G-sıfır düzeni kalıcı mı?

14.09.2017 11:42:000
Paylaş Tweet Paylaş
G-sıfır düzeni kalıcı mı?

onald Trump’ın ABD’yi iklimle ilgili Paris Anlaşması’ndan çıkarma kararı bizim artık bir “G-sıfır dünyasında” (yerçekimsiz bir yeryüzü ortamı) yani istikrarlı bir liderliği olmayan bir dünyada yaşadığımıza dair net bir sinyal göndermiş oldu. Peki bugün özgür dünyanın lideri kim? Elbette 1930’lardan bu yana uluslararası liderliğin ABD’nin çıkarına olduğuna inanmayan ilk ABD başkanı Trump değil. O, dünyayı bazen kavgacı bazen yardımsever de olsa bir topluluk olarak değil ama güçlü liderlerin tahakküm için diğerleriyle savaştığı bir arena olarak görüyor. Bu bakış açısı Trump’a şahsen fevkalade cazip geliyor ve o kendi taraftarlarının da bunu çok sevdiğini gayet iyi biliyor. 

DÜNYAYA İSTİKRARSIZLIK HAKİM 

Peki şimdi özgür dünyaya Avrupalılar mı liderlik yapıyor? Tam olarak değil. Transatlantik ittifakın uzunca süredir kademe kademe içi boşaltılıyor. Trump’ın seçilmesi de Almanya’nın Angela Merkel’i gibi eski ve Fransa’nın Emmanuel Macron gibi yeni kurt liderleri yeni strateji arayışına itti. Amerikalılar artık NATO’ya kuşkuyla bakıyor, İngilizler AB’den ayrılıyor ve ABkarşıtı siyasi partiler henüz seçimleri kazanamasa da ciddi kazanımlar elde etmeye devam ediyor. Orta Doğu’da da taşlar yerinden oynuyor. Trump’ın Obama’ya kıyasla Rusya’nın Putin’i, Türkiye’nin Erdoğan’ı ve İsrail’in Netanyahu’su ile çok daha iyi ilişkileri olabilir. Ancak bu durum halen istikrarsız olan bir bölgeye yeni bir düzen getirmez. Suriye’deki savaş alanlarında ABD, Rusya, İran, Türkiye, Suudi Arabistan ve İsrail’in her birinin belirgin şekilde farklı çıkarları var ve hiçbiri kendi talebini dayatacak kadar güçlü değil. ISIS bundan sonra terk ettiği alandan çok azını kaybedecek, ancak takipçilerine, taklitçilerine ve duygusal olarak dengesiz olanlara ilham vermek için yeni medya araçlarından faydalanmaya devam edecek. G-sıfırın temel terörizm sorunu artık dünyanın istihbarat örgütleri arasında bilgi paylaşımı gereksinimi değil ama karşılıklı şüphedir. Üstelik bu aynı zamanda günümüz siber uzayının tanımlayıcı özelliğidir. G-sıfır başka hiçbir yerde bu kadar net görülmemektedir. 

TİCARETİN LİDERİ VAR MI? 

Serbest ticaret standardının arkasında artık kim duruyor? Onun uzunca bir zamandır savunucusu olan ABD, bugün Pasifik’in her iki tarafındaki büyük ekonomileri aynı hizaya getirebilecek tarihi boyutta bir anlaşma olan Transpasifik Ortaklık Anlaşması’ndan (TPPA) çıkıyor. Japonya Başbakanı Shinzo Abe elinden geleni yapmasına rağmen ABD en azından Trump başkan olarak kaldığı müddetçe bu anlaşmanın dışında kalacakmış gibi görünüyor. Demokratların Hillary Clinton’ı (isteksizce) ve Bernie Sanders’ın da (kararlılıkla) bu anlaşmaya karşı çıktığını unutmamak gerek. Trump ayrıca Kanada ve Meksika ile olan Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın da yeniden yazılmasını istediğini net bir şekilde ifade etmişti. Avrupa ile mega bir anlaşma olan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı da artık pek çok ülkede muhalefetin ağırlığı altında son nefesini vermek üzere. Bu arada başta Kanada’nın AB ile yaptığı yeni anlaşma gibi halen gerçekten iddialı ve çok taraflı bazı ticaret anlaşmaları da şekillenmiyor değil. Ancak bunlar birer istisna. Peki ticaretin yeni lideri Çin mi? Pek sayılmaz. Başkan Xi Jinping bu yılın başlarında Davos’ta yapılan Dünya Ekonomi Forumu’nda global ticaretin artırılmasını savunan demeçleriyle manşetlerden inmemişti. Ancak 10 Asyalı ülke artı Avustralya, Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda’nın katılımıyla oluşturulan bir anlaşma olan Çin liderliğindeki Bölgesel Kapsayıcı Ekonomik Ortaklık (RCEP) çok daha iddialı olan TPPA ile kıyaslandığında pazar entegrasyonu bakımından oldukça hafif kalıyor. 

KÜRESEL SORUNLAR ARTIYOR

 Bir de Çin’in Asya ile Avrupa arasında yeni ticaret yolları yaratmak için devasa miktarda yatırımı Güney Asya ve Orta Asya’ya kaydırmaya yönelik muazzam ihtiraslı bir plan olan “Bir Kuşak Bir Yol” projesi var. Bu proje eğer akıllıca hayata geçirilebilirse Çin, AB ve onların arasındaki pek çok yoksul ülke için tarihi bir ekonomik büyüme yaratabilir. Maalesef ki burada parayla politik değil de ekonomik nedenlerle yatırım yapılmasının hiçbir garantisi yok. Yozlaşmışlık ve beceriksizlik ilerlemeyi geciktirebilir ve siyasi çatışmalar yaratabilir. Bugün Çin güvenlik sorunları hakkında güvenilir bir liderlik sunamıyor. Çin ve ABD birlikte Kuzey Kore meselesini çözme becerisine sahip değiller. Kısacası küresel boyutta savaşa neden olabilecek sıcak noktaların ve sınırları olmayan sorunların sayısı artmaya devam edecek. Henüz ortada sorunları çözmek için hiçbir plan yok. Şimdilik G-sıfır düzeni kalıcıymış gibi görünüyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz