Capital gibi bir dergide Pokemon üzerine
yazacağım aklıma gelmezdi doğrusu.
Ama 5 Temmuz’dan bugüne kadar geçen
kısacık sürede dünyayı ve Türkiye’yi yeni
bir çılgınlık sardı… Pokemon hortladı! Nintendo,
Pokemon’un 20’nci yılında (Evet, şu sarı küçük sevimli
yaratıktan bahsediyoruz) Pokemon GO isimli
yeni oyununu piyasaya sürdü. Ve şirketin değeri
5-11 Temmuz arasında, yani biz bayram tatilinde
güneşlenirken tam 9 milyar dolar arttı. Rakamla da
yazalım: 9.000.000.000 dolar! Türkiye’nin en büyük
şirketlerinin bile değeri bu civarlarda biliyorsunuz.
Gelin 10 başlıkta Pokemon çılgınlığına bakalım.
Hem şirket değeri açısından inceleyelim hem de
çocuklarımızla sohbet edebilecek kadar genel kültürümüz
olsun.
#FijitalDünya: Temmuz sayısında detaylıca
anlatmıştık. Fiziksel ile dijital birleşiyor, dünya
“fijital”leşiyor. Pokemon GO ile gelmiş geçmiş
en önemli fijital dalgadan bahsediyoruz. Uygulamayı
telefonunuza indiriyorsunuz ve sokağa çıkıyorsunuz.
Daha net anlatalım… Mücadele gerçek fiziksel
dünyamızda geçiyor, ancak etrafınıza telefonunuzun
dijital ekranından bakınca kenara köşeye saklanmış
yaratıklar görüyorsunuz. Onları yakaladıkça puan
kazanıyorsunuz; gücünüz, yetenekleriniz artıyor.
#HaydiDışarı: Üst seviyelere çıkabilmek
için farklı yetenekler kazanmanız, farklı
kahramanlar toplamanız gerekiyor. 720’den
fazla kahraman var. Mezarlık civarında dolaşınca
su kenarına gidince yüzebilen, dağa taşa tırmanınca
vahşi yaratıkları yakalıyorsunuz. İlk defa popüler bir
uygulama insanları evin dışına çıkarıyor, doğayla
bütünleştiriyor.
#PenetrasyonunGücü: Peki böylesine bir
oyun nasıl oluyor da 9 milyar dolarlık bir
zıplamayı tetikliyor? Üstelik uygulama (şimdilik)
ücretsiz. Nintendo’dan yeni konsol almanız
da gerekmiyor; akıllı telefonunuzu kullanıyorsunuz.
Ortada direkt ek bir gelir yok yani… İşin sırrı penetrasyonda,
toplam kullanıcı sayısında, hızlı yayılmada…
An itibariyle ürün resmi olarak sadece Amerika,
Avusturalya ve Zelanda’da piyasaya sürüldü. Birkaç
günde milyonlarca kullanıcıya ulaşıldı. Diğer ülkelerdeki
binlerce fanatik basit tekniklerle uygulamayı
indirmeyi başardı. Türkiye şimdiden en çok indiren
ilk on ülke arasında.
#AktifKullanıcı: 11 Temmuz’da hisse senedinin yüzde
25 değer kazanmasının esas nedeni ise bu kullanıcıların
aktif olması. Oyun sadece 5 günde aktif kullanım rakamları
açısından Twitter’a yaklaştı; yazıyı okuduğunuz sırada büyük
ihtimalle geçmiş olacak. Üstelik kullanım ortalaması 43 dakika.
Bu rakam Snapchat, Instagram, Messenger, Twitter’dan daha
yukarıda.
#YakınGelecek: Hissenin yükselmesinin bir diğer sebebi
gelecek vaadi… Geçtiğimiz 20 yılda sadece kart satışlarından
bile milyonlarca dolar elde eden şirket, elbette
bu yaygınlığı da paraya dönüştürecek. Yakın gelecekte oyun
kişilerin birbiriyle mücadele edebildiği bir platforma evrilecek.
Popülerlik artacak.
#TescilliKahramanlar: Disney, Marvel derken Nintendo
da tescilli karakterlerini yeniden hayatımıza sokmayı
başardı. Aslında devrimsel bir durum yok. Oyun birkaç
yıldır zaten piyasada olan Ingress ile işbirliği sonucunda ortaya
çıkmış. Özellikler, fonksiyonlar hemen hemen aynı. Fark marka
değeri yüksek tescilli kahramanlarda…
#TrendlerleDans: Pokemon GO önemli trendleri can
damarından yakalıyor. Listenin başında artırılmış gerçeklik,
mobil dönüşüm, akıllı telefonlar var. Yıllardır keşfedilmeyi
bekleyen “Geo-caching” merkeze yerleşmiş durumda.
Geo-caching bugüne kadar daha çok “define avı”, ”gizli hedef”
kurgularında kullanılıyordu.
#YeniUfuklar: Matrix’i hatırlayın. Sadece konusuyla
değil çekim teknikleriyle de milat olmuştu. Sonrasında
çekilen her aksiyon filminde bu teknikler kullanıldı. Oyun
dünyasında da Pokemon GO’nun böyle bir etkisi olacak. Coğrafi
özellikler bolca kullanılacak, oyunlar fijitalleşecek. #PazarlamaFikirleri: Pazarlama dünyası için de büyük
bir potansiyele sahip Pokemon GO. Şimdilik böyle bir
platforma dönüşeceğini söylemek için erken. Ancak her
pazarlamacının, yöneticinin hayal dünyasını tetikleyebilecek
kurgular gizli.
#HepsiniYakala: Pokemon’un sloganı 20 yıldır aynı,
“Catch ’em All” yani “Hepsini yakala”. Sadık müşterilerini
çocukluk günlerine götürüyor, 30’lu yaşlarına gelmiş
müdavimlerini heyecanlandırıyor. Bu müthiş başarı hikayesinde
müşteri odaklı inovasyon var, marka tutarlığı var, sadakat yönetimi
var. Şirket eski(meyen) müşterilerini “hepsini yakalıyor”.
Tekrardan. Kalplerinden…
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?