Sürdürülebilirlik, ESG, inovasyon

22.03.2023 11:38:450
Paylaş Tweet Paylaş
Sürdürülebilirlik, ESG, inovasyon

Çevre duyarlılığı yüz yılı aşkın bir süredir insanlığın gündeminde. Toplumdaki çevre bilinci, şirketleri de kendi uygulamalarını gözden geçirmeye ve çevreyi daha az kirleten, kaynak kullanan, daha az ve dönüştürülebilir atık üreten bir operasyona zorladı. Bu konularda gerçek bir gelişme göstermek yerine bir şeyler yapar görünmeyi tercih eden şirketler sayesinde “Yeşil Badanalama” kavramı literatüre girdi. 

ESG-YATIRIMCI GÖZLÜĞÜ

Zaman içinde şirketlerin kâr etmenin ötesinde başka amaçları da olması gerektiği anlayışının güçlenmesiyle çevrenin yanına sosyal ve yönetişim başlıkları da eklenerek “Sürdürülebilirlik” kavramı öne çıktı. Bu şekilde, konuyu önemseyen şirketlerde, daha sonra sürdürülebilirlik raporuna dönüşecek “üçlü raporlama” yaklaşımı benimsendi. Sürdürülebilirlik başlığının mercek altına alındığı bir ortamda şirket değerlemelerinin bir unsuru olarak ESG gündeme girdi. Bu noktada sürdürülebilirlik ile ESG arasındaki fark çok sorulan bir şey. İşin açıkçası bireylerin kafasındaki karışıklık özellikle yatırım tarafında bilinçli bir şekilde netleştirilmiyor denebilir. Ortada çok sayıda terim var. Ekoverimlilik, yeşil, temiz, uyumluluk, CSR, SRI, dejeneratif, net sıfır, net pozitif, döngüsel ekonomi bunlardan bazıları… Kısaca özetlemek gerekirse ESG dünyadaki çevre, sosyal ve yönetişim gelişmelerinin bir şirketi veya yatırımı nasıl etkileyebileceğine bakarken, sürdürülebilir yöntemler bir şirketin bu üç boyutta dünyayı nasıl etkileyeceğiyle ilgili. ESG değerlemeleriyle ilgili de tartışmalar var. Örneğin fosil yakıt üreten şirketlerin değerlemeleri elektrikli otomobil üreten bir şirketten daha iyi çıkabiliyor. Dolayısıyla bir şirketin ESG değerlemesi iyi ise sürdürülebilirlikte de iyidir demek gibi bir sonuç mümkün değil. Eğer kriterler doğru belirlenmişse belki dünyadaki çevresel ve sosyal etkilerle ilgili daha az risk almanızı sağlayabilir. 

İNOVASYONLA POZİTİF ETKİ 

İşin sürdürülebilirlik boyutuna odaklanırsak burada şirketlerin yaptığı samimi işler dünyayı daha yaşanabilir hale getirmeye destek olabilir, çünkü evrensel bilimsel standartlar var. Önemli olan yalnızca sosyal ve çevresel olumsuz durumlara düşmekten kurtulmak değil, pozitif etki yaratacak şeylere imza atabilmek ki bu da inovasyonla olabilir. Bu konuda en sevdiğim örneklerden biri global çimento şirketi Cemex’in Sosyal Etki Stratejisi çerçevesinde yaptığı ve Etki Komiteleri ile yürüttüğü Toplumsal Katkı Planları. 2000 yılında başlattıkları ve hala gelişerek devam eden “Patrimonio Hoy” programı düşük gelirli insanlara kredi ve teknik destek de vererek kendi evlerini yapmalarını sağlıyor. Programa başlarken Cemex bir “Cehalet Beyannamesi” yayınlayarak düşük gelirli kesime nasıl yaklaşabileceklerini bilmediklerini itiraf etmiş! Program 2004 yılında kârlı hale geçmiş ve bugüne kadar 1 milyon kişi yararlanmış. Bu aynı zamanda bir etki yatırımcılığı örneği. Sürdürülebilirlik taahhüdü kolay bir şey değil. Harvard Business School’a göre insanlığın iklim değişikliğiyle mücadele için önümüzdeki 30 yılda her yıl ortalama 3,5 trilyon dolar yatırım yapması gerekecek. Bu da dünya ve kârlılığı bir araya getirmenin neden zor olduğunu gösteriyor. Öte yandan problemlerle başa çıkmada çözümün anahtarı olduğu için inovasyon, sürdürülebilirlikten de ESG’den de daha öncelikli ve önemli.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz