Çin yakın takipte

23.10.2024 22:01:160
Paylaş Tweet Paylaş
Çin yakın takipte

Çin Komünist Partisi liderleri, tahmin edilemez durumda olan ABD seçimlerine nasıl tepki verecek? Bu konuda birkaç olasılık var. Çinli liderler, Amerikalı Cumhuriyetçiler ve Demokratların üzerinde uzlaştığı pek az noktadan birinin, Çin’in doğal büyümesini engelleme arzusu olduğunu düşünüyor. Pekin, bu iki tarafın sadece hangi ekonomik ve politik silahları nasıl ve ne zaman kullanacağı konusunda anlaşmazlık yaşadığına inanıyor. Trump şimdilik ABD seçimlerinin favorisi… Pekin yeni bir Trump yönetimi için erkenden hazırlanmanın öneminin farkında. En azından Kamala Harris’in başkanlığına hazırlanmaktan daha kritik olduğunu biliyor. Şu anda Pekin’in hem Washington’la olan ilişkiler hem genel olarak uluslararası sisteme yönelik stabilite arzusu halen çok güçlü. Çünkü Çin ekonomisi pandemi sırasındaki acımasız sokağa çıkma yasağı politikalarının yaşattığı travmadan sonra yeniden yükselmekte yavaş kaldı. Resmi olarak Çinli yetkililer Trump Beyaz Saray’a dönerse ABD pazarının kendilerine kapanma ihtimalini yüksek görüyor. Bu nedenle Çin, kendi pazarının gücünü artırma ve yabancı pazarlara kayma konusunu önceliklendiriyor. Şimdilik Çin’in ticaret savaşlarını tırmandırması muhtemel görünmüyor. Çin; ABD ve Çin devletleri orduları arasında daha iyi bir iletişim olması için gerekli zemini hazırladı. Fakat ÇKP yetkilileri, Trump’ın Çin’den yapılacak tüm ithalatlara yüzde 60 oranında tarife uygulama konusundaki yeni tehdidinin seçmenlere verdiği bir vaat mi yoksa Pekin’i daha iyi ticaret ve yatırım şartları için sıkıştırmayı amaçlayan bir pazarlık taktiği mi olduğunu anlamaya çalışıyor. En büyük endişeleri Trump’ın Kalıcı Normal Ticaret İlişkileri statüsünü geri çekebilecek olması. Bu, Çin’in DTÖ’ye katılmasını sağlayan anlaşmanın geri çevrilmesine sebep olabilecek bir hamle. Bu anlaşma, Çin’in yükselişinin ve ABD ile Çin arasında bir nesilden fazladır süren ekonomik ilişkilerin temeli olmuştu. 

PRAGMATIK SINIRLANDIRMA 

Pekin, ABD ekonomisinin zayıflığının uluslararası baskı konusunda farklı bir hedef seçmeye ikna edeceğini umarak Trump’ın Çin ekonomisine karşı ilk hamlelerinin verdiği acıya göğüs germeyi deneyebilir. Çin ayrıca yardım için yüzünü Asya’da ABD müttefiki olan fakat Pekin’le iyi ekonomik ilişkilere ihtiyaç duyan başka ülkelere dönebilir. Bu ülkelere Çin pazarlarına daha fazla erişim sunabilir. Bunun karşılığında bu ülkelere Trump’ın Beyaz Saray’ına daha az çatışmacı bir yaklaşım benimsemeleri için lobi yapmaları yönünde baskı yapabilir. Fakat zaten zayıf olan bir büyüme sırasında daha fazla ekonomik sıkıntıya göğüs germek, Çinli tüketicileri yabancılaştırma riski de içeriyor. Bu tüketiciler, durgun ekonomi yüzünden yerel yetkilileri suçlamayı bırakıp öfkelerini Komünist Parti liderlerine yöneltebilir. En büyük endişe ise Çin’in Trump (veya Harris) yönetiminin ekonomik baskısına daha iddialı bir güvenlik politikasıyla karşılık verecek olması. ABD, Çin ekonomisinden ayrılma konusunda daha agresif hale gelirse Tayvan’a karşı askeri ve diplomatik baskı uygulamaması yönünde Pekin’i yönlendirmede elinde daha az avantaj olur. Pekin, ABD toprağında üretim yapma ve istihdam yaratma sözü verirse ABD politikasının geleceğini etkilemek için yeni bir avantaj yaratabilir. 2025 için en olası senaryo, Çinli liderlerin ve Washington’daki yeni yönetimin birbirlerinin güçlü ve zayıf yönlerini tarttığı bir gerilim dönemi. Belki de her iki tarafın da umut edebileceği en iyi sonuç, hem Washington’da hem Pekin’de süregelen ekonomik belirsizliğin, dünyanın en önemli ikili ilişkisine daha fazla zarar gelmesini pragmatik bir şekilde sınırlandırması olacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz