Pandemi ekonomisi

4.05.2020 02:26:000
Paylaş Tweet Paylaş
Pandemi ekonomisi

Geçen yılın aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde başlayan Korona Virüs salgınından dünya ocak ayında haberdar olabildi. Çin’de böyle bir şeyin başlamış olması yeterince endişe verici iken, hastalanma ve ölüm vakalarının hızla artması ve salgının Güney Kore, Japonya, İran, İtalya gibi ülkelerde de ciddi boyutlara ulaşması korkuyu artırdı.

Tünelin ucundaki ışık 

Tabi böyle bir salgınla ilgili tahminler ve çözümler üretebilmek için geçmiş salgınlara bakılıyor. En kötü örnek dünyada 100 milyon kişiyi öldürdüğü tahmin edilen 1918 yılındaki İspanyol Gribi. Kuşkusuz o zamandan bu zamana köprünün altından çok su geçti. Olumlu tarafta, tıp çok ilerledi. Nitekim şu anda ABD’de Gilead Sciences ve Regeneron firmalarının daha önce geliştirdikleri Ebola ilacı Remdesivir ile, Lopinavir ve Ritonavir kombinasyonu antiretroviral HIV ilaçlarını COVID-19 için test ettiklerini biliyoruz. Çin de sıtma ilacı Chloroquine Fosfatı deniyor. Umarız bunlardan iyi sonuç alınır. Olumsuz tarafta ise hava taşımacılığı sayesinde dünya çok küçüldü. Dünyanın bir ucunda başlayan bir olay, saatler veya günler içinde, dünyanın öbür ucunu etkileyebiliyor.

Bu tip salgınlar bütün dünyayı etkilemeye başladığı noktada Pandemi adını alıyor. Pandemilerin insanları hasta etme etkisinin dışında global ekonomiyi hasta etme etkisi de var. Çin küresel ekonominin yüzde 19’unu oluşturuyor. Aynı zamanda dünyanın ikinci büyük ekonomisi. Çin aynı zamanda dünyanın üretim merkezi. Birçok şirket, hatta belki denilebilir ki üretim yapan şirketlerin büyük çoğunluğu, tedarik zincirlerini Çin’e yaslamış durumda. Güney Kore ve Japonya’yı da katarsak dünyanın yüksek teknoloji ürünleri ve ara mallarını büyük ölçüde bu üç ülke üretiyor. Bütün bunlar global tedarik zincirlerinde aksamalar olabileceğini gösteriyor. Örneğin Jaguar Land Rover Çin’den İngiltere’ye bavulla parça taşımaya başlamış. Öte yandan SARS deneyiminden Çin’de birçok fabrika işçisinin bu tip salgınlarda da çalışmaya devam ettikleri biliniyor. Bunun nedeni birçok çalışanın fabrika yatakhanelerinde kalması.

COVID-19’dan en büyük etkiyi Çin’in ekonomisi görecek gibi duruyor. 2003’de SARS salgını olduğunda Çin yüzde 10 büyürken, bugün yüzde 6 civarında. Finans sektörü de çok iyi durumda değil. Muhtemelen de Çinli küçük işletmeler en büyük zararı görecekler. SARS salgını sonucunda Çin’in zararı 14,8 milyar doları bulmuştu. Global GSH’nın da 33 milyar dolar azaldığı hesaplanmıştı. Çin’in göreceği en büyük zarar ise ticaret ortağı olarak güvenilirliğini kaybetmek olacak. Tedarik zincirlerinin sorgulanması ve desantralizasyon arayışlarının da Çin’in önemini azaltması beklenebilir.

ETKİLENECEK SEKTÖRLER

COVID-19’un gündemin başına oturması, Antarktika hariç her kıtaya yayılması ile oldu. Salgının yoğun olarak görüldüğü Çin, İran, İtalya, Güney Kore ve Japonya şiddetli tedbirler aldı. İtalya bütün ülkeyi karantinaya aldı. Spor karşılaşmalarını durdurdu. Seyahati engelledi. Okulları bir aylığına kapadı. Okulların kapanması ekonomiyi zannedildiğinden çok fazla etkileyen bir adım. Çünkü birçok sağlıklı aile de çocuklarına bakmak için işe gidemiyor. Brookings Institution’ın 2009 yılında yaptığı bir çalışmaya göre ABD’de orta dereceli okulların dört hafta kapanmasının maliyeti 47 milyar dolara çıkabiliyor.

Pandemilerde en çok ekonomik zarar, hastalığı tedavi ve önleme maliyetlerinden değil, insanların bulaşmayı önleme çabalarından geliyor. Etkilenecek sektörler havayolları, Cruise şirketleri, seyahat şirketleri, oteller başta olmak üzere seyahat ve turizm. Tabi buna ekonomisi turizme dayalı bölgeleri de katmak lazım. Mesela Yunan Adaları. İnsanların yaygın olarak bir arada bulundukları restoranlar, sinemalar, konserler, maçlar, kitle taşıma araçları, alışveriş merkezleri dahil her yer. Hammadde üreticileri, petrol üreten şirket ve ülkeler. Nitekim Çin’deki talebin ve uçak yakıtı satışlarının düşeceği beklentisi ile yüzde 20 gerilemişken buna bir de fiyat savaşları eklendi ve petrol neredeyse yarı fiyatına kadar geriledi.

Pandemiler kendi ekonomilerini de yaratıyor. Tabii ki ilaç şirketlerinin işi ve değerleri artıyor. Korunmaya dönük medikal malzeme, maske, el dezenfektanı satışları patlıyor. Evde kalma ile ilgili ürünler, eve servis, kurye hizmetleri, telekom hizmetleri, e-ticaret, ev eğlence ürünleri, mobil uygulamalar, gıda ürünleri satışları artıyor. Uzaktan çalışmaya dönük ürünler, sanal toplantı, kurumsal kısa mesaj ve proje takibi uygulamaları da büyüyen işler arasında. COVID-19’un önemli bir etkisi inovasyonu hızlandırmak olacak. Yeni teknolojilerin ve iş modellerinin benimsenmesi hızlanacak. Global değer zincirlerinin daha küçük parçalara bölünmesine ve desantralize olmasına da yol açacak. Yumurtalar artık bir sepete konmayacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz