Bread’i önemsiyoruz.
"BAŞKA SEKTÖR ARAMIYORUZ"
Maalesef kapasitemizin ancak yüzde 5’ini kullanabiliyoruz. 40 bin ton
üretim kapasitemiz var. Şu anda 692 çalışanımız var. Deniz ürünleri
sektörü, emek yoğun bir iş olduğu için kapasite artışıyla beraber 2
binin üzerinde istihdama çıkabileceğimizi düşünüyoruz. Dolayısıyla
Çanakkale’nin ekonomisi açısından da kapasitelerimizi kullanır hale
gelmemiz çok önemli. 2000 yılı öncesinde 3 bin çalışanımızın olduğu
yıllar vardı. Yakında 2 bin çalışana ulaşırız. Başka bir sektör arayışı
içinde değiliz.~
Son 2 yıldır orkinos çiftliklerimizle ilgili bir faaliyetimiz olmadı.
Bundan sonrasında o işlerimize de devam ediyor olacağız. Önümüzdeki 1
yılda Türkiye iç pazarına 8 bin ton ton balığı konservesi satmayı
planlıyoruz. Bu satış, 120 milyon TL gibi bir ciro yaratır. Yine
önümüzdeki 1 yıl için 7 bin 500 ton ihracat hedefliyoruz. Kapasitesi 40
bin ton olan fabrikamızın kapasite kullanım oranını da önümüzdeki bir
yıl içinde yüzde 5’ten yüzde 50’ye çıkarmayı planlıyoruz. Ondan sonra da
bunu her yıl yüzde 25-30 artırarak tam kapasiteye geçmeyi hedefliyoruz.
"BAŞIMIZA GELENLER TÜKETİMİ DÜŞÜRDÜ"
HAYALİM GERÇEKLEŞTİ
Hayalimin bir bölümü gerçekleşti, diğer bölümü gerçekleşmedi. Marka ve
ürünlere dair hayalimi gerçekleştirdim. Orada hayalimden fazlasını
yaptım. Dardanel’e fazla ürünler bile yükledik şimdi o ağırlıkları
attık. 1 MİLYARI GEÇERDİK
Eğer AB problemi olmasaydı, son 10 yıllık süreçte ciromuz 1 milyar TL’yi
geçmiş olurdu. Dardanel’in başına gelenler, Türkiye’deki ton balığı
tüketimini de düşürdü. Biz işe başladığımızda Türkiye’de ton balığı
konservesi tüketimi yoktu, bugün kişi başına 120 gramlara geldi. TÜKETİMDE GERİ KALDIK
Toplam tüketimimizin 15 bin ton olduğunu varsayıyoruz ama dünyaya göre
çok gerideyiz. Bu, Avrupa’da 1,8 kg. Daha 15 kat yol kat etmemiz lazım.
Ortadoğu ve Arap ülkelerinde tüketim bizden daha fazla. Libya’da kişi
başına 5 kg ton balığı tüketiliyor. Biz kişi başına 4-5 kg balık
tüketiyoruz. AB’de bu oran 20 kg civarında. KAPASİTEMİZİ KULLANACAĞIZ
Ciromuz şu anda çok düşük ama 2012’nin ikinci yarısından başlayarak
proje kredimizi kullanarak kapasitemizi hızla kullanır duruma geçeceğiz.
600 milyon TL ciro yapacak üretim kapasitemiz var.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?