A planı - dalfa etkisi

A planını oluşturmaya, dünyayı değiştirmeye hazır mısın?’’ Okuyanlar hatırlayacak, geçen ayki yazımız bu cümleyle bitiyordu. Odağımız sendin. Bu sefer şirketini değil, bizzat seni geleceğe hazırlamaya çalışmıştık. Ömrümüzün uzayacağından, ortalama 100 yıl yaşayacağımızdan, bu vesileyle hayatımıza yeni evreler ekleneceğinden söz etmiştik. Bu yeni evrelerden birine özel ağırlık vermiş; 55-75 yaş arasına denk gelen 20 yıllık ek dönemin, henüz bilincine varmasak da hayatımızın en bereketli etabı olma potansiyelinden bahsetmiştik. 

İDEALLERIN BITİŞİ

Kabul edelim; çoğumuzun iş hayatı, kariyeri rastlantılar üzerine kurulu… Mesleğimizle okuduğumuz üniversite sayesinde kucaklaştık. İlginçtir, o bölüme girmemizi sağlayan sınavda bir soru eksik ya da fazla doğrumuz olsaydı bambaşka bir mesleğe, dolayısıyla çok farklı bir kariyere sahip olacaktık. İlk şirketimiz, ilk pozisyonumuzdan itibaren farklı bir hayat, farklı bir yolculuk bizi bekleyecekti. Yine kabul edelim; hayallerimizi katmadık, katamadık bu kariyerin içine. Umudumuz daha iyi pozisyonlara yükselebilmek, daha yüksek gelir elde edebilmek, gücümüzü kudretimizi artırmaktan ibaret oldu. Çoğumuz kariyerimizden, bulunduğumuz noktadan, konfor alanımızdan mutluyuz. Ellili yaşlara yaklaştıkça en büyük hedef emekli olmak, şehrin yorucu temposundan kurtulup daha rahat bir hayata ulaşabilmek... Bugüne dek yaptıklarının büyük kısmına sen şekil vermedin. Elbette doğru pek çok adım attın, akıntının içinde akıllı hamleler yaptın. Ama unutma, bir hareket vardı, sen içindeydin, çoğu zaman akıntıya bıraktın kendini. Bu şekilde inşa edilen kariyerler bana Külkedisi’nin balkabağına dönüşüveren arabasını hatırlatıyor. Çevrene bak, uzun yıllar boyunca çalıştıktan sonra emekli olan profesyoneller önce meşgaleden, sonra kudretlerinden, en nihayetinde mutluluktan uzaklaşıyor. Büyük bir boşluk içinde buluyorlar kendilerini. Hayatın düzene oturduğu, çocukların mezun olduğu, maddi ihtiyaçların bir nebze azaldığı dönemde bırakmak, tek hedefin dinlenmek olması saçma değil mi? Üstelik ömür bu kadar uzamışken, neredeyse bir 50 yıl daha bizleri beklerken… Şairin o ünlü dizesini yeniden hatırlayalım: İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir. 

HAYAT GRAFIĞI 

TEDx sunumumda bütün hikayeyi çan eğrisine benzeyen bir grafikle anlatıyorum. Grafiğin X ekseni zaman elbette. Doğuyoruz, büyüyoruz, yükseliyoruz, tepe noktaya ulaştıktan sonra rahatlıyoruz ve yavaşça bırakıyoruz kendimizi, zamanla kaybolup gidiyoruz. Grafiğin Y eksenine ilk başta bir isim verme gereği duymuyor insan, ta ki insanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir dizesini idrak edinceye kadar. Y ekseni gençliğin ta kendisi aslında. Peşinde koştuğun bir idealin olduğu sürece yaş almaya devam etsen de gençleşmen mümkün. A planı hayat çan eğrisinde ek bir dalga oluşturuyor, şu anki kariyerinle ulaşabileceğin doruk noktasını daha da yukarılara taşıyor. Doruk yükseldikçe enerjin, motivasyonun artıyor ve hayata daha da bağlanıyor, gençleşiyorsun. 

A PLANINI TETIKLEMEK 

Geçen ay da sormuştuk; sorumuz net: Aniden karşına çıkan, bu beklenmedik yeni hayat evresini nasıl değerlendireceksin? Fırsatı kullanıp hayallerinin, ideallerinin peşinden koşmaya ne dersin? Ancak bu sefer bir akıntı yok ortada, hareketi sen başlatacaksın. Her şey sana bağlı. Ömrünün ikinci baharında girişeceğin bu yeni başlangıcın adı B planı değil o yüzden; A planı. Bu sefer kendin şekil vereceksin hayatına. İdeallerinin peşinde koştukça gençleşeceksin üstelik. Öyle bir yolculuk ki bu, insanlar seni anarken çalıştığın şirketler, eski pozisyonlarla değil ideallerin ve hayallerinle anacak. Adı üzerinde bir plan bu. Son ana bırakmaman gerekiyor. Tanıdığım pek çok insan var, boşlukta kalınca aklı başına gelen… Halbuki A planını çok daha erken tasarlamak gerekiyor. A planını oluşturmak için ideal dönem 30’lu yaşlar. Elbette öncesinde ya da sonrasında da yapabilirsin bu önemli çalışmayı. Ne kadar erken girişirsen bu işe, o kadar güçlenecek, gençleşeceksin. Lütfen unutma; ‘‘İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.’’ Hayallerinin peşini bırakma o yüzden.