“AMERİKA’NIN KAYBEDECEK ÇOK ŞEYİ VAR”

2.11.2020 17:26:000
Paylaş Tweet Paylaş
“AMERİKA’NIN KAYBEDECEK ÇOK ŞEYİ VAR”


Eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, ABD başkanlığı yarışında bu yazın büyük bir kısmı boyunca Başkan Donald Trump’a göre anketlerde oldukça büyük bir liderlik elde etti. Son haftalardaysa anketler daha çekişmeli hale geldi. Bunun bir kısmı ABD’deki sağlık durumunun salgınla ilgili olarak düzelmesiyle alakalı. Bir kısmı ise baharda durma noktasına gelen ulusal ekonomiyi yeniden başlatmaktan gelen kaçınılmaz ekonomik ayağa kalkışla ilgili. Sosyal adaletsizlik hakkında yenilenen anlaşmazlıklar da etkisini sürdürüyor. Tüm bunlara karşın, anketlere göre Biden, 3 Kasım’daki seçimleri hala rahatça kazanacak olan favori aday… Tabii eğer seçimler adil olursa. Fakat olmayacak. Bu da durumu aslında yazı tura atmaya çeviriyor. ABD hiç böyle bir başkanlık yarışı görmedi.

Şu anki COVID-19 salgını hayatlarımızı altüst etti. Ayrıca ABD’nin oy verme şeklini ve bu oyların sayılma şeklini de altüst edecek. Seçimlere iki aydan az bir süre kala, oy verme alanları daha uzun sıralarla ve uygulanması gereken sosyal mesafe önlemleriyle gelecek olan lojistik zorluklar için hazırlanıyor.

Bir sonraki ABD başkanını seçmek için aslında elli tane ayrı seçim yapacak olan (ABD Seçmen Kurulu’ndan miras) elli eyaletin olması her zaman zorlu bir görev oldu.  Daha az zıtlıklar içeren politik ortamlarda bile, geçmişteki seçimler seçmenlerin baskılanması, seçim yönetimi hataları ve dış müdahaleler suçlamalarıyla bozuldu. Benzer suçlamalar 3 Kasım’daki seçimlerin öncesinde ve sonrasında da meydana gelecek.

Fakat bu sefer farklı olan şey bu suçlamaların ABD’nin şu an görevde bulunan ve durumu kendi lehine çevirebilmek için yangına körükle gidecek olan başkanı tarafından abartılacak olması. Trump için seçimlerin hileli olduğunu söylemek bir bahane değil, bir kampanya stratejisi.

Modern Amerikan tarihinde daha önce hiçbir zaman, görevdeki bir Amerikan başkanı kendi politik beklentileri için ABD’deki seçimlerin sonuçlarını gayrimeşruymuş gibi göstermeye çalışmadı. Trump’un son zamanlarda yaptığı saldırılardan belki de en korkunç ve doğrudan olanı ise postayla gönderilen oylar üzerine oldu. Bu oyların bir salgının ortasındayken daha önce hiç görülmeyen seviyelere ulaşması bekleniyor. Trump, durumunun bu olacağına dair hiçbir kanıt olmasa da postayla gönderilen oyların yaygın bir seçim hilesi için kullanılacağı korkusuyla ABD Posta Hizmetleri’ne fon sağlamak istemediğini kabul etti. Ağustosta Demokrasi Fonu ve UCLA Nationscape tarafından yayınlanan bir anket, her üç kayıtlı seçmen arasında birden fazla seçmenin bu seçim döneminde posta aracılığıyla oy verme niyetinde olduğunu ve Biden için oy verenlerin Trump’a oy verenlerin iki katından daha fazla bir oranda bu yolu seçmeye yatkın olduğunu gösteriyor. Trump, elbette ki bu oy verilerini görmüştür. Bu da postayla gönderilen oyların güvenilmez olduğunu kanıtlama çabasıyla yakın zamanda Kuzey Carolina’daki destekçilerine neden iki kere oy vermeleri konusunda çağrı yaptığını da açıklıyor (ki bu çağrı aslında net bir şekilde yasa dışı).

Adalet, sadece verilen her oyun kötü bir etki altında kalarak verilmediğinden ve oyların doğru şekilde sayıldığından emin olmakla değil, genel adalet anlayışıyla da ilgili. Trump’ın kendisinin kazandığını ilan etmeyen her seçim sonucunu şüpheli olarak gösterme niyetiyle de bardağı taşıran son noktayı geçmişiz gibi görünüyor.

Eğer seçim sonuçları herhangi bir şekilde yakın olursa, kaybeden taraf kendini hırsızlığa uğramış gibi hissedecek. Bu da ABD demokrasinin şu anda içinde bulunmaması gereken tehlikeli bir nokta. Geçtiğimiz birkaç ay, politik koridorun her iki tarafındaki Amerikalıların da doğru olduğuna inandıkları şeyler için sokaklara çıkmaya hazır olduklarını gösterdi. Eğer işler “oy vermek” gibi demokrasinin işleyişinin temeli olan bir konuya varırsa, yaygın politik şiddet potansiyeli gerçekleşmeye son derece yakın hale gelir.

Bu hile çabalarının Trump’ın yeniden seçilme şansı için ne kadar başarılı olacağını bilmiyoruz. Trump, şu anki anketlere dayanarak, kaybedecek fazla bir şeyinin olmadığını gittikçe daha fazla hissediyor. Fakat Amerika’nın kaybedecek çok şeyi var, bunlardan en önemlisi de demokrasiye olan inancı.

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz