Facebook’un toplumları bölmesi nasıl önlenir?

Facebook, 3 milyar insanın faydalandığı sosyal etkileşimi, bilgiyi ve haberleri sağlayan bir ürün sunuyor. Eleştirmenlerin, kanun koyucuların ve düzenleyicilerin şirketi daha fazla trafik elde etmek ve kârını artırmak için aşırı, nefret dolu ve sahte içerikleri teşvik eden algoritmalar kullanmakla suçlaması, bu yüzden bu kadar önemli. CEO Mark Zuckerberg, bu suçlamaları inatla reddediyor. Fakat dünya çapında devletler, bu suçlamaların yarattığı tehdidin boyutunu artık fark etti. Doğruyu söylemek gerekirse Facebook, demokrasinin muhafaza edilmesinde doğrudan bir sorumluluğu olsun istemiyor. Para kazanmak ve rekabetçiliğini korumak istiyor. Kullanıcı etkileşimini artırarak büyüme peşinde. Facebook yöneticileri, devletin tüm internete uygulanacak ve nasıl işleyeceklerini, ne çeşit bilgiler gönderebileceklerini ve neleri göndermemeleri gerektiğini belirleyecek yeni kurallar koymasını istediklerini söylüyor. Bu kuralların tüm şirketlere adil bir şekilde uygulanmasını istediklerini belirtiyorlar.  

Fakat Facebook yöneticilerinin değişim istemesinin sebebi, biraz da değişimin gerçekten geleceğini düşünmemeleri. Politikacılar muhtemelen Facebook’un çalışma şeklini etkili bir şekilde değiştirmeyecek, çünkü sorunu çözmek için ne yapılacağı bir yana, daha sorunun ne olduğu hakkında fikir birliğine varamıyorlar. Washington’da sağcı kamu yetkilileri, Facebook’un solcuların uygulamaya koyduğu bir sansür şekli olan “politik doğruculuk” konusundaki baskılara boyun eğdiği konusunda ısrar ediyor. Bu sırada solcu politikacılarsa asıl sorunun Facebook’un çok fazla etki sahibi olması, pazarda çok büyük bir gücünün olması ve sağcıların örneğin Amerikan başkanlık seçimlerinin Donald Trump’tan çalındığına dair asılsız suçlamaları desteklemek için uydurduğu dezenformasyonu yayması olduğunu söylüyorlar. Eğer solcular ve sağcılar sorun hakkında bir uzlaşmaya varamazsa ne gibi çözümler getirileceği konusunda da uzlaşamazlar.  
“HEMEN HAREKETE GEÇMELİYİZ”
Eğer Amerikan yasa düzenleyicileri, Facebook gibi teknoloji devlerini zayıflatacak hamleler yaparsa o zaman Amerika’nın ulusal güvenliğini ve inandıklarını söyledikleri online değerleri tehlikeye atmış olurlar. Facebook’un toplumları bölmesini önlemek için alınabilecek sağduyulu önlemler bulunuyor. Birincisi, politik reklamları yasaklamak. İkincisi, algoritmaları değiştirmek. Üçüncüsü de sosyal medya sitesi LinkedIn’de olduğu gibi her kullanıcının gerçek bir kişi olduğunu doğrulamak. Anonim hesaplara ve botlara izin vermemek. Bunlar sadece Facebook’un değil, genel olarak dijital teknoloji formlarının oluşturduğu zorluklarla başa çıkma yolunda atılacak mütevazı ilk adımlar olur. Düzenleyicilerin ve toplumun benimseyebileceği en iyi stratejiyse teknoloji şirketlerinin kendi dijital alanlarında giderek daha güçlü hale geldiği bir dünyaya en iyi nasıl uyum sağlayacakları hakkında küresel bir tartışma başlatmak olur. Dünya liderleri iklim değişikliği hakkında ne yapacaklarını tartışmak için 1990’ların ortalarından beri her yıl toplantılar gerçekleştiriyor. Yükselen deniz seviyeleri ve giderek daha da dengesiz hale gelen hava durumları hakkında olduğu gibi BT şirketlerinin demokrasi ve topluma verebileceği zararları sınırlandırmak için hemen harekete geçmeliyiz. Fakat bazı değişikliklerin çoktan kaçınılmaz hale geldiği bir dünyaya da uyum sağlamalıyız. Bu acil bir öncelik, çünkü yaşama, bilgi toplama ve etrafımızdaki dünyayı anlama şeklimize dair teknolojik değişiklikler küresel ısınmadan çok daha hızlı gerçekleşiyor.