Xi Jinping, 20 Ekim’de gerçekleştirilen 20. Parti Kongresi’nden Mao Zedong’dan bu yana hiçbir liderin elde edemediği kadar güçlü bir şekilde çıktı. Bunun bir sonucu olarak, Xi’nin milyarlarca insanın hayatını etkileyen keyfi kararlar alma yeteneği de rakipsiz olmaya devam ediyor. Çin, küresel ekonominin istikrarı ve jeopolitik gücün dengesi için Mao döneminde olduğundan çok daha önemli bir hale geldiği için de Xi’nin gücü küresel bir sorun haline geliyor.
Xi’nin aldığı son kararlardan bazılarını bir düşünün. Yabancı ülkelerde üretilen mRNA aşılarını ithal etmeyi reddetmesi Çin’deki 1,4 milyar insanı COVID-19 karşısında olması gerekenden çok daha savunmasız bıraktı. Çinli liderin kontrol hırsı, başka alanlarda da hatırı sayılır zararlara neden oldu. Özel sektördeki teknoloji firmalarına uygulanan gizli kapaklı baskılar, Çin’in çığır açıcı yeni dijital teknolojiler üretme kabiliyetini ve uluslararası yatırımcıların da Çin’in yatırım yapmak için güvenli bir yer olduğuna dair inancını baltaladı. Dış politikada, Xi’nin Ukrayna’nın işgalinden sadece üç hafta önce Rusya’yla olan “sınırsız” dostlukları hakkındaki açıklaması, Xi’nin uluslararası sistemi baştan yaratma konusunda Putin’le aynı iştaha sahip olduğu konusundaki korkuları şiddetlendirdi.
Artık Çin siyaseti doğrudan tüm gücü elinde bulunduran tek bir liderden aktığına göre, politik süreçlerde çok daha az şeffaflık, daha az güvenilir bilgiler ve hataları kabul etme, gidişatı değiştirme veya taviz verme konusunda daha az alan bulunuyor.
Sorun daha da büyüyecek
Maksimum Xi sorunu, 2023 yılında daha da büyüyecek. Öncelikle, Zero COVID-19 politikasını özenli bir hazırlık yapmadan bir anda tamamen bitirme konusundaki ürkütücü karar, bir milyondan fazla Çinliyi daha öldürebilir. Eğer COVID-19’un yeni ve tehlikeli bir türü ortaya çıkarsa, Maksimum Xi bunun Çin’de ve diğer ülkelerde hızlıca yayılmasını daha olası hale getiriyor. Çin’in bu yeni varyantı tanımlama kabiliyeti, Xi’nin testleri ani ve kesin bir biçimde azaltma emriyle risk altına girer. Ekonomi konusunda, Xi’nin devlet kontrolü konusundaki hırsı uzman görüşlerinin karşı çıkamayacağı kararlar ve politik belirsizlikte bir artışa neden olacak. Bu durum zaten zayıflamış olan bir ekonomi için kötü haber demek. Parti kongresi sırasında ani bir şekilde alınan, ekonomik verilerin yayınlanmasını geciktirme kararı, küresel pazarlar için başa geleceklere dair uğursuz bir işaretti.
Son olarak, dış politika konusunda Xi’nin milliyetçi görüşleri ve iddialı tarzı, Pekin’in rakipleri, müttefikleri ve çok sayıdaki hükümetle olan ilişkilerini belirleyecek. Xi, ülke içindeki ekonomik zorlukların ölçeği ve aciliyeti düşünüldüğünde, ülkesinin kısa vadeli bir krizi kaldıramayacağını biliyor. Fakat diplomatlar Xi’nin agresif dış politika retoriğini tekrar ettikçe, “kurt savaşçı” diplomasisi daha da şiddetlenecek. Xi’nin Vladimir Putin’e ve onun dünya görüşüne olan kişisel yakınlığı, Çin’in Ukrayna’yı destekleyen hükümetlerle yakından etkileşime geçmesini kısıtlayacak. 2023’te asıl kesinlik kazanacak şey olan daha yıkıcı Rus davranışları, ABD ve Avrupa’nın Xİ ve Çin’e karşı olan tavrını belirleyecek.
Çinli bir liderin bu kadar sınırsız bir güce sahip olduğu son seferin sonucu yaygın bir açlık, ekonomik çöküntü ve milyonlarca insanın ölümü olmuştu. Ufukta “kültürel bir devrim” veya “büyük bir sıçrama” görünmüyor ve Çin’in eğitimli ve şehirli orta sınıfının büyüklüğü, Xi’nin keskin önlemlerini kontrol eden az sayıda güçten birini oluşturuyor. Fakat Maksimum Xi, Çin ve Çinlilere halihazırda çok şeye mal oldu bile ve muhtemelen 2023’te daha da fazlasına mal olacak.
“Artık Çin siyaseti doğrudan tüm gücü elinde bulunduran tek bir liderden aktığına göre, politik süreçlerde çok daha az şeffaflık, daha az güvenilir bilgiler ve hataları kabul etme, gidişatı değiştirme veya taviz verme konusunda daha az alan bulunuyor.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?