Yeni dönem ne getirecek?

16.01.2019 11:33:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeni dönem ne getirecek?

Donald Trump döneminde ABD’de yapılan ilk ulusal seçimler kasım ayında tamamlandı. Beklendiği üzere Demokratlar, Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirerek siyaset dengesini Trump’ın partisi aleyhine değiştirdi. Başkan’ın Cumhuriyetçi Partisi ABD Senatosu’ndaki çoğunluğunu daha da artırdı, ancak Demokratlar iki yıl sonra ilk defa gerçek güce kavuştu. Seçmenler 2010 yılında Barack Obama’nın Demokratlar’ına sırt çevirmişti. Bu sonuç başkanın ve onun partisinin net bir şekilde gözden düştüğü anlamına gelmiyor, ancak buna rağmen çok önemli. Trump seçmenlerini ve medyayı bu seçimleri kendisinin Beyaz Saray’daki performansına yönelik bir halk oylamasıymış gibi görmeye ikna etme konusunda oldukça fazla çaba gösterdi. Sonuçta her iki partiye de uzak duran çok sayıda seçmenin kitleler halinde ona karşı oy kullandığı anlaşılıyor.

Peki Başkan Trump buradan nereye gider? Washington’daki bu yeni gerçeklik onun dış politikasını nasıl etkiler? Öncelikle Trump muhalefet partisinden yükselecek müthiş bir politik baskıyla yüzleşecek. Demokratların ellerine Meclis’teki çoğunluklarıyla birlikte başkanı soruşturma hakkı geçecek. Beyaz Saray’a ulaşabilecek ve belki de Trump’ı çok utandıracak kişisel bilgilere erişebilecekler. Onun yönetimindeki kişileri hatta ailesini bile yeminli ifadeye davet edebilecekler.

Demokratların üzerinde başkanın görevden alınması için de baskılar olacak. Demokratlar büyük bir ihtimalle Özel Federal Savcı Robert Mueller’in Trump’ın 2016 başkanlık kampanyası ve Rus hükümeti arasındaki olası suç işlemeye yönelik komplo ile Trump’ın bu soruşturma sırasında adaleti engelleme olasılığı hakkındaki raporunu hazırlayıncaya kadar bekleyecek.

Başkan Trump tüm bu baskılara ve eleştirilere imza şerhiyle tepki verecektir. Ayrıca sürdürdüğü politik maçoluk sergileme içgüdüsü onu yabancı düşmanlar arayışına girmeye yönlendirebilir. Bu rol için en muhtemel adaylar arasında İran, Meksika ve Çin var. Trump ABD’nin Avrupa ve diğer yerlerdeki en geleneksel müttefikleriyle bile kavgacı olmaya devam edecektir.

Trump’ın saldırgan dış politikası için İran çoktan popüler bir hedef oldu bile. Trump’ın İran ile sadece kendi imza yetkisiyle nükleer anlaşma yapan Obama’dan kendini farklı gösterme arzusu yaklaşmakta olan 2020 yılı seçimleri için de tekrarlanan bir senaryo olacak.

Trump’ın her zaman eleştiri bombardımanına tuttuğu bir diğer ülke de Meksika. Kanada ve Meksika ile yapılmış Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (NAFTA) yerini yeni USMCA anlaşmasının almasıyla bariz bir çekişme konusu ortadan kalkmış oldu. Ancak Trump yasa dışı göçün kendisine sağladığı kamuoyu desteği sayesinde Meksika’da iktidara yeni gelen Andres Manuel Lopez Obrador hükümetinin hop oturup hop kalkacağından çok emin.

Kuzey Kore’nin Trump’ın sıkıştırmalarından kaçma ihtimali çok daha yüksek. Trump nükleer silahların yok edilmesi müzakerelerinde ilerleme sağlamak için Kim Jong-un’u tavizler vermeye zorlayacak uyarılarda bulunabilir. Ancak Trump Obama’nın İran ile ABD arasındaki ilişkilere sahip çıktığı kadar kendisinin de Kuzey Kore’nin silahsızlandırılmasıyla ilgili kendi çabalarına da o kadar sahip çıkması gerektiğine inanıyor. Trump gelecek seçimlere taşıyabileceği bir başarılar listesi oluşturmaya çalıştığından burada bir başarısızlığı kabullenmek söz konusu olamaz.

Son olarak, Trump ve Çin Başkanı Xi Jinping her ne kadar farazi anlaşmalardan bahsedip duruyor olsalar da Trump yönetiminin Çin’le olan ticari anlaşmazlıkları gelecek yıl da sürdürme ihtimali yüksek. Bunlardan en önemlilerinden biri de politik anlamda önemli olan imalatçı eyaletlerdeki seçmenleri kendisinin Çin’i ticari tavizler vereceğine ikna etmek zorunda olması. Ayrıca pek çok mesele konusunda Pekin’e karşı daha sert bir yol izlenmesi gerektiğine dair Washington’da bir mutabakata da varılmak üzere.

Bu arada Çin pekala Trump’ın iktidardan düşmesini bekleyebilir. Kim Jong-un daha şimdiden diğer hükümetlere önümüzdeki iki yıl boyunca Trump’ın baskılarının nasıl savuşturulacağını çok güzel göstermiş durumda: Gülümseyerek, masaya ilkeli anlaşmalar getirerek, ABD ile müzakereleri koparmayarak ve Trump’ın 2020 yılındaki mağlubiyetini bekleyerek. Ancak Trump’ın etrafındaki yetenekli insanları da hafife almamak gerek ve içinde Obama’nın da olduğu birçok ABD başkanı bazen orta vadeli yenilgilerden kolaylıkla sıyrılarak yeniden seçilmeyi başarabilmişti.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz