Beyin takıntılı olduğum konulardan biri… Kütüphanemin önemli bir bölümünü beyin üzerine yazılmış kitaplar kaplıyor. Anlamaktan hatırlamaya, egodan düşünmeye, duygulardan iletişime kadar bizi biz yapan hemen her şey bu mucizevi organın içinde saklı. Nasıl öğreniyoruz? Nasıl karar veriyoruz? Nasıl hatırlıyoruz, nasıl unutuyoruz? Bakmaktan görmeye nasıl geçiyoruz? Neden uyuyoruz? Uykuyu yenebilir miyiz? Bunlar kafamı kurcalayan sorulardan bir kısmı... Silikon Vadisi’nde de konuya duyulan ilgi her geçen gün artıyor. Yapay zekâ hedefli çalışmalar esnasında bir yandan da insan beyninin gizemi çözülüyor. Geçtiğimiz günlerde üç önemli girişim ön plana çıktı. Gelin önce onlara göz atalım: Bryan Johnson, Amerikalı çılgın dâhilerden biri… Beyni insanın işletim sistemi olarak görüyor. Kendi cebinden yüz milyon dolar koyarak kurduğu şirketine “Kernel” adını vermiş o yüzden. İnsan beyninin kapasitesinin çok altında kullanıldığını düşünenlerden... Beynin yedeklenebileceğine, internete bağlanabileceğine, güçlendirilebileceğine inanıyor. Hedefleri çok büyük. Öncelikle Alzheimer ve demans gibi hastalıkları yenerek başlayacak yolculuğuna… Elon Musk an itibariyle dünyanın en popüler dâhilerinden… İnsanlığı ileriye götürecek, dünyayı kökten değiştirecek uçuk fikirleri hayata geçiren önemli bir lider. Mars’taki hayatın temellerini atmak da onun işi, otomotiv dünyasını alt üst eden Tesla da öyle… En çılgın projesi ise yeni şirketi Neuralink ile gerçekleşecek. Bu seferki hayali insan beyniyle yapay zekâyı bütünleştirmek... Beyne takılacak mikroçiplerden, yeni bir katmandan bahsediyor. Mark Zuckerberg hayatımızı değiştiren bir başka dâhi… Facebook’un kurucusu geçen ay gerçekleşen geleneksel F8 konferansında yeni bir beyin arayüzü üzerine çalıştıklarını açıkladı. Evet, Facebook yakında aklımızdan geçenleri okumayı hedefliyor. İnovasyon ekibinin başındaki Regina Duran’ın açıklamaları son derece heyecan verici… Sadece beyin değil deri üzerine de çalışıyorlar. Derinin iletişim amaçlı kullanılması için kafa yoruyorlar. Gelin bu üç girişimin ortak noktalarına, farklılaştıkları başlıklara birlikte bakalım.
1 #ArtıBeyin: Kernel, yapay zekanın potansiyel yıkıcı etkilerine karşı durabilmek için insan zekasını güçlendirmek gerektiğini söylüyor. Beyni buluta aktarmaktan, internete bağlamaktan bahsediyor. Neuralink bir adım daha ileri gidiyor ve yapay zekayı ek bir katman olarak beyinle bütünleştirmeyi hedefliyor. Facebook ise artırılmış gerçekliğin gücüyle beyne yeni yetenekler kazandırmayı planlıyor.
2 #Kapasite: Beyindeki kapasitenin kullanımında pek çok darboğaz var. Duran’a göre aynı anda 40 HD filmi seyredebilecek bir bant genişliğine sahibiz. Johnson’a göre aynı anda yüzlerce kişiyle birebir konuşabilecek potansiyelimiz var. En önemli darboğaz iletişimde. Konuşmak düşünce hızımızın çok gerisinde. Yazmak da öyle. Yeni iletişim yolları bulmak zorundayız.
3 #Mikroçip: Kernel de Neuralink de yöntem olarak beyne yerleştirilecek mikroçipleri benimsemiş. Farkındayım, okuyunca bile insan kötü hissediyor. Onlar da farkında… Yapılan araştırmalar insanların yüzde 69’unun beyne eklenecek mikroçiplere karşı olduğunu söylüyor. Dâhilerimizin sığındıkları liman, bir zamanlar organ nakline de çoğu insanın karşı çıkması…
4 #BeyinArayüzü: Neuralink’in hedefi beyinde üçüncü bir katman yaratmak. İç beyin, dış beyin ve yapay zekâ… Elon Musk üçüncü katmanı sihirli bir değnek gibi görüyor. Bu sayede pek çok yeni yetenek kazanılacak. Facebook da yeni bir katman yaratma peşinde… Bu katman beynin bilgisayarla, internetle direkt iletişimini sağlamayı hedefliyor. F8’de yapılan demolarda beynin okunması gösterildi.
5 #Kaygılar: Bütün bunlar yeni kaygıları beraberinde getiriyor. Örneğin, Facebook’taki gelişmeler sıradan kullanıcılarda “ya her düşündüğümüz ekrana çıkarsa” korkusunu tetikliyor. Şirket yetkililerinin yorumu enteresan; nasıl ki pek çok fotoğraf çekiyorsunuz ve sadece birkaçını yüklüyorsunuz burada da öyle olacak. Hangi fikirlerinizi seçerseniz onlar yansıyacak… Beyninizdeki hatıraların içinde dolaşmaya başlayacaksınız. Mikroçipli kurgulardaki kaygılar ise çok daha boyutlu: Sağlık, ahlak ve korku. Sağlıklı bir beyne bir mikroçip ekletmeyi kabullenmek zor. O yüzden önceliği travmalı, hastalıklı beyinler alıyor. Alzheimer, demans, lezyon, beyin kanseri ve benzeri hasarlara derman olunabilirse işler çok kolaylaşacak zira… Diğer önemli çekince ise teknolojinin kötü eller tarafından kötü amaçlarla kullanılması üzerine… Haklı bir çekince. Sorulacak çok soru var.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?