“Gençler zengin, zenginler genç olmanın hayaliyle yaşar.” Jeff Bezos’un son yatırımı, bu iddialı cümleyi hatırlattı bana. Bezos 59 yaşında ve dünyanın en zengin insanı… “Hayatı uzatma” ve “gençleşme” ile üzerine bir girişime yüklü miktarda para yatırdı. Konu Türk basınında “ölümsüzlük” başlığıyla yer buldu. Tema ölümsüzlük olunca olay sosyal medyaya magazin boyutuyla yansıdı. Bilimsel gelişmeleri ıskaladık yine… Dünyada da farklı değil.
Halbuki arkada çok önemli gelişmeler söz konusu…
İnanması zor olsa da ortalama insan ömrünün üç haneli bir rakama çıkması bekleniyor. Bizim kuşağın dahi gelişmelerden faydalanma ihtimali var. Bir başka beklenti de 30 yıl içinde yaşlılığın önlenebilir bir hastalık olduğunun kabul edilmesi yönünde… Daha uzun, daha sağlıklı, daha genç bir ömür bizleri bekliyor.
Bu yazı serisini 2020 Nisan’ında başlatmayı planlamıştım. Dünyanın farklı yerlerindeki şirketleri inceleyip bazılarını ziyaret etmiştik. Konferansları yakından takip ettik. Ancak planlar uymadı. Pandemiyle gelen çaresizlik hayatın tam ortasına çöküverdi. Bir sonraki yılı görüp görmeyeceğimiz belli değilken ömrün uzayacağından bahsetmek zor olacaktı.
Bezos’a ayrıca teşekkür ediyorum o yüzden. Seriyi başlatabiliriz artık.
Tahmin ettiğinizden çok daha derin bir konuyla karşı karşıyayız. Bezos’un yatırım yaptığı girişimin danışma kurulunda tanıdık bir isim görünce ayrıca heyecanlandığımı itiraf edeyim: Shinya Yamanaka. Serinin bu ilk yazısını, gelin özel bir insana, Yamanaka’ya ayıralım.
YAMANAKA
Shinya Yamanaka, 2012’de henüz 50 yaşındayken ilaç alanında Nobel ödülünü aldı. Yaptığı çalışmalar biyoloji dalında çığır açtı. Dünyanın dört bir yanında binlerce biyo-girişimci Yamanaka’nın araladığı kapıdan geçerek sıra dışı işlere imza atıyor. Kimisi çaresiz hastalıklara derman arıyor kimisi ise kalıcı gençliğin formülü bulma derdinde.
Yamanaka’nın keşfini “hücrelerin yeniden programlanabilmesi” olarak tanımlamak mümkün. Profesör, herhangi bir hücreyi genetik yöntemlerle kök hücreye dönüştürülebilecek bir yöntem geliştirdi. Kök hücreler embriyo aşamasından itibaren vücudumuzda bulunan, doğumla birlikte azalan, gençlik sonrası iyice seyrelen, yaşlandıkça neredeyse sıfırlanan bir nevi hayat hücrelerimiz… Kök hücreler özelleşerek bir nörona, bir kalp hücresine ya da herhangi bir başka organın hücresine dönüşüyor. Dönüşen hücreler her ne kadar tamamen aynı genetik koda sahip olsalar da dönüştükleri hücrenin işlevselliği dışına çıkamıyor. Örneğin kişinin pankreas hücreleri diğer bütün hücreleriyle aynı genetik koda sahip olsa da kodun sadece pankreas ile ilgili bölümlerini kullanabiliyor. Ancak önemli bir detay var: Kullanılmayan bölüm silinmiyor, kod hala aynı kod… Pankreas hücresi tarafından okunamaz hale geliyor sadece.
Yamanaka’nın buluşunun devrimselliği bu düzeni geriye çevirebilecek bir yöntem geliştirmiş olmasında yatıyor. Nasıl ki bir kök hücre herhangi bir hücreye dönüşerek özelleşebiliyorsa herhangi bir özelleşmiş hücre de “Yamanaka faktörleri” sayesinde özüne dönüp joker yetenekleri olan bir kök hücre halini alabiliyor.
NOBEL VE SONRASI
Nobel’e kadar çeşitli engeller ve zorluklarla karşılaşmış Yamanaka. Hatta akademisyenlik kariyerine 5 yıl ara vermiş. Defalarca bırakmayı düşünmüş. Nobel’i almasıyla birlikte sadece kendisinin değil hepimizin kaderi değişmiş durumda. İnsanın kendi hücrelerinden kök hücre yaratabilmesine kısaca “gençleştirme” diyoruz.
Bu buluş sayesinde büyük vicdani ve etik tartışmalara yol açan insan embriyosu üzerinde yapılan deneyler neredeyse sıfırlandı. Yaşamın uzaması, üstelik uzayan yaşamın sağlıklı geçmesi ve hatta genç kalınması üzerine önemli adımlar atıldı.
Özetle Gılgamış Destanı’nı andıran hayali bir hikayeden bahsetmiyoruz. Önümüzdeki 20 yıl içinde bilim dünyasında çok büyük değişikliklere şahit olacağız.
Öte yandan bu konuları çözsek bile aklımızda hep aynı sorular kalacak. Bir virüsle nakavt olmaya devam edecek miyiz? Yaşlı dünyamız, çevre, iklim bu gelişmeyi kaldırabilecek mi? Bu kadar uzun yaşamaya zihinsel, fiziksel ya da finansal olarak hazır mıyız?
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?