11 Yıl Önce 11 Yıl Sonra
Zaman hızlı geçiyor. Yılın onda birini geride bıraktık neredeyse. 11 ay sonra 2020’ye, 11 yıl sonra 2030’a girmiş olacağız.
2030… Kulağa ne kadar uzak geliyor değil mi? Halbuki 2008’le aynı mesafede. Her ikisine de sadece 11 yıl uzaktayız. 2008 dün gibi; ne kadar yakın... Bugüne göre çok farklı bir hayatımız var. Henüz akıllı telefonlarla, tabletlerle haşır neşir değiliz bu kadar. Daha 3G bile yok Türkiye’de. Whatsapp, facebook, twitter, instagram, spotify ve diğerleriyle tanışmış değiliz. Sosyal medya terimini bile duymamış çoğumuz. Anı kaçırma korkumuz yok. Aynı anda üç-beş ayrı ortamda kendimizi göstermek zorunda hissetmiyoruz.
On bir yılda ne kadar değişmişiz değil mi? On bir yıl sonra dönüp bugünlere baktığımızda neler hissedeceğimizi şimdiden kestirebilmek çok zor. Son 11 yılda dijitalleşen, “sosyalleşen”, dönüşen dünyamız önümüzdeki 11 yılda sentetikleşecek, fijitalleşecek, yalınlaşacak, yenileşecek.
SENTETİK DÜNYA
Sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, karma gerçeklik derken sentetik gerçeklik terimi ile tanışıyoruz. Gerçeklik dediğime bakmayın, aslında “yalan dünya” konusunda bir adım daha atıyoruz. 2018’in iddialı gelişmelerinden biri hiç kuşkusuz Google Duplex idi. Seyredenler hatırlayacaktır, yapay zekanın telefonda basit işlemler yapabileceğini gösteren ilginç senaryolar vardı lansmanda… İlk senaryoda yapay zeka bir kadın sesine sahipti. Gerçek bir kuaförü arayarak randevu almayı başarmıştı. Sohbet esnasında an geldi “hı-hı” dedi, an geldi mırıldandı. Aksanlar pürüzsüz, konuşmalar akıcı, ses insaniydi.
Geçen yılın ortasında tüm dünyayı etkileyen insani ses, yılın sonunda yerini insani yüzlere bıraktı. Sosyal medyada “Bu yüzlerin hiçbiri gerçek değil” söylemiyle paylaşılan görsellerdeki yüzler NVidia’nın AI sistemleri tarafından yaratılmıştı. Sıradan bir mükemmeliyet vardı ifadelerde. Her bir yüz, binlerce yüzden derlenerek hazırlanmıştı ve hiçbiri yapay durmuyordu.
İnsani yüzler, insani sesler… Sentetik dünyada her şey fena halde gerçeği andırıyor artık. Hakikat iyice bulanıklaşıyor. Önümüzdeki dönemde emek harcanacak konulardan biri hiç kuşkusuz organik gerçekleri bulabilmek, algılayabilmek üzerine olacak. Yeni meslekler arasına ikna tasarımcıları eklenecek.
FİJİTAL DÜNYA
Capital’deki ilk yazılarımdan biri fijitalleşme üzerineydi. Fiziksel dünya ile dijital dünyanın bir araya gelişi üzerine öngörülerde bulunmuştuk. Üzerinde dijital izler taşıyan fiziksel deneyimlere değinmiştik. Fijitalleşme hız artırarak devam ediyor. Buradaki kilit konu ara-yüzler… Önümüzdeki dönemde ekranlar dışında yeni arayüzlere iyice alışacağız. Ekran ve klavyeye gerek kalmadan internete bağlanabileceğiz. Akla gelen ilk alternatifler arasında vücudumuz, hareketlerimiz, sesimiz, ışık ve diğer ses dalgaları bulunuyor.
Sohbete dayalı ara-yüzler her geçen gün önemini artacak. 2021’de cihazlarla iletişimin yarısının konuşarak yapılması bekleniyor. Akıllı asistan pazarı özellikle İngilizce konuşulan ülkelerde oldukça hareketli. Sadece cihazlar, ev aletleri ve asistanlar değil, çeşit çeşit nesnenin “sohbet edecek” kadar konuşması bekliyor. An itibariyle yurt içinde ve dışında pek çok girişimci kült çizgi film “Oyuncak Hikayesi”ni gerçek kılmak için çalışıyor. Özellikle okul öncesi eğitimde konuşan oyuncaklara yeni roller yükleneceğe benziyor.
YALIN DÜNYA
Hemen şimdi kültürü yalınlaşmayı, basitleşmeyi beraberinde getirecek. Hayat hızlanmaya devam edecek. Bugün sıradan olan işlemler görünmez olacak. Parayla olan ilişkimiz, alışveriş deneyimimiz, sözleşme ve anlaşma süreçlerimiz değişecek. Bürokrasinin, aracıların önemi her geçen gün daha da azalacak. Geçmişimiz, yeteneklerimiz, diplomalarımız kimliğimizle, varlığımızla adeta bütünleşecek.
YENİ DÜNYA
Dünyamız hiç kuşkusuz yenilenmeye devam edecek. Son 10 yıla teknoloji damgasını vurmuştu. Önümüzdeki on yıl bilim daha ön plana çıkacak. Yükselen meslekler arasında biyoloji, fizik ve kimyaya dayalı konular var. Keza başta psikoloji, sosyoloji, antropoloji olmak üzere sosyal bilimler de popülerliğini artıracak. Teknoloji, dijitalleşme ve veriyi okuma- anlama konuları bilimin her dalıyla bütünleşecek.
EKRANSIZ DÜNYA
Hemen hepimizin önemli problemleri arasında ekran bağımlılığı var. Çoğumuz çocukları için dertlense de esas problem kendimizde. Her geçen gün bağımlılık seviyemiz artıyor. Sağlıksız bir denklem söz konusu. Her sağlıksızlığın sonunda olduğu gibi burada da bir karşı atak bekliyor bizleri.
Önümüzdeki dönemde DQ (Dijital Zeka) kavramı IQ ve EQ kadar popülerleşecek. Aynen organik beslenmede olduğu gibi kötü dijital alışkanlıklarımızdan arınmaya çalışacağız.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?