izim bankacılığa ihtiyacımız var, bankalara değil.” Bill Gates’in bu ünlü provokatif cümleyi kurmasının üzerinden neredeyse 20 yıl geçti. İlginçtir, son dönemde bu cümle sıkça tekrarlanıyor. Bunun önemli sebeplerinden biri, yeni PSD2 (Payment Service Directive) yönetmeliği… PSD2, Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki bütün finans kurumlarını bağlayan önemli bir yönetmelik. Ancak bu gelişme tahmininizden çok daha etkili… Yönetmelik şimdilik sadece AB üyelerini ilgilendiriyor gibi görünse de başta Türkiye, her ülkeye ilham verecek bir kapsamı var. Konu sadece ödemeyle ilgiliymiş gibi dursa da aslında bambaşka boyutlara sahip. Gelişmeler sadece finans sektörünü etkileyecekmiş gibi düşünülse de her sektör için fırsatlar ve tehditler barındırıyor.
HESAP VERME ZAMANI
Yeni yönetmelikle birlikte bankayla müşterinin arasındaki mahrem ilişkiye üçüncü partilerin girmesine imkan sağlanıyor. Üçüncü partinin devreye girebilmesi için hesap sahibinin banka hesabına erişim izni vermesi şart. Bu izin nedeniyle bankaya yeni yükümlülükler getiriliyor. Sorunuzu duyar gibiyim: İyi ama banka hesabına başkalarının erişmesine kim izin vermek ister ki? Emin olun, sayı tahmin ettiğinizden çok daha yüksek. Soruyu cevaplayabilmek için üçüncü partilerin kimler olabileceğini düşünerek başlayalım. Akla gelen ilk adaylar dijital dünyanın titanları… Facebook, Google, Amazon ve diğerleri arasında devam eden cüzdan savaşları yeni cephelere taşınmaya hazırlanıyor. Daha şimdiden Snapchat, Whatsapp ve benzeri platformlarda kişiler arası (peer-to-peer) para transferi yapılmaya başlandı bile. Bu gelişme sayesinde bankaya girip uzun uzadıya havale yapmak yerine Whatsapp’ın hesabınıza erişmesine izin verecek, çocuğunuza 50 TL gönderebileceksiniz. Diğer adaylar finans sektörünün yeni acar oyuncuları… Fintech’lerden bahsediyorum. Kimisi farklı bankalardaki hesapları bir araya getirip tek bir ekranda bütün hesaplarınızı yönetmenizi sağlıyor. Kimi özel tasarlanmış ara yüzlerle müşterilerine eşsiz müşteri deneyimi yaşatmaya adamış durumda kendisini. Çoğunun hedefinde banka hesaplarına ulaşabilmek var. Hesaba ulaşmaya izin vermek mutlaka para transferi yapılacak anlamına gelmiyor. Mesela vize almaya çalışırken, aracı kuruluşa banka hesaplarınıza ulaşıp yatırımınızın büyüklüğünü görmesine izin verebilirsiniz.
AÇIK BANKACILIK VE YENİ REKABET
PSD2, bankaları pasif bir role itmekle kalmıyor, bir yandan da pek çok yükümlülüğü yerine getirmelerini bekliyor. İzin verilen üçüncü partinin müşteri hesabına erişebilmesi, izin verilen limitler içinde hareket etmesi ve burada uçtan uca güvenliğin sağlanması şart. İlginçtir, üçüncü partilere neredeyse hiçbir ek yükümlülük yok. Açık bankacılıkta yeni bir dönem başlıyor. Bankaların büyük çoğunluğu PSD2 ile gelen gelişmeleri tehdit olarak görüyor. Yeni ve çok da adil olmayan rekabet, müşteriyle ilişkilerini riske sokuyor çünkü. Avrupa bankaları 2018 içinde uyum sürecini tamamlamak zorunda. Konuyu fırsat olarak görenlerin sayısı da az değil. Sonuçta bankalar da diğer bankalar için “üçüncü parti” olabilme şansına sahip. Bankam bana gelse ve diğer bankalardaki hesaplarını da bizim mobil bankacılık uygulamasıyla yönet dese kabul edeceğimi düşünüyorum.
TÜRKİYE, BANKACILIK VE ALIŞVERİŞ
Türkiye özellikle bankacılık ve perakendecilik alanlarında çoğu ülkeden ileride… Yaratıcılığımızı yansıtabildiğimiz, ezberleri bozabildiğimiz, sınırları zorlayabildiğimiz bu iki sektörde teknoloji kullanımı oldukça yüksek. İsveç’te yaşadığım dönemde, bir öğle yemeğinde iş arkadaşlarımla sohbet ederken “kredi kartıyla taksitli ödeme” kavramından bahsetmiştim. Bizler için son derece sıradan olan konu, İsveçlilere gerçek üstü gelmişti; sanki Harry Potter hikayesi anlatıyormuşum gibi dinlemişlerdi beni. Böylesine yeteneklerimiz yanında pek çok fırsatı getiriyor. Avrupa’da bu kadar çok vatandaşımız yaşarken Türkiye’deki girişimcilerin ve yaratıcı bankalarımızın bu dalgadan yararlanmalarının, oradaki sisteme renk katmalarının önünde hiçbir engel yok.
“-SIZ” DÜNYA
Yeni dünya bizi ayrılmaz konuları ayırabilmeye alıştırdı. Sınıfsız eğitim, ofissiz şirket, polissiz trafik akla gelen ilk örnekler. Bugün Uber dünyanın en büyük “taksi” şirketi ve tek bir otomobili yok. Airbnb tek bir gayrimenkule sahip olmadan dünyanın en önemli konaklama şirketi olma yolunda ilerliyor. Facebook dünyanın en büyük medya şirketi ama içerik geliştiren çalışanları yok. Spotify tek bir sanatçısı, albümü olmadan dünyanın en büyük müzik şirketi. Örnekleri çoğaltabiliriz. PSD2 ve benzeri gelişmeler sayesinde çok yakın bir gelecekte “Avrupa’nın en büyük bankasının şubesi, ATM’i, POS’u yok” demek oldukça yüksek bir olasılık.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?