Şanslı Putin

25.10.2016 12:46:540
Paylaş Tweet Paylaş
Şanslı Putin
Bazı liderler doğuştan şanslıdır. Bazıları kendi şansını kendi yaratır ve Vladimir Putin gibi diğerleri ise karşısına çıkan hiçbir fırsatı kaçırmaz. Rusya devlet başkanı son yaşanan bir dizi uluslararası talihli olayı bizzat kendisi yaratmış olmayabilir, ancak hiç şüphe yok ki bu olaylardan faydalanmanın yaratıcı yeni yollarını bulmakta benzersiz bir başarı gösteren politik bir fırsatçıdır. ABD’de bazıları, arkalarında devlet desteği olan Rus bilgisayar korsanlarını Demokratik Ulusal Komite ve belki de Hillary Clinton’ın başkanlık kampanyasıyla ilgili yazışmaları çalmakla itham ediyor. Bu suçlamayı onaylamaya veya yalanlamaya çalışmayı uzmanlara bırakıyorum, ancak Kremlin’in Amerika’nın sırlarını bilmesine ve ABD’deki başkanlık seçimlerini manipüle etmekte faydalanmasına yönelik korkular hiç kuşkusuz ki Putin’i gülümsetiyordur. İTİMATSIZLIK VAR
Cumhuriyetçi aday Trump’ın içten içe NATO’nun altını oymaya çalıştığı ve Rusya’nın Kırım’ı ilhakını haklı bulduğu ve ayrıca Trump’ın kampanya yöneticisinin de bir zamanlar Ukraynalı Devlet Başkanı Viktor Yanukovych yani Putin’in Kiev’deki adamı olarak görülen politikacı için çalıştığı doğrudur. Bunun dışında Putin’in o zamanlar dışişleri bakanı olan Clinton’ı 2011 yılında Moskova’da kendisine karşı düzenlenen protesto gösterilerini kışkırtmakla suçladığı da doğrudur. Bilgisayar korsanlığı işi ne kadar doğru olursa olsun Trump’ın başkan olma şansı neredeyse yok denecek kadar az. Ancak Amerika’nın Sovyet Cumhuriyetleri ve bazen de Moskova içinde yıllardır politik kargaşaları kışkırttığından kaynaklanan itimatsızlık, Putin’e bu yılki ABD seçimlerinde onun şüphelenilen destekçi rolünün yarattığı endişelerden keyif alması için bolca neden sunuyor. Putin’in şansı ABD sınırlarını da aşıyor. Beyaz Saray’ın işkillenmesine rağmen Rusya Devlet Başkanı, Obama yönetiminden Suriye’deki iç savaşın sona erdirilmesi için yürütülen ortak çabalarda ciddi tavizler koparmış durumda. ABD ve Rus hükümetleri Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın geleceği hakkında uzunca bir süredir farklı düşünüyor. Amerikalılar onun bir savaş suçlusu olduğunu ve gitmesi gerektiğini söylerken Ruslar ise Esad’ın bu bölgede Moskova’nın en güvenilir dostu olması ve Rusya’ya Sovyet nüfuz alanı dışında tek liman sunuyor olması nedeniyle onu destekliyorlar. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, geçen temmuz ayında çok fazla detay vermeksizin Esad’ı hedef alan Suudi destekli Nusra Cephesi’ne yapılacak ABD-Rus askeri saldırılarını koordine etmek üzere geçici bir anlaşmaya varıldığını duyurmuştu. ABD aslında Esad’ın gitmesi yönündeki talebinden vazgeçmiyor. Ancak Suriye’de huzuru sağlamanın ve IŞİD’e karşı savaşa yardımcı olmanın karşılığında ABD Rusya’ya Esad’ın hayatta kamasına yönelik en büyük tehdide karşı saldırması için destek olacak. Daha da önemlisi bu değişikliğin Rusya’nın Ortadoğu’daki askeri rolüne Batı onaylı bir meşruiyet kazandırması.
RÜZGAR RUSYA’DAN YANA
Putin’in elini rahatlatan bir başka konu da bu yaz yapılan Brexit oylamasının muhtemelen Rusya’ya uygulanan Avrupalı müeyyideleri ve Putin’in Ukrayna’daki manipülasyonlarından kaynaklanan gerilimleri hafifletecek olması. AB’deki Rusya karşıtı en güçlü ses oldum olası İngiltere’den çıkar ve şimdi Rusya kendine çok daha fazla güvenerek gittikçe ayrışma riski artan AB’ye bir alternatif olarak Putin’in Avrasya Gümrük Birliği projesini dile getirebilecek. Bu, Putin’in evinde Avrupa’nın geleceğinin pek de parlak olmadığını iddia etmesine de yardımcı olacak. Türkiye’deki başarısız darbe girişimi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ardından iç düşmanlara uyguladığı yasaklamalar da Putin’in ekmeğine yağ sürüyor. Recep Tayyip Erdoğan şimdi ölüm cezasının geri getirilebileceğini söylüyor. Avrupalı liderler böylesi bir girişimin Türkiye’nin AB’ye katılma yönündeki ebedi girişimini baltalayacağı düşüncesinde. Batılıların eleştirilerinden bıkan ve onların kendi hükümetiyle ilgili niyetlerinden şüphelenen Erdoğan daha şimdiden yüzünü stratejik bir öneme sahip ve kendisinin ekonomik ve politik desteğine muhtaç olan bir NATO üyesini kazanmaktan son derece hoşnut kalan Putin’e dönüyor. Çin’in de elini Rusya’ya uzatması için nedeni var. Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki kıta sahanlığını tanımayı reddeden bir Batılı hakemlik mahkemesinin geçenlerde aldığı karara kızgın olan Pekin, o bölgede ortak bir deniz tatbikatı yapmak için Rusya’ya davet gönderdi. Genelde bu iki hükümet birbirleriyle işbirliği yapmaktan çok rekabet ediyor. Ancak onlar AB ve ABD ile olan ilişkiler ekşidiğinde birbirlerini kollamayı sürdürebilirler ve bunu yapacaklardır da… Rusya’nın önünde halen yığınla sorun var. Örneğin petrol fiyatları yakın gelecekte yukarı gitmeyecek. Bu ülke kendi ekonomisini modernleştirmiyor ve güvenilir uluslararası dostları ise parmakla sayılacak kadar az. Ancak şimdilik işler Putin’in istediği gibi gidiyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz