Hücredeki mucize

27.01.2022 15:01:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hücredeki mucize


Hücre üzerine yapılan çalışmalar sayesinde yakın gelecekte ortalama insan ömrü üç haneli rakamlara çıkacak. Geçen ay dünyayı değiştirecek bio-girişimcilerden bahsetmiş, organ odaklı sağlık kurgularının nasıl hücre odaklı kurgulara evrildiğini anlatmıştım. 

Vücudumuzda 40 trilyona yakın hücre bulunuyor. Her birinin kendine özel yaşam döngüsü var; doğuyor, büyüyor, çoğalıyor, ölüyorlar. Hücrelerdeki DNA’mız çeşitli sebeplerle günde binlerce kez hasar görüyor. Hücreler, hasarları onarmak, formunu korumak ve doğru çalışmak için ihtiyaç duyduğu proteinleri üretmek zorunda. Yaş ilerledikçe hücrelerin faaliyetlerinde aksamalar oluyor. Bu aksamalar hastalıklara, yaşlanmaya ve zamanla ölüme yol açıyor.

Hücre üzerine yapılan çoğu çalışmanın “Yaşlanmanın 9 Emaresi” adlı araştırmaya atıfta bulunduğunu söyleyip detayları bu yazıya bırakmıştım. Bio-girişimci firmalar insan ömrünü uzatabilmek için bu emareleri yok etmek ya da ötelemek üzerine çalışıyor.

  • Genomik tutarsızlık: Hücrelerimiz her bölündüğünde kendilerinin bir kopyasını üretir. Ancak kopyalarda zaman zaman farklılıklar olabilir. Bu genom haritasında mutasyona neden olur. Sistemimiz, bir dizi onarım mekanizmasına sahip olsa da başarılı olmayabilir. Araştırmalar genomik tutarsızlığın kontrol edilmesinin yaşam süresini olumlu yönde etkilediğini söylüyor.
  • Telomer kısalması: Her kromozomun iki ucunda telomer adı verilen koruyucu bir başlık bulunur. Her hücre yenilenmesiyle telomerler kısalır. Telomerler sınırlı seviyesine ulaştığında hücre bölünmeyi durdurur ve bağışıklık sistemi tarafından atılmaya hazır hale gelir. Telomerlerin ömrünü uzatarak, yaşam süresini uzatmanın mümkün olduğu savunuluyor.
  • Epigenetik değişim: Epigenetik tek başına birkaç makaleyi hak edecek kadar önemli bir konu… Modern biyolojiyi yeniden tanımlayan bu başlık üzerine dilimizde ne yazık ki çok az kaynak var. Tahminlerimizin tersine genetik kod tek başına yaşamı tanımlamak için yeterli değil… Temel DNA dizisini değiştirmeden genleri açıp kapatan; hücrelerin uzmanlaşmasının, büyüme, yaşlanma ve uzun ömürlülüğün arkasındaki ince otoriteye epigenetik ismi veriliyor. Epigenetiğin insan sağlığı ve ömrü üzerindeki etkisi hakkında kapsamlı çalışmalar yapılıyor.
  • Protein denge kaybı: Protein depolanamıyor. O nedenle hücrelerin temel işlevlerinden birisi protein üretimi… Protein üretimindeki hata ya da denge kaybı başta Alzheimer ve Parkinson olmak üzere yaşa bağlı hastalıklarda kilit rol oynuyor. Protein dengesinin sağlanmasının yaşam süresi üzerinde önemli bir etkisi var.
  • Besin algı bozulması: Hücreler, varlıklarının farkında oldukları takdirde besinleri emebiliyor. Zamanla besin algısında bozulmalar yaşanabiliyor. Yaşlanmayı hızlandıran bu emarenin ortadan kaldırılması üzerine kapsamlı çalışmalar yapılıyor.
  • Mitokondri yorulması: Okul yıllarından hatırlarsınız, her hücrede mitokondri adında bir organel bulunur. Hücresel metabolizmayı çalıştıran, besinlerden enerjiyi çeken mitokondridir. Mitokondri güçten düşünce enerji düşer, yaşlanma hızlanır, metabolizma yavaşlar. Mitokondri en popüler çalışma alanlarından biri…
  • Zombi hücreler: Hücrelerimiz yaşar, çoğalır ve ölür. Ölen hücreler kendilerini yok eder ve bağışıklık sistemi tarafından uzaklaştırılır. Bağışıklık sistemi zayıfladığında yaşlanan hücrelerin bir kısmı bu süreçten kaçarak vücutta birikmeye başlar. Zombi hücrelerden kurtulmakla uzun ömür arasında yakın bir ilişki var.
  • Kök hücre tükenmesi: Kök hücreler vücudumuzun ana mimarlarıdır. Vücudumuzdaki diğer hücre türlerine dönüşme potansiyeline sahiptirler. Onarır ve yenilenirler. Kök hücre havuzunun kendini yenileme miktarı, kalitesi ve hızı zamanla azalır. Kök hücre tükenmesi yaşa bağlı bir eksikliktir. Serinin ilk yazısını tamamen bu konuya ayırmıştık. Kök hücre tükenmesinin ötelenmesi, yaşam süresine olumlu yönde etki eder.
  • Hücrelerarası iletişim kopukluğu: Hücrelerimiz arasında kesintisiz bir bilgi aktarımı var. Hücre iletişimi yanlış gittiğinde, kronik doku iltihaplarına ve bağışıklık sistemi işlevlerinin zayıflamasına yol açar. Yaşlandıkça sinyal alma ve yanıt verme yetenekleri de değişir. Hücreler arası iletişimi sürdürmeyi başarmak, yaşam süresindeki erozyonu azaltır.

Gelecek yazıda tüm bu gelişmelerin hayatımızı, iş dünyasını ve devletleri en az globalleşme ve dijitalleşme kadar nasıl derinden etkileyeceğini inceleyelim.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

X olmak

22 EYLÜL, 2023

ChatGPT4: Yeni bir dönem

11 MAYIS, 2023

Üretken yapay zeka

28 MART, 2023

5G'li hayat

14 EKİM, 2022

Gençlik 2.0

29 KASIM, 2021

Türkiye ve inovasyon

14 MART, 2021

Yeni Bir Üniversite Hayali

20 ARALIK, 2020

Üniversite ikilemi

2 KASIM, 2020

Yorum Yaz