Start up’lar, girişimciler tarafından, bir talep göreceğine
inandıkları inovatif ürün veya hizmetleri geliştirmek
üzere kurulan şirketler. Her girişimci, dünyanın ihtiyacı
olduğunu düşündüğü bir şeyi yaparak başarıya ulaşmayı
düşler. Ancak bu iyimserlik, gerçek hayatta her zaman karşılık
bulmaz.
Google, Facebook, Uber, AirBnb, Apple gibi şirketlerin nasıl
başarılı olduklarını analiz eden çok sayıda kitap ve makale
var. Bütün başarılı inovasyonlar geri dönülüp bakıldığında
çok mantıklı görünür. Başarılı olan şirketleri incelemek kadar
önemli bir iş de başarısız olanların neden başarısız olduklarını
incelemek. Böyle bir analizden start up’ların kendilerine birçok
ders çıkaracağı kesin. Pazar araştırma şirketi CB Insights, 2015
sonunda bu doğrultuda bir çalışma yaptı ve 135 başarısız start
up’ı inceledi. Başarısızlık genelde tek bir nedenden değil, birden
fazla nedenin biraraya gelmesinden kaynaklanıyor. Sorunlardan
bazıları da başka sorunların belirtileri olarak ortaya çıkıyor.
İŞ BİLGİSİ EKSİKLİĞİ
Start up’ların başarısız olmasının belki en önde gelen nedeni,
iş bilgilerinin olmaması. Bugün birçok yeni girişim, iyi niyetli
fakat konuyu bir işe dönüştürmekte ve bir şirket yönetmekte
deneyimsiz ve hazırlıksız insanlarca başlatılıyor. İyi bir aşçı olmak,
iyi bir restoran işletmecisi olacağınız anlamına gelmiyor.
Konu uzmanlığı ve bir alana duyulan ilgi, başarı için gerekli
fakat yeterli değil.
İş bilmemenin doğal bir sonucu, yeterli insanın istemediği,
pazarın ilgi duymadığı ürünlerin yapılıp ortaya salınması.
Bazı girişimciler kendinden o kadar emin ki bir müşteri değer
önermesi oluşturma ve bunu test etme gereğini duymuyorlar.
Start up’ların müşterinin yaşadığı bir problemi çözüyor olması
lazım. Sizin müşteri problemi gibi gördüğünüz bir şeyi müşteri
öyle görmüyorsa pazarı olmayan bir ürünü yapıyorsunuz demektir.
Amerikalı mucit Dean Kamen, kendini dengeleyen iki
tekerlekli taşıma aracı Segway’i geliştirdiğinde, onun şehir içi
insan taşımada devrim yaratacağını söylemişti. Ancak tüketiciler
böyle bir aracı benimsemedi. Geçen zaman içinde Segway, polis,
ordu, havaalanları, ambarlar, posta dağıtımı gibi özelleşmiş
kullanımlarda kendine bir yer buldu. Son olarak da Çinli bir
şirkete satıldı. Potansiyel kullanıcıların çözümü gereksiz bulması kadar, yetersiz veya değersiz bulması da bir start
up’ı başarısız hale getirebilir.
Bazı start up’ların eksik bıraktığı bir şey ise bir iş
modeli oluşturmadan işe kalkışmak. Gelir formülü
elbette zaman içinde gelişebilir, yeni kaynaklar
eklenebilir, başka yönlere dönülebilir, ama girişimcinin
işin en başından bir tasarımı olmalı. Google
başta kişisel bilgiler olmak üzere dünyanın bilgisini
toplamaya başladığında bunu paraya çevirebileceğini
biliyordu. Facebook’un global pazarlama lideri
Andrew McKeon, “Bizim bir modelimiz yok. Uçağı
uçuş sırasında inşa ediyoruz” derken de aslında iş
modelini sürekli geliştirmekten ve eklemeler yapmaktan
bahsediyordu. Yine iş modelinin bir parçası
olarak yeni ürün ve hizmetlerin pazarlanması da
ihmal edilebiliyor. Siz iyi bir ürün yaptığınız için
insanlar kapınızda kuyruk olacak diye bir şey yok!
Sizin ne yaptığınızı kim biliyor, bu önemli.
HARÇ BİTTİ YAPI PAYDOS
Start up başarısızlıklarında bir başka neden, paranın
bitmesi. Araştırmalar vakaların yüzde 29’unda
paranın bittiğini veya zararın sürdürülemez hale
geldiğini gösteriyor. İşin ilginci bu durum yalnızca
yetersiz fonlanan şirketlerde değil, aşırı fonlanan
ve dikkatsizce harcayan şirketlerde de geçerli.
Türkiye’de yakın zamanda faaliyetine son veren
TazeDirekt şirketinde de yatırımcısının ifadesine
göre sanırım böyle bir durum gelişmiş. Bu örnekte
yatırımcı-girişimci rollerinin karışması da etkili oldu
zannediyorum. Böyle durumlarda yatırımcının
başabaş noktasına kadar kolları sıvayıp işin içinde
olması lazım.
Yanlış ekiple başlamak da başarısızlığı getirebilen
başka bir faktör. Motivasyon, uzmanlık
veya paylaşılan bir vizyon olmaması kötü bir sonu
getirebilir. Facebook bunu aşabilmiş ve başlangıç
ekibinden farklı bir yapıda faaliyetine devam edebilmiş
bir örnek. Yine bir başka faktör de iyi bir fikri
mülkiyet koruması olmayan alanlarda her zaman
zengin ve kuvvetli bir rakibin çıkıp başarılı giden
bir işi rekabet dışı bırakması olasılığı. Özellikle internet üzerinde yapılan
işlerde bu risk her zaman var. Bu gibi konularda öncü olan şirket iyi
bir ekosistem oluşturabilirse taklidi engelleyebilir. Yemek Sepeti böyle
bir örnek.
Başarılı bir start up için teknik ve iş becerileri olan iyi bir ekiple
başlamak, gerçek bir müşteri sorununa çözüm bulmak, yeterli fonu
sağlamak ve dikkatli harcamak temel noktalar.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?