Ekranlar, klavyeler ve ses tanıma sistemlerinin günlük hayatımıza hakim olduğu günümüz dijital dünyasında, el yazısı nostalji ve gelenek alanlarına itilmiş eski bir beceri gibi görünebilir. Ancak dijital iletişimin sunduğu kolaylık ve verimlilik bir yana, hayatımızın ilk dönemlerinde öğrendiğimiz el yazısı önemli bir beceri olmaya devam ediyor. Klavyelerin ve dokunmatik ekranların yaygınlığına rağmen elle yazma bilişsel gelişim, yaratıcılığın artırılması, bilginin akılda tutulması ve kişiler arası ilişkiler gibi konularda önemli faydalar sağlıyor.
BEYİN DEVREDE Mİ? Tokyo Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma el yazısının yaratıcı problem çözme için kritik olan beyindeki nöral bağlantıları klavyeyle yazmanın yapamayacağı şekilde harekete geçirdiğini gösterdi. Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Prof. Audrey Van Der Meer, çocukların beynindeki ağların bir ormanın içindeki küçük patikalara benzediğini, kullanım ve deneyimle bunların bilgiyi hızla ve verimli şekilde ileten otoyollara dönüştüğünü söylüyor. Çektikleri EEG (elektroensefalogram) görüntülerinde, el yazısı sırasında bütün beyin faal olduğu halde klavye kullanımı sırasında beynin çok küçük bir bölümünün faal olduğu saptanmış. Yapılan diğer araştırmalarda, klavyeyle not almada bilginin içeriğine bakılmaksızın düşünmeden olduğu gibi yazıldığı görülmüş. Buna karşılık elle not alanların önemli gördükleri noktaları kendi ifadeleriyle not aldıkları ve gerek anında gerek notlardan çalışarak sonradan yapılan testlerde klavye kullananlara göre akılda tutma ve öğrenmede çok daha başarılı oldukları ortaya çıkmış. Anlayarak not aldıkları için bu da çok şaşırtıcı değil.
KALEM KAĞIDIN KALICILIĞI Bir kalemi parmaklarımızın arasında tutmak, bir yüzeye bastırmak ve ellerimizi hareket ettirerek harf ve kelimeler oluşturmak karmaşık bir bilişsel ve motor beceri gerektiriyor ki bu da beynin bellek, dil ve yaratıcılıkla ilgili alanlarını harekete geçiriyor. Odaklanma, anlama, hatırlama ve öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Bir zamanlar kalem kağıt herhalde yok olacak derken akıllı telefon ve tabletlere yazmak için kalemler geliştirilmesi boşuna değil. Bunun tamamen zıt kutbunda Otter gibi klavyeyi de atarak sözlü iletişimi doğrudan yazıya çevirme uygulamaları var ki burada hiç devrede olmayan insanın aklında bir şey kalıyor mu merak konusu. Öte yandan gerek iş ortamında gerek özel yaşamda elle yazılmış bir notun sağladığı özgünlük ve içtenliği herhangi bir elektronik mesajın sağlaması çok zor. Sürekli bağlantıda olunan yorucu ve dikkat dağıtıcı ortamda kalem ve kağıdın sağladığı dinginlik ve huzur da ayrı. Giderek daha dijital hale gelen bir iş ortamında çalışırken el yazısı klavyelerin eşleşemeyeceği benzersiz avantajlar sunuyor: Gelişmiş yaratıcılık, bilgiyi akılda tutma ve kişisel dokunuşla daha güçlü kişisel bağlantılar… İleri görüşlü liderler, iş iletişiminin geleceğinin geleneksel araçları terk etmekle ilgili olmadığının, ancak bunları stratejik olarak nerede ve ne zaman kullanacağınızı bilmekle ilgili olduğunun farkında. Bir dahaki sefere not almak veya bir taslak hazırlamak için bilgisayarınıza veya tabletinize uzandığınızda, elle yazmanın sizin için daha faydalı olup olmayacağını düşünün. Yeniyi benimseme telaşımızda, elimizdeki bazı avantajları göz ardı etmemeliyiz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?