Lale Saral Develioğlu, 2016’nın global sinerjilerin meyvelerini görecekleri bir yıl olacağını düşünüyor.
“Türkiye’nin En Başarılı 30 Pazarlama Yöneticisi” araştırması...
Körfez sermayesi, 1 Kasım seçimlerinin ardından Türkiye'yi tekrar radarına aldı.
Günümüzde müşteriyle temas kurulabilecek kanal sayısı artmış durumda. Şirketlerin sadece satış noktasında, radyo, televizyon ve gazete reklamlarıyla değil Facebook, Twitter gibi sosyal mecralar üzerinden de müşteriye dokunabilmeleri mümkün. Hazır giyim markası Defacto 11 kanaldan ayda 468 kez müşterileriyle iletişime geçerken, Yıldız Holding’in markaları 6 kanaldan 1.200 kez tüketiciye dokunuyor. Migros 4 kanaldan ayda 810, Carrefour 3 kanaldan 180 kez müşterileriyle temas ediyor. Artık markalar sağlam bir stratejik çerçeve içinde geleneksel kanalların yanında sosyal mecralar üzerinden de tüketiciye dokunuyor, onlara kendilerini hatırlatıyor, hikayelerini anlatıyorlar. Böylece müşteri nezdinde istedikleri algıyı yaratabiliyor ve onların hem cüzdanlarında hem gönüllerinde daha fazla yer tutmak için çalışıyorlar.
Aslında marka ismi bulmak her şirket için sancılı bir süreç. Bir anlamda “çocuğuna isim vermek” gibi. Oysa geçmişte çok daha kolaydı. Bundan 40-50 yıl önce yapılan iş veya kurucuların isimleri bile bir “marka adı” yaratmak için yeterliydi. Zamanla yöntem ve yaklaşım tamamen değişti. Hatta marka ismi bulmak ayrı bir uzmanlık alanına dönüşmüş durumda. Kullanılan harf sayısından telaffuza, akılda kalıcılıktan kelimenin başka dillerdeki anlamına kadar onlarca kriter göz önüne alınıyor. Üstelik uzmanlara göre gelecekte bu iş giderek daha da zorlaşacak
Bugün bir otomobil galerisine ve teknoloji markete giren her 100 müşteriden yaklaşık 20’si satın alma yapıyor... Mobilyada ise bu oran 30’u buluyor. Hazır giyimde 15’te kalırken, ayakkabıda 7-8 civarında. Oysa 5 yıl önce bu rakamlar çok daha düşüktü. “Alan müşteri” oranı, otomobilde yüzde 10-12, hazır giyimde yüzde 11, ayakkabıda ise yüzde 8 düzeyindeydi. Artış trendinin ardında önemli dinamikler var. İnternet kullanımının artması, kampanyalar ve tüketicinin bilinçlenmesi bu faktörlerden bazıları.
Eskiden müşteriler, yaşadıkları pozitif deneyimleri 15, kötü deneyimleri ise 24 kişiyle paylaşıyorlardı. Sosyal medyadaki paylaşım trafiğiyle bugün özellikle küresel şirketler hakkındaki olumsuz yorumlar 500 milyon kişiye hızla ulaşıyor. Şirketler de yaşanan negatif durumları fırsata çevirmeye çalışıyorlar. Uzmanlara göre yeni dönemde müşterileri mutlu etmenin yolu hızlı karar almaktan, onları şaşırtmaktan ve beklemediği hizmetleri onlara sunmaktan geçiyor. Capital, Türkiye’nin müşteri memnuniyetinde başarılı şirketlerinin mutsuz müşterilerini nasıl mutlu ettiklerini araştırdı.
Unilever’in inovasyon çalışmalarını yöneten Berger, şirketin normal bir arabadan yarış arabasına dönüştüğünü söylüyor.
Diesel'in yaratıcısı Goldschmied, başarılı Türk markaları olduğunu ancak çoğunun alt seviyelerinde kaldığını söyledi.
Türkiye’de birçok şirket dikey büyüme yöntemi ile sektöründe sarsılmaz bir yer edinirken büyümede de rakip tanımıyor.
Ram Nidumolu, C.K. Prahalad ve M.R. Rangaswami, sürdürebilirliğe 5 yoldan ulaşıldığını düşünüyor.
SCHRAGE, yeni kitabı “Fikirlerin Ötesine Geçmek” ile şirketlere basit bir formül öneriyor.
Dondurma pazarı, yaz aylarıyla birlikte yeniden büyümeyi yakaladı.
Ali Taran, “Geleceği Tasarlamak” programında bol esprili, renkli bir konuşma yaptı.
Özilhan'ın liderliği, diğer yöneticilere ve şirket geneline gençlik ve canlılık aşılıyor.